Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/533 E. 2019/1146 K. 06.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2017/533 Esas
KARAR NO: 2019/1146
DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ: 05/05/2017
KARAR TARİHİ: 06/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Kayıt Kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müflis —tarafından —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — E. sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesinin talep edildiğini, yerel mahkeme tarafından – tarihinde — iflasına karar verildiğini, iflas kararı gereğince şirketin tasfiyesinin —– -. İcra ve İflas Müdürlüğünce yürütülmeye başlandığını, ilgili iflas dosyasına toplam – TL tutarındaki (—- İcra Müdürlüğü -E. sayılı takip dosyası dolayısıyla) müvekkili şirket alacağı için – tarihli kayıt dilekçesi sunulduğunu, —– – İcra ve İflas Müdürlüğünce kendilerine gönderilen kararda, İstanbul -. İcra Müdürlüğü — Esas sayılı takip dosyasında kesinleşmeye dair derkenar olmadığı ve alacağın yargılamayı gerektiğinden bahisle taleplerinin reddedildiğini, iflas müdürlüğünün kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilgili takibin kesinleştiğini, müvekkilinin iflas erteleme yargılamasında müdahil olduğunu ve müdahilliğine müflis şirket ve diğer alacaklılardan herhangi bir itiraz olmadığını belirterek müvekkili şirket alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın İİK m. 235’de sözü edilen süreler içinde açılıp açılmadığının re’sen gözetilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının iflas masasına sunmuş olduğu belgelerde, alacağın miktar ve varlığı yönünden kesinleştiğini gösterir yeterli belge bulunmadığını, alacağın miktar ve varlığının yargılamayı gerektirdiğini, davacının ibraz ettiği belgelerle alacak kaydının mümkün olmadığını, iflas müdürlüğünün (İİK m. 233 hariç) masaya başvurulan alacakları araştırma görevinin olmadığını, alacağın doğup doğmadığı hususundaki ispat yükümlülüğünün alacaklı olduğunu savunarak; davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, İİK’nin 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
A)Davacının davalı müflis şirketten alacaklı olup olmadığı,
B)Alacaklı ise alacak miktarının ne kadar olduğu noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Hukuki açıklama: İİK’nin 235. maddesi uyarınca, sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. Bu davada, iflas idaresi müflis şirketi temsilen hasım konumundadır. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları davalar olup, genel mahkemelerdeki alacak davalarından farkı, süreye tabi olması, yetkinin kesin yetki olması, ticaret mahkemesinin görevli olması ve İİK’nın 235/3. maddesine göre basit yargılama usulünün uygulanmasıdır. Diğer yandan, genel mahkemelerde görülen alacak davası esnasında davalının iflasının açılması halinde dava, kendiliğinden kayıt kabul davasına dönüşür. —-
İflasta kayıt kabul davalarının masraf verilmediği takdirde ilandan itibaren İİK’nın 235. maddesi uyarınca 15 gün içinde açılması gerekir. (Yarg. -. H.D. – T. – E. – K.)
Bankaların kredi faiz oranlarının belirlenmesi ile ilgili olarak, bilindiği üzere,- tarihinde yürürlüğe giren -tarih ve – sayılı Kararname ve bu Kararname’ye ilişkin — tarih ve 20791 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 91/1 no.lu TCMB. Tebliğinin 2. ve 4. maddelerinde bankaların mevduat ve kredilere uygulayacakları azami faiz oranlarını vade ve türlerine göre serbestçe tespit etmeleri, bu şekilde tespit edilen mevduat ve kredi faiz oranlarını ve bunların yürürlük tarihlerini banka şubelerinde ilan etmeleri, ayrıca bu faiz oranlarını TCMB’na bildirmeleri esası getirilmiştir. Bu yeni düzenlemeye göre, belirli istisnalar haricinde (Reeskont kredileri ve Kredi kartları faizleri gibi), kredi işlemlerinde alınacak faiz oranları vade ve türlerine göre bankalarca serbestçe tespit edilmektedir.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
Dava, basit yargılama usulüne tabi olup, dilekçelerin teaitisi tamamlandıktan sonra, yöntemine uygun duruşma açılmış, kanıtlar toplanmak suretiyle ve konusunda uzman mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, ancak alınan rapora taraflarca yapılan itirazın değerlendirilmesi için dosya mali müşavir ve nitelikli hesaplamalar uzmanı bilirkişiye tevdi edilmek ve bu bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Buna göre;
3-a)—– -. İcra Müdürlüğü(İflas Müdürlüğü)’ne başvuru: Davacı vekili — havale tarihli başvuru dilekçesinde özetle, müvekkil ile müflis şirket arasında, — müteselsil kefil olduğu — tarihli faktoring sözleşmesi imzalandığını, akdolunan faktoring sözleşmesine istinaden müflis şirkete kredi kullandırıldığını, kredinin tahsil edilmemesi nedeniyle İstanbul -. İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyasıyla icra takibi ikame edildiğini, bahsi geçen dosyanın halen derdest bulunduğunu, İİK’nun 195 maddesine göre, iflasın açıldığı — tarihi itibariyle icra dosyası kapak hesabı sebebiyle müvekkilin müflis şirketten olan toplam — TL alacağının iflas masasına kaydı ile iflasın açılmasıyla birlikte işleyecek faizleri İİK 196 maddesi gereğince talep edildiği ve talebi — kayıt sıra numarasına kayıt edildiği görülmüştür.
