Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/642 E. 2023/287 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/642 Esas
KARAR NO: 2023/287
Asıl dava yönünden;
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan), Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
——davası yönünden;
DAVA: Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 20/11/2018
KARAR TARİHİ: 30/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan), Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 22.01.2017 tarihinde davalılardan —- sürücüsü——maliki ve diğer davalı ——- olduğu —- plakalı araç önünde giden —– plakalı araca arkadan çarptığını, —— plakalı aracın da çarpmanın şiddetiyle orta şeride savrulduğunu ve orta şeritte seyreden müvekkili şirkete —- sigortalı bulunan ve—- plakalı araca çarptığını, sonrasında —– plakalı aracın en sol şeride savrularak sol şeritte seyreden—– plakalı araca ve oradan da sağ şeride savrularak bu şeritte seyreden—— plakalı araca çarptığını, davaya konu kaza davalıların maliki, sürücü ve sigortacısı olduğu —-plakalı aracın—– plaka sayılı araca arkadan çarpmasıyla meydana geldiğinden davalı tarafın kazanın meydana gelmesinde —-kusurlu olduğunu, her ne kadar trafik kazası tespit tutanağında müvekkili şirketin sigortalı ——— plakalı araç sürücüsüne takip mesafesini koruyamadığı gerekçesiyle kusur atfedilmiş ise de bunun kabulünün mümkün olmadığını, zira kazanın oluş şekli dikkate alındığında—— plakalı araca çarpması sonucunda bu aracın savrularak müvekkili şirkete sigortalı———-plakalı araca çarpması nedeniyle —– plakalı araç sürücüsüne kusur yüklenmesinin düşünülemeyeceği, kusur belirleme uzmanlarınca tanzim olunmuş ekte sunulu kusur tespit formunun da aynı doğrultuda olduğunu, kaza nedeniyle müvekkili şirkete sigortalı —— plakalı aracın pert total hale geldiğini, müvekkili şirketçe —tarihinde sigortalısı araç malikine—- ödendiğini, aracın hasarlı şekilde —- bedelle satıldığını, hasar bedelini sigortalısına ödeyen müvekkili şirketin 6102 Sayılı TTK’ nun 1472. Maddesi uyarınca sigortalısının kanuni halefi durumuna geçtiğini, davalı tarafça, 44.420,00-TL bakiye hasar bedelinin müvekkili şirkete ödenmediğinden işbu davanın açılması zarureti hasıl olduğunu, davalılardan—–kazaya sebebiyet veren —– plakalı aracın trafik sigortacısı olup hasardan poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere sorumlu olduğunu,—— plakalı aracın olayda tam kusurlu olduğunu beyan ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; 44.420,00-TL tazminatın ödeme tarihi olan 22.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte (davalı —-teminat limiti ile sınırlı ve sorumlu olmak üzere) davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile———— plakalı aracın üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi için trafik kaydı üzerine teminatsız olarak ihtiyatı tedbir konulmasına karar verilmesini, talep etmiştir.

SAVUNMA:Davalı ——– vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, Davacı vekilinin müvekkili şirketin davaya konu kazada hukuki sorumluluğu olduğuna dair iddiaları tamamen haksız ve mesnetten yoksun olduğunu, dava konu kazaya karışan —- plaka sayılı aracın, — tarihinde imzalanmış olan—— kapsamında———- kiralanıp, bu firmaya teslim edildiğini, müvekkili şirketin sürücüyü istihdam eden ve/veya aracı işleten sıfatını haiz olmadığını, müvekkili şirketin, söz konusu aracın maliki olup, yukarıda anılan kiralama sözleşmesi sonucu bu sözleşmeden kaynaklı yükümlülüğünü ifa etmek amacıyla davaya konu aracı kiracı —— hâkimiyetine teslim ettiğini, davalı sürücünün —-kusurlu olduğunun kayıtsız şartsız kabulü mümkün olmayıp somut olaya karışan diğer araçlar yönünden de kusur incelemesi yapılması gerektiğini, huzurdaki davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün—–plaka sayılı araca arkadan çarparak savrulmasına neden olduğunu ve —- plaka sayılı aracın —— plaka sayılı araca çarpmasına yol açarak hasara neden olduğunu ve işbu kazanın gerçekleşmesinde ——sayılı aracın asgari takip mesafesini koruyamaması nedeniyle hasara uğradığını, somut olayda davacının sigorta teminatı altına almış olduğu araca çarpan aracın, müvekkili şirketin maliki olduğu araç değil —— plaka sayılı araç olduğunu, gelinen noktada başta sigortalı araç sürücüsü olmak üzere kazaya karışan tüm araçlar yönünden kusur tespiti yapılması gerektiğini, somut olayda davacının ihtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için gerekli şartların gerçekleşmediğini beyan ile, davanın esasına girilmeksizin, müvekkili şirketin pasif husumetinin bulunmaması nedeniyle davanın müvekkili şirket yönünden reddini, davanın, HMK 61 madde hükümleri uyarınca — plaka sayılı aracı kiralayan——– ihbarını, usule ilişkin itirazların reddedilmesi ve davanın esasına girilmesi durumunda haksız ve mesnetsiz açılmış davanın reddini, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini, talep etmiştir.

