Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/404 E. 2018/687 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/387
KARAR NO : 2018/681

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 30/03/2017
KARAR TARİHİ : 05/07/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/08/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarihli dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirketle ticari ilişkisi olduğunu, bu kapsamda davalının, siparişi üzerine, kalıp vb malların imal edilerek davalıya teslim edildiğini, ancak davalının bakiye 2.822.56 TL borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için Anadolu —-. icra müdürlüğünün —– E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiş ise de itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve %20 icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş, davaya herhangi bir cevap dilekçesi verilmemiştir.
Bilirkişi —- 12/01/2018 havale tarihli raporunda; “Davalı taraf, ticari defterlerini ibraz etmediğinden inceleme yapılamamıştır. Davalıya 13.10.2017 tarihinde tebliğ edilen defter muhtırasında, ticari defterlerin 13.11.2017 günü saat 10’da mahkeme kaleminde hazır bulundurulması bildirilmiş, ancak davalı ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bu husus yüce mahkemenin takdirindedir. Bu durumda davacı, takip konusu 3 adet fatura ve içeriği mallan davalı şirkete, sevk irsaliyeleri ile teslim ettiğini kanıtlaması gerekecektir. Davacının sunduğu faturalar, ‘İrsaliyen fatura” olup, irsaliyeli fatura düzenlenmesi durumunda, ayrıca sevk irsaliyesi aranılmasına gerek olmayacaktır. İncelenen takıp konusu irsaliyeli faturalar üzerinde, davalı şirketin tesellüm imzası bulunmamaktadır. Bu durumda davacı, fatura içeriği mal/hizmeti, davalı şirkete kamtlayamamış durumda bulunduğu, yüce mahkemenin takdirindedir. Davalı şirkete ait BA formları, —- Vergi Dairesi Müdürlüğünün 30.10,2017 tarihli yazısı ekinde dosyaya gelmiştir. Bilindiği üzere BA formları; alıcı firmanın,satıcı firmadan, o ay içerisinde 5.000 TL ve daha üzeri yaptığı alımlara ilişkin faturaları, vergi dairesine bildirmeye yarayan yasal bir yükümlülük beyanıdır. Davacının takip konusu ettiği faturalar, 5.000 TL nin altında olan faturalardır. Bu nedenle BA formlarına konu olmayacaktır. Nitekim BA formları incelendiğinde; takip konusu faturaların kayıtlı olmadığı görülmektedir. Açıklanan bu durum karşısında davacının, takip konusu fatura ve içeriği malları davalıya teslim ettiğinin ispatlanamadığının yüce mahkemece kabul edilmesi halinde, davalıdan bir alacağı olduğu kanı ve sonucuna varılamayacaktır.Açıklanan nedenlerle davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan, ispatlanabilmiş bir alacağın tespitine varılamadığı” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını faturada belirtilen malların davacıya teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı tarafça ibraz edilen irsaliyeli faturaların altında fatura konusu malların davalı tarafından teslim alındığına dair imza bulunmamaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları uyarınca teslim olgusu kesin delillerle ispat edilebilir. Alacak birden fazla faturaya dayansa bile tanıkla ispat sınırı bakımından alacak miktarının tamamının dikkate alınması gerektiğinden dava edilen miktarın davanın açıldığı tarih itibariyle tanıkla ispat sınırının üzerinde olması nedeniyle tanık beyanlar hükme esas alınmamıştır. Davacının, davalı ile aralarındaki hukuki ilişkiyi ve fatura içeriği mal ya da hizmeti davalıya teslim ettiği hususunu usulünce ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin yatırılan 34,10 TL’nin mahsubu ile bakiye 1,80 TL nin davacıya İADESİNE,
3-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden toplam 2180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA ÖDENMESİNE,
5-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, miktar itibariyle kesin olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/07/2018