Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/839 E. 2018/21 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/839 Esas
KARAR NO : 2018/21
L

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin fazlaya dair alacak hakkı saklı kalmak kaydıyla 41.000,00 EURO alacağının fiili ödeme günündeki T.C. Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden Türk Lirası olarak tahsili ve alacağa TTK 1560. Maddesi gereği hesaplanacak avans faizi yürütülmesini, müvekkilinin şirket ile davalı arasında 16/06/2014 tarihli sözleşme yaptığını, sözleşmenin konusu, ….’nin —- Suyu —- İşletmesinde ambalajlı su üretim programında kullanılmak üzere —-%95 hat sonu kapasiteli tam otomatik su dolum hattı yapılması, hattın kurulumu ve mekanik işi olduğunu, işin bedelinin 409.956,8O-EURO işin süresinin avans ödemesini müteakip 14 hafta içerisinde tamamlanacağını, ödemenin, %50’si avans sipariş ile verildiğini, %40’ı nakliyeden önce ( müteaahhit fabrikasında test edilmesinin akabinde %10’u montajın akabinde fabrikadaki performans testlerinin tamamlanması ile birlikte ödeneceğini, davalı şirket, müvekkil şirket sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmesine karşın, %10’luk son ödeme tutarı olan 40.995,68 EURO borcunu ödemediğini, müvekkil şirket tamamladığı işi nedeniyle davalıya ; 09/08/2014 tarih, — sıra nolu ve 1.176.821,60-TL. miktarlı faturayı ve, 18/08/2014 tarih, —- sıra nolu ve 228.832,64-TL. miktarlı faturayı düzenlendiğini, faturalar davalıya teslim edildiğini, davalının fatura içeriklerine yönelik herhangi bir itirazı ya da tamamlanan imalat ve işle ilgili herhangi bir ihtirazı kaydı olmadığını, müvekkil şirket müteaddit defalar, davalıdan alacağını talep etmesine karşın, alâcağı ödenmediğini, davalı en son, müvekkil şirkete olan borcundan kurtulmak amacıyla, işin montaj ve teslim tarihi olan 22/08/2014 tarihinden 25,5 ( Yirmibeşbuçuk) ay sonrasına sözleşmenin 8. Maddesindeki cezai şarta istinaden açıklamasıyla 05/10/2016 tarih, —- seri ve sıra nolu ve 48.380,00-EURO bedelli fatura düzenleyerek müvekkil şirkete gönderdiğini, müvekkil şirket, kendisine gönderilen faturayı 17/01/2017 tarihinde teslim almış, imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olarak düzenlenen fatura ve içeriğine itiraz ederek, faturayı Bakırköy—-Noterliği’nin., 17/10/2017 tarih ve — yevmiyesi ile davalıya iade etmiştir. Aynı ihtarname ile de davalıdan olan 41.000-Euro alacağının ödenmesini istemiştir. Aynı zamanda sözkonusu fatura, taraflarca imzalanan sözleşme şartlarına da aykırı olduğundan hukuken geçerli kabul edilmesi zaten mümkün olmadığını, müvekkil şirketin davalıdan olan fazlaya dair alacak hakkı saklı kalmak kaydıyla 40.995,68 EURO alacağı olduğunu, davalının müvekkil şirkete olan borçtan kurtulmak amacıyla başvurduğu yöntem hukuken mesnetsiz olduğunu, davanın kabulü ile müvekkil şirketin davalıdan olan 41.000,00 EURO alacağının (Türk Lirası Karşılığı: “1 Euro= 3.9508-TL.dir.” 3.9508 x 41.000,00 = 161.982,80-TL.) fiili ödeme günündeki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının Efektif Satış Kuru üzerinde Türk Lirası olarak tahsiline, TTK. 1530 hükmü gereğince 18/10/2014 tarihinden itibaren asıl alacağa kamu bankalarınca bildirilen merkez bankası azami mevduat faiz oranın uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket ile davacı/karşı davalı “—–San. Ve Dış Tic. Ltd.Şti.” (buradan itibaren kısaca “—-” olarak anılacaktır. ) arasında 16.06.2014 tarihinde Müvekkil şirketin “— Kaynak Suyu —- Tesisinde” yapılacak —- %95’i hat sonu kapasiteli tam otomatik su dolum hattı yapılması “(i) tesis edilmesi, (ii) montajının yapılması ve (iii) devreye alınmasına” ilişkin bir sözleşme akdedildiğini, basiretli bir tacir olarak kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkil Şirket, Sözleşme başlangıcında sözleşme bedeli olan 409.956,80 EURO’ nun %50’sini avans olarak sipariş ile; sözleşme bedelinin %40’ını nakliye öncesinde ve sözleşme bedelinin %10 oranındaki kısmını ise montajın akabinde fabrikadaki performans testlerinin tamamlanması ile birlikte nakden ödemeyi taahhüt ettiğini, müvekkil Şirket tarafından sözleşme ile üstlenilen tüm yükümlüklükler sırası ve muaccel hale gelmesi ile ifa edildiğini, —- tarafından eksiksiz ve tam bir ifa gerçekleştirilmemesi ve müvekkil Şirketin sözleşmeden beklediği faydayı —-‘ın kusuru ile elde edememiş olması Müvekkil Şirkete sözleşme ile tanınmış olan bir takım hakların kullanılmasını zaruri kıldığını, —, Müvekkil Şirket ile akdettiği sözleşme uyarınca soğutma sisteminin çalışır biçimde devreye almak ve sözleşme ile kararlaştırıldığı üzere —- %95’i hat sonu kapasite performansına ulaşmasını temin etmekle mükellef olduğunu, İstanbul —- İcra Müdürlüğü’nün —- E. Sayılı dosyası, İstanbul— İcra Müdürlüğü’nün — E. Sayılı dosyası, Bakırköy —- İcra Müdürlüğü —- E. Dosyası, Bakırköy —-. İcra Müdürlüğü’nün — E. Sayılı dosyası gibi pek çok dosyadan Müvekkil Şirkete haciz yazıları tebliğ olunduğunu, açıklanan tüm beyan ve deliller çerçevesince haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, eser sözleşmesine dayalı bakiye alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin, taraflar arasında düzenlenen sözleşme gereğince müvekkilinin edim yükümlülüğünü yerine getirmiş olmasına rağmen iş sonunda ödenmesi gereken % 10 oranındaki bakiye bedelin ödenmediğini beyanla davanın kabulünü talep ettiği,
Davalı vekilinin, sözleşmede kararlaştırılan % 10′ luk ödemenin montaj ve performans testlerinin yapılması sonrasında ödenmesi gerektiği ancak, davacı tarafça performans testlerinin yapılmamış olması sebebiyle sözleşmeye dayalı alacak istem hakkının doğmadığını beyanla davanın reddini savunduğu görülmüştür.