BİRLEŞEN ——- SAYILI DOSYASI :
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 22/01/2017 tarihinde dava dışı—— şirketi adına tescilli bulunan —– plakalı araç —– sevk ve idaresinde iken —– plakalı araca arkadan çarptığını orta şeride savrulduğunu, orta şeritte seyreden davacı şirkete ——– plakalı araca çarptığını kazanın meydana gelmesinde —— plakalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu kaza nedeniyle davacı şirkete sigortalı olan araç pert total hale geldiğini davacı şirketçe sigortalı araç malikine 60.000 TL ödeme yapıldığını, araç hasarlı şekilde 15.580 TL bedelle satın alındığını hasar bedelini ödeyen davacı şirketin sigortalısının halefi durumuna geçtiğini,kazaya sebep veren—– plakalı araç sürücüsü——- aracın trafik sigortacısı ——- esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ,——- tarafından sunulan beyan dilekçesinde aracın işbu dosya uzun süreli araç kiralama sözleşmesi ile kiralandığını bu nedenle işbu dosya ile ———– sayılı dosyasının birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:——-Birliği,———-Müdürlüğü’ne,—- Müdürlüğü’ne, ——-Müdürlüğü ——- —-, —– Müdürlüğü’ne, ——- Müdürlüğü’ne, ——- müzekkereler yazıldığı anlaşıldı.
Mahkememiz tarafından aldırılan ——- tarihli bilirkişi raporuna özetle;
“Mahkemece tarafımıza verilen görev çerçevesinde; Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu ——tarihinde meydana gelen olayda;
Kusur Yönünden;
a) Davalı tarafa sigortalı —-sürücüsü davalı—— %100 oranında kusurlu olduğu,
b) Dava dışı —-plaka sayılı ——-sürücüsü —–kusursuz olduğu,
c) Davacı tarafa sigortalı — plaka sayılı —- markaltip, —sürücüsü —– kusursuz olduğu,
d) Dava dışı—- plaka sayılı —- sürücüsü — ve dava dışı — plaka sayılı —sürücüsü ——–her birinin kendi adına ayrı ayrı kusursuz oldukları,
Hasar Yönünden;
a) ——- tarihinde meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin,——plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu olduğu ve hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu,
b) Davacı tarafa ait —– markaltip, —- durumdaki araçta meydana gelen hasar tutarının 44.420,00 TL olabileceği,” hususları tespit edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan 29/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
“1-Kaza tespit tutanakları baz alınarak yapılan incelemede ——– plakalı araçta meydana gelen hasar ile kazanın uyumlu olduğu,
2——- plakalı aracın hem orijinal hem de muadil/eşdeğer parçalar ile yapılacak onarım tutarının, 2. El rayiç bedelinin %144 oranında fazla olması sebebi ile aracın TAM HASARLI kabul edilip, Ağır Hasar / PERT olarak işlem yapılıp, 15.580 TL değerinde Sovtaj şatış tutarıyla değerlendirilmesinin piyasa rayici ile uyum olduğu,
3- Sovtaj değer düşümü gerçekleştirildikten sonra Davacı tarafından dava dışı sigortalıya ödenecek tutarın(Hasar Bedeli ) 44.420 TL olabileceği,
4- Davalı ve Davacı tarafların itirazları dikkate alınarak doğru kusur oranı hesabı yapılabilmesi için olay yeri —— görüntülerinin ilgili mercilerden müzekkere yazılarak talep edilmesi ve gelecek görüntüler neticesinde kusur oranının tespiti için —– dosyadaki bilirkişi heyetine eklenmesi,” hususları tespit edilmiştir.