İflas Müdürlüğüne sunulan —- hesap tarihli kapak hesabı;
TUTARAÇIKLAMA
2.063.707,50 TAKİPTE KESİNLEŞEN MİKTAR
138.223,76TOPLAM FAİZ (REESKONT AVANS %10,50)
81.155,61VEKALET ÜCRETİ(NİSPİ)
31,80 MASRAF
1.200,00MASRAF
2.284.318,67 TOPLAM şeklinde olduğu görülmüştür.
Davacı şirket kapak hesabı 2.284.318,67 TL olmasına rağmen icra dosyasına dayalı olarak 990.784,00 TL alacağının müflisin masasına kaydını talep etmiştir.
3-b)—– –. İcra Dairesi Müdürlüğü’nün yazısı: İlgili iflas müdürlüğünün — tarihli yazısında, ——-. Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas sayılı dosyasında – günü saat – itibaren iflasına karar verilen ve müdürlüğün– iflas sayılı dosyası ile iflas tasfiye işlemlerine başlanan müflis— iflas masasında, dosyanın İİK 218 uyarınca basit tasfiye olarak yürütüldüğü, iflas idaresi ve ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasının söz konusu olmadığı, müflis hakkındaki iflas kararının henüz kesinleşmediği, davacının — tarihli dilekçesi ile — TL alacağın kayıt talebinde bulunduğu ve – kayıt numarası ile alacak kaydının yapıldığı, alacak talebi hakkında İstanbul – İcra Müdürlüğünün – sayılı dosyasından takip yapıldığı, dilekçe ekinde kesinleşme ile alakalı derkenar bulunmadığı anlaşıldığından alacağın yargılamayı gerektirdiğinden tamamının reddine karar verildiği, sıra cetveli ilanı ve masa kararının davacı vekili —tarihinde tebliğ edildiği, sıra cetveli ilanının – tarihli — —yayımlandığı bildirilmiştir.
Sıra cetveli ve ret kararının davacı vekiline — tarihinde tebliğ edildiği dikkate alındığında – tarihinde açılan işbu davanın 15 günlük süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
3-c)Sözleşme: Davacı (Faktör) ile davalı müflis şirket (Müşteri) arasında —- TL limitli faktoring sözleşmesi imzalanmıştır.
3-ç)İcra takip dosyası: Davacı vekili tarafından İstanbul -. İcra Müdürlüğünün – sayılı dosyasıyla – tarihinde davalı borçlu müflis şirket, — aleyhinde başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde borçlulara gönderilen ödeme emri ile; — TL Senet alacağı, — TL Takip öncesi (Ticari reeskont avans) faizi + – TL %03 Komisyon — TL tutarındaki toplam alacağın, icra gideri, vekalet ücreti, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %10,5 oranında reeskont avans faizi ile birlikte ödenmesi talep edilmiştir.
Ödeme emri davalı müflis şirkete – tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu müflis şirket vekili bila tarihli dilekçesinde müvekkil şirket hakkında açılmış olan iflas ertefeme davasında —-. Asliye Ticaret Mahkemesinin – esas sayılı dosyasındam — tarihinde tedbir kararı verildiğini, tedbir kararında icra takiplerinin durdurulmasına, muhafaza işlemlerinin kaldırılarak davacıya iadesine, yeni takip yapılmamasına, hacizlerin kaldırılmasına, ihtiyati haciz uygulanmamasına karar verildiğini ileri sürerek karar gereğince işlem yapılarak müvekkil yönünden icra takibinin durdurulmasına, konulan haciz varsa hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulu —— Asliye Ticaret Mahkemesinin – esas sayılı iflas erteleme davasında mahkemenin — tarihli arar kararında, İİK’nun 206 maddesinin 1.sırada yazılı alacaklar için haciz yoluyla yapılan yada yapılacak takipler hariç olmak üzere davacı şirket aleyhine 6183 sayılı kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiç bir takip yapılmamasına ve yapılmış takiplerin tedbiren durdurulmasına karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır,
3-d)Takip dayanağı bono: Davacı tarafından icra takibine, davalı müflis şirket ve kefilleri -, – tarafından – tanzim tarihli – vade tarihli – TL tutarlı, bedeli nakden ahzolunmuş bononun — emrine düzenlenmiş olduğu ve — TL’lık kısmı takibe dayanak gösterildiği anlaşılmaktadır.
