Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/369 E. 2018/880 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/369
KARAR NO : 2018/880

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 28/03/2017
KARAR TARİHİ : 02/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin 28.03.2017 tarihli dava dilekçesinde ; taraflar arasında yapılan 25.04.2014 tarihli “Direkt Satış Noktası Sözleşmesi” gereği davalı şirkete mallann tesfim edildiğini, davalının 50.509,37 TL borçlu olduğunu, davalı şirkete Beşiktaş ———- Noterliğinin 05.09.2016 tarih 09937 yevmiye nolu ihtarnamesi ile borcun bildiriidiğini, tebliğ tarihinin 06.09.2016 olduğunu, borcun yine de ödenmediğini bu nedenle Anadolu————. İcra Müd. 2016/21899 Esas sayılı dosyası ile İcra takibi yapıldığının ve davalının 44.270,141 lik kısmını 27.10.2016 tarihinde ödediğini, bakiyeye itiraz ettiğini, haksız olarak itiraz ettiğini, alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesl gerektiğini ve itirazın iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin 29.05.2017 tarihli cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin davacı tarafından ihlal edilmesi nedeniyle Beyoğlu ——. Noterliğinin 10.06.2016 tarih 6225 nolu ihtarnamesi ile sona erdirildiğini, İcra takibinin 13.10.2016 da yapıldığım, takip tarihinde ortada geçerli olan bfr sözleşme bulunmadığını, aynca icra dosyasına 52.000,00 TL ödendiğini, davacı tarafından borcun vadesinde ödenmediğinden bahiste vade farkı faturası tanzim edilerek gönderildiğini, sö2 konusu faturalara süresinde itiraz edildiğini ve iade faturalan tanzim edilerek davacıya iade edildiğini, davacı da Beşiktaş —-. Noterliği 21.12.2016 tarih 14117 yevmiye nolu İhtarnamesi ile bu faturalan iade ettiğini ve icra takibine başladığını açıklanan nedenlerle davanın reddine ve davacının % 20 den az olmamak koşulu ile kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Bilirkişi ——– bilirkişi raporunda; “ Davacı şirketin 2014-2015-2016 yılı ticari defterlerinin TTKYa göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220- 226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekilde yaptınldığı ve belirli kanuni şartlan taşıdığı anlaşılmakla sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu kanaatine varılmış ise de Nihai Takdir ve Hukuki Değerlendirmenin Sayın Mahkemenize ait olduğu, Davalı şirket İncelemeye katılmamış ve incelemeye esas olabilecek herhangi bir ticari defter ve belge ibraz etmediğinden, dosyada mübrez olan davalı şirket kayıtlan ile değerlendirme yapıldığı, taraflar arasındaki 25.04.2014 tarihli sözleşmede davacı şirketin düzenleyeceği faturalann vadesi belirlenmiş ise de 2014 ve 2015 yıllanna ilişkin uygulamada davacı tarafından vade farkı faturası düzenlenmediği ve taraflar arasında bu yönde ticari bîr teamül oluşmadığı, taraflar arasındaki uygulamada ticari bir teamül oluşmamış ise de Davacı şirketin; taraflar arasındaki sözleşme gereğince belirlenmiş olan vade tarihinden sonra aylık yasal ticari temerrüt faizi uygulamasını kabul ettiği yönündeki 6. Maddenin uygulanabileceği yönünde Sayın Mahkemenizde kanaat oluşması İhtimaline binaen davacı şirket lehine vadesinde ödenmeyen faturalar yönünden işlemiş faiz hesabı yapıldığı, sayın Mahkemece davacı şirket tarafından düzenlenen vade farkı faturalannın kabul edilmesi halinde esas alınabilecek 30.09.2016 tarihli 3 adet faturanın toplam tutarının % 8 kdv dahil 3.809,62 TL olarak hesaplandığı, tarafların ticari defter ve kayıtlanna göre İstanbul Anadolu ———-. İcra Müd. 2016/21899 Sayılıdosyasından TAKİP 13.10.2016 tarihi itibariyle davalı şirketin, cari hesap bakiyesi olarak 44.270,061 borçlu olduğu ve davalıntn borcu kabul ederek icra dairesine ferileri ile beraber ödemiş olduğu, davalının itirazına konu 5.567,56 t tutarlı vade farkı faturası yönünden ise Sayın Mahkemece vade farkı uygulamasının kabul edilmesi halinde