Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/685 E. 2020/678 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/685 Esas
KARAR NO: 2020/678
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/06/2017
KARAR TARİHİ: 08/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı——-tüm dünyada pek çok iş birimine sahip olan —— iştiraki olduğunu, Taraflar arasında —- tarihinde —— imzalandığını ve söz konusu sözleşme———dağıtımını, pazarlanmasını, satışını ve tanıtımını üstlendiğini, taraflar arasında imzalanmış olan —– imza tarihini takip eden üçüncü sonunda süresinin dolduğunu, ancak taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam ettiğini, ———— arasındaki ticari ilişkinin devamı süresince üzerine düşen görevi en iyi şekilde yaptığını, ürünleri yepyeni sektörlerde yeni müşterilere sattığını, her yıl satışları arttırdığını, Müvekkil ——–düşen yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirerek —– itibarına halel getirecek hiçbir davranışta bulunmadığını,
Davalı————- yılının başından itibaren de ———diğer bayilere göre daha yüksek bir bedeiden satmaya başladığını, bu durumun —— konusu ürünü satmasını imkânsız hale getirdiğini ve —- konusu ürünü talep eden müşterilerini başka bayilere kaptırdığını, tüm bu sebeplerle —— zarara uğradığını, tüm bunlara rağmen —— yükümlülüklerini hiç aksatmadan yerine getirmeye devam ettiğini, Müvekkil —-yılının ikinci çeyreğine ilişkin dönemde Davalı ——– tutarında ürün satın aldığını, ancak Davalı —————–yılının ikinci çeyreğine ilişkin hedefini yakalamasını ve prime hak kazanmasını önlemek amacı İle ürünlerin—– kısmını—-faturaladığını, Davalı —— tarihinde keşide ettiği ihtarname ile taraflar arasındaki ——— —– gerekçesi ile ihtarnamenin tebliğinden üç ay sonra geçerli olacak şekilde feshettiğini, Davalı ————- ihbar süresi boyunca ürünleri liste fiyatı üzerinden satın alabileceğini bildirdiğini, Müvekkil ——- için sipariş etmiş olduğu —— tutarındaki ürünlerin Davalı ——- teslim edilmediğini, Taraflar arasındaki ———— müşterilerini ziyaret ederek taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiğini, artık ürünlerin başka bayilerden alınabileceğini belirttiğini iddia ederek, Davalı——– ürünlerini —– bayilere göre daha yüksek bir bedelden satması sebebi ile uğradığı zararların şimdilik ———- ödemediği primlerin şimdilik———ürünlerin satış fiyatını değiştirmesi ve —- tarafından sipariş edilen ürünleri ———— ödenmesine karar verilmesini—— üzerine bırakılmasını, Talep ve Dava etmişlerdir.
SAVUNMA:Davalı ——– Dosyaya sunulan ————— Tarihli CEVAP Dilekçesinde Özetle; ———-arasındaki —— uygulanmaya başlandığını, ———–arasında imzalanan —– müvekkil şirket kayıtlarında bulunamadığından, müvekkil şirketin dağıtıcıları İle İmzaladığı sözleşmenin malim halinin Delil Listesi ekinde Mahkemenin bilgisine sunulduğunu, Şayet davacının taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriğinin, bu matbu sözleşmeden farklı olduğu iddiasında ise davacının, bu iddiasını ispatla yükümlü olması dolayısıyla, taraflar arasında akdedilmiş sözleşmeyi Mahkemeye sunmasının gerekeceğini, Aksi halde taraflar arasındaki sözleşmenin, delil listesi ekinde sunulan matbu sözleşme ile aynı olduğunun kabulünün gerekeceğini, Müvekkil şirket ———itibariyle yürürlüğe girecek olan yeni kanal yapılanması ve seçim kriterlerini belirlediğini, dağıtıcılarını söz konusu kriterler ışığında değerlendirmeye tabi tuttuğunu ve açıklanacağı üzere Davacı ———söz konusu kriterleri kapsamında değerlendirilmesi neticesinde ticari ilişkinin devam etmemesi gerektiği sonucuna ulaşıldığını,
