Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/921 E. 2018/128 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/921 Esas
KARAR NO : 2018/128

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/08/2017
KARAR TARİHİ : 15/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirket, 14.11.2012 tarihinde dava dışı —- San. ve Tic. A.Ş. ile arasında 12.1.2012 başlangıç ve 14.01.2013 bitiş tarihli ve — numaralı “Işık İşyeri Paket Sigorta Poliçesi” akdedildiğini, 24.08.2012 tarihinde müvekkilin sigortalısının iş yerinde depo bölümünün tavanından aşırı şiddette su sesi gelmesi üzerine depo bölümüne bakıldığında deponun tavanından aşırı halde yağmurlama şeklinde su akmakta olduğu görüldüğünü, diğer mağazalarda da benzer sorunun oluştuğu görülünce AVM Yönetiminin yönlendirdiği teknik personeller gelip kendileri ile birlikte 4 ayrı işyerinin tavanından su akma nedenini tespit edinceye kadar depo tavanından akan sular depodaki ürünlerin tamamına yakınını ıslandırdığı gibi, depo kapı altından mağaza kısmına sirayet edip mağazanın zemini de su ile dolduğunu, 31.01.2013 tarihli Dahili Su Zararı Ekspertiz Raporu’nda; tespit edilen toplam zarar tutarının 9.787,52 TL” şeklinde değerlendirme yapıldığını, müvekkil şirket, sigortalısı —- San. ve Tic. A.Ş’ye Dahili Su Zararı Ekspertiz Raporu ile tespit edilen 9.788,00 TL tutarındaki zararını sigortalıya ödendiğini, bunun üzerine müvekkil şirket, hasara sebebiyet veren davalı-borçluya gönderdiği 09.04.2013 tarihli ihtarname ile 9.788,00 TL’nin en geç 7 gün içerisinde kendisine ödenmesini talep etmişse de davalı-borçlu tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı-borçlu aleyhine İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü — Esas sayılı dosya ile takip başlatıldığını, davalı-borçlu bu kez takibe itiraz etmiş ve icra takibi durdurulduğunu, davalı-borçlunun icra takibine yaptığı itiraz haksız olup itirazın iptalini ve takibe konu alacak miktarı likit bir alacak olduğundan haksız itiraz eden davalı-borçlunun alacak miktarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket tarafınadan kira sözleşmesinde — San. Ve Tic. A.Ş. İle aralarında olduğunu, davanın ihbarı gerektiğini, davacı tarafın haksız ve mesnetsiz dava ikame ettiğini, davacının taleplerinin haksız, yersiz, mesnetsiz ve zaman aşımına uğradığını, davanın usulden reddi gerektiğini, davanın esasdan reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, işyeri paket sigorta poliçesi kapsamında ödenen bedelin rücuen takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.3.1944 Tarih E.37, K.9, RG.3.7.1944 sayılı kararında;”Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı, sigorta şirketi olup davalıdan rücuen tazminat talebinin nedeni, davalı ile davacının sigortalısı arasındaki kira ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun sulh hukuk mahkemelerinin görevi başlıklı 4/(1-a) hükmü: “Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın;Kiralanan taşınmazların,9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler” şeklindedir.
Davanın, 6100 sayılı Kanunu’nun yürürlük tarihinden sonra açılmış olması ve yukarıda belirtilen yasa hükmüne göre kira ilişkisine dayalı uyuşmazlıklarda sulh hukuk mahkemesinin görevli olması nedenleriyle açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (aynı nitelikte Y. 17. H.D. 2015/1162-2017/10161 E-K sayılı ilamı).
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli İ.A.A Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına , (ihtarat yapıldı)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2018