Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/800 E. 2018/405 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/800
KARAR NO : 2018/405

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 13/07/2017
KARAR TARİHİ : 26/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Kayıp Kaçak bedeli olarak alınan bedelin fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL’nin işlenecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile,davaya konu kayıp kaçak bedeli ve diğer tarife bileşenlerinin elektrikte birer maliyet unsuru olmasına karşılık bazı yargı mercileri tarafından “vergi benzeri birer yükümlülük” olarak telakki edilerek; kanunla düzenlenmediklerinden bahisle tüketiciden alınamayacakları yönünde yorum yapılmıştır. bahse konu yorum türkiye genelinde bir çok mahkeme tarafından kabul edilmiş ve elektriğin maliyetinin neredeyse yarısına yakın bir fiyatla elektriğin tüketiciye ulaşmasına yol açacak, sürdürülebilir olmayan bir piyasa ortamının oluşmasına yol açtığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
… Dava, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istenmiştir. Davacı, davalı şirket tarafından kendisinden kayıp kaçak ve dava dilekçesinde belirtilen diğer ad altında kesintisi yapılan bedellerin hukuka aykırı olarak alındığını belirterek iadesini talep etmiş olup, kesintisi yapılan bedellerin miktarına yönelik herhangi bir itiraz ileri sürmemiştir.
Her ne kadar yeni yasanın Anayasaya aykırı olduğundan Anayasa Mahkemesine iptal davası açıldığı bildirilmiş ise de; Anayasanın 153/5 maddesine göre iptal kararları geriye yürümeyeceğinden davamıza etkisi olmayacağı kanaatiyle sonucunun beklenilmesine gerek görülmemiştir. Aynı konuda iptal başvurusu yapan İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesinin başvurusu yasal süre geçtiği halde halen sonuçlandırılmamıştır. Böyle olunca, aynı konuda mevcut bir başvuru varken bu dava dosyası içinde ayrıca iptal başvurusu yapmanın dosyaya bir katkısı olmayacağı gibi, açıklanan gerekçelerle Anayasa Mahkemesinin vereceği karar beklenmeksizin, uyuşmazlığın mevcut mevzuat kapsamında çözümlenmesi gerekir.
17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6446 Sayılı Kanunun 17. Maddesini değiştiren 6719 Sayılı Kanunun 21 ve geçici 19-20 maddesi ile tarifelerdeki bir kısım bedeller yasal tanıma kavuşturularak tahsilinin zorunlu olduğu ve tüketicilerden tahsil edileceği ve bu hükümlerin geçmişe etkili olarak yürürlükteki uyuşmazlıklarda da uygulanacağı belirtilmiştir. Davacı bu istemin geriye etkili yasal düzenleme ile elinden alınmasının kabul edilemeyeceğini ileri sürse de; davayı gören mahkemeler tarafından geçici 20. maddeyi “yok” sayabilmek, yani geriye dönük aleyhe uygulama olamayacağından bahisle, yalnızca ileri etkili uygulamaları kabul edilebileceğini söylemek mümkün değildir. Yürürlüğe giren düzenleme hukuka aykırı olsa bile, yürürlükte kaldığı müddetçe geriye veya ileriye uygulanacaktır. Somut olayda, Kanunun 21. maddesi, 17.06.2016 tarihinden sonrasını ve geçici 20. maddeyi öngören 26. maddesi de, 17.06.2016 tarihine kadar açılan takip ve davalar ile başvuruları kapsamaktadır. Bahsettiğimiz bu iki yasal düzenleme, iptal edilmedikleri veya yürürlükten kaldırılmadıkları sürece uygulanacaktır. O halde, davalı dağıtıcı şirket, mevcut yasal düzenleme ile kaçak-kayıp bedelini abonelerine yansıtabilecektir.
Davacının düzenlenen faturaların EPDK düzenlenmelerine uygun olup olmadığının denetlenmesi talebi de yoktur. HMK’ ın 24 uncu maddesi gereğince, taleple bağlılık ilkesi gözetildiğinde yerindelik denetiminin de yapılamayacağı kabul edilmelidir.
Süresinde faturalara itiraz etmeyip bedellerini de ödeyen ve kurum tarafından onaylı tarifelerce düzenlenen faturaların kurumun düzenleyici işlemlerine aykırı olduğunu belirtmeyen davacının, Yargıtay kararlarına dayanarak alacak kalemlerinin tahsilinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla açtığı davada, sonradan ve geçmişe etkili olarak yürürlüğe giren geçerli ve bağlayıcı olan yeni yasadan dolayı, EPDK kararlarına dayanılarak düzenlenen yasal zemine kavuşan dava konusu faturaların yasal olarak tahsil edildiği ve böylece; 6719 sayılı yeni yasadan önce yasanın kurula verdiği yetkiye dayanılarak EPDK tarafından yürürlükteki tebliğ ve yönetmeliklerle mevzuat hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirilip tahsil edilen dava konusu fatura bedellerinin iadesi yönündeki talebin yasal dayanağı olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dava açmakta Yargıtay içtihatlarına göre haklı olduğu kuvvetle muhtemel olan ancak kesin olarak haklılığı belirlenmeyen davacının uygulanması zorunlu olan yeni yasadan dolayı esasa girilmeden davanın zorunlu olarak usulden reddedilmesinden dolayı davanın açıldığı tarihte haklı olan davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. (İST. B.A.M. 19/10/2017 T. 3.HD. 2017/1640 E. 2017/1169 K.).
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Bakiye 8,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 27,70 TL, 4,10 TL vekalet pulu, 117,10 TL posta gideri olmak üzere toplam 148,90 TL ‘nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınrak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının harcanmayan bölümünün karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 26/04/2018