—— tarihli raporunda özetle;
“A)-Davalı sürücü ——, %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu,
B)-Sürücü —— %50 (yüzde elli) oranında kusurlu olduğu, kanaatini bildirir müşterek rapordur.” hususları tespit edilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizin —-sayılı asıl davasının davalısı —— yönünden, davalının iflas etmiş olması, bu sebeple davanın onun yönünden ikinci alacaklılar toplanmasının yapılmasından sonra on güne kadar duracak olması ve ikinci alacaklılar toplantısının uzun süre yapılamamış olması (hüküm tarihi itibariyle hala yapılmamış olması) nedeniyle, davanın diğer davalılar yönünden sürüncemede kalmaması amacıyla tefrik kararı verilmiş, tefrik neticesinde dava Mahkememizin —— numarasını almıştır.
Mahkememizin —— tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı sigortacının kusurlu araç sürücüsüne, araç malikine ve aracın ——- karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır.
—– Esas sayılı birleşen davası ise —- tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı sigortacının kusurlu aracın uzun süreli kiracısına karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır.
a)—- Esas sayılı birleşen davası davalısı ——– husumeti yönünden;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. Maddesi uyarınca “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı —— uzun dönem araç kiralama sözleşmesi ile aracın zilyetliğini elde ettiğinden bahisle işleten sıfatıyla açıldığı, dosya evrakı incelendiğinde davalı——asıl dava davalısı ——- tarihli uzun dönem araç kiralama sözleşmesi bulunduğu, sözleşme incelendiğinden bunun niteliği itibariyle de uzun dönem araç kiralama sözleşmesi olarak kabul edilebileceği, sözleşmede işleten sıfatının kiracıya ait olduğunun da düzenlendiği, yine sözleşmene kapsamında kesilen faturaların da taraflarınca—- bildirildiği, bu sebeple sözleşmenin varlığı ve sağlığı hususunda herhangi bir tereddüt bulunmadığı, yine dava konusu —- tarihli trafik kazasının sözleşmenin devamı sırasında ve aracın davalı —- iken gerçekleştiği, bu sebeple işleten sıfatının aracın maliki olan esas dava davalısı—–değil, birleşen dava davalısı —– olduğu kanaatine varılmıştır.
b)Mahkememizin—–birleşen davasının esası yönünden;
Mahkememizin —— tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı sigortacının kusurlu araç sürücüsüne, araç malikine ve aracın —— karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır.
—— tarihli trafik kazası nedeniyle sigortalısına tazminat ödemesi yapan davacı sigortacının kusurlu aracın uzun süreli kiracısına karşı açtığı rücuen tazminat davasıdır.
Dava sebebi olay davacıya —– ile sigortalı—– plakalı araç ile davalı davalı —– sevk ve idaresindeki, yukarıda açıklandığı gibi davalı——işletiminde bulunan ve davalı sigorta şirketinin zmms sigortacısı olduğu ——- plakalı aracın karıştığı 22/01/2017 tarihli trafik kazasına ilişkindir.
Davacının sigortalısına 22/02/2017 tarihinde pert bedeli olarak 60.000,00 TL ödediği, aracın hasarlı olarak 15.580,00 TL bedelle satıldığı görülmüştür.
Davacının davalı sigorta şirketine 09/03/2017 tarihinde başvuru yaptığı görülmüştür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesi uyarınca “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.(…)”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1473/1 maddesi uyarınca “Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleşmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleşmede öngörülen ve zarar daha sonra doğsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleşen bir olaydan kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleşmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.”
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1478 maddesi uyarınca “(1) Zarar gören, uğradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleşmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak şartıyla, doğrudan sigortacıdan isteyebilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca “Zarar görenin, ——- öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 99. maddesi uyarınca “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde ——– sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.”
Kazanın gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesi uyarınca “(1)——– tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. (…) Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi uyarınca “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. (…)”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. Maddesi uyarınca “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 99. Maddesi uyarınca “(1)Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir. (2)Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. (3)Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.”