16.06.014 tarihli sözleşmede, davalının işsahibi, davacının yüklenici olduğu, sözleşmenin konusunun davalıya ait işletmede davacının su hattı kurma ve yapması işinden ibaret olduğu, ödemelerin 3 kısma ayrıldığı ve son ödeme olarak belirlenen % 10′ luk (40.995,68 Euro) ödemenin montajın ve performans testlerinin tamamlanması neticesinde yapılacağının kararlaştırıldığı, yüklenicinin, sözleşmeye aykırı davranışı halinde, işsahibinin bu durumu 5 gün içinde yazılı olarak yükleniciye uyarı şeklinde bildirmesi neticesinde aykırılığın giderilmemiş olması durumunda işsahibine sözleşmeyi fesih yetkisinin tanındığı hüküm altına alınmıştır.
Alınan beyanlar ve dosyaya sunulan belgeler itibariyle, davaya konu eserin 18.08.2014 tarihinde montaj ve tesliminin yapıldığı, sözleşmeye dayalı % 50 ve 40′ lık ödemelerin yapıldığı hususlarında ihtilaf olmadığı, taraflar arasındaki ihtilafın, % 10′ luk ödemeye ilişkin performans testinin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı, davalının bu yöndeki defi savunmasının yerinde olup olmadığı, bu hususlara bağlı olarak davacının ödemeye ilişkin istemi hakkının olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekilinin, performans testinin işin teslimi tarihinde yapıldığını belirtmesine karşın davalının, performans testlerinin yapılmadığı yönündeki savunmasının esasen ayıp defi niteliğinde olduğu, somut olayda uygulanması gereken TBK’ nın 474 maddesinde, eserin tesliminden sonra eserin makul sürede gözden geçirilip varsa ayıplarının bildirilmesinin gerektiği, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, ihbar süresinin 5 gün olarak belirlendiği, davaya konu olayda eserin tesliminden sonra veya sözleşme süresince davalı tarafça, sözleşmeye aykırılık veya ayıp konusunda herhangi bir ihbarın davacı tarafa bildirilmediği anlaşılmıştır. TBK’ nın 477 maddesinde, eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra yüklenicinin sorumluluktan kurtulacağı, işsahibinin gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal etmesi halinde eseri kabul etmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu kapsamda davalının, performans testlerinin yapılmadığı yönündeki savunması ve buna ilişkin ayıp bildirimini süresinde yaptıklarına dair ayıp definin ispatlanamamış olması sebebiyle, davacının, sözleşmeye dayalı edimi gereği gibi yerine getirmiş olmasına rağmen % 10′ luk (40.995,68 Euro) ödemenin davalı tarafça yapılmadığı kabul edilmiştir.
Davacı vekili, 41.000 Euro alacağın, fiili ödeme günündeki TL üzerinden hesaplanarak alacağının tahsilini talep ettiği, 18.10.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiği,
Sözleşme asıl bedelinin 409.956,80 Euro olması nedeniyle % 10′ luk kısmın 40.995,68 Euro olduğu, sözleşmenin, 6/4 madde paragrafında gecikme nedeniyle faiz istenemeyeceğinin hüküm altına alındığı görülmekle, açılan davanın 40.995,68 Euro üzerinden kabulüne, faiz işletilmesine yönelik talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABUL ile KISMEN REDDİNE,
40.995,68 EURO alacağın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin 4.32 EURO alacağın reddine,
Taraflar arasında düzenlenen sözleşme hükümleri itibari ile işlemiş ve işleyecek faiz isteminin reddine,
Karar tarihinde alınması gerekli 11.538,93 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.766,27 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8.772,66 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 98,50 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 97,51 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.766,27 TL harç gideri toplamı 2.863,78 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 16.084,13 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 17,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/01/2018