Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2017/740 Esas
KARAR NO: 2020/300
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ: 28/06/2017
KARAR TARİHİ: 08/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ——-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— Sayılı kararı ile ———-isimli şirketin iflasına karar verildiğini, bu karar doğrultusunda ———- iflas numaralı dosyası ile iflas işlemleri başladığını, müvekkili bankanın müflis şirketten —— tarihli ——–nedeniyle alacağı bulunduğunu, ——— iflas sayılı dosyasına alacak kaydına ilişkin başvuruda bulundularını, başvuru esnasında ———- tutarlı senet sunulduğunu, ancak iflas müdürlüğü tarafından işbu başvuru ile iflas masasına kaydı talep olunan alacakları hakkında——— tarihinde şirket yetkilisi—— tarafından —–alacakları kabul edildiği halde red kararı verildiğini, davalı İflas İdaresi tarafından süresinde gerekli tüm belgeler ile yapılan usulüne uygun başvuruya rağmen taraflarına ———- tarihinde tebliğ edilen yazıya göre ——- sıra numarası ile kaydedilen müvekkil banka alacağının yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile reddedildiğini, iflas idaresi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira müvekkil bankanın alacağının konusu müflis şirketle akdedilen ——– olup İİK’nin 195. Maddesinde yazılı olan “Borçlunun gayri taşınır mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur” hükmü uyarınca müflis ——– şirketinin iflasının açılmasıyla birlikte müvekkil bankanın alacağının muaccel hale geldiğini, bu nedenlerle, ———— İflas sayılı dosya kapsamında İflas İdaresi tarafından reddedilen alacaklarının kabulüne ve iflas masasına öncelikli alacak olarak kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, 5718 sayılı MÖHUK’un 48. Maddesine göre Türk Mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya takipte bulunan yabancı gerçek veya tüzel kişiler teminat göstermek zorunda olduğunu, davacının idare merkezi ——— dışında bir ülkede olan tüzel kişilik olduğundan, muafiyete tabi değil ise MÖHUK madde 48 uyarınca teminat göstermekle yükümlü olduğunu, davacının teminat göstermek zorunda olup olmadığının resen gözetilen dava şartlarından biri olduğunu, bu nedenle teminat şartı yerine getirilmemiş ise davanın reddi gerektiğini, İ.İ.K. 223 ve 235. maddeleri uyarınca iflas idaresinin ret kararlarına ve sıra cetveline itiraz (kayıt-kabul) davaları tebliğden veya sıra cetvelinin ilanı tarihinden itibaren——– içerisinde ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, bu nedenle öncelikle davanın süresinde açılıp açılmadığı incelenmesi, dava süresinde değil ise reddine karar verilmesi gerektiğini, iflas dosyasında henüz ikinci alacaklılar toplantısının yapılmadığını, davacı şirketin iflas masasına ————- alacak kayıt isteminde bulunduğunu, iflas İdaresinin davacının alacak kayıt isteminin reddine karar verdiğini, davacının alacak kayıt talebinin iflas idaresinin “sunulan belgeler ile müflisin beyanı dikkate alındığında, belgeler alacağın varlığını tevsik edici nitelikte bulunmadığından ve yargılamayı gerektirdiği” gerekçesi ile reddedildiğini, İflas İdaresinin bu kararının haklı ve yerinde olduğunu, İİK gereğince alacağı kabul etmenin mümkün olmadığını, sunulan belgeler ile alacağın kesin ve tam olarak belirlenmesinin mümkün olmadığını, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, sadece müflis şirket yetkilisinin beyanı dikkate alınarak alacağın kabulüne karar verilemeyeceğini, iflas idaresinin alacağı kabule yeterli bulmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, İİK’nin 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasına kadar taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A)Davacının davalı müflis şirketten alacaklı olup olmadığı,
B)Alacaklı ise alacak miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Hukuki açıklama: İİK’nin 235. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. Bu davada, iflas idaresi müflis şirketi temsilen hasım konumundadır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları davalar olup, genel mahkemelerdeki alacak davalarından farkı, süreye tabi olması, yetkinin kesin yetki olması, ticaret mahkemesinin görevli olması ve İİK’nın 235/3. maddesine göre basit yargılama usulünün uygulanmasıdır. Diğer yandan, genel mahkemelerde görülen alacak davası esnasında davalının iflasının açılması halinde dava, kendiliğinden kayıt kabul davasına dönüşür.——-
