Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/565 E. 2020/609 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/565 Esas
KARAR NO : 2020/609
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/05/2017
KARAR TARİHİ: 23/11/2020
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacılar ile Davalılar arasında imzalanan——– tarafından ihaleye çıkartılan —— ortak olarak girilmesi konusunda mutabakata varılmış olduğunu, söz konusu sözleşme uyarınca; ihale edilen İşin tamamının maliyeti davalıya ait olmak üzere inşa edileceği, yapılan harcamaları, otogar işletmesinden elde edilecek gelirden kar payı dağıtılmamak üzere geri alınacağı bu süreçte inşaatın tamamlanmasını müteakip otogar İşletmesinin Davacılar ———- hisseye sahip oldukları kurulacak ve/veya devralınacak yeni bir işletmeye devredilerek davalı şirketin işletmeden çekileceği konusunda anlaşma sağlandığını. Paha sonra Dava Dışı —– ortaklıktaki —– devretmesi sonucunda Müvekkil—- çıktığını, taraflar arasında imzalanan Ortaklık Sözleşmesinin 6. Md. sinde açıkça Davalı Müteahhit Şirketin otogar inşaatını tamamlamasını müteakip, otogar işletmesini %50 şer payla davacılarla birlikte kuracakları ortak şirkete devredeceğinin düzenlenmiş olduğunu, davacılar ile davalı arasında imzalanan söz konusu Ortaklık Sözleşmesi’ nin öncelikli amaçları ihale edilen işin inşai sürecinde doğmuş masrafların otogar işletmesinin gelirlerinden karşılanması, ihale edilen iş kendini amorti edene kadar müvekil Davacılardan ek bir talepte bulunulmaması, davacılar ve davalının katılımıyla kurulacak yeni bir şirketin otogar işletmesi işini devralarak faaliyete devam etmesi olduğunu, bu süreçte —— tarafından ihaleye çıkartılan —— sözleşme ve ortaklık kapsamında davalı şirketçe kazanılarak İdare ile sözleşme akdedildiğini ve inşaatın davalılar tarafından tamamlanarak —— faaliyete başladığını, müvekkil Davacıların bu süreçte yükümlülüklerini tam ve eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalı şirket ——– edimlerini ifa etmekten ısrarla kaçınarak Müvekkil Davacıları zarara uğrattığını ve açıkça taahhüt edilmiş olmasına rağmen Otogar İşletmesi için Müvekkil Davacılarla birlikte kuracakları ve Davacılar tarafından yönetilecek şirketin kuruluşundan imtina ettiklerini ve —— kendi şirketi üzerinden yapmayı sürdürdüklerini, davalıların, faaliyet tarihinden itibaren günümüze kadar otogarı işletmeye devam ettiğini, otogar için yapılan masraflar ve maliyetlerin otogarın işletilmesi sonucu elde edilen gelirle karşılandığını ve kar elde edilmeye başlandığını, ancak davalı şirketin Ortaklık Sözleşmesi’ nde öngörülen taahhütlerini yerine getirmediğini, davalıların da ortaklık haklarının bulunduğu yeni bir şirket kurularak otogar işletmesinin bu şirkete devredilmediğini ve sözleşmenin aynen ifası için davacılar tarafından yapılan başvuruların neticesiz bırakıldığını, bunun üzerine, müvekkil Davacılar tarafından ——-ihtarnamenin keşide edilerek davalılara sözleşme gereğinin yerine getirilmesi için süre verildiğini, ancak davalıların sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeme konusunda ısrarcı davrandıklarını ve haklı hiç bir gerekçeye dayanmayarak ifadan kaçındıklarını, söz konusu sözleşme ile davalı tarafın inşaatın bitirilmesini müteakip işletmeden çekileceğini ve işletmeyi müvekkil davacılara bırakacağını açıkça kabul etmiş durumda olduğunu, bu durumun davalının inşaat