Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/657 E. 2019/270 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/657
KARAR NO: 2019/270
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ: 05/06/2017
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde; Müvekkilinin —– davalı —– ile yapmış olduğu Sistem Kullanım Anlaşmaları ile davalıya ait iletişim ve dağıtım sistemlerine bağlı elertrik dağıtım şirketinden veya doğrudan sisteme bağlı tüketici olarak belirlenen koşullarda ve miktarda belirlenen bedele enerji alan ve——- Bölgesinde üreticilere verdiği, davalınında sistem içinde belirlenen miktarda sistemden istifade suretiyle enerji sağlamayı taahhüt ettiğini, davalının ———– tarihler arasında uyarı şartını yerine getirmeksizin müvekkil bölgeye —–tarihinde geçmişe dönük olarak tanzim edilen 17 adet fatura bedeli toplam ——– TL cezai şart faturasını tanzim ile —- gün —- sayılı yazı ile —- tarihinde bölgeye tebliğ edildiğini, yasal süre içinde bu faturalara itiraz edildiğini, itirazlarına rağmen —- faturaları tekrar – tarihinde ——- sayılı yazı ile Bölge’ye göndererek ödeme talep ettiğini, gecikme zammına maruz kalmamak için faturaları ödenmek zorunda kaldıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacıya ödenen cezai şart bedellerinin haksız olduğunun tespiti ile şimdilik ——– TL.alacaklarının ödeme tarihlerinden ——– tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte tahsiline, masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle görev itirazında bulunarak İdari Yargı yerinin görevli olduğunu, ayrıca müvekkilinin ikametgahının Ankara olması sebebiyle yetki itirazında da bulunduklarını, müvekkili kurum ile davacı şirket arasında ———- tarihinde Sistem Kullanım Anlaşması imzalanarak ——- tarihinde yürürlüğe girdiğini, daha sonra bu anlaşma—- tarihinde, ——–tarihinde, —- tarihinde, ———- tarihinde revize edildiğini, bu nedenle Ağustos 2011-Temmiz 2012 dönemleri için ———- tarihli sistem kullanım anlaşmasının, Ağustos 2012-Aralık 2012 dönemleri için —–tarihli Sistem kullanım anlaşmasının Cezai Şartlar başlıklı maddesi uyarınca işlem yapıldığını, Ağustos 2011-Aralık 2012 dönemleri için — tarih ——– seri ve sora nolu sistem kullanım ceza faturaları düzenlenerek —- tarih ———- sayılı yazı ile davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirket tarafından ceza faturalarına itiraz edildiğini müvekkili tarafından ceza faturalarının tekrar davacı şirkete gönderildiğini, müvekkili tarafından yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu, dava konusu faturaların sözleşmenin ihlali sebebiyle tahakkuk ettirilmiş sistem kullanım ceza faturaları olduğunu, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça her alacak on yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, sayaç verileri uzaktan otomatik olarak okunduğundan saha personelinin sayaçları okumak için sayacın bulunduğu yere gitmediğini ve dolayısıyla herhangi bir protokol düzenlenmesine gerek bulunmadığını, yapılan tüm işlemlerin mevzuata uygun yapıldığını belirterek davanın reddine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişiler ———— tarihli raporda; Davalının davacıdan cezai şart talep etme hakkını kaybettiği, bu nedenle de davacının, dava konusu faturaların içeriğinde yer alan ve ödemiş olduğu cezai şartların iadetan tahsilini davalıdan talebe hak kazandığı belirtilmiştir.
Dava, davalı tarafından tahakkuk ettirilen ceza bedellerini ödeyen davacının, bu bedelleri davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında, —- tarihli ve —-tarihli “Sistem Kullanım Anlaşmaları” akdedilmiş ve bu anlaşma ile birlikte taraflar arasında akdi ilişki kurulmuştur.
Bu sözleşmelerin ilgili maddelerinde, davacı/kullanıcı bakımından sözleşme ihlali sayılacak haller teker teker sayılmış ve her bir sözleşme ihlali halinde davacı/kullanıcının ödemekle yükümlü olacağı cezalar ve bunların hesaplanma usulleri belirtilmiştir.
Davalı, davacı/kullanıcıya göndermiş olduğu ——- tarihli bir yazı ile, davacı/kullanıcı aleyhine geçmişe etkili olarak tahakkuk ettirmiş olduğu, Ağustos 2011-Aralık 2012 arası döneme ilişkin “aylık cezai bedellerini” içeren faturalarda yazılı olan ceza bedellerini ödemesini talep etmiştir. Davacı/kullanıcı ise, önce bu fatura bedellerini ödemeyi reddetmiş ve fakat davalının tekrar ödeme talebinde bulunması üzerine, ihtirazi kayıtla ödemiştir.