İflasta kayıt kabul davalarının masraf verilmediği takdirde ilandan itibaren İİK’nın 235. maddesi uyarınca —-gün içinde açılması gerekir.—————–
Bankaların kredi faiz oranlarının belirlenmesi ile ilgili olarak, bilindiği üzere,—- tarihinde yürürlüğe giren ———- sayılı Kararname ve bu Kararname’ye ilişkin —- sayılı —– yayınlanan —- no.lu ———-maddelerinde bankaların mevduat ve kredilere uygulayacakları azami faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri, bu şekilde tespit edilen mevduat ve kredi faiz oranlarını ve bunların yürürlük tarihlerini banka şubelerinde ilan etmeleri, ayrıca bu faiz oranlarını—– bildirmeleri esası getirilmiştir. Bu yeni düzenlemeye göre, belirli istisnalar haricinde———- kredi işlemlerinde alınacak faiz oranları vade ve türlerine göre bankalarca serbestçe tespit edilmektedir.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
Dava, basit yargılama usulüne tabi olup, dilekçelerin teaitisi tamamlandıktan sonra, yöntemine uygun duruşma açılmış, kanıtlar toplanmak suretiyle ve konusunda uzman akademik ünvanlı muhasip bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmış, ancak alınan rapora taraflarca yapılan itirazın değerlendirilmesi için daha önceki muhasip bilirkişinin yanına akademik ünvanlı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye tevdi edilmek ve bu suretle farklı branşlardan oluşturulan iki kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Dosyaya sunulan evraklardan, davacı banka ile dava dışı—– yine dava dışı ———– arasında —– adet İşe ——– imzalandığı anlaşılmıştır.——– dava dışı —- müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzaları bulunmaktadır. Dolayısıyla kefillerin anılan sözleşmelerden dolayı toplam ——— sorumluluğu bulunmaktadır.
Davacı banka, müflis şirketten —– tarihli ——– alacaklı olduğunu beyan ederek bu alacağın sıra cetveline kaydedilmesi için müflis şirket iflas idaresine başvurmuş, müflis şirket iflas idaresi ise ———— gerekçesiyle alacak kayıt talebini reddetmiştir. Davacı banka, talep ettiği alacağın dayanağı olarak ——– tarihli ——– bedelli bonoyu göstermiştir.
Muhasip bilirkişi ——- tarafından düzenlenen——— tarihli kök ve —— tarihli ek raporlarda ayrıntıları gösterildiği üzere davacı bankadan kullanılan toplam — adet krediden dolayı ———- tutarlı kredi kullanıldığı tespit edilmiştir. Dosya içeriğindeki hesap hareketleri neticesinde kredilerden dolayı davalının toplam borcunun ——– olduğu hesaplanmıştır.
Dava konusu alacakla ilgili olarak——– İcra ve İflas Müdürlüğünün——- iflas sayılı dosyasıyla takip devam etmektedir. Davacı tarafından —– tutarında alacak talebinde bulunulmuştur. —– bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde; toplam alacak tutarı —— olarak hesaplanmıştır. Borçlunun iflas tarihi ——- tarihidir. —- tarihinde—-efektif döviz satış kuru ——- Buna göre bilirkişi ——– tarafından alacak miktarı—————- olarak hesaplanmıştır.
Akademik ünvanlı muhasip bilirkişinin düzenlediği kapsamlı teknik kök ve ek raporla, itirazlar üzerine heyete dahil edilen yine akademik ünvanlı nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişi ile birlikte düzenlenen ikinci ek rapor dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan hükme esas alınmıştır.
Davalı müflis ————-idaresi vekilinin, ———– tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, müflis şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmadığını, alacak miktarının tespiti için ticari defterlerin de incelenmesi gerektiği, raporda müflis şirkete kullandırılan krediler———– olarak tarih belirtilmek suretiyle belirlendiğini, dosyada yer alan hesap hareketlerine ait açıklamaya yer verilmediği, ——— şirketin sunmuş olduğu belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda oluşturulan raporun incelemeye elverişli olmadığı, hesap hareketlerine yer verilmemesi eksiklik teşkil ettiği, kullanılan krediler ve yapılan ödemelere itirazlarının olduğunu, iflas tarihinden sonra ticari temerrüt faizine itirazlarının olduğunu, alacak kaydının ancak anapara üzerinden yapılabileceği, raporda belirtilen faiz oranlarının kabul edilmediği belirterek bilirkişi raporuna itiraz edilmiştir.