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, esas ve birleşen davaların trafik kazası nedeniyle sigortalısına hasar bedelinden kaynaklı sigorta tazminatı ödeyen davacı sigorta şirketinin TTK 1472 uyarınca kusurlu şahsa/araç işletenine ve zmms sigortacısına karşı rücuen tazminat alacağına dayalı tazminat davası olduğu, davanın davalı——karşı haksız fiilden, davalı —- araç işleteni olmasından dolayı KTK md. 85 kaynaklı ve diğer davalı sigorta şirketi yönünden ——– poliçesi kaynaklı olduğu, davalı —- sorumluluğundan bahsedebilmek için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin bulunması, davacının zarara uğramış olması ve zarar ile fiil arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği, yine davalı sigorta şirketinin de hasarın sigorta poliçesi limit kapsamında kalması durumunda bu kapsam ve limitte—-plakalı araç sürücüsü ———- kusuru oranında zarardan sorumluluğunun olacağı, yine davalıların sorumluluğunun tespit edilmesi halinde yukarıda atıf yapılan TBK 61 maddesi uyarınca müteselsil sorumluluklarının bulunduğu, dava sebebi olayın davacıya kasko sigortası ile sigortalı —— plakalı araç ile davalı davalı —– sevk ve idaresindeki, yukarıda açıklandığı gibi davalı ——- işletiminde bulunan ve davalı sigorta şirketinin zmms sigortacısı olduğu—— plakalı aracın karıştığı ——–tarihli trafik kazasına ilişkin olduğu, davacının dava dışı sigortalısına ödeme yaparak TTK 1472 uyarınca hukuken sigortalısının yerine geçtiği (halef olduğu), bu sebeple—— plakalı aracın —— olan davalıya ve kusurlu şahsa/araç işletenine dava açmakta aktif husumetinin bulunduğu, davacının dava açılmadan önce KTK 97 uyarınca davalı sigorta şirketine başvuru yaptığı, herhangi bir ödeme yapılmadığı, özel dava şartının somut olayda yerine getirildiği, —– raporunda da tespit edildiği üzere olayın——-sıralarında, Davalı sürücü —— sevk ve idaresindeki —— istikametine seyir halinde iken olay mahalli olan——-ayrımına geldiği sırada ———- kısımlarıyla, önünde aynı istikamete seyreden sürücü —— sevk ve idaresindeki —– arka kısımına çarpması akabinde —– savrulup orta şeride konumlandığı ve—— ise yolun sağındaki bariyerlere çarpıp durduğu sırada 1.kazanın meydana geldiği; daha sonra——- plakalı ——— arka kısımlarının, aynı istikamete geriden gelmekte olan sürücü ——– sevk ve idaresindeki —- plakalı —–sağ yan ön kısımlarının çarpışmaları, bu çarpışmanın etkisinde —- plakalı aracın sola doğru savrulmasıyla sol arka yan kısımlarıyla sol şeridi takiben gelen sürücü —— ön kısımlarının çarpışmaları, bu çarpışmanın etkisiyle de —–sağa doğru savrulup sağ yan kısımlarıyla, aynı istikamete seyreden sürücü —– sevk ve idaresindeki —— plakalı —– sol yan kısımlarıyla çarpışmaları neticesinde” şeklinde meydana geldiği, her ne kadar—— raporunda davacının sigortacısı olduğu araç sürücüsüne kusur atfedilmiş ise de mahkememizce buna itibar edilmesinin mümkün olmadığı, —– raporu ile zararın gerçekleşmesine sebep olayın birinci kaza ve ikinci kaza şeklinde sınıflandırıldığı ayrı olarak değerlendirildiği ancak somut olayda bu ayrımın yapılmamasının hale uygun olmadığı, zira davacının zarara uğramasına yol açan olay zincirinin bir bütün olduğu ve ilk halkasının davalı sürücü —– sevk ve idaresindeki —— yolunu takiben—- seyir halinde iken olay mahalli olan———-ayrımına geldiği sırada ——— ön kısımlarıyla, önünde aynı istikamete seyreden sürücü —— arka kısımına çarpması olduğu, bu çarpma olayında davalı araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu, zincirin diğer halkalarının buna bağlı ve zorunlu olarak geliştiği ve eğer salt bu olmasa idi diğer hareketlerin gerçekleşmeyeceği, zira belirtilen ilk hareketin davalı —-plakalı araca yönelik gerçekleşmesinden sonradır ki —- plakalı aracın davacının sigortalısı —– plakalı ——- sağ yan ön kısmına çarpması ve bu çarpışmanın