tarafımızca hesaplanan 3,809,82 fc tutarlı vade farkı kadar davalı şirketin takip 13.10.2016 tarihi itibarı ile borçlu olacağı ve itirazın İptali gerekeceği, somut olay bakımından faizin, taraflar arasındaki İlişkinin ticari olması nedeni İle miktarı infaz aşamasında belirlenmek üzere, davacı şirketin talebi gibi alacağa takip tarihi olan 13.10.2016 tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda avans faizi işletilmesinin uygun olduğu” sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı hakkında, Direkt Satış Noktası Sözleşmesine dayalı cari hesaptan kaynaklana alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu ————-. İcra Müdürlüğünün 2016/21899 Esas sayılı takip dosyasında 50509,37 TL asıl alacak için icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından ödeme emrinin 44270,14 TL.sını aşan kısmına itiraz edildiği, takibin bakiye alacak bakımından durduğu,
Bilirkişi —— tarafından yapılan bilirkişi incelemesine göre, davacı şirket ticari defter ve kayıtlarındaki davalı şirket cari hesabı ile, davalı tarafından dosyaya sunulan cari hesap kayıtlarının faturalar yönünden birbirleri ile uyum içerisinde olduğu, cari hesaplar arasındaki farklılığın davacı tarafından 30/09/2016 tarihinde düzenlenen vade farkı faturasından kaynaklandığı, davacı tarafından düzenlenen 1582,16 TL, 1895,97 TL, 1699,98 TL olmak üzere toplam 5178,11 TL bedelli üç adet vade farkı faturasının davalı tarafça davacıya iade edildiği,
Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüme kavuşabilmesi için davacının vade farkına hak kazanıp kazanmadığı, kazanması halinde miktarının ne kadar olduğunun tespit edilmesinin gerektiği,
Her ne kadar taraflar arasındaki vade farkı ödeneceğine ilikin bir ticari teamül oluşmamış ise de, davacı ve davalının tarafı olduğu Direkt Satış Noktası Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesi ile TTK’nun 1530’uncu maddesinin vade farkı nedeniyle faiz alacağına cevaz verdiği,
Bilirkişi ——- tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun, davacının hak kazanması halinde sözleşmeye göre vade farkı miktarına yönelik bir hesaplama yapılmadığından hükme elverişli olmadığı, Bilirkişi —— tarafından yapılan hesaplamaya göre davacının 3809,82 TL vade farkı alacağına hak kazandığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Her ne kadar davacı tarafından icra takibinde, takip tarihinden sonrası için tüm alacak için faiz talebinde bulunulmuş ise de, alacağın 3809,82 TL.lik kısmının vade farkından kaynaklandığı, vade farkı alacağının temerrüt faizi niteliğinde olduğu, vade farkına faiz işletilmesinin faize faiz uygulanması yasağına aykırı olduğu (Yarg. ——-. H.D. 21/02/2012 T. 2010/9684 E. 2012/2404 K.) anlaşıldığından alacağın vade farkından kaynaklanan kısmına takipten itibaren faiz uygulanmamıştır.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile İstanbul Anadolu ———. İcra Müdürlüğünün 2016/21899 Esas sayılı taip dosyasında davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 3.809,82 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
-İşlemiş faiz talebinin REDDİNE,
-Asıl alacak 3.809,82 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 260,25 TL den peşin olarak yatırılmış olan 31,40 TL’nin mahsubu ile, bakiye 228,85 TL nin davalılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafça sarf edilmiş 31,40 TL nin davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 31,40 TL, 4,60 TL vekalet pulu, 1700,00 TL bilirkişi ücreti, 205,60 TL posta gideri olmak üzere toplam: 1941,60 TL den kabul edilen kısma isabet eden 1328,61 TL sinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden——— uyarınca 2180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden ——- uyarınca 1757,76 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı yönünden kesin, davalı yönünden tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. –