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin, Müvekkil ————numaralı ihtarnamesi ile ——— itibariyle yürürlüğe girecek olan yeni kanal yapılanması ve seçim kriterleri sebep gösterilerek, ihtarnamenin Davacı—— sonra geçerli olacak şekilde sonlandırılmış olduğunu, Taraflar arsındaki ticari ilişkinin sona ermesinin ardından davacı ——huzurdaki haksız ve mesnetsiz davayı İkame ettiğini,——- yapılanması ve sevim kriterlerini uygulamaya başladığını ve söz konusu kriterler yönünden yeterli bulunmayan bayileri ile—— ilişkisini sona erdirme yoluna gittiğini, Müvekkil —— başından itibaren uygulanan yeni kanal yapılanması ve seçim kriterlerine ilişkin belge incelendiğinde görülecektir ki müvekkil şirket ——— öncelikli pazarlarını kapsama, pazardaki tecrübe, bayinin yıllık cirosu, ödeme dönemleri, zamanında ödeme, veri paylaşımı, satış ekibi büyüklüğü ve tecrübesi gibi farklı kriterler açısından değerlendirdiğini, Her bir kriter özelinde ilgili bayi’ ye bir puan verildiğini ve her bir kriterin genel değerlendirme sonucu üzerinde belirli bir ağırlığı bulunduğunu, Genel değerlendirme de, her bir bayiye farklı kriterler özelinde verilen puanlar ile söz konusu kriterlerin ağırlıklarının dikkate alınması sonucunda oluşturulduğunu, Müvekkil şirketin, şirket politikası gereğince, değerlendirme sonucunda —————- altında çıkan bayiler ile ticari ilişkisini sonlandırma yoluna gitme kararı aldığını, Müvekkil şirket —— tüm bayileri için olduğu gibi davacı ——— de söz konusu kriterler ışığında değerlendirdiğini ve Davacı ——–Davacı ——–değerlendirme sonuçlarını nazara alarak, şirket politikasının bir gereği olarak, davacı —— arasındaki ticari ilişkiyi sona erdirme kararı aldığını, Taraflar arasındaki ——- karşı tarafa yazılı bildirimde bulunmak kaydı ile, söz konusu yazılı bildirimden itibaren—– uy sonra yürürlüğe girmek üzere —– herhangi bir neden göstermeksizin feshetme hakkı tanınmakta olduğunu. Müvekkil —— İhtarnamesi’ni keşide ederek ve üç aylık bildirim süresi tanıyarak söz konusu hükmün öngördüğü koşullara uygun bir şekilde taraflar arasındaki ——sona erdirdiğini,
Sonuç olarak, taraflar arasındaki —– ilgili hükümlerin öngördüğü usule ve hukuka uygun olarak sona erdirildiğini ve sözleşmede bu yönde zorunluluk olmamasına rağmen fesih gerekçesine ilişkin bir açıklama getirilmesi de, davacı ———- karşı keyfi bir uygulamada bulunulmadığını göstermekte olduğunu, her halükarda, eldeki sözleşmesel ilişkinin tabi olduğu, belirsiz süreli acentelik sözleşmesinin feshini düzenleyen ——————fesih işlemi yapıldığını, zira bu maddede öngörüldüğü şekilde davacıya, fesih için 3 (üç) aylık ihbar süresi tanındığını, fesih işleminin kanuna uygun olduğu durumda feshin keyfi olduğundan bahsedilmeyeceğini, Davacı —— olarak üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz bir şekilde yerine getirdiği iddiasını gerçeği yansıtmadığını. Zira sadece davacı —— yönelttiği çek erteleme talepleri dahi, ———– taraflar arasındaki ——-doğan bir yükümlülüğü olan “ürün hedeflerinin belirlenen vadede ödenmesi’ yönündeki yükümlülüğünü birçok kez ve ısrarla ihlal ettiğini göstermekte olduğunu, davacı ——taraflar arasındaki ticari ilişkinin son döneminde müvekkil şirket ———– erteleme talebi yönelttiğini. Bu erteleme taleplerini tevsik eden ilgili belgelerin delil listesi ekinde dosyaya sunulduğunu. Görüleecği üzere davacı ——- taraflar arasındaki ticari ilişkinin son döneminde —– hükümlerine \c taraflar arasındaki ticari ilişkinin teamüllerine aykırı olacak şekilde müvekkil şirket ———mütemadi)en çek erteleme talebi yönelttiğini, İlaveten, davacı —– tarafından müvekkil şirkete verilen ve —- tarihine kadar geçerli olan ———- Mektubunun süresinin dolması ii/erine müvekkil şirket —- tarihinde bu durumu davacı ——– iletmiş olmasına rağmen yeni teminat mektubunun davacı—— verilmediğini, Huzurdaki davada davacı ——— farklı kalemler altında müvekkil şirket ——– bulunmakta ve söz konusu taleplerinin dayanağı olarak da taraflar arasındaki ——- olduğunu, Ancak huzurdaki davada sözleşmesel sorumluluğun şartları oluşmadığından, davacı ——– taleplerinin kabul edilebilmesi mümkün olmadığını,