3-e)Revize borç tasfiye protokolü: İlk raporu düzenlenen mali müşavir bilirkişi — tarafından, davacı—-.- müşterek borçlu müteselsil kefil— arasında, taraflar arasında yapılan — tarihli protokolün ödemeye ilişkin şartlarını düzenleyen “Ayrıntılar” başlıklı 3. maddesinde yer alan ödeme planı ve borç tutarının (— tarihli protokolde belirtilen icra dosyalarına ek olarak protokole konu – nolu çekler içinde borçlu hakkında, alacaklı tarafından İstanbul -. İcra Müdürlüğünün — – sayılı dosyaları üzerinden başlatılan icra takipleri de dahil edilerek) aşağıdaki şekilde — tarihinde revize edildiği tespit edilmiştir.
TARİH TUTAR
—-

































TOPLAM.790.678,00
Bilirkişi incelemesi sırasında sunulan – tarihli revize borç tasfiye protokolünde müflis şirket kayyımları olan—– imzaları bulunduğu tespit olunmuştur.
3-f)Davacı şirket ticari defterleri: Tarafların lk raporu düzenlenen mali müşavir bilirkişi— tarafından düzenlenen rapora itirazları üzerine mali müşavir bilirkişi— tarafından düzenlenen— tarihli bilirkişi raporunun ilgili bölümünde, davacının işbu davaya konu — yılına ilişkin ticari defterleri incelenmiş olup, davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre, iflas tarihi olan – tarihi itibariyle, davacının davalı müflisten —TL alacağı bulunduğu tespit olunmuştur.
3-g) Müflise ait ticari defterlerin incelenmesi: Dosyada mevcut belgelere göre gerek ilk raporu düzenlenen mali müşavir bilirkişi, gerekse ikinci heyette yer alan mali müşavir bilirkişi tarafından müflisin ticari defterlerinde, müflisin davalıya – tarihi itibariyle – TL borçlu durumda gözüktüğü tespit olunmuştur.
3-ğ)Davacının alacağının hesaplanması: Derdest davada davacı— davalı şirket Müflis — imzalamış oldukları – tarihli Borç Tasfiye Protokolü ve bu protokolün eki ve ayrılmaz bir parçası niteliğindeki – tarihli Revize Borç Tasfiye Protokolü uyarınca, Müflis —iflas masasına – TL tutarında alacak kaydı yapılmasını talep etmiştir. Davacı şirket – tarihli Revize Borç Tasfiye Protokolünde belirtilen toplam – TL tutarındaki alacağın, ödenmeyen taksitlere ilişkin işleyen temerrüt faizi ile beraber toplam – TL’ye ulaştığını belirtmektedir.
Taraflar arasında imzalanan “Revize Borç Tasfiye Protokolü” başlıklı ve- tarihli protokolde, protokolün konusu “-tarihli protokolde belirtilen icra dosyalarına ek olarak protokole konu—- no’lu çekler için de borçlu hakkında, alacaklı tarafından İstanbul —. İcra Müdürlüğünün – E: ve- E. sayılı dosyaları üzerinden başlatılan icra takipleri de dahil edilerek revize edilmesi” olarak tanımlanmıştır.
