Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/358 E. 2018/382 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/358
KARAR NO : 2018/382

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 24/03/2017
KARAR TARİHİ : 24/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve 13.10.2017 havale tarihli dilekçelerinde özetle; Davacı —- A.Ş. ile davalı — Ltd.Şti. arasında satış ilişkisi mevcut olduğunu, satış ilişkisi sebebiyle, davalıya sözleşme konusu olan dondurulmuş gıdalar teslim ettiğini, malların teslimine dair irsaliyeli faturalar düzenlendiğini, taraflar arasındaki satış sözleşmesi gereği, davacı tarafın satışa konu malların teslimini yaptığını, edimini eksiksiz şekilde yerine getirdiğini, davalıya öncesinde çeşitli mallar satıldığım, bedelini ay sonlannda aldığını, bu güvenle teslimat anında sözleşme bedelini peşin talep etmediğini, satışa konu mallar teslim edilmiş, ancak davalı yanın malların bedelini defalarca ifaya davet edilmesine rağmen ödemediğini, İcra takibi konusu faturalara davalı tarafın itiraz etmediğini, davalı-borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, hükmedilecek tazminata bankalarca uygulanan en yüksek faizin yürütülmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip zabtı tebliğ edilmiş süresinde cevap vermediği görülmüştür.
Bilirkişi— 07/12/2017 tarihli raporunda sonuç olarak, davanın, 01.09.2016 tarihinde, davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu —İcra Dairesi’nin — Esas sayılı icra takip dosyasına, davalı şirketin itirazı üzerine, 24.03.2017 tarihinde İstanbul Anadolu—- Asliye Ticaret Mahkemesi Hakimliği —- Esas sayılı dosyasından, cari hesap bakiyesi olan 10.277,22 TL asıl alacak ve 1.019,44TL işlemiş faiziyle birlikte 11.296,66 TL toplam alacak sebebiyle başlatılmış olan, itirazın iptali davası olduğu,06.11.2017 tarihinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan cari hesaptan kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, tarafların edimini yerine getirip getirmediği, davacının davalıdan alacağının ne kadar olduğu hususlarına ilişkin inceleme yapılması amacıyla işbu dosyanın tarafıma tevdi edilmiş olduğu, Davacının icra takibinde; 10.277,22 TL Fatura + 1.019.44 TL İslemiş Faiz i%10.50 Değişen Oranlarda Ticari Temerrüt Faizi) 11.296,66 TL Toplam Alacak talep ettiği, Yapılan defter incelemesinde; davacı şirkete ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, söz konusu defterlerin, HMK 222.maddesi gereğince kesin delil olma özelliğinin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, raporun 5.3. maddesinde bulunan ve davalı firma adına keşide edilmiş bir çek olduğu, bu çekin de davacı firmaya ciro edildiği, yapılan diğer ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olduğu, bu durumda davalı ve davacı firma arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğunun söylenebileceği, ancak taraflar arasında bir alım-satım sözleşmesinin mevcut olmadığı, raporun 5.3. maddesinde ayrıntıları verilmiş olan ve Sayın Mahkemenin 28.09.2017 |rihli ara kararında, Gelir İdaresi Başkanlığından talep ettiği ve dava dosyasında bulunan, davalı —- San.ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye ait 2015 yıUnın tamamına ilişkini *a formu incelendiğinde. 2015 yılı içinde davalı şirket adına toplam 8 adet fatura /düzenlendiği, bu faturalardan 2 adedinin Vergi Usul Kajıunu’da JreM KDVhâriç 5.000,00-TL) üzerinde olduğu, bu 2 faturanın KDV ‘ TL Olduğu, davacı firmanın sunduğu kayıtlar ve davalıya ait Gelir gelen Ba formunun birbiriyle uyumlu olduğu, raporun 5.3. maddesinde görüntüsü bulunan 2015 yılı mart ve 2015 yılı haziran ayma ait, davalı firma tarafından kaseli imzalı olarak beyan edilmiş olan, davacmın sunduğu defter ve kayıtlarla uyum gösteren 2 adet mutabakat mektubunun var olduğu, davalı tarafın defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacı