Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/389 E. 2018/275 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/389 Esas
KARAR NO : 2018/275

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 30/03/2017
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09.04.2016 günü saat: 13.40 sıralarında müvekkilin eşinin —-üzerinde karşıdan karşıya geçerken kendisine — plakalı aracın çarpmasıyla yaralandığı, akabinde — Devlet Hastanesine kaldırıldığı, müteveffa —‘in 11.04.2016 tarihinde ifadesinin alınabildiği aracın hızlı geldiği, kalçasının, omzunun ve kaburgasının kırıldığının belirtildiği, ancak 26.04.2016 günü hayalını kaybettiği, — plakalı aracın — Sigortadan — poliçe tııımaralı ZMS trafik sigortasının bulunduğu, müvekkiller ve dava dışı diğer mirasçıların. — Sigorta A.Ş.’ye tazminat talepli olarak müracaatta bulunduğu, talep üzerine — nolu dosya açıldığı, ancak ödeme yapılmadığı, öııcchkic haklı davanın kabulüne, trafik kazasında eşini yitiren davacı …’in, toplanacak delillere göre desteklen yoksun kalma tazminat tutarları belirlenerek, sürücü yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden temerrüt tarihinden itibaren inletilecek yasal faizi ile birlikte, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminatın, davalılardan alınarak davacı …’e verilmesine, trafik kazasında eşini ve babasını yitiren davacıların acısını bir nebze de olsa dindirilmesi için; davacılardan her birine 15.000-TL’den. toplamda 4.0000-TL manevi tazminatın, olay tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte, davalı—-‘den alınıp davacılara verilmesine, — plakalı aracın trafik kaydına ihtiyati haciz niteliğinden ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı— Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazada —-in vefatına ilişkin, davacı vekili Av. … adına, aktüer raporuna göre asıl alacak ve feı’ ileriyle toplam 16.886,36-TL ödeme yapıldığı, iş bu ödemeyi almakla davacı vekili sözü geçen kazaya müteallik her türlü hak, dava vc alacaktan müvekkil şirketin zimmetini tamamen, kesin olarak ibra ettiği. dava konusu olay nedeni ile müvekkil şirket aleyhine açılan davadan ve fazlava ilişkin haklarından feragat ettiğini, yapılan bu ödeme neticesinde müvekkil şirketin başkaca sorumluluğu kalmadığından aleyhlerine açıları davanın feragat nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’nin vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılardan sigorta şirketinin, maddi tazminattan sorumlu olduğu, manevi tazminattan sorumlu olmadığı, manevi tazminatı sadece davalı müvekkilin sorumlu olduğunun dikkate alındığı, davacılar tarafından kendi yerleşim yen mahkemesinde, olayın, meydana geldiği yer mahkemesinde açılmayan davanın, manevi tazminat talebi yönünden tefrikle ayrılarak olayın meydana geldiği ver mahkemesi olan — Mahkemelerine gönderilmesini talep etlikleri, davacı tarafın, 5.000.00-TL maddi, 45.000.00-TL manevi olmak üzere toplam 50.000,00-TL tazminatın tahsilini talep ve dava ettiği, kazanın meydana gelmesinde, davalı müvekkilin atfı kabil bıı kusuru bulunmadığı, kazadaki yaya müteveffanın, — Devlet Hastanesi’nden çıkartılarak önce— İlçesine daha sonra — İline götürülmesi sonucu, ölümünün meydana gelen trafik kazası ile illiyet bağının bulunup bulunmadığının Adlı Tıp Kurumu tarafından tespitini talep ettikleri, müteveffa —‘in. 10.05.1942 doğumlu olup, karar tarihi itibariyle 74 yaşında olduğunu, yetki itirazının kabulü ile dava dosyasının yetkili — Mahkemelerine gönderilmesine, bu talep kabul edilmediği taktirde davanın manevi tazminat davası yönünden tefrikle ayrılarak dava dosyasının — Mahkemelerine gönderilmesine, kazanın meydana gelmesinde davalı müvekkilin bir kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, trafik kazasına neticesinde davacıların desteğinin vefatı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
09.04.2016 tarihinde, davalı …’ in yönetimindeki —- plaka sayılı araç ile yaya olan davacıların desteği —‘ e çarpması neticesinde —‘ in vefat ettiği, olay tarihi itibariyle — plaka sayılı aracın davalı … şirketi nezdinde ZMSS kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Davacıların 5.000 TL maddi ve 15.000 TL manevi tazminat isteminde bulundukları, davalı … şirketi tarafından sunulan ibraname ve davacı vekilinin 22.12.2017 tarihli dilekçesi itibariyle maddi tazminat yönünden açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mevcut bilgi ve belgeler doğrultusunda alınan 17.01.2018 tarihli kusur raporunda, meydana gelen kazada davacıların desteğinin % 80 oranında, davalı …’ in % 20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. İşbu kusura ilişkin raporun, dosyada mevcut kaza tespit tutanağı ve mevcut bilgilerle ile uyumlu oluşu, 2918 sayılı yasa hükümleri doğrultusunda bilimsel ve teknik verilere dayalı olarak düzenlenmiş olması sebepleriyle mahkememizce benimsenmiş olup hükme esas alınmıştır.
Bu kapsamda davacıların manevi tazminata yönelik istemlerinin irdelenmesinde ise; TBK’ nun 56. Maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmünü içermektedir. Bu madde gereğince yargıcın, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2011/10941 E, 2012/13508 K. sayılı kararından). Davalının % 20 oranında kusurlu davranışı neticesinde davacıların desteğinin vefatı ile sonuçlanan olayda davacıların bu olay nedeniyle üzülmemiş, acı ve elem duymamış olması mümkün değildir. Davacılar açısından manevi tazminat talep etme şartlarının oluştuğu görülmekle, talep edilen miktar, olayın meydana geldiği tarih ve oluş şekli, kusur oranları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, desteğin ve davacıların yaşları, yakınlık durumları ve dosyaya yansıyan özellikler nazara alınarak yukarıda belirtildiği üzere zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirmeye yeterli olduğu yönünde mahkememizde oluşan kanaat doğrultusunda hüküm fıkrasında belirtilen manevi tazminatın davalı araç sürücüsünden alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi tazminat istemi ile açılan davanın konusuz kalmış olması sebebi ile ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davanın açıldığı tarih itibariyle davacıların dava açmakta haklı oldukları değerlendirilmekle HMK 331 maddesi gereğince davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına,
-Davacı tarafın sulh gereği yargılama gideri talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-Manevi tazminat istemiyle açılan davada;
3.000 TL manevi tazminatın 09/04/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı …’ten alınıp davacı … ye verilmesine,
2.000 TL manevi tazminatın 09/04/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı …’ten alınıp davacı … e verilmesine,
2.000 TL manevi tazminatın 09/04/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiz ile birlikte davalı …’ten alınıp davacı … ye verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemlerin ayrı ayrı reddine,
-Karar tarihinde alınması gerekli 478,17 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 307,39 TL harcın davalı …’ten tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 783,40 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 117,51 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 170,78 TL harç gideri toplamı 288,29 TL nin davalı …’den tahsili ile davacılara ödenmesine,
-Davacılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacılara verilmesine,
-Davalı … tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı …’e verilmesine,
3-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 27/03/2018