Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/601 E. 2019/1032 K. 05.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/723 Esas
KARAR NO : 2019/1026

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/06/2018
KARAR TARİHİ : 05/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalıdan yapı malzemelerine yönelik çok sayıda ürün/montaj satın aldığı ve bedellerini ödediği, bu kapsamda yıllara yayılan bir ticari ilişki kurulduğu, davalı ile alım-sattm ilişkisinin sona erdiği —- yılı içerisinde davalı şirketin —– borcu bullunduğu. müvekkil tarafından—- tarihinde önceki borçlar için toplamda )—-adet senet verildiği, akabinde davalı taralından yapılan kabinler için —– bedelli genel sipariş — kesildiği., müvekkil şirketçe kabul edildiği böylelikle —-devreden borç —-olduğu, davalı larafa verilen 4 adet senet için ——— tarihinde iadesi ile birlikte meydana gelen —— tarihinde davalıya ——— hesabına— havale yapıldığı, 04.05.2017 tarihinde —– bedelli iki yeni senet verildiği, 16.06.2017 tarihinde davalıya ait— hesabına —.—– havale edildiği, bu şekilde——cari hesap borcu için —–ödendiği fazladan ödenen— karşılıksız kaldığı, müvekkil şirketin , anılan bütün senetleri gerek vadesinde ödediği gerek ise ciro ettiği ve tanzim edenler tarafından vadesinde ödenmeyen senetleri yıllık %9,75 ticari faizi ile icra dairesine ödediği, son olarak ——– tarihlerinde İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü — Fsas sayılı dosyasına toplamda —- ödenerek dosyanın kapatıldığı, davalı şirket tarafından ödenmeyen bütün senetler için hukuki lakip yapılmış ve tamamının faizi ile birlite ödenerek kapatılmış olduğu, bu durumda taraflar arasında cari hesap sözleşmesi olmadığı için müvekkil şirketin son senedini ödemesi ile birlikte karşılıksız kalan —- davalıdan talep ettiği, ödenmemesi üzerinde —-sayılı ilamsız icra dosyasının açıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durduğu, ve alacağın —– fatura numaralı — bedelli vade farkı faturasının ödenmiş olduğu, anılan faturanın kabul edilmediği, iade edildiği, faturanın davacı tarafından bir kere daha gönderildiği tekrar itiraz edildiğinin yinelendiği, vade farkının istenebilmek için taraflar arasında bu şekilde bir sözleşme bulunması veya taraflar arasında vade farkına ilişkin uygulamanın benimsenmiş olması gerektiği davalı şirketin geçmişe dönük bütünn alacaklar] ya peşin olarak yada faizi ile birlikte icra dosyasına zaten ödemiş olduğu, davalının takibe yönelik itirazlarının kötü niyetli olduğu belirtilerek , itirazın iptalinin ve takibin devamının davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemesinin, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının devam eden cari hesap ilişkisinde ödemelerin tümünü vadesinden sonra ve cebri icra altında ödediği, davacının avans ödemesi yaptığına ilişkin bir durumun söz konusu olmadığı, cari hesap ilişkisinde faturalarını vadesinde ödemeyen , ödeme karşılığı verdiği çek ve senetleri vadesinde ödemeyen davacını avans ödemesi yapmasını gerektirir bir siparişi bulunmadığı, dava dilekçesinde fazla ödeme olarak adlandırılan alacak iddiasının cevap dilekçesinde avans ödemesi olarak adlandırılmasının iddianın genişletilmesi olup muvafakatlarının bulunmadığını beyan ettikleri, müvekkil ile davacı arasında mevcut olmadığı belirtilen vade farkı anlaşması ile ilgili olarak fatura ve ticari kayıtlar incelendiğinde ödeme süresinin belirlendiğinin izahtan vareste olduğu , davacının ticari borçlarını vadesinde ödememe yönündeki itiyatı tahtında sürekli icra takibine geçildiği, icra takiplerinde vade talep edildiği vc ccbri icra altında davacı tarafça borçların ödendiği, bu manada davacının vade farkı anlaşması olmadığına ilişkin beyanların yersiz olduğu, vade farkının takipler ve faturalar yönünden itiraz görmemesi nedeniyle vade farkının teamül haline geldiği, davalının haksız itirazı sebebi ile İstanbul ——.Asliye Ticaret Mahkemesfnin —-.sayılı dosyası üzerinden alınan raporda “davaya konu—– cari hesap bakiyesi için —- ödeme Yapıldığı tespit edilmiş ve RAPOR TARİHİ İTİBARİYLE FİRMALAR ARASINDA ALACAK/BORÇ İLİŞKİSİ KAPATILMIŞTIR,” Tespitine yer verildiği . bu bilirkişi raporunun nazara alındığında müvekkil firmanın davacıya hiçbir borcunun bulunmamakta olduğu, TTK. 23.maddesininGccikmc halinde vade farkı tahsil edilir” hükmüne havi olduğu, vade farkının ticari hayatın olağan akışı gereği olduğu, müvekkilce davacı tarafından gönderilen ihtarnamelere borcunun olmadığı yönünde beyan verildiği, dosyanın incelenmesi sonucu 8.153 TL iadesini talep edilen tutara davacının icra yoluyla borçlarını ödemesinden mütevellit vade farklarına vc icra masraflarına kendisinin katlanmak zorunda olmasının yasa gereği izahtan vareste olduğu belirtilerek, davanın reddi, icra inkar tazminatının reddini. Davacının asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak ü/ere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, davacının HMK 329.m. mucibince cezalandırılmasını, iddianın genişletilmesine muvaffakati olmadıklarını , masraf vc ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğü—- Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı vekilinin —- tutarında alacağın tahsili için — tarihinde davalı aleyhine takip başlattığı, davalının takibi üzerine takibin durduğu ve davacı vekilinin 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili —- tutarındaki faturanın davalı firmaya fazladan ödendiğini iddia etmekte, davalı vekili ise söz konusu faturanın vade farkı faturası olduğunu iadesinin söz konusu olamayacağını savunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu, davacının davalıya ödemiş olduğu— tutarındaki fatura tutarının iadesinin mümkün olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
Vade farkının istenebilmesi için taraflar arasında bu yönde bir teamülün veya sözleşmenin bulunması gerekir.
Taraflar arasında vade farkı faturasına dair herhangi bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak SMM bilirkişisi tarafından yapılan incelemede taraflar arasında süre gelen ticari ilişkide davacı tarafından davalı adına —- tarihlerinde vade farkı faturalarının düzenlendiği ve tarafların cari hesap muavin kayıtlarında karşılıklı olarak söz konusu faturalara yer verdiği anlaşılmaktadır.
Bilirkişi tarafından yapılan incelemede de tespit edildiği üzere, takibe konu fatura haricinde taraflarca ayrı tarihlerde 2 defa vade farkı faturasının kesildiği anlaşılmakla taraflar arasında vade farkı faturasının teamül haline geldiğinin kabulü gerekmiş olup davacının ödemiş olduğu vade farkı fatura tutarının iadesi mümkün olmayıp davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE;
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli — harcın, davacı tarafından yatırılan ——- peşin harçtan mahsubu ile artan —- karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Red edilen dava yönünden —–tarifesine göre davalı lehine takdir olunan —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair karar gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı okundu.