Söz konusu fatura bedellerini ihtirazi kayıtla ödemiş olan davacı, daha sonra iş bu davayı açmış ve bu davada, “ödemiş olduğu fatura bedellerinin iadesine” karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında, sözleşme ilişkisi bulunduğuna, Ağustos 2011-Aralık 2012 arası dönem için ——- tarihinde, bu döneme isabet eden aylar için ayrı ayrı olmak üzere toplamda —-TL ceza bedeli tahakkuk ettirildiğine, bu bedelin davacı tarafından ——– tarihinde ödendiğine dair bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Davalının davacı aleyhine cezai şart tahakkuk ettirmeye hak kazanması için, önceden uyarıda bulunma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, ceza tahakkuklarının sözleşmeye uygun olarak tahakkuk ettirilip ettirilmediği, cezai şart tahakkuklarının sözleşmeye uygun bir şekilde tahakkuk ettirilse bile davalının, geçmişe etkili olarak tahakkuk ettirip fatura ettiği bu cezai şart tutarlarını davacıdan talebe hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
-Davalının davacı aleyhine cezai şart tahakkuk ettirmeye hak kazanması için, öncesinde uyarıda bulunma yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi: Davacı, davalının davacı aleyhine ceza tahakkuk ettirmesi için, sözleşmenin ilgili hükümleri gereği öncelikle, cezai şartın tahakkuk ettirilmesine yol açan sözleşme ihlalinin giderilmesi için davacıya uyarıda bulunma yükümlülüğü altında olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, sözleşmelerin ilgili hükümleri gereği, sözleşme ihlalinin süreklilik arz ettiği haller ile gerçekleştiği anda sona eren ve zarara yol açan ani ihlal hallerinde cezai şart tahakkuk ettirmek için öncelikle uyarıda bulunma yükümlülüğünün bulunmadığını ileri sürmüştür. Taraflar arasında akdedilmiş olan ————- tarihli sözleşmenin 10-Cezai Şartlar başlıklı maddesinde yer alan hükme göre; davacı/kullanıcının ilgili mevzuat hükümlerini ve/veya sözleşme hükümlerine ihlal etmesi halinde, davalı———– uyarısına rağmen ve uyarıda belirtilen süre içinde ihlali sona erdirmediği takdirde, davalı/—— hükmün devamındaki tabloda belirtilen cezai şartları uygulayacaktır; yani cezai şartları tahakkuk ettirecektir. Ancak, söz konusu hükmün devamında yer alan tabloda düzenlenmiş olan her bir cezai şartın tahakkuku için gerekli olan şartlar incelendiğinde; bazı cezai şartların tahakkuku için, öncesinde uyarında bulunma yükümlülüğü getirildiği halde, diğer bazı cezai şartların tahakkuku için ise, öncesinde uyarıda bulunma yükümlülüğünün getirilmediği görülmektedir. Dolayısıyla da, sözleşmenin 10-Cezai Şartlar başlıklı maddesinde yer alan hüküm, bu hükmün devamında yer alan tabloda yer alan hükümler ile birlikte yorumlandığında; davalının cezai şart tahakkuku için uyarıda bulunma yükümlülüğü olmadığı kanaatine varılmıştır.
-Davalının, dava konusu faturaların içeriğinde yer alan cezai şart tutarlarını sözleşme hükümlerine uyğun olarak tahakkuk ettirip ettirmediği ve bu cezai şart tutarlarını sözleşme hükümlerine uygun olarak hesaplayıp hesaplamadığı hususlarının değerlendirilmesi: Cezai şart tutarlarının haklı olarak tahakkuk ettirildiklerini ve usulüne uygun olarak hesaplandıklarını gösteren somut deliller bulunmadığından, dava konusu faturaların içeriğinde yer alan cezai şart tutarlarının sözleşmeye uygun olup olmadığı noktasında, bilirkişi heyeti tarafından dosyadaki veriler hesaplamaya yeterli görülmemiştir.
-Davalının, dava konusu faturaların içeriğinde yer alan cezai şart tutarlarını sözleşme hükümlerine uygun olarak tahakkuk ettirdiği ve bu cezai şart tutarlarını sözleşme hükümlerine uygun olarak hesapladığı kabul edilse bile: Taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmelerde (her iki sözleşmede) yer alan ve dava konusu faturalardaki cezai şart tutarlarını düzenleyen cezai şart tablolarında; “kullanıcının (davacının) o ayki Sistem Kullanım Fiyatına göre hesaplanan bedelin %50’si oranında cezai şart uygulanır” hükmüne (14.01.2011 tarihli sözleşme hükmü) ve “kullanıcının o ayki sistem kullanım fiyatına göre hesaplanan bedelin %0,5’i oranında ceza uygulanır” hükmü (27.06.2012 tarihli sözleşme hükmü) yer almaktadır. Davalının da, dava konusu faturaların içeriğinde yer alan cezai şart tutarlarını, bu hükümlerde belirtilen hesaplama yöntemlerini uygulamak suretiyle hesapladığı anlaşılmaktadır.
Yine, taraflar arasında akdedilmiş olan 27.06.2012 tarihli sözleşmenin 2-MAKSİMUM ENERJİ ALIŞVERİŞ KAPASİTESİ başlıklı maddesinde, “Kullanıcının maksimum enerji alışveriş kapasitelerini ihlal etmesi durumunda ——– bu anlaşmanın 9’uncu maddesi kapsamındaki yaptırımları uygular ve ihlalin tekrarlanmaması için kullanıcıya bildirimde bulunur. Kullanıcıya —– tarafından kesilen ve aldığı/verdiği gücü belirten faturalar bildirim yerine geçer, bu durumda ayrıca bildirim yapılması gerekmez”.