şirketi olması hasebiyle otogar işletmeciliğini bilmediği hususunun da ikrarı sonucunu doğurduğunu, hal böyleyken, davalıların sözleşmeye aykırı davranarak İfadan kaçındıklarını ve bilmedikleri bir işi yapmaya çalışarak müvekkil davacıların zarara uğramasına sebebiyet verdiklerini, müvekkil Davacıların gerçek işinin otogar işletmeciliği olmakla bu sözleşmeye bu vasıflan sebebiyle dâhil olduklarını, yaklaşık —– boyunca sözleşme konusu——— elde edilen tüm gelirlerin davafı tarafça alındığı gibi işletmenin basiretli bir tacir gibi işletilmemesi nedeniyle de gelir kaybı ve zarar doğduğunu, davaların eylemleri nedeniyle gerek —–yapılan şikeyetlerde, gerekse mevcut fiili durumda boş dükkânlar bulunması, gerekli denetiminin yapılmaması, kiracı ve işletmecilerin taleplerinin yerine getirilmemesi, İşletme bünyesinde bulunan otelin çalıştırılmaması vs hallerin bu durumu doğrular nitelikte olup, tüm bu hususların gelir kaybına yol açmakta olduğunu, Oysa —— biien Müvekkil Davacılar tarafından —-işletilmesinin sağlanmış olması halinde, davalların elde ettiği gelirlerden çok daha fazlasının sağlanmış olacağını, Davalının sözleşmeyle taahhüt ettiği işletmeyi devretmemesi, işletmeyi kendi yönetme ısrarı, ihmal ve kusur içeren kötü yönetimi işletmeden beklenen cirolara ulaşılamaması sonucunu doğurduğunu, bu durumun Davacıların gelir kaybına yol açtığı gibi belediye ile yapılan işletme sözleşmesinin süreli olması sebebiyle her geçen gün telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet verdiğini, 3,5 yıllık süreç içerisinde elde edilen ciroların beklenen ve olağan işletme cirolarınm oldukça altında kaldığını, Davalı Şirketin Ticari Defterlerinin incelenmesi neticesinde davalıların kötü yönetimi sebebiyle oluşan kar kaybı ve Müvekkil Davacıların zararının subuta ereceğini, Davalılarca bu süreçte —— gereklerini yerine getirilmemesi, —eksikliklerin giderilmemesi, bu yönde yapılan başvuru ve şikâyetleri cevapsız bırakmasının —– olan ilginin azalmasına, Yazıhanelerin ve Tesislerin boş kalmasına ve de olası Kira ve İşletme Gelirlerinden mahrum kalınmasına sebebiyet verildiğini, davalı otogarda çalışan elemanların yemek paralarının bir süreden beri ödenmeyerek ve işyerinin hizmet kalitesinin verimliliğini düşürülerek gelir kaybına yol açıldığrnı, Davalılarca otogar işletmesiyle ilgili müşteriler, belediye, kamu tarafından verilen şikâyet/talep dilekçelerine hiçbir surette cevap verilmemekte, dilekçelerin dikkate alınmamakta ve bu durumun otogardaki yazıhanelerin boş kalması ve otogarla ilgili talebin olmaması sonucunu doğurmakta olduğunu, davalıların, Davacıların bilgisi olmaksızın kendi yakınlarına sebebi belli olmayan ücretler ödediğini, işletme ile ilgili olmayan kişileri işletmede sigortalı göstererek bu kişilerin giderlerini işletme gelirinden karşılamak suretiyle davacıları zarara uğrattığım, Davalının bir takım şahsi giderlerini hukuka aykırı olarak işletmeden karşılayarak Kar ve Gelir kaybına yol açtığını, esasen potansiyeli mevcut olan ve Ayvalık ilçesinde tek otogar işletmesi olan söz konusu işletmenin titiz ve iyiniyetli bir çalışma ile mevcut cirosunun çok daha üstünde cirolara ulaşabilecekken özellikle kötü yönetilmesi ve telef olmasına rağmen gelirlerden mahrum bırakılması, davalının Müvekkil davacılara karşı bilinçli ve istikrarlı bir caydırma politikası uyguladığı kanaatini oluşturduğunu ve davacının bu eylemlerinin 