Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/365 E. 2021/448 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/365 Esas
KARAR NO : 2021/448
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 27/03/2017
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Davacının son çalıştığı alt işveren olan davalılar ——- müvekkili idare aleyhine açılan işçi alacakları talebiyle —— alacak davası açıldığını, yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından ———— sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verildiğini, söz konusu mahkeme kararı üzerine — tarafından mahkeme ilamı ile hüküm altına alman miktarların tahsili amacıyla ————- dosyası ile müvekkili kurum ve diğer davalılara karşı icra takibi başlatıldığını, bu takibe istinaden müvekkilinin 3. şahıslardaki alacakları üzerine haciz konulmak suretiyle cebri icra yoluyla tahsilat yapıldığını, ihale sözleşmesi ve ihale belgelerine göre işçilerin yüklenicinin işçisi olduğunu, idarenin asıl işveren olarak kanunen sadecc işçiye karşı sorumlu olduğunu, ———– yüklenicilerin, çalıştıracağı işçilerin——– haklarından sorumlu olduğunu, 4857 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca somut olayda işyeri devrinin söz konusu olduğunu ve davalıların son işveren olarak müvekkil idarece ödenen tüm işçilik alacaklarından sorumlu olduğunu, — ilama dayanak teşkil eden —— tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda davalılar arasında organik bağ olduğunu, bu sebeple davalı şirketler hakkında karar verilirken müşterek ve müteselsildi karar verilmesi gerektiğini beyan ederek — ödeme tarihi olan — ödeme tarihi olan —- —— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı taraf duruşmaya gelmedeği gibi her hangi bir cevap vermeyerek davayı inkar yolunu seçmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, dava dışı işçilere ödenen işçi alacaklarının hizmet alım sözleşmesi uyarınca rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. —— kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
İş Kanunu’nun 2/6.maddesine göre alt işverenlik ilişkisinde asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. Buna göre kanun tarafından asıl işveren ve alt işveren açısından işçiye karşı müteselsil sorumluluk öngörülmekle, kanun koyucunun işçiyi korumaya amaçladığı anlaşılmaktadır. Müteselsil sorumlulardan biri ödemede bulunduğu takdirde diğerine rücu edip edemeyeceği veya ne oranda rücu edeceğine ilişkin sözleşme ve şartnamede bir düzenleme bulunmamaktadır. Müteselsil sorumlulukta genel hüküm niteliğinde olan TBK 167 (BK 146) maddesine göre borcun mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça borç müteselsil sorumlular arasında eşit olarak paylaştırılır. Ancak asıl işveren ve alt iş veren arasındaki ilişkide işçiye karşı olan sorumluluğun eşit oranda paylaştırılması hakkaniyete uygun düşmez. Zira iş sahibi konumunda bulunan asıl işveren, alt işveren konumundaki yükleniciye yapılan işin karşılığını ödemektedir. Bu ödemede, işin yapılması konusunda yüklenici ile iş sahibi arasındaki işin bedelini karşılamaktadır. Bu bedelin içinde yüklenici davalının işçi ücretleri de bulunmaktadır. İşin ücreti dışında iş sahibinin daha ağır bir sorumluluk altında olmasını gerektirecek bir durum bulunmamaktadır. Kanun koyucu iş sahibini yüklenicinin işçilerinin ücretlerinde müteselsil sorumlu tutarken işçileri korumayı hedeflemektedir. Ancak onun nihai sorumlu olması amaçlanmış değildir. Bu nedenle işçi ücretini ödeyen asıl işverenin işçiye ödemede bulunduktan sonra ödemenin tamamı için yükleniciye başvurması işin niteliği gereğidir.
Dosya içeriği bu kapsamda incelendiğinde dava dışı işçi — tarafından açılan —- sayılı dosyası ile yapılan yargılama sonucunda verilen ilamın— dosyası ile icraya konulduğu, söz konusu dosyaya 3. Kişiler tarafından davacı hesabına ——– ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
—– sayılı ilamı uyarınca davalıların sorumlulukları ayrı ayrı belirlenmiş olmakla söz konusu ilam ile yapılan tespitler doğrultusunda; Davalı — rücu edilebilecek tutar ;Davalı —— konumunda olup dava dışı işçiye ödenen bedelin tamamından sorumlu olduğu gibi—uyarıncada davacı hesabına — dosyasına 3. kişiler tarafından; — tarihinde ödenen ——- tamamından sorumludur.
Davalı —- ilamı uyarınca davalı — kendi döneminden sorumlu olup bu doğrultuda, — tutarlı kıdem tazminatı,
—ücret alacağı,— vekalet ücreti,
—yargılama gideri olmak üzere toplam ——- sorumludur.
— sayılı dosya bakımından ;Dosya içeriği incelendiğinden dava dışı işçi — tarafından açılan—- dosyası ile yapılan yargılama sonucunda verilen ilamın —- dosyası ile icraya konulduğu, 3. Kişi tarafından davacı hesabına söz konusu dosyaya — tarihinde — ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
——– savılı ilamı uyarınca davalılar arasında organik bağ bulunduğu vc müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları tespit ve kabul edilmiş olmakla söz konusu ilam ile yapılan tespitler doğrultusunda;
Davah — davalı —- rücu edilebilecek tutar ; Davalılar, davacı hesabına —- sayılı dosyasına
— tarihinde ödenen —- tamamından sorumludurlar.
—sayılı dosya bakımından; Dosya içeriği incelendiğinden dava dışı işçi —- tarafından açılan —- dosyası ile yapılan yargılama sonucunda verilen ilamın—- dosyası ile icraya konulduğu, 3. Kişiler tarafından davacı hesabına söz konusu dosyaya—- ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
—— savılı ilamı uyarınca davalılar arasında organik bağ bulunduğu ve müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları tespit ve kabul edilmiş olmakla söz konusu ilam ile yapılan tespitler doğrultusunda;
Davalı — davalı — rücu edilebilecek tutar ; Davalılar, davacı hesabına —-sayılı dosyasına 3. kişiler tarafından;—– ödendiği anlaşılmıştır.
—— kayıtlarının incelenmesinde ve gerekse de dosya içeriğinde mübrez İş Mahkemeleri dosyalarında yer alan bilgi, belge ve tanık beyanlarının incelenmesinde davalıların adreslerinin daire numarası dışında aynı olduğu, davalıların yönetim kurulu ve eski yönetim kurulu üyeleri arasında fazlaca ortak kişi olduğu anlaşılmaktadır. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde iş hukuku ilkeleri çerçevesinde davalılar arasında organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalıların arasında bulunan organik bağ nedeni ile de dava konusu edilen alacaklar bakımından davacıya karşı müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduğu anlaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
— sayılı davanın KABULÜNE;
1—– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2—— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3—- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
4—– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
5-Alınması gerekli —- harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davacı tarafça sarf edilmiş, toplam—-davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 7.631,59 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
—-sayılı davanın KABULÜNE;
1—– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 2.124,48 TL harçın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.665,11 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
— sayılı davanın KABULÜNE;
1——– tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
2- Alınması gerekli 1.898,49 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 4.168,85 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca —— Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 24/06/2021