Dosyada “Revize Borç Tasfiye Protokolü” başlıklı ve —tarihli protokol bulunmakla beraber, bu protokolde atıf yapılan —- tarihli ana protokol yoktur. Mahkememizce bu asıl protokole ulaşılmamıştır. Bu ana protokolle ilgili olarak Mahkememizce, — tarihli duruşmada davacı vekiline, — tarihli ana protokolün nerede olduğuna yönelik soru yöneltildiği, bu soruya karşılık davacı vekilinin “Bilmiyoruz” cevabını verdiği, bunun üzerine aynı celsede, “Davacı vekiline — tarihli protokolü sunması veya nerede bulunduğunu bildirmesi için iki hafta süre verilmesine” şeklinde ara karar tesis edildiği, ancak davacının protokolü sunmadığı gibi protokolün nerede olduğuna dair herhangi bir açıklamada da bulunmadığı görülmüştür. Öte yandan, aynı celsede ——–. İcra Müdürlüğüne—- İflas sayılı dosyanın gönderilmesi için yazı yazılmış ve neticede İstanbul Anadolu -. İcra Müdürlüğünün—- İflas sayılı dosyası incelenmek üzere Mahkememiz Kalemine getirilmişse de, söz konusu iflas dosyasının içerisinde ana protokolün bulunamadığı anlaşılmıştır. Ancak aslında dava konusu alacak talebinin esasını, ödeme planını ve somut uyuşmazlık bakımından özel önem arz eden vade tarihlerini içerir — tarihli revize protokol oluşturduğundan, bu protokol kapsamında değerlendirme yapılmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, iflâs kararı ile birlikte (yani iflâsın açılması) ile birlikte, iflâs masasına yazdırılabilecek (iflâs masasına giren) bütün alacaklar için faiz işlemeye devam eder (İİK. mad. 196/I). Ancak masaya kaydedilecek alacaklar için iflas tarihinden sonra uygulanacak faiz oranı adi alacaklar ile rehinli alacaklar için farklılık göstermektedir. Somut uyuşmazlıkta, davacının alacağı rehinle temin edilmediği için, iflasa rağmen faiz (yasal) işlemeye devam edecek, fakat iflastan sonra işleyen faiz, tasfiye sonucunda para kalırsa ödenecektir. Uygulamada iflas tasfiyelerinin neredeyse tamamında, ana para ödemeleri dahi yapılamadığından iflastan sonra işleyecek alacaklar bakımından faiz hesapları yapılmamakta, yalnızca iflas açılma anına kadar doğmuş olan faizler anaparaya zammolunmaktadır. Nitekim Yargıtay kararlarında da iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp belirlenmesi gerektiği, bu doğrultuda, iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizlerin ve takip masraflarının asıl alacağa eklenerek masaya kaydedileceği belirtilmektedir.
Yukarıda da ifade edildiği gibi, somut uyuşmazlıkta davalı Müflis —- davacı — arasında — tarihli Borç Tasfiye Protokolü ve bu protokolün eki ve ayrılmaz bir parçası niteliğindeki — tarihli Revize Borç Tasfiye protokolü imzalandığı anlaşılmaktadır. Revize edilen protokolde, — tarihli protokolden bakiye kalan borçların toplamı olan 790.678,00 TL’nin, taksitlerin tam olarak ve zamanında ödenmesi koşuluyla yapılandırma planı imza altına alınmıştır (- tarihli protokol III. madde). Ayrıca belirtmek gerekir ki, her ne kadar dosya ve eklerinde — tarihli ana protokole rastlanılmamışsa da, bu protokolde taksitlerin ödenmemesi ve buna bağlı olarak protokolün geçersiz hale gelmesi durumunda, protokolün geçersiz hale geldiği tarihten itibaren temerrüt faizi ödenmesinin kararlaştırıldığı düşünülmektedir. Zira davacı vekili dava dilekçesinde ve — tarihli bilirkişi raporu ile – tarihli bilirkişi ek raporuna karşı beyan dilekçelerinde, revize protokolde belirtilen 790.678,00 TL tutarındaki alacağa ek olarak, protokole göre ödenmeyen taksitlere işletilen faiz alacaklarının da olduğunu, buna göre hesaplama yapılmasını talep etmiştir. Dolayısıyla davacının, ödenmeyen taksitlere ilişkin faiz talebi hakkında değerlendirmede bulunmak gerekmektedir.
Söz konusu — tarihli Revize Protokolde göre, yapılandırılan borcun ilk taksitinin vade tarihi – olarak kararlaştırılmıştır. Müflis——iflasına ise — tarihinde karar verilmiştir. Açıkça görüldüğü üzere, revize protokole göre taksitlerin başlangıç anından önce, müflis şirketin iflası gerçekleşmiştir. Yani her ne kadar revize protokol, müflis şirketin iflasından önce imzalanmışsa da, ödemeye ilişkin taksitlerin vade anı iflas tarihinden sonrasına denk gelmektedir. Dolayısıyla, iflas tarihinden sonra davacı—- iflas masasına kaydı mümkün herhangi bir faiz alacağı doğmamıştır. Zira revize protokol uyarınca, – ile – tarihleri arasında her ay ödenmesi planlanan taksitlerin hiçbiri — tarihli iflas kararından önce muaccel hale gelmediğinden, (iflas anında muaccel olmayan bir borcun ödenmediğinden bahisle) davacının temerrüt faizi talep etmesi mümkün olamayacaktır. Kısaca, iflasın açıldığı an itibariyle, henüz vadesi gelmemiş borca ilişkin faiz talebinin iflas masasına kaydı mümkün değildir.