15 yıllık işletme hakkı olan otogar işletmesini kar getirmeyen bir işletme görüntüsü vererek Davacıların işletme taleplerinden vazgeçmelerini sağlama hedefindende olduğunu, davalı taraf işletmeyi taahhüt ettiği gibi devretmemesine gerekçe olarak, inşaat maliyetinin henüz karşılanmadığı gerekçesini İleri sürdüğünü, mahkemece de tespit edileceği üzere geçen 3,5 yıl içerisinde inşaat maliyetinin davalılarca fazlasıyla karşılanmış olup bu durumun davalı defterleriyle de subuta ereceğini. —- davalıların kötü yönetimine rağmen bu haliyle bile maliyetini karşılayarak kar etmeye başladığım, maliyetini karşılayarak kara geçilmiş bir işletmede Müvekkil Davacıların sözieşmesel hak ve alacaklarının karşılığının kendilerine verilmemekte, yönetime ve işletmeye katılmaları da engellenmekte bu sebeple işletmenin daha verimli ve karlı hale getirilmesine engel olunmakta olduğunu, Davalıların müvekil Davacılarla imzaladıkları —– doğan edimlerini ifa etmemeleri sonucu ortaya çıkan zararı tazmin etmekle yükümlü olduklarını, Taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesinin BK/ nun 620 ve devamında düzenlenen “adi ortaklık” yapısı içerisinded olduğunu, Söz konusu sözleşmede kar payının ne şekilde düzenleneceğinin açıkça belirtilmiş olmakla inşaat maliyeti çıktrktan sonra kar payının—– şeklinde paylaşılması usulüne göre bir şirket kurulması planlandığını, Davalıların tüm eylem ve fiillerinde kendilerinden beklenen özeni göstermedikleri gibi, açıkça sözleşme ile üstlenmiş oldukları ifa yükümlülüğünü de yerine getirmedikleri ve ortaklığın amacının gerçekleşmesinden imtina ederek kendi menfaatleri doğrultusunda iş ve işlem yaptıklarını, Sözleşmenin 3. Md.’ sinde davalı —–olarak tayin edilmiş olup, aynı zamanda da otogar işletmesinin fiilen ve resmiyette işleticisi durumunda olduğunu, bu durumun sözkonusu davalının yönetici ortak sıfatına sahip olmasr sonucunu ve Kanunun yönetici ortağa yüklemiş olduğu vekâlet ilişkisi, işler yapılırken tüm gösterilmesi gereken özeni ağırlaştırılmış haliyle yerine getirmesi yükümlülüğü doğurduğunu, Davalı tarafın sözleşme konusu işin ifasında gerekli özeni göstermediği gibi ortaklık sözleşmesinin belirlediği edimleri de ifadan kaçındığını, bu durumun İşletme sözleşmesinin bundan sonraki dönemini tehlikeye attığı gibi Müvekkil davacıların telafisi güç zararlarına da yol açacağını, Davalı tarafın kasti ve kusurlu eylemleri karşısında ortaklık sözleşmesinin feshini talep etmek zaruretinin hâsıl olduğunu, Yargıtay kararlarında ve doktrinde kabul edilen görüş uyarınca, davarların Müvekkil davacıların zararını, ortaklık haklarının teslim edilmemesinden kaynaklanan kar kaybını, somut gelir kaybı ve otogarın gereği gibi işletilmesi halinde ulaşacağı potansiyel gelir ile somut durum arasındaki fark gibi kalemleri de kapsayacak şekilde tazmin etmesi gerektiğini,—– doktrinde açık bir biçimde kabul edildiği üzere işbu davada benzeri olaylarda zararın ve tazminat miktarının tespiti noktasında sözleşmedeki edimin gereği gibi ifa edilmesi sonucu ulaşılması hedeflenen haklı menfaatlerin tümü gözü önünde bulundurulmam gerektiğini, Bir başka ifadeyle, davalı yanın davacılarla imzaladığı—– gereği gibi ifade ederek işletmeyi müvekkillerimmde ortak olduğu şirkete devretseydi ve otogarı basiretli bir tacir gibi işletseydi varsayımıyla oluşacak hukuki ve maddi durumun esas alınması gerektiğini. Zira davalılar