tarafın ibraz ettiği defter, kayıt ve belgeler incelendiğinde, davacının 2015 ve 2016 yıllarında toplam tutarı KDV Dahil 149.197,34-TL olan 9 adet fatura düzenlediği, buna karşılık 135.313,12-TL ödeme aldığı görünmekle birlikte, davalının Gelir İdaresi Başkanlığından talep edilen ve dosyada bulunan Ba formu incelendiğinde; 2 adet ve KDV Hariç 126.600,00-TL’lik tutarın kesin olarak davalı kayıtlarında olduğu, buna mukabil 10.184,94-TL tutarındaki kalan 5 adet satış faturasının B formu beyan smınnm altında kalmasından dolayı ilgili formlarda görünmediği, bahsi geçen 5 adet faturada yer alan malların teslimine ilişkin sevk irsaliyesi ibraz edilmediği, her türlü değerlendirmenin Sayın Mahkemeye ait olduğu belirtmekle beraber, arz edilen durumlara istinaden, icra takibine konu cari hesap bakiyesi olan 10.277,22-TL’nin, davalıdan talep edebileceği, Mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm kurulması halinde, yapılan hesaplama sonucu, asıl alacak üzerinden, icra takibi başlangıcı olan 01.09.2016 tarihinden, dava tarihi olan 24.03.2017 tarihine kadar;
Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi Gün Sayısı Oran % Tutar
01.09.2016 24.03.2017 204 9 524,14 TL
Asıl Alacak 10.277,22TL + Yasal Faiz Tutarı 524,14TL = 10.801,36 Toplam Alacak Tutarına ulaşıldığı, tarafların, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile ilgili taleplerinin, mahkemenin taktirinde olduğu yönünde görüş ve kanaatini bildirir raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün—- Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını mal teslimine dayandırmış, davalı ise ödeme emrine itiraz dilekçesinde akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ve mal teslim olgusunu ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı tarafça, taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı olan sözleşmeye ilişkin yazılı belge ibraz edilmediği gibi malların teslimine dair davalı tarafça malların alındığına dair kayıt ve imza bulunan sevk irsaliyeleri de sunulmamıştır.
Davacının kayıtlarına göre davacı, davalı adına toplam tutarı KDV dahil 149197,34 TL 9 adet fatura düzenlemiş olup, 135313,12 TL ödeme almıştır. Ödemeye ilişkin 135313,12 TL ödeme kaydı davacıyı bağlamakta olup, 9 adet fatura konusu mal ile ilgili sözleşme ilişkisini ve mal teslimini davacının ispatlaması gerekmektedir. Davalı vergi dairesine, davacıdan KDV hariç 126600,00 TL mal alışı yaptığına ilişkin bildirimde bulunmuştur. Gıda olan fatura konusu malın % 8 KDV.si ile birlikte bu beyan toplam 136728,00 TL bedelli olan 27/03/2015 ve 05/06/2015 tarihli faturalara denk gelmektedir.
Ne var ki, davalı taraf da bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde malların teslim edildiği olgusunu kabul etmiş, fakat malların ayıplı olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda malların teslim edildiği hususunu ispatlandığı anlaşılmıştır. Davalı malların ayıplı olduğu hususunda süresinde ihbar yükümlülüğünü getirdiğine dair delil ibraz etmemiştir. Bu aşamada ayıp iddiası dinlenmeyeceğinden davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, İAA.—-İCM. Nin —- esas sayılı takip dosyasında davalının itirazın iptali ile takibin 10.277,22 TL asıl alacakbakımındandevamına,
-Asılalacak 10.277,22TL nin takip tarahinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
-Asıl alacak 10.277,22 TLnin % 20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Alınması gerekli 702,04 TL den peşin olarak yatırılmış olan 175,51 TL’nin mahsubu ile, bakiye526,53 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafça sarf edilmiş 175,51 TL nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekalet pulu, 600,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri 99,80 TL olmak üzere toplam 735,80 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.24/04/2018