etkisiyle —- plakalı aracın sola doğru savrulmasıyla zararın gerçekleştiği, bu noktada artık davacının sigortalısı —— iradi ve kusurlu bir fiilinden dahi bahsedilemeyeceği, davacının sigortalısı araç sürücüsü —– yönünden kazanın öngörülebilir ve engellenebilir olmadığı, bu sebeple davacı sigortalısının olayın ve zararın gerçekleşmesinde kusurunun bulunmadığı, dosyadaki tüm bilirkişi raporlarında davacı zararının sovtaj bedeli düşüldükten sonra 44.420,00 TL olarak tespit edildiği, mahkememizce bu raporlara itibar edilebileceği, zarar ile davalı—— hukuka aykırı ve kusurlu fiili arasında nedensellik bağının bulunduğu (bilirkişi raporunda zararın fiile uygun olduğunun tespit edildiği), zira zararın yukarıda ayrıntılı olarak ortaya konulduğu gibi davalının tamamen kusurlu fiili neticesinde gerçekleştiği, tüm bu sebeplerle yukarıda belirtilen esaslarla davalıların tespit edilen 44.420,00 TL alacaktan müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, ancak davalı sigorta şirketinin sorumluğunun sorumluluğunun somut olayda 31.000,00 TL sigorta limitini aşamayacağı, sigorta şirketi tarafından dava konusu trafik kazası nedeniyle zarar gören başka üçüncü şahsa herhangi bir ödeme yapılmadığı, davalı —— temerrütün TBK 117/2 maddesi uyarınca olay tarihi olan 22/02/2017 tarihinde gerçekleştiği, sigorta şirketi yönünden ise temerrütün somut olayda başvuru tarihinden sonra 8 iş günü sonra 22/03/2017 tarihinde gerçekleştiği, yine alacağa davalı——— yönünden adi iş olması (davalının tacir sıfatının bulunmaması ve ticari işletmesini ilgilendirmemesi) nedeniyle yasal faiz, diğer davalıların (ve davacının) tacir olması nedeniyle ticari faiz işleyeceği kanaatine varılmış, tüm bu gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin —– sayılı asıl davasının davalıs—— yönünden davanın tefriki ile ayrı esasa kaydının yapılmasına,
2-Mahkememizin —– sayılı asıl davasının davalılar —-yönünden KABULÜ ile ve —–birleşen davasının KABULÜ ile, 44.420,00 TL tazminatın (davalı —–yönünden sigorta sorumluluk limiti olan 31.000,00 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) davalılar —– tarihinden, davalı —— tarihinden itibaren itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte (davalı—-yönünden yasal faizi ile birlikte) davalılar—— ve ——–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Mahkememizin ——- birleşen davası yönünden; Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen dava değeri (davalılar —– yönünden 44.420,00 TL; davalı —– yönünden sigorta sorumluluk limiti olan 31.000,00 TL) üzerinden hesaplanan ve alınması gereken 3.034,33 TL karar ve ilam harcından dava açılırken peşin olarak alınan 1.517,18 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.517,15 TL (davalı ——-) harcın davalılar ———müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Mahkememizin —— sayılı asıl davası yönünden; davacı tarafça yapılan 794,59 TL dava açma masrafı ve 4.433,80 TL bilirkişi/posta masrafından ibaret 5.228,39 TL yargılama giderinin davalılar—–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5—– sayılı birleşen davası yönünden; davacı tarafça yapılan 799,69 TL dava açma masrafından ibaret yargılama giderinin davalı ——- alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan gider avansının HMK’nun 333. Maddesi uyarınca hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgilisine iadesine,
7-Mahkememizin ——–sayılı birleşen davası yönünden; davacı yapılan yargılamada kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen dava değeri (davalılar —–; davalı——–) üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar——— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı ——vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine sunulacak dilekçe ile ———-mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/03/2023