tarafından davacılara taahhüt edilen fayda ve menfaatin, yine davalıların kendi kusurlu ve eksik tasarrufları sonucu meydana gelemediğini, —– sureli olduğunu, Müvekkil Davacıların davalılarla imzalamış olduğu ortaklık sözleşmesindeki beklentilerinin otogar inşaat maliyetleri çıkarıldıktan sonra geriye kalan süre boyunca elde edilen gelirden —–kar amacı olduğunu, yapılan araştırmalara göre davalı otogarın faaliyete geçtiği tarihten bu yana geçen —-yılda otogar inşaat maliyetini fazlası ile çıkartarak kara geçtiğini. Ne var ki Davacıların davalının ortaklık sözleşmesindeki edimlerini ifa etmemesi nedeni ile bu döneme kadar ki kardan mahrum kaldığı gibi, sözleşmesinin feshi sebebi ile de fesihten sonraki geriye kalan süreden elde edeceği kardan da mahrum kalacağını, Ortaklık sözleşmesinin davalının kusuru ve edimlerini ifa etmemesi sebebi ile haklı nedenle feshedilmiş olacağı izahtan vareste olduğunu, bu durumda davalının fesih tarihine kadarki yoksun kalınan kardan ve Mahkemenin vereceği fesih kararından sonraki tarihten sözleşme sona erinceye kadar geçen sürede elde edilecek kardan da mahrum kalacağı bedelin fesih tazminatı olarak müvekkillerime payları oranlarında ödenmesi gerektiğini İddia ederek, Öncelikle davanın kabulü İle —– saklı kalmak kaydıyla davalıların fesih tarihine kadar Müvekkil Davacılara vermiş oldukları kazanç ve kar kaybı ile ilgili şimdilik — maddi tazminat ve yine fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile fesih tarihinden itibaren otogar işletme sözleşmesinin bitiş tarihine kadar mahrum kalınacak kazanç ve kar kaybı ile ilgili —fesih tazminatı olmak üzere toplam —– tazminatın tahakkuk tarihinden İtibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini Talep ve Dava etmişlerdir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacılarca Dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan ortaklık sözleşmesinde davalıların edimlerini yerine getirmediği, sözleşmeye konu —– Davalılara ait olmakla. Yapım Maliyetleri çıkartılanan kadar Kar Payının Davalılara ait olduğunun kabul edilmiş ve maliyetlerin çoktan karşılandığı iddia edilerek, davacı ortakların hisselerine düşen Kar Paylarının dağıtılmadığı gerekçesiyle davalılardan tazminat talep edilmiş olup, davacıların bu davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun ispata muhtaç bir dava olduğunu, Öncelikle Davacıların Sözleşme Şartlarına uymadığını. Sözleşmede iş kendini —- bulunulmayacağından söz edilmekte olup, açılış tarihi olan —- tarihine kadar ve bu tarihten sonra halen günümüze kadar olan zaman diliminde Ortaklardan —kendine göre Maaş adı altında para aldığını, Dava Dilekçesinde Davacıların Ortaklardan —- devredildiğinin ifade edildiğini, müvekkil davalıların bu hisse devrinden haberi olmadığı gibi, Ortaklık Sözleşmesinin 9.Md/ sinde Hisse Devrinin tüm ortakların onayı tabi olduğunun belirtildiğini, Davacıların Sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, Müvekkil Davalıların yapmış olduğu Maliyetleri çıkartamadığım, Otogar Yapım İşi yaklaşık —–Mal olmuş iken. Müvekkil Davalı Şirketin bugune kadar topladığı Gelirin ise çok—– kaldığını, dolayısıyla Gelirin Maliyetleri bu aşamada karşılamasının imkansız olduğunu, bunula beraber—- finansman giderleri, dahası işletme giderlerinin de devam ettiğini, Otogarın İşletmeye açılması ile İşletmeden sadece Kar edildiğini söylemenin Ticari Hayat ve işletme