Yukarıda açıklanan bu sözleşme hükümlerinin yorumundan çıkan anlama göre; faturaların aylık olarak düzenlenmesi gerektiğinden ve ceza bedellerinin fatura ile bildirimi öngörüldüğünden, faturaların ceza davacı aleyhine tahakkuk eden cezai şartlar da, davalı tarafından, ilgili ayın sonunda hesaplanmalı, faturaya bağlanmalı ve bu faturalar davacıya bildirim olarak gönderilmelidir.
Ne var ki davalı, Ağustos 2011 – Aralık 2012 arasındaki dönemde her ay için davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını, —– tarihine kadar hesaplamamış, faturaya bağlamamış ve davacıya bildirim olarak göndermemiştir. Davalı, Ağustos 2011 – Aralık 2012 arasındaki dönemde her ay için davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını,——- tarihinde faturaya bağlamış ve geçmişe dönük olarak düzenlediği faturaları davacıya bildirim olarak —– tarihli yazısıyla göndermiştir.
Dolayısıyla davalı, ———- tarihli sözleşme dönemine davacı aleyhine her ay tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını, işbu sözleşmenin sona erip diğer sözleşmenin akdedildiği —–tarihinde dahi faturaya bağlamamış, davacıya bildirim olarak herhangi bir cezai şart faturası göndermemiştir. Yani davalı,——— tarihli sözleşme döneminde davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarının tahsilini, bu sözleşmenin sona erip —– tarihli yeni sözleşmenin akdedildiği —– tarihinde dahi henüz davacıdan talep etmemiştir, öte yandan, —– tarihli sözleşmenin akdedildiği tarihte davalı, —— tarihli önceki sözleşme döneminde davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını talebe ilişkin hakkını saklı tuttuğu hususunda bir ihtirazi kayıt koymamıştır. Yine davalı, Ağustos 2011 – Aralık 2012 arasındaki dönemde her ay için davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını, davacıdan talep etme hakkını saklı tuttuğuna ilişkin bir ihtirazi kayıt koymadan, bir sonraki ayda da davacıya elektrik kullandırmaya devam etmiştir.
Her şeyden önce davalının, Ağustos 2011-Aralık 2012 arasındaki dönemde her ay için davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını, davacıdan talep etme hakkını saklı tuttuğuna ilişkin bir ihtirazi kayıt koymadan, bir sonraki ayda da davacıya elektrik kullandırmaya devam etmekle, TBK.md.179/f.2 uyarınca, cezai sart talep etme hakkını kaybettiği kabul edilmiştir.
Öte yandan davalının, her bir cezai şartın tahakkuk ettiği ilgili ayın sonunda (ya da bir sonraki ayın başında) ilgili cezai şart tutarını fatura edip bu faturayı davacıya bildirim olarak göndermemek ve 27.06.2012 tarihli sözleşmenin akdedildiği terinte dahi, 14.01.2011 tarihli önceki sözleşme döneminde davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını fatura edip ilgili faturaları bildirim olarak davacıya göndermemek suretiyle, davacıdan artık cezai şart talep edilmeyeceğine dair davacı nezdinde haklı güven oluşmasına sebebiyet verdiği; dolayısıyla da davacı aleyhine tahakkuk etmiş olan cezai şart tutarlarını geriye dönük olarak fatura edip 15.05.2013 tarihli yazısı ile bu fatura bedellerinin tahsilini talep etmesinin “çelişki davranış” oluşturduğu, bunun da MK.md.2 anlamında dürüstlük kurallarına aykırı davranış (hakkın kötüye kullanılması) oluşturduğu, bu nedenle MK.md.2 uyarınca da davacının cezai şart talep etme hakkını kaybettiği kabul edilmiştir.————
Davalının, cezai şart bedellerini sözleşmeye uygun bir şekilde tahakkuk ettirip ettirmediği bir yana, yukarıda açıklanan gerekçelerle davalının, cezai şart bedeli talep etme hakkını kaybettiği anlaşıldığından, davacının ödediği cezai şart bedellerinin davacıya iade edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacının dayanağının, sebepsiz zenginleşme hükümleri olduğu, TBK.nun 117’nci maddesinin 2’inci fıkrasında, sebepsiz zenginleşmede temerrütün zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte, ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde ise bildirim tarihinde gerçekleşeceğinin düzenlendiği, somut olayda ise yukarıda da belirtildiği üzere, davalının cezai şart bedeli tahakkukunun dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığı, davacının iyiniyetle hareket etmediği anlaşıldığından temerrütün zenginleşme tarihi olan 27/05/2013 günü gerçekleştiği kabul edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, 164.040,41 TL’nin 27/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 11.205,60 TL harçtan peşin alınan 853,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.351,70 TL’nin davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 853,90 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 25,20 TL, 3,80 TL vekalet pulu, 2560,00 TL yargılama gideri olmak üzere toplam 2589,00 TLnin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 15792,42 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.07/03/2019