Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/356 E. 2018/975 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/356
KARAR NO : 2018/975

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 23/03/2017
KARAR TARİHİ : 16/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkil………. markaları ile Türkiye hudutları dâhilinde araç kiralama işleri ve …. markaları ile de Türkiye hudutları dahilinde sıfır ve ikinci el araç alım-satımı, oto yedek parçaları satımı ve servis hizmetleri ile iştigal eden sektöründe öncü ve güvenilir bir firma olduğu, müvekkil şirket ile davalı/borçlu şirket arasındaki ticari ilişki sebebiyle, davalı/borçlu şirketin müvekkil şirketten satın almış olduğu yedek parçalara istinaden davalı/borçlu şirket adına faturalar kesilmiş ve davalı/borçluya gönderildiği, ancak müvekkil şirkete verilen iletişim bilgilerinden davalı/borçlu ile iletişime geçilmiş ise de herhangi bir sonuç alınamadığı, bu sebeple müvekkil şirketin alacağını tahsil amacı ile İstanbul …….İcra Müd.’nün 2016/38605 E. sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığı, ancak davalı/borçlu şirket açılan icra takibine, yetkisiz icra dairesinde açılması sebebi ile yetki itirazında bulunduğu, davalı/borçlu yetki itirazı ile birlikte asıl borca, faiz türüne, faize, faiz başlangıç tarihine de itiraz ettiği, davalı/borçlu tamamen kötüniyetli olarak sırf müvekkil şirketin alacağını sürüncemede bırakmak ve müvekkil şirkete zarar vermek kastı ile haksız olarak İstanbul Anadolu ………İcra Müdürlüğü 2017/2844 E. Sayılı dosyasına da itiraz ederek icra takibinin durmasına neden olduğu, bu nedenle itirazının iptaline, takibin devamına, takip tarihinden geçerli olmak üzere ticari faiz uygulanmasına, kötüniyetli davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin alacaklı şirkete olan borcu olan 2,100.00 TL’ lik miktar henüz davalı icra takibinden haberdar olmadan önce davalıya ödenmiş, bunun dışında müvekkilinin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, müvekkilimize tebliğ edilen işbu davaya konu ödeme emri usul ve yasalara aykırı düzenlendiği, alacağın kaynağı, icra dosyasının ve icra dairesinin bilgileri, faiz başlangıç tarihi ve faizin türü net ve doğru bir şekilde talep edilmemiş, davacının haksız ve kötüniyetli olarak icra takibine başlaması nedeniyle %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini istemiştir.
Bilirkişi………. 27/07/2018 tarihli raporunda sonuç olarak ; Davacı ve davalının tacir oldukları, dosya kapsamında dava konusuna ticari ilişkiye ait yazılı sözleşme bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılı Öncesine dayandığı, davacının usulüne uygun olarak yasal süresi içinde noter açılış ve kapanış tasdiklerini yaptırdığı ticari defter ve kayıtlarına göre davalıdan 23/12/2016 icra takip tarihi itibariyle 13.086,17 TL olduğu, 24/12/2016 tarihinde sanal pos hesabından 1.000,00 TL tahsilat geçtiği, sonuçta davalıdan 12.086,17 TL alacaklı olduğu, sonuç ve kanaatini bildirir raporunu mahkememize sunmuştur.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu ……… İcra Müdürlüğü’nün 2017/2844 Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını davalı ile aralarındaki cari hesap ilişkisine dayandırmış, davalı ise borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. …. ………. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı tarafın ticari defterlerinin bilirkişi vasıtasıyla incelenmesinde, davalı ile aralarındaki cari hesap ilişkisinden doğan ve takip tarihi itibariyle 14186,17 TL olan alacağını takip tarihinde şüpheli alacakların tutulduğu hesaba kaydettiği, takip tarihinden bir gün sonra davalı tarafından davacıya 2100,00 TL ödeme yapıldığı, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 12086,17 TL bakiye alacağının bulunduğu,
Davalı ticari defterlerini ibraz etmemiş ise de, davacının davalı ile, davalıdan 31/07/2016 tarihi itibariyle 21686,17 TL alacaklı olduğuna dair mutabakat metni ibraz ettiği, mutabakatın davalıyı hukuken bağladığı, davacının yevmiye defteri kayıtlarına göre mutabakat tarihinden sonra davalıya satış yapılmadığı, davacının takip ile talep ettiği alacağının mutabakat tarihinden önceki satışlara ilişkin olduğu, mutabakat tarihinden sonra olup davacının defterinde kayıtlı olan davalı ödemeleri düşüldükten sonra davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 14186,17 TL alacaklı olduğu, takipten bir gün sonra davalının davacıya 2100,00 TL ödemede bulunduğu, davacının iş bu davayı ödeminin mahsubu ile bakiye 12086,17 TL alacak için açtığı anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile İstanbul Anadolu …….. İcra Müdürlüğünün 2017/2844 Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 12.086,17 TL asıl alacak bakımından DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz UYGULANMASINA
2-Alınması gerekli 825,61 TL harçtan peşin alınan 206,40 TL harcının mahsubu ile bakiye 619,21 TL harcın davalıdan TAHSİLİNE, davacı tarafça yatırılan 206,40 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 836,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 872,00 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden ……… uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.