Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/882 E. 2018/114 K. 13.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/882 Esas
KARAR NO : 2018/114

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/08/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin emekli PTT şefi olduğunu, — il merkezinde ikamet ettiğini, 02/03/2016 tarihinde —poliçe ile —sigortası ile ev eşyalarını sigortalattığını, müvekkilinin sigorta primlerini ödediğini, 14/03/2016 tarihinde 5442 sayılı il idaresi yasağı çevresinde —Valiliği tarafından il merkezinde meydana gelen terör olayı nedeni ile müvekkilinin evinde zarar meydana geldiğini, sigorta şirketinin mezkur olaydan dolayı zararını tazmin etmeyeceğini bildirdiğini, bu nedenlerle fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin oluşan zararının tazminini karşılamak amacı ile 77.000,00 TL lik kısmını sigorta şirketinden zarar tarihinden itibaren banka reeskont faizi oranında faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Sigorta Poliçesi yaptırıldığı tarihte, bölgede sokağa çıkma yasağı mevcut olduğunu, poliçe yaptırılırken zaten riskin gerçekleşeceği bilinebilir hale gelindiğini, patlamalar olmakta, binaların zarar göreceği bilindiğini, zararın gerçekleşeceği bilinerek poliçe yaptırıldığını, sigorta süresi içinde zararın gerçekleşeceği “kesin” ise o sigorta geçerli olmayacağını, sigorta bir rizikoya karşı yapılır ve riziko da “gerçekleşip gerçekleşmeyeceği bilinmeyen oldular” olduğunu, dava konusu zararın gerçekleşeceği bilinmekte olduğundan poliçenin geçersiz olduğunu, sigorta tekniğine göre, gerçekleşen riziko ani ve beklenmedik olması şartını olması gerektiğini, her halükarda müvekkil şirketin poliçeden kaynaklı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının yaptığı bir başvuru bulunup bulunmadığı ve yapılan bir ödeme olup olmadığından sorulması için Içişleri Bakanlığı ve —-‘ne müzekkere yazılmasına; ödeme olduğu anlaşıldığında kötüniyetli ve mükerrer talepleri içeren davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, konut sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, davalının sigortaladığı konutta terör nedeniyle meydana gelen zararın konut sigortası poliçesi kapsamında davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir. Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı davacı ile yaptığı konut sigorta sözleşmesidir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler gereğince somut olayda davanın görülmesinde tüketici mahkemeleri görevli olduğu değerlendirilmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur (Y. 17. HD 2016/12624-2016/11308 E-K sayılı ilamı).

H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeni ile HMK 114/1-c delaletiyle 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden REDDİNE,
2-HMK 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi hususunda mahkememizden talep edilmesi halinde dosyanın görevli İ.A.A Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, bu süre içerisinde müracaat edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına , (ihtarat yapıldı)
3-Yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemesince değerlendirilmesine,
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı asilin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/02/2018