İlk raporu düzenleyen mali müşavir bilirkişi ——-, 18.05.2018 tarihli bilirkişi raporu ile 16.11.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda, davacı şirketin kendi ticari defterlerine göre müflis şirketten 879.860,24 TL alacaklı göründüğünü, ancak 28/12/2015 tarihli protokol uyarınca 790.678,00 TL alacaklı olduğunu belirtmiştir.
Buna göre, davacı — ilgili protokoller uyarınca müflis şirketten 790.678,00 TL alacaklı olduğu, 10/02/2016 tarihli iflas anında, protokolde karara bağlanmış taksitlerin muaccel olmaması sebebiyle davacının asıl alacağa ek olarak, henüz muaccel olmamış bir borca dayalı olarak faiz isteminde bulunulamayacağı sonucuna varılmıştır.
3-h)Davacı İtirazlarının Değerlendirilmesi: Davacı vekili, bilirkişi raporuna itirazlarında, davalı müflis şirketin kayyımlarının da onaylarının bulunduğu 31/08/2015 tarihli ana protokol ve 28/12/2015 tarihli revize protokol gereğince, davalı müflisin müvekkilinin alacağını kabul ettiğini, bu protokollere göre, protokolde kararlaştırılan taksitlerin ödenmemesi halinde temerrüt faizi işletileceğinin kararlaştırıldığını, ödenmeyen protokolden kaynaklı faiz alacaklarının muhasebe kayıtlarından anlaşılamayacağını, bunun için protokollerde yer alan faiz hükümleri çerçevesinde bir hesaplama yapılması gerektiğini belirtmiştir.
Yukarıdaki bentte belirtildiği üzere, davacının talebine dayanak yaptığı 31/08/2015 tarihli ana protokol bulunamamış, davacıya yukarıdaki bentte yazılı olduğu şekilde usulünce ihtar yapılmasına rağmen davacı vekili tarafından ana protokol mahkememize sunulmamış ve nerede olduğu da bildirilmemiştir. Mahkememizce ceza dosyası dahil yapılan aramada da bu ana protokole ulaşılamamıştır. Yine, —- -. İcra Müdürlüğüne —-İflas sayılı dosyanın gönderilmesi için yazı yazılmış ve neticede ——- İcra Müdürlüğünün —- İflas sayılı dosyası incelenmek üzere Mahkememiz Kalemine getirilmişse de, söz konusu iflas dosyasının içerisinde ana protokolün bulunamadığı anlaşılmıştır.
Bu noktada belirtmek gerekir ki, 31/08/2015 tarihli ana protokolün temin edilmesinin işbu dava bakımından pek bir önemi de bulunmamaktadır. Zira davacı tarafın iddia ettiği gibi, ana protokolde, taksitlerin ödenmemesi halinde ödenmeyen taksitlere temerrüt faizi işletileceğine dair bir hüküm bulunsa dahi, somut olayda protokol gereğince ödenmesi gereken ilk taksidin vadesi gelmeden davalının iflasına karar verildiğinden, ortada faiz hesabı yapılabilecek bir zaman aralığı bulunmamaktadır.
Kayıt kabul davalarında ancak iflas tarihine kadar işleyen faizler hüküm altına alınabilir. Fakat elbette iflas tasfiyesinin sonunda bir bakiye kalırsa davacı taraf, İİK m.196/III hükmüne göre, iflas tarihinden sonra işleyen yasal faiz alacağının ödenmesi için iflas masasına talepte bulunabilir.
Bu nedenle davacı vekilinin asıl alacağın miktarına yönelik itirazlarının reddine karar verilmiştir.
3-ı)Sonuç: Sonuç olarak, yukarıda belirtilen nedenlerle, davacının, Tasfiye Halinde Müflis ———iflas tarihi itibariyle 790.678,00 TL alacağının olduğunun tespiti ile iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin 200.106,00 TL’lik talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
a)Davacının, Tasfiye Halinde Müflis —–.’den, iflas tarihi itibariyle 790.678,00 TL alacağının olduğunun tespiti ile iflas masasına KAYIT VE KABULÜNE,
b)Fazlaya ilişkin 200.106,00 TL’lik talebin REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 44,40 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 3.816,50 TL yargılama giderinin, haklılık oranına göre hesaplanan 3.045,70 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 3.400,00 TL’nin vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2.maddesi uyarınca 3.400,00 TL’nin vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde —Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.06/12/2019