Sözleşmeden doğan sorumluluğun şartlarının, borçlunun borca aykırı davranması ————– zarar, ihlal fiili ile zarar arasında uygun illiyet bağı ve kusur okluğunu, hu kapsamda, tazminat sorumluluğun doğması için bir tarafın kusurlu bir şekilde sözleşmeyi ihlal etmesi gerektiğini. Borçlar hukukunun genel hükümlerine göre, ancak bu durumlarda bir zarar söz konusu ise ve söz konusu zarar ile sözleşmeye aykırı davranış arasında illiyet bağı mevcut ise tazminat sorumluluğu gündeme gelebileceğini, Müvekkil şirket —— taraflar arasındaki —— kusurlu bir şekilde ihlal etmesi söz konusu olmadığını, bu temel şartın gerçekleşmediği durumda sözleşmesel sorumluluğun doğmayacağının açık olduğunu. İlaveten davacı ———- taraflar arasındaki ——– kusurlu bir şekilde ihlal ettiğine, kendisinin zarara uğradığına, söz konusu zarar ile iddia edilen sözleşmeye aykırı davranış arasında illiyet bağı bulunduğuna ilişkin olarak dosyaya hiçbir delil sunmadığını ve dolayısıyla bu hususları ispatlayamadığını, davacının salt beyanına itimaden —– iddiasının dinlenmesinin mümkün olmadığını, Davacı —— yılının başından itibaren de ————- diğer bayilere göre daha yüksek bir bedelden satmaya başladığı, bu durumun —— söz konusu ürünleri satmasını imkânsız hale getirdiği. ———- söz konusu ürünü talep eden müşterilerini başka bayilere kaptırdığı, tüm bu sebeplerle—– zarara uğradığını iddia etmekte olduğunu, davacı Schnel’in bu iddialarının hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını,
Müvekkil şirket——-her bir dağıtıcısına uygulanacak indirim oranlarını, keyfilikten uzak. tamamen objektif kriterler çerçevesinde belirlediğini, bu kapsamda aynı kategoride yer alan dağıtıcılara aynı ürünler için aynı indirim oranlan uygulanmakta olduğunu, buna karşılık bir ürün için bir dağıtıcıya uygulanan indirim oranı, aynı ürün için başka bir dağıtıcıya uygulanan indirim oranından, söz konusu dağıtıcıların farklı kategorilerde bulunması sebebi İle farklılık gösterebilmekte olduğunu, luıl böyle iken davacıya keyfi ve haksız olarak farklı uygulama yapılması gibi bir durumun söz konusu olmadığının açık olduğunu, Davacı ——– diğer bayilere göre daha yüksek bir bedelden satmaya başladığı iddiasının gerçeği yansıtmamakta olduğunu, ——cinsinden belirlendiğinden. —— kurunun değişmesine bağlı olarak söz konusu ürünlerin fiyatlarında dalgalanma meydana geldiğini,—— kurunda meydana gelen değişiklikler de kaçınılmaz olarak aynı dağıtıcının aynı ürünü farklı tarihlerde farklı fiyatlar üzerinden satın alması sonucunu doğurduğunu, İlaveten, söz konusu ürünlerin yer aldığı iş biriminin son kullanıcılarına bağlı olarak, farklı fiyatlarla çalışılmasının söz konusu olabilmekte ve fiyatlarda farklılıklar oluşabilmekte olduğunu. Ancak, davacı ——- ürünlerinin —— diğer bayilere göre daha yüksek bir bedelden satıldığı iddiası hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, —– ürününü,—— dağıtıcılara, davacı ——- daha yüksek bir fiyat ile sattığını, davacı —– yer aldığı kategoride diğer dağıtıcılara, müvekkil şirket —– benzer zamanlarda benzer fiyatlar üzerinden satıldığını, Davacı —– ürününü ——-daha uygun fiyata satın aldığını iddia ettiği ———-söz konusu ürünün farklı modellerini —– içerisinde satın aldığı ortalama fiyatlar ile davacı —– söz konusu ürünleri satın aldığı ortalama fiyatlar karşılaştırıldığında, davacı —– iddiasının yersiz olduğu net bir şekilde ortaya çıkacağını. Bu kapsamda —–yılında söz konusu ürünün dağıtıcılara satıldığı ortalama fiyatlar ile ———satıldığı fiyatları aşağıdaki tabloda yer aldığı şekilde Davacı———- sipariş etmiş olduğu —- tutarındaki ürünlerin —– tarafından teslim edilmediği iddiasına ilişkin olarak, Davacı —– tarafından müvekkil şirket—–ödemesi yapılmış herhangi bir sipariş bulunmadığından —– herhangi bir ürün teslim edilmediğini, davacının da söz konusu iddiasına dayanak olarak herhangi bir belge sunmayarak yalnızca iddiasını ortaya koymakla yetindiğini, Başlı başına bu durumun bile davacının iddiasının dayanaktan yoksun olduğunu tevsik ettiğini savunarak Davacı ————tarafından ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın ——- Davacı——–tarafından ikame edilen haksız ve mesnetsiz davanın Esastan reddine Yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davacı—— tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tarafların sözleşmeye aykırı davranıp davranmadıkları, bundan dolayı davacının zararının bulunup bulunmadığı, zararın bulunması halinde zararın ne kadar olduğuna ilişkin olduğu noktalarında toplandığı,
