Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/727 E. 2019/681 K. 26.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2017/727 Esas
KARAR NO: 2019/681
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/03/2015
KARAR TARİHİ : 26/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili …’un %30, …un ise %20 oranında davalı şirkette pay sahibi olduklarını, genel kurulda kendilerini vekille temsil ettirmek isteyen müvekkillerinin davalı şirketin ————- adresine genel vekâletname ile vekil tayin ettikleri ——– temsilci atandığına dair yetki belgesi gönderdiklerini, vekilin ———- tarihinde müvekkillerinin talimatları doğrultusunda oyunu kullanmak üzere toplantı yerine gittiğini, genel kurul toplantı yerinde olması gereken belgelerin görülmediğini, divan başkanı tarafından genel vekaletname ile şirket genel kuruluna katılmanın mümkün olmadığı ve elektronik ortamda gönderilen özel vekâletnamenin de usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle vekilin müvekkilleri adına oy kullanma haklarının engellendiğini, yasada pay sahibini genel kurulda temsil edecek vekilin vekâletnamesinin resmi şekilde düzenlenmesini öngören emredici bir kural bulunmadığını, e-mail yoluyla davalı şirkete gönderilen yetkiye veya noterde düzenlenen vekalete istinaden müvekkilleri temsile yetkili vekile oy kullandırılmadığını ileri sürerek kanuna aykırı olarak alınan 06.02.2015 tarihli genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu genel kurulun, müvekkili şirket hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——— Esas iflâsın ertelenmesi dosyasından sermaye artırımı işlemlerinin tamamlanması için yapılmış üçüncü toplantı olduğunu, davacıların önceki iki toplantıya katılmadığını, davacıların tanzim etmiş olduğu vekâletnamede toplantıya ilişkin özel yetki bulunmadığı gibi toplantı saatinde mevcut elektronik ortamda sunulmuş bir yetki belgesinin de bulunmadığını, davacıların gerçek amacının sermaye artışına dair mali sorumluluktan kaçmak olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesinitalep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI:
İLK KARAR: Mahkememizin ——- Esas ———- Karar sayılı ve “Davacı ortaklar %50, dava dışı ortağın da %50 oranında paya sahip oldukları davalı şirkette, iflas erteleme davasında verilen karara göre 06/02/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplanıp şirketin geleceği için ve mahkemece verilen görev doğrultusunda sermaye artırım kararı alınmasına, oy oranlarına göre başka türlü sermaye artırım kararı alınmasının da mümkün olmamasına rağmen davacıların genel kurulda alınan kararın iptalini istemeleri iyi niyetli bağdaşmayacağından 06/02/2015 tarihli tescili ve ilanı dahi yapılmayan genel kurul kararının iptali davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir…” gerekçeli ilamıyla davanın reddine karar verilmiştir.
BAM KALDIRMA KARARI: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin ———- Esas, ——– Karar sayılı ve “Dava, davalı şirketin 06.02.2015 tarihli genel kurul toplantısı ve bu toplantıda alınan kararların TTK 445 vd.maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda; davalı şirketin dava konusu 06.02.2015 tarihli genel kurul kararının ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmediğinin, sicile tescil edilen en son işlemin 13.05.2014 tarihli iflâsının ertelenmesi ve kayyım atanması ile ilgili mahkeme kararı olduğunun, daha sonradan başkaca bir tescil işleminin bulunmadığının ticaret sicili dosyasından hem de rapor tarihi itibarıyla ———- internet sitesinden yapılan incelemede tespit edildiği belirtilmiştir.
Her ne kadar dava konusu ——– tarihli genel kurul toplantısının gündeminin sermaye artırımı ve görüşülen konunun da sermaye artırımı olduğu taraflarca beyan edilmekle birlikte, dosya içeriğinde dava konusu genel kurul tutanak metnine ve eklerine rastlanılmamıştır. Davalı şirketin —— tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunun ve bu genel kurulda alınan kararın iptali istemiyle açılan dava sonucunda ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ise de; dava konusunun 06.02.2015 tarihli genel kurul kararının iptali isteminden ibaret olmasına göre, anılan genel kurul kararının dayanak belgeleri ile birlikte dosyaya getirtilerek toplanan deliller ve savunma sebepleri hep birlikte değerlendirilerek, varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmelidir. Aksi durumda tahkikatın bittiğinden söz edilemeyecektir.
İlk derece mahkemesi, yargılamasına konu ettiği genel kurul kararını hiç görmemiştir. Esasen böyle bir genel kurul kararı alınıp alınmadığı da belli değildir. Sermaye artışına dair karar alındığı beyan edilmeke, içeriği hakkında hiç bir belge sunulmamaktadır. Bu durumda mahkeme, içeriğini bilmediği ve denetlemediği bir karar hakkında hüküm vermiş olmaktadır.
İlk derece mahkemesinin taraflardan, davaya konu genel kurul kararının ve hazirun cetveli ile çağrı belgelerinin bir örneğini sunmalarını istemeli, başka yerden celbi gerekiyorsa celbedip inceleyerek bir karar vermelidir.
