Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/471 E. 2018/721 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/471 Esas
KARAR NO : 2018/721

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2017
DAVA DEĞERİ : 6.518,62 TL
KARAR TARİHİ : 19/07/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı … İle müvekkili arasında ticari ilişkiye istinaden cari hesap alacakları bulunduğunu, bu alacağa ilişkin İst. Anadolu …. İcra Müdürlüğünün 2016/24394 esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, davalının borcunu ödemediğini, icra takibine itiraz ettiğini, itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı şirket yetkilisi 16/05/2017 tarihli beyan dilekçesinde; Malzeme alışında eksik malzeme gönderdikleri için 885 TL iade faturası kesmemize rağmen dikkate alınmayıp kendi carilerine göre icra takibi yapılmıştır. Borcun 885 TL’lik kısmına itiraz ediyoruz. İade faturası fotokopisi ve carimiz ektedir. Borcumuzun kalan kısmını en kısa zamanda ödeyeceğiz.” şeklinde, ancak sonuç ve istem kısmında “icra takibinde talep edilen 6.518,62 TL miktara itiraz ediyorum. Aleyhime yapılan icra takibinin itiraz ettiğim kısım dikkate alınarak bu kısma gereğini saygılarımla arz ve talep ederim. Şeklinde dilekçe vermiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞME KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava; alım-satım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine başlatılan icra takibine İİK’nin 67. maddesine dayalı itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalının icra takibine konu 6.518,62 TL asıl alacağın, iade faturası düzenlediği 885 TL’lik kısmı dışındaki borcu kabul ettiği, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın “davacının, davalıya gönderdiği malzemeden 885 TL’lik kısmının eksik gönderilip gönderilmediği, davacının davalıdan 885 TL alacağı olup olmadığı, kalan 5.633,62 TL için davacının dava açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan 233,86 Tl işlemiş faiz isteme hakkı olup olmadığı” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davaya konu icra dosyası: Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine, 21.11.2016 tarihinde İst. Anadolu …. İcra Müdürlüğünün 2016/24394 esas sayılı dosyası üzerinden”21.07.2016 tarihli 6.518,62 TL cari hesap alacağı” nedenine dayalı olarak 6.518.62 TL astl alacak, 233.86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.752,48 TL alacağın, asıl alacağa işleyecek yıllık % 10.50 avans faiziyle birlikte tahsilinin talep olunduğu,
Borçlunun 01.12.2016 tarihli dilekçesinde; “taraflar arasında yapılan malzeme alışında eksik malzeme gönderdikleri için 885 TL iade faturası kesildiğini, buna rağmen dikkate alınmayıp müvekkil aleyhine takip başlatıldığını, borcun 885 TL’lik kısmına İtiraz ettiklerini, cari hesap ekstresim ekte sunulduğunu” beyan ederek kısmi itirazda bulunması üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
A)5.633,62 TL’lik asıl alacakla ilgili inceleme ve gerekçe: Yukarıda açıklandığı üzere, dvalının icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde 6.518,62 TL’nin sadece 885 TL’lik kısmına itirazda bulunduğu, buna göre (6.518,62 TL-885 TL=) 5.633,62 TL’lik kısmına itiraz etmediği, bu kısımla ilgili borcu kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacının bu kısım bakımından hukuki yararı bulunmamaktadır.
Davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartı (HMK m. 114/1-h) olup, davanın her aşamasında ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın hakim tarafından kendiliğinden gözetilir. (HMK m. 115/1) O halde, davanın hukuki yarar bulunmadığından, usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden tensip aşamasında dahi dava şartı yokluğu halinde usulden red kararı verilebilir. HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
HMK.nun 30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
Tüm bu nedenlerle davacının 5.633,62 TL’lik kısımla ilgili işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nin 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca bu kısımla ilgili istemin usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Kısmi itiraza konu 885,87 TL’lik alacakla ilgili inceleme ve gerekçe: Bu kısımla ilgili olarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişiden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Bu alacak ödeme emri üzerinde, cari hesap bakiye alacağına dayandırılmaktadır.
Bilirkişi tarafından davacının ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre davacının, 2016 yılında davalı şirkete toplam 9.469,21 TL tutarında (16) adet satış faturası kestiği, buna karşılık, 2.950,59 TL tutarlı ödeme ve 885,00 TL iade fatura alıp toplam tahsilat tutarının 3.835,59 TL olduğu, davacının, davalı taraftan (9,469.21 – 3,835.59) = 5.633.32 TL alacağın bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalının ticari defterlerinde yapılan incelemede, davalı şirketin davacıdan toplam 9.468.12 TL tutarında (16) adet fatura aldığı, buna karşılık 885 TL iade fatura kesip 2.951,45 TL ödeme yaptığı tespit edilmiştir. Buna göre davalının, davacı şirkete, (3.836.45 ödeme – 9.468.12) = 5.631,67 TL bakiye borcunun olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda taraf defter kayıtları arasında; 5.633.62 TL davacının defterinde görünen alacak, 5.631,67 TL davalının defterinde görünen borç olup arada 1,95 TL farklılık bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı zaten alacağın bu kısmına itiraz etmemiş, sadece 885 TL’lik borca itiraz etmiştir. Davalının itiraz ettiği 885 TL’lik kısım, davalının, davacıya 22.06.2016 tarihinde kestiği 885 TL’lik iade fatura olup, bu iade faturanın, davacının ticarî defterinde de 22.06.2016 tarihinde davalı lehine kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda davacı alacağı davalının itiraz etmediği ve bu nedenle hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilen kısım olup, davacı taraf incelemeye konu 885 TL’lik alacağını ispat edemediğinden bu kısımla ilgili talebin reddine karar verilmiştir.
c)İşlemiş faiz talebiyle ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı takipteki alacağına 233,86 TL işlemiş faiz talep etmiştir. Taraflar arasında öteden beri süregelen ticari ilişki mevcut olup davacı, bakiye alacağın tahsilini talep etmektedir. Bu alacağı talep eden bir ihtarname dosyaya sıınulmamıştır. Bu durumda davalı temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının hukuki yararı bulunmadığından, davanın 5.633,62 TL’lik asıl alacak ve feri yönünden HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Davanın 885 TL’lik asıl alacak yönünden esastan REDDİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 77,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 41,67 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı şirket temsilcisinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.