mantığıyla bağdaşmadığını, Müvekkil Davalıların Davacıların yanlış yönlendirmeleri sonucu bu yanlış yatırıma yöneldiğini, — öngörülenin çok üzerinde bir maliyete mal olduğunu ve karsız bir yatırım olduğunu, Davacılardan—– İşletmesinde sorun çıkararak —- verimli işletilmesine mani olduğunu, —- aynı zamanda —- da dikkate alınarak Kar Hesabının yapılması gerektiğini, — nufüsa sahip —– düştüğünü, bunun da —- artması anlamına geldiğini, sezon bitimiyle kalan —– sayısının çok büyük bir düşüm gösterdiğinin izahtan vareste olduğunu, Maliyetlerin 2-3 Yıllık bir sürede çıkartıldığı ve Kara geçildiği ifadelerinin mantıktan uzak olduğunu, Müvekkil Davalıların Sözleşmede belirtildiği şekli ile maliyetlerin çıkartılmasından sonra Davacıları Toplantıya çağırıp, Ortaklık Sözleşmesi gereği Yeni Şirket kurulumu konusunda hareket edeceğini savunarak, Davanın reddine karar verilmesini, Yargılama Giderleri ve Vekâlet Ücretinin Davacı üzerine bırakılmasını talep etmişlerdir.
Bilirkişi —- Tarafından Hazırlanan Raporda Sonuç İtibariyle;
Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile Davalı Şirketin sunduğu ticari defterlerindeki Kayıtları ve dayanağı belgeler üzerinde yapılan incelemeler neticesinde; Davaya konu —- yürüten ve ——-Tarihinden itibaren de Otogarı İşletme faaliyetini başlatmış bulunan Davalı Şirketin—–Tablolarındaki Mali Verilenden hareketle henüz karşılayamadığı, Davacılar Vekilinin Otogarın gereği gibi işletilmemesi gerekçesiyle Kazanç Kaybı Talebi ile Adi Ortaklığın Feshi/Tasfiyesi ve buna bağlı olarak Kar Mahrumiyeti Taleplerinin Takdirinin Raporumuzda yer alan Tespitler muvacehesinde Yüce Mahkemeye ait olacağı Sonuç ve Kanaatlerine varılmıştır.
Bilirkişiler —— tarafından hazırlanan raporda sonuç itibariyle; Davacının adi ortaklığın feshini ve tasfiyesini talebe hak kazandığını; fakat iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacaklarına hak kazanmadığı yönündeki kanaatlerini bildirmişlerdir.
Dava, —- kazanç ve kar kaybına ilişkindir
Uyuşmazlık taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır.
Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir.” hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK’nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalar ile, şahısvarlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.” hükmüne yer verilmiştir.
Adi ortaklığın tasfiyesi istemli davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakabilmesi için adi ortaklığın taraflarından en az birinin şirket olması ve istemin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgisi olması gereklidir.
Somut olaya bakıldığında, davacılar tacir olmadıkları gibi ticari işletmeleri de bulunmamaktadır. HMK 2.m hükmü uyarınca görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.
HMK 114/1-c maddesi uyarınca görev dava şartıdır.
HMK.nun 115. maddesine göre Mahkeme dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Tüm bu nedenlerle mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın GÖREV NEDENİYLE dava şartı yokluğundan HMK 114/1-c, 115/2 ye göre usulden REDDİNE,
2-HMK 20 md.ye göre kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haflatık süre içinde başvuru halinde dava dosyasının görevli ve yetkili——ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı asil ile vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde itiraz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2020