Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/305 E. 2019/341 K. 22.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/305 Esas
KARAR NO : 2019/341
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 13/03/2017
KARAR TARİHİ: 22/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirketin Genel Kurul Kararının İptali istemli davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının 28-02-2017 tarihinde yapıldığını, genel kurulda sermaye artırımı kararı alındığını, 65.000.000.- TL olan sermayesinin nakit artırılmak suretiyle 245.000.000.- TLye çıkarılmasına karar verildiğini, mevcut sermayenin % 400 oranında artırılmasının iyi niyet ile ilgisinin bulunmadığını, üstelik ödeme süresinin çok kısa tutulduğunu, küçük pay sahiplerinin yok edilmesinin hedeflendiğini iddia ederek; sermaye artış karannın iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin 28-02-2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında sermaye artırım kararının usule uygun bir şekilde alındığını, TTK’nin 421’inci maddesinde öngörülen toplantı ve karar nisabının sağlandığını, davacı …Ş.’nin ortakları arasında bulunan———–tarihinde düzenlenen özelleştirme ihalesini—–.- TL bedel karşılığında kazandığını, bu özelleştirme ihalesinin kazanılması neticesinde müvekkili şirket ile ————-birleşme ve devralmalarına ilişkin çalışmaların sürdüğünü, dolayısıyla sermaye artırımına ihtiyaç bulunduğunu, davacıların konuyla ilgisi olmayan iddialar ortaya attıklarını savunarak; davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞME KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti: Dava, şirket genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta davacılar, davalı şirketin 28/02/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırım kararının iptaline karar verilmesini talep etmektedirler.
Buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı şirketin 28/02/2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırım kararının iyi niyetle alınan bir karar olup olmadığı, kararın azınlık pay sahiplerinin haklarının yok edilmesi amacıyla kötü niyetli olarak alınıp alınmadığı, bu kararın iptalinin gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Hukuki açıklama: Hakların sakınılarak korunması ilkesi veya en az zarar verecek şekilde kullanılması ilkesi anonim şirketlerde çoğunluk gücü karşısın azınlığı koruyucu temel ilkelerden birisi olup, çoğunluk pay sahiplerinin haklarını azınlığın haklarını mümkün olduğu kadar gözeterek, azınlığa mümkün olduğu kadar az zarar verecek şekilde ya da zarar vermekten sakınılarak kullanılmasını, aynı sonuca azınlığa zarar vermeden ya da daha az zarar verecek şekilde şirket tüzel kişiliğinin menfaatlerini de göz ardı etmeden ulaşılmasının başka bir yolunun bulunması halinde bu yolun tercih edilmesi gerektiğini ifade eder. TTK. m. 462/3’de yer alan “Bilançoda sermayeye eklenmesine mevzuatın izin verdiği fonların bulunması hâlinde, bu fonlar sermayeye dönüştürülmeden, sermaye taahhüt edilmesi yoluyla sermaye artırılamaz” bu ilkenin pozitif hukuka yansımış bir özelliğini gösterir.
Yüksek Yargıtay kararlarında da sık sık bu ilkeye atıfla bulunulduğu görülmekte olup, davacı tarafından dava dilekçesinde zikredilen yüksek———sayılı karan bu kararlardan bir tanesidir. Anılan kararda da belirtildiği üzere, yeniden değerleme fonu dahil edilmeksizin ve hiçbir yatırım ihtiyacı yokken esas sermayenin 10 kat arttırılmasının davacı tarafından iyiniyet kurallarına aykırı olarak azınlığın paylarını küçültmek amacını taşıdığı iddia edildiğine göre, mahkemece bu iddialar üzerinde durulup bunun araştırılması gerektiği vc buna göre sunuca varılması gerektiği vurgulanmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişilerden ayrı ayrı rapor alınarak yukarıdaki hukuki açıklama bölümünde yer alan ilkeler ışığında uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi tarafından davalı şirketin — ———adresine gidilerek gerekli incelemeler yapılmış olup, yapılan tespite göre davalı şirket e-defter tutmakta olup, bunların beratları alınmıştır.
Davalı …,———– numarasıyla kayıtlıdır. Şirketin sermayesi artırımdan önce 65.000.000 adet hisseye ayrılmış olup, 65.000.000.- T.L. sidir. Bu sermayenin ortaklar arasındaki dökümü şu şekildedir:
Ortağın Adı Soyadı veya Ünvanı Sermaye Tutan
– 56.328.125.-TL
– 4.124.991.- TL
– 1.500.000.- TL
– 1.828.122.- TL
– 1.218.750.- TL
– 12.- TL
Toplam : 65.000.000.- TL

Buna göre, davacı ortakların toplam hisse oranı % 4,69’dur.
Davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısı 28-02-2017 tarihinde yapılmıştır. Genel kurulda tüm hissedarlar temsil edilmiş ve % 100 oranında toplantı nisabı sağlanmıştır.
Davalı şirkette 1.828.122 adet hisseye sahip davacı …, yasal danışmanı Av. … tarafından temsil edilmiş, 1.218.750 adet hisseye sahip davacı … ise toplantıya asaleten katılmıştır.
Genel kurulda 1’inci maddede; toplantı başkanlığına Dilek Nazlıoğlu’nun seçilmesine ve kendisine toplantı tutanağını imzalamak üzere yetki verilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir.
Genel kurulda 2’inci maddenin başında; “şirket sermayesinin artırılması hususu müzakereye açıldı” diye yazılıdır. Bu madