Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/743 E. 2019/77 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/743
KARAR NO : 2019/77
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ: 29/06/2017
KARAR TARİHİ: 29/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde “Müvekkil şirketin, turizm sektöründe ———- olarak faaliyet göstermekte olup turizm sektörüne hizmet veren firmalar ile sözleşmeler yaparak gerek kendisi gerek alt acenteleri aracılığı ile nihai tüketicilere satmaktadır. Davalı şirket yetkilisi 2007 yılının Nisan ayında ——- acentesi olmak istediklerini, ancak yeni kuruldukları için kendilerine maddi destek sağlanmasını istediklerini, yapılan maddi desteği elde edecekleri komisyon ile karşılayacaklarım ve kendi personelinin eğitilmesini talep etmiş, Müvekkil şirket de daha fazla satış yapmak ve davalının ofisinin ——-olarak iyi satış yapabileceğini düşünerek kabul etmiş ve 2007 Nisan ayında maddi destek sağlamıştır. Davalı ile 2007 yılından itibaren sözlü olarak süregelen acentelik ilişkisi/sözleşmesi ——arihli Yetkili Satış Acenteliği Sözleşmesi ile yazılı hale getirilmiş ve işbu yetkili satış acenteliği ilişkisi —– yılı başına kadar sürdürülmüştür. Davalı, sözleşmenin vc ticari ilişkinin başlangıcında kendisine yapılan maddi / personel desteği ile oluşan tüm borçlarını elde ettiği komisyon gelirleri ile ödeyeceğini beyan ve taahhüt etmesine “yaptığı satışlara ilişkin nakit ödemelerini, satışı takip eden ilk iş günü, müvekkil şirketin —-veya havale yoluyla göndereceğini” beyan taahhüt etmesine rağmen ödemediği, müvekkil şirkete olan ——borcunu ödememesi üzerine, müvekkil şirket 2012 yılı başında davalı ile olan sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiştir.” “Davalının borcu ödemediğinden dolayı Anadolu 13, İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyası ile takip başlatılmış, davalı “takıp alacaklısına borcu olmadığım, borca ve faize itiraz ettiğini” bildirerek itiraz etmiştir. Davalı hakkında yapmış olduğumuz takipte, takip tarihîne kadar ——– işlemiş faiz talep etmekteyiz. Çünkü sözleşmenin 8. Maddesinde müvekkil şirkete yapacağı “ödemelerin gecikmesi halinde aylık %5 gecikme faizi ödeyeceğini” kabul etmiştir. Davalı en geç takip tarihinde temerrüde düşmüş olacağından, takip tarihinden İtibaren aylık %5 gecikme faizi uygulanması gerekir,” diyerek, davalının Anadolu 13. icra Müdürlüğünün ———– Sayılı dosyası ile hakkında yapılan İlamsız takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı ile, asıl alacak miktarının %20 sinden az olmamak üzere icra İnkar tazminatı hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili cevap dilekçesinde; “Müvekkil şirket —– lanınrmş bir şirket olup kurucusu —————daha önce bu alanda şahıs şirketi adı altında işlevini sürdürmüştür. ————-acentesi olması için teklifte bulunmuştur. Taraflar böyle bir birlikteliğe karar kılıp, acentenin kurulması için gerekli olan masraf ve ekonomik alt yapısını oluşturmaya çalışmışlardır, Bu şirketin kuruluşu için öngörüleri personel maaşı, yasal ödemeler, yeme içme, bilgisayar sistemi, ofis donanımı, ———-cama komple —-tabelası veya giydirilme yapılması (kendi logo ve belirledikleri ölçü ve bunun gibi diğer bazı masraf harcamaları için öngörülen bütçenin ——-tarafından karşılanacağı kararlaştırılıp, bu amaçla çalışmaya başlanılmıştır. —— başlanan bu çalışmalar doğrultusunda kısmen bir miktar para ödemiştir. Böylece hedeflenen amaç doğrultusunda acentenin alt yapısı oluşturulmuştur. Yapılan iyi niyet çalışmaları sonucunda bu çevrede ——müşteri portföyünün yetersiz oluşundan beklenen ticari kazanç sağlanamamıştır, değişik zararlara uğranmıştır.” “Müvekkil şirketimin bu hususta sorumluluğu da yoktur. Kaldı kî söz konusu olan ödeme şahıs şirketine yapılmıştır. Dava konusu olan şirkete husumetin yasal olarak yöneltilmesi de mümkün değildir. Bu nedenle davanın reddi gerekir ” diyerek, öncelikle husumet yönünden ve esasa ilişkin olan tüm iddiaların haksız ve mesnetsiz oluşundan dolayı davranın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişiler ————–bilirkişi raporunda; “ Her iki tarafın da defterleri usulüne uygun tutulmuştur. —–TL para gönderildiğine dair bir kayıt —— defterlerinde görülmektedir. Alıcılardan alacak olarak kaydedilmiştir. Cari hesap bakiyesi olarak devam etmiştir, 2018 yılı bakiyesi 15.454,85 TL dir. 20.000,00 TL ya da 19.980,00 TL, para alındığına dair bir kayıt ——— defterlerinde görülmemiştir. ——- harcamaları, faturalandırması, —- etmesi, kendi defterlerinde ve karşı taraf defterlerinde görülmemiştir. ——— defterlerinde bankalara tahsilat ——-TL olarak ancak başka bir kişiden kaydedilmiştir. ————defterlerinde———— bilgisayar, santral ve başka bazı demirbaş giderlerine ilişkin faturasının ———–defterlerinde masraf yerlerine dağıtıldığı görülmüştür. Yani ofis mobilyası ve demirbaşlar acente tarafından ödenmiştir. 16/04/2007 tarihînde ————– gönderdiği 19.980,00 TL, ——– kayıtlarında ve cari hesabında —-TL bakiye olarak görülmektedir. Bu hareketin kaydı, davalı ..—-defterlerinde görülmemektedir; ancak dava dışı ———-unvanını kullanan —–defterlerinde görülebileceği düşünülmektedir.” demişlerdir.
Bilirkişiler ek raporda; 16/04;2007 tarihinde ——- 10.980,00 TL. davacı—– kayıtlarında ve cari hesabında 1 5.454.85 TL bakiye olarak görüldüğü; davacının defterlerine göre davacının davalıdan 15.454,85 TL alacaklı olduğu, Bu harekelin kaydının, davalı … – defterlerinde görülmediği; davalının defterlerine göre davalının, davacıya borçlu olmadığı, Dosyada mevcut, dava dışı taraf ———— yılına ait Yevmiye Defterinin — üncü sayfasındaki —- tarihli,—–numaralı yevmiye maddesinde ——–Bankalar hesabına borç ve 120.80 Alıcılar hesab———- alacaklı olarak kaydın mevcut olduğu, bu kayıt ve tutarın dava konusu tutar olabileceği, sehven ——— olarak kaydedilmiş olabileceği sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğü’nün ——– Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
Davacı, davalı ile 2007 yılından itibaren acentelik ilişkisinin bulunduğunu, 28/04/2010 tarihinde acentelik sözleşmesi yapılmak suretiyle bu ilişkinin 2012 yılının başına kadar devam ettiğini, bu ilişkiden dolayı davalıdan 15454,85 TL alacaklı olduğunu iddia ederek icra takibi başlatmıştır.
Davalı şirket vekili ise cevap dilekçesinde ve 26/10/2017 tarihli dilekçesinde, müvekkil şirketin kurucularından olan ————–davacı şirketin yetkilisinin teklifi ile müvekkilinin 2007 yılında şahıs işletmesi olarak davacının acenteliğini üstlendiğini, ofis donanımı ve gerekli alt yapının davacı tarafından karşılanacağının kararlaştırıldığını, sözleşmenin başında bu amaçla ————-para ödendiğini, şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını ileri sürmüştür.
Taraflar arasında; ———- ile şahıs işletmesi olarak başladığı,———- işletmesinin ———— şirketleşerek ———– acentelik ilişkisinin devam ettiği,
-Davacının ————— yolu ile gönderdiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından davalı —— işletmesi olan———- isimli firma hesabına, acentelik ilişkisinin başında gönderilen——- ödemenin, gerekli alt yapının sağlanması ——- için karşılıksız olarak yapılıp yapılmadığı, karşılıksız olmaması halinde şahsa yapılan bu ödemenin davalı şirketten tahsilinin mümkün olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı bu ödemenin acentenin alt yapısının kurulması ve demirbaşların sağlanması için karşılıksız olarak yapıldığını iddia etmekle birlikte bu iddiasını ispatlayacak herhangi bir yazılı delil ibraz etmemiştir. Yapılan ödemenin demirbaşa ve alt yapı masraflara ilişkin olduğuna dair bir kayıt da bulunmamaktadır.
Acentelik ilişkisinin ———— isimli firma ile başladığı daha sonra bu firmanın şirketleşmesi ile şirketle devam ettiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığına göre bakiye alacağın davalı şirketten talep edilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının, dava dışı firmaya yaptığı ödemenin davalıya yapıldığı kabul edilerek yapılan değerlendirmede, davacıya yapılan davalı ödemeleri de düşüldükten sonra davacının davalıdan ——– TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Alacağın likit nitelikte olması nedeniyle davacı lehine icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile İstanbul Anadolu 13. İcra Müdürlüğünün——- Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin ——- TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
– Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz UYGULANMASINA,
2-Alınması gerekli 1055,72 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 1024,32 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 31,40 TL, 4,60 TL vekalet pulu, 1600,00 TL bilirkişi ücreti, 32,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1668,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/01/2019