Dosyada, davacı tarafından ilgili kredi sözleşmesinin kat edildiğine ilişkin herhangi bir belge bulunmamaktadır. Bu noktada davacı vekili, iflas kararı ile birlikte alacağın muaccel hale geldiğini, bu durumun İİK m. 195’te hükme bağlandığını ileri sürmektedir. Davacının bu beyanlarına karşılık davalı iflas idaresi vekili, kredi sözleşmesinin varlığının, alacağın ispatı için yeterli olmadığı, müflisin ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiğini beyan etmiştir. Bu beyan çerçevesinde araştırılması gereken husus, davacının sunduğu veriler kapsamında alacağın varlığının ispatının mümkün olup olamayacağıdır. Bu kapsamda incelenmesi gereken ilk belge, alacağın temelini teşkil eden —- tarihli ———— Söz konusu kredi sözleşmesi incelendiğinde, borçlulardan(ki sözleşmede net bir şekilde ———- ibaresine yer verilerek borçlu olduğu tasrih edilmiştir) birinin müflis davalı şirket olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtildiği üzere muhasip bilirkişi——tarafından düzenlenen—– tarihli bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere, ilgili kredi sözleşmesi gereğince kullandırılan kredi tutarı ——– Yine aynı rapordan tespit edilebileceği gibi, dosya içeriğindeki hesap hareketleri neticesinde kredi kullanımlarından ötürü ortaya çıkan borç tutarı ———. Bu krediler davalı müflis şirket tarafından değil, ——- diğer borçluları olan dava dışı ————- tarafından kullanılmıştır. Her ne kadar davalı tarafın ödeme iddiası olduğu taktirde dava dışı yurt dışı menşeili şirketlerin ticari defterlerinin incelenebilmesi mümkün ise de davalı vekilinin iddiası “kesin olarak ödeme yapıldığına” ilişkin olmayıp, soyut olarak “ödeme yapılmış olabileceği” şeklinde olduğundan ve defterlerin incelenmesi sonuca etkili olmadığından, davalı iflas idaresi vekilinin bu yöndeki talebi kabul edilmemiştir. Zira, ———- borçlu sıfatıyla yer alan davalı müflis şirket, krediyi kullanan dava dışı iki şirketin kredinin kullanımından kaynaklanan borçlarından dolayı hukuken sorumluluk taşımaktadır. Davalı müflis şirketin ticari defterlerinin incelenmesi halinde de bu kredi sözleşmesinden kaynaklanan borç miktarının tespit edilebilmesi mümkün olamayacaktır. Çünkü, yukarıda ifade edildiği gibi, söz konusu krediler müflis şirket tarafından kullanılmamıştır. Bu nedenle, davacı bankanın dosyaya sunduğu belgelerle alacağın varlığını ispat ettiği kanaatine varılmıştır.
Buna göre, davalının itirazına konu şekilde “alacağın davacının iddia ettiği kadar veya hiç olmadığını” bu iddiayı ileri süren davalı müflis şirket iflas idaresinin ispatlaması gerekmektedir. Davalı iflas idaresi dosyaya bu yönde bir bilgi ve belge sunmamıştır.
Yine, müflis şirket kanuni temsilcisinin borcun —– kısmını kabul etmesi iflas idaresini bağlamadığı gibi işbu davaya da herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.
Dosya kapsamından, davalı müflis şirketin,———-ile aynı tarihte tanzim edilen bono ile de davacı bankaya karşı ——— borçlandığı görülmektedir. Söz konusu bonoda ———–aval veren sıfatıyla imzaları bulunmaktadır. Bu bakımdan ilgili bononun, kredi sözleşmenin teminatı amacıyla davacı banka lehine tanzim edildiği düşünülmektedir.
Sonuç olarak, davacı bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan iflas tarihi itibariyle —- mevcut alacağının —————- olduğu, söz konusu yabancı para alacağının iflas tarihi itibariyle —- çevrilmesi gerektiği, —— tarihinde———- olması sebebiyle, davacının sıra cetveline kaydedilmesi gereken alacağının ————— olduğu, bu alacağın kat edilmesine ilişkin dosyada herhangi bir belge bulunmaması sebebiyle İİK’nin 195. Maddesi gereğince iflas tarihi itibariyle bu alacağın muaccel olduğunun kabulü gerektiği, iflas sonrası faiz bakımından da her ne kadar İİK m. 196’da ticari olmayan işlerdeki faizin talep edilebileceği hükme bağlanmış ise de, yine aynı maddenin son fıkrası gereğince bu faiz ödemesinin tüm ana paraların ödenmesi sonrasında yapılacak olması nedeniyle iflas sonrası dönem için Mahkememizce faize hükmedilemeyeceği kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulü ile; davacı Bankanın, Müflis ———- iflas tarihi itibariyle —— alacağı olduğunun tespiti ile alacağın —— İcra ve İflas Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyasında müflis şirket masasına kayıt ve kabulüne, davacının fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
a-Davacı Bankanın, Müflis ——— iflas tarihi itibariyle ——– alacağı olduğunun tespiti ile alacağın ——– İcra ve İflas Müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyasında müflis şirket masasına KAYIT VE KABULÜNE,
b-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar yasasına göre alınması gereken 54,40 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, peşin yatırılan 31,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 2.447 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre hesaplanan 2.414 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan 33,00 -TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihin yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihin yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——– Mahkemesi’nin ilgili ——— istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/07/2020