Dosya Ticaret ve Borçlar hukuku hesap uzmanı, muhasebe ve sektör bilirkişisinden oluşan heyete tevdi edilmiş rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
Bilirkişi Heyet raporunda özetle ;
Ticari defterler;
Taraflara ait ticari defterlerin HMK 222 uyarınca sahipleri lehine delil niteliğinin bulunduğu sonuç ve kanaatlerine varıldığı,
Hesap incelemeleri:
a). Taraflar arasındaki———- Hususu:
Tarafların Bilirkişi İncelemesine sundukları Ticari defter Kayıtlarıyla uyum içinde olduğu tespit edilen ve Rapor ekinde Dosyaya kazandırılan ————- tam bir karşılıklılık ve mutabakat içinde oldukları, Taraflar arasındaki Borç/Alacak Bakiyesinin sıfırlanmış olduğu tespit edilmiş olduğu,
Davacı ——— yılının —-sipariş ettiğini İddia ettiği —– tutarındaki ürünlerin—- teslim edilmediği iddiasına ilişkin olarak ise, bu siparişlere ilişkin olarak dosyaya sunulmuş ———- kapsamında Davalı —— ayında herhangi bir Mal Tesliminin yapılmadığı, ancak bu siparişlere ilişkin olarak Davacı —- tarafından Davalı —– yapılmış bîr —– bulunmadığının tespit edildiği,
Davacı —–alınmak suretiyle incelenen —- üzerinde yapılan araştırmada, davacı —————-tarihinde kesilen Faturalar da ilave edilmek suretiyle yapılan hesaplamalarda, Davacı —— esas alınan —– gerçekleştiremediği ——göre değişken tarihlerde kesilen faturalar esas alınmak, suretiyle yapılan İncelemelerde, —–bir değişiklik bulunmadığı tespit edildiği, —- Değişimleri itibarıyla yapıldıklarının görüldüğü,
Tazminat davalarının olmazsa olmaz koşulunun zararın kişinin iradesi dışında malvarlığında meydana gelen azalma olduğu, zarar olmayan yerde sorumluluğun olamayacağı, zira ancak bir zararın varlığı, onun tazmini ile ilgili talebin doğumuna neden olacağı, Zararın, kanuna veya sözleşmeye aykırı bir davranışın sonucu olacağı, bu bağlamda zarar veren kimsenin, kendisine bir çıkar sağlayıp sağlamaması veya çıkar sağlamak istemesinin bir öneminin olmadığı, ortada bir zarar yoksa hukuka aykırı davranmış olsa dahi, sorumlulugun söz konusu olamayacağı, Sorumluluğuna ilişkin tazminat taleplerinde zararın Borçlar Hukuku ilklerine göre belirleneceği, tazminata hükmedilebilmesi için zararın ispatlanması gerekeceği, Zararın sadece varlığının değil, miktarının da rakamsal olarak belirlenmesinin gerekli olduğu, Zararı ispat yükünün genel hükümlere istinaden zarar görende olduğu, tüm bu nedenlerle
Davacı yanın davalının sözleşmeye aykırı davranması sebebiyle uğradığını iddia ettiği zararların tespiti açısından dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelere göre yapılan inceleme neticesinde zararın varlığının ispata muhtaç kaldığı sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporuna davacı vekilince itiraz edilmesi üzerine dosya önceki bilirkişilere gönderilerek ek rapor talep edilmiştir.
Bilirkişiler davacı itirazlarının değerlendirildiği ek raporda kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerinden ayrılmalarını gerektirecek ve zarar oluşmasına sebebiyet verebilecek somut bir olgu tespit edilemediğini beyan etmişlerdir.
Dosya içeriğine uygun denetlenebilir bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiş ve davacı taraf talep konusu yaptığı zararın varlığını ispatlayamadığından davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan peşin yatırılan 51,24 TL’nin tahsili ile bakiye 3,16 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 3000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulün anlatıldı.08/12/2020