HMK 353/1.a.6. Maddesine göre, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir…” gerekçeli ile mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya yukarıdaki esasına kaydedilmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, davalı şirketin 06.02.2015 tarihli genel kurul toplantısı ve bu toplantıda alınan kararların TTK 445 vd.maddeleri uyarınca iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
A-Toplantı ve karar nisabının oluşup oluşmadığı, oluşmamışsa genel kurul toplantısında alınan kararların yokuğu sonucunu doğurup doğurmadığı,
B———– vekaleten toplantıya katılımının engellenip engellenmediği, engellenmişse bu hususun alınan kararlara etkisinin ne olduğu,
C-Genel olarak, davalı … ———— tarihinde yapılan Olağanüstü ortaklar Genel Kurul toplantısında alınan kararların yok hükmünde olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
a-6102 sayılı TTK’nin 445. ve devamı maddelerine göre kanunda sayılan kişilerden olan davacılar tarafından genel kurul kararlarının verildiği tarihten itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde yine kanunda belirtilen nedenler ileri sürülerek iptal davası açılabileceğinden davanın davacı tarafından hak düşürücü süre içersinde ikame edildiği anlaşılmıştır.
b-Mahkememizce, BAM kaldırma kararı da gözönüne alınarak davalı şirketin 06/02/2015 tarihli genel kurul kararları ve müdürler kurulunun 25/12/2014 tarihli davet mektupları, posta alındıları dava dosyası kapsamına öncelikli olarak alınmış ve genel kurulun %50 oranında nisapla toplandığı, gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulda da sermaye artırım kararının ve toplantı gündeminde bulunmamasına rağmen müdürler kurulunun ibrasına karar verildiği anlaşılmıştır.
c-TTK 617/2 maddesinde “Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin kıyas yolu ile limited şirketlerde de uygulanacağı belirtilmiştir.
Bu düzenlemeye göre olayımızda limited şirketin gerçekleştirdiği olağanüstü genel kurulda “gündeme bağlılık” ilkesini düzenleyen TTK 413/2’teki “Gündemde bulunmayan konular genel kurulda müzakere edilemez ve karara bağlanamaz” düzenlemesinin uygulanacağı noktasında her hangi bir duraksama bulunmamaktadır. Ancak somut olayda 06/02/2015 tarihli genel kurulda müdürlerin ibrasının gündemde yer almadığı halde oylanıp karara bağlandığı anlaşılmıştır.
ç-Anonim Şirket genel kurul kararlarının butlanını düzenleyen TTK 447/1-c maddesi gereğince Anonim Şirketin temel yapısını bozan kararların batıl olduğu, gündeme bağlılığın da TTK’nin 617/2. Maddesi uyarınca bir sermaye şirketi olan limited şirketlerde de uygulanacağı, bu ilkeye aykırı kararının bu nedenle batıl olduğu kanaatine varılmıştır.
6-Buna karşın davalı tarafından şirketin 06/02/2015 tarihli genel kurul kararlarının tescil ve ilân edilmeyerek uygulanmadığı, bu nedenle kararların geçersiz hale geldiği, davacıların dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı savunulmuş ise de, 6102 sayılı TTK’nin 445. ve devamı maddelerine göre kanunda sayılan kişilerden olan davacılar tarafından genel kurul kararlarının verildiği tarihten itibaren 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde yine kanunda belirtilen nedenler ileri sürülerek iptal davası açılabileceğinden, ayrıca, genel kurul kararlarının iptalini talep edebilmek için kararların tescil ve ilân edilmesi gerekmediği gibi tescil ve ilan edilmeyen kararlar geçersiz hale gelmeyeceğinden (aynı doğrultuda Yargıtay —.HD ——— Karar sayılı ilâmı) davalı şirketin bu yöndeki savunmasına itibar edilmeyerek mahkememizce genel kurulda gündem dışı alınan ibra kararının yok hükmünde olduğu kanaatine varılmış ve bu kararın yoklukla batıl olduğunun tespitine karar verilmiştir.
d-Davalı şirket tarafından gerçekleştirilen 06/02/2015 tarihli genel kurulda ayrıca sermaye artırım kararı alınmıştır.
Davalı şirket limited şirket niteliğinde bulunmaktadır ve TTK 621. maddesindeki esas sermayenin artırılması Limited Şirketlerin önemli kararları arasında sayılmıştır.
TTK 621.Maddesi gereğince de önemli kararlardan olan sermaye artışı kararınında temsil edilen oyların en az 2/3’ünün ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğunun bir arada bulunması halinde alınabileceği düzenlenmektedir. Bunun yanı sıra sermaye artırımı kararı beraberinde esas sözleşme değişikliği gerektirmektedir ve şirket sözleşmelerinde yapılacak değişikliklerin TTK 589/2 gereğince tescil edilmesi zorunlu bulunmaktadır.
Somut olayda ise davacıların, davalı şirketteki hisse oranı toplamının %50 olduğu ve alınan sermaye değişikliğine ilişkin kararın tescil edilmediği dosya kapsamına alınan ——- Müdür kayıtları ile anlaşıldığından bu kararın da yoklukla butlan olduğu sonucuna varılmış ve davacının bu kararın da yok hükmünde bulunduğunun tespitini istemekte hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
Davalı …——– tarihinde yapılan Olağanüstü ortaklar Genel Kurul toplantısında alınan kararların Yok Hükmünde Olduğunun Tespitine,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 44,40.-TL. harcın, davacılar tarafından yatırılan 27,70.-TL. harçtan mahsubu ile bakiye 16,70.-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacılar tarafından dava açılırken yatırılan 27,70.-TL. harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından tebligat, müzekkere ve bilirkişi gideri olarak sarf edilen toplam 2.688,70.-TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/06/2019