Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/863 E. 2018/963 K. 15.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR
(USULDEN RED)
ESAS NO : 2017/863 Esas
KARAR NO : 2018/963

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 01/08/2017
KARAR TARİHİ : 15/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili …’in 30/04/2009 günü davalı şirkete sigortalı……… plaka sayılı aracın seyir halinde yapmış olduğu kaza nedeniyle ağır bir biçimde yaralandığını, müvekkilinde geçici-kalıcı maluliyet söz konusu olduğunu, müvekkilinin bir kusuru olmadığını, davalı … şirketinin sorumlu olduğunu, kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi uygulanmak suretiyle şimdilik 100,00 TL bakıcı gideri, 100,00 TL maddi tazminat olmak üzere 200,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın talebinin zamanaşımına uğradığını, davaya konu ……plakalı aracın şirketleri nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında indirime tabi olduğunu, daha öncede meydana gelen bu kaza neticesinde maddi tazminat istemi ile İzmir ……. asliye Ticaret Mahkemesi 2016/842 esas sayılı dosyası ile müvekkili şirkete dava açıldığını, bu davada sulh olduklarını, müvekkil şirketin davacıya 48.342,00 TL ödeme yaptığını ve davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğini, bakıcı giderlerinin maddi tazminat kapsamında değerlendirileceğini, bu sebeple söz konusu işbu davadaki bakıcı giderlerinin müvekkili şirket tarafından başvuru sahibine yapılan ödeme kapsamında yer aldığını, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin poliçe teminatına dahil olmadığını, müvekkil şirket tarafından ödenebilecek tüm tazminat bedelinin davacıya ödenmiş olması ve imzalanan ibraname nazara alınarak davanın doğrudan reddine, mahkeme aksi kanaatte ise aktüer aracılığıyla kusur ve tazminat miktarının tespitini talep etmiştir.
DAVANIN TESPİTİ, KESİN HÜKME İLİŞKİN DAVA ŞARTININ İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici ve kalıcı iş gücü kaybı ile bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde davalı vekilinin cevap dilekçesinde zamanaşımı defiinde bulunduğu görülmüştür.
Müsnet olayda, kaza 30.04.2009 tarihinde meydana gelmiş olup, işbu dava 01/08/2017 tarihinde açılmıştır.
TBK’nin 72/1. Maddesine göre tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.
Yine Yargıtay uygulamasına göre bu tür davalarda ceza zamanaşımı süresinin geçerli olduğu, buna göre TBK.’nin 72/1 f.-2. cümle maddesi gereğince zarara yol açan eylemin aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu (uzamış) ceza zamanaşımı süresi olduğu bilinmektedir.
Buna göre olaydaki eylemin 5237 s. TCK’nin 89/1, 89/2. Maddesindeki taksirle yaralama suçunun oluşturduğu, bu suçun cezasının üst sınırının 2 yıl hapis veya adli para cezası olduğu, buna göre suçun ceza zamanaşımının 5237 s. TCK.’nin 66/1-e. maddesi uyarınca 8 yıl olduğu, kaza tarihine göre ceza zamanaşımı süresinin 01.05.2017 tarihinde dolmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar uzamış zamanaşımı süresinden kastın TCK’nin 66. Maddesindeki ceza zamanaşımı süresi olduğu düşünülebilir ise de, TCK’nin 67. Maddesindeki uzamış zamanaşımı süresinin hukuk mahkemelerinde uygulanamayacağı, hukuk mahkemelerinde uygulanacak olan uzamış zamanaşımı süresinden kastın ceza zamanaşımı süresi olduğu, nitekim yüksek Yargıtay ….. Hukuk Dairesinin 2013/15710 esas, 2015/5032 karar sayılı, yine aynı Yüksek Dairenin …. esas,… karar sayılı ilamının ve yine aynı yüksek Dairenin 2015/4652 Esas, 2017/11662 Karar sayılı ilamlarında da bu hususun açıklandığı anlaşılmıştır.
Yine, her ne kadar davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde zamanaşımı süresinin on yıl olduğunu ileri sürmüş ise de, dilekçesinde belirttiği eski Borçlar Kanunun 125. Maddesi (yeni TBK 146. Madde)’nin ve cevaba cevap dilekçesinde belirtilen yüksek Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 2012/14294 esas, 2013/14745 karar sayılı ilamındaki olayın işbu dava ile ilgisi ve benzerliği bulunmayıp, işbu davaya uygulanacak olan kanun maddesi TBK’nin 72. Maddesi ve zamanaşımıyla ilgili emsal kararlar da yukarıda belirtilen Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2013/15710 esas, 2015/5032 karar sayılı, yine aynı yüksek Dairenin 2016/13175 esas, 2017/10418 karar sayılı ilamının ve yine aynı yüksek Dairenin 2015/4652 esas, 2017/11662 karar sayılı ilamlarıdır.
Tüm bu nedenlerle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Aynı davanın daha önce kesin hükme bağlanmış olması ve bu nedenle dava şartı noksanlığı bulunması nedeni ile HMK.nun 114/1-i ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden red olunan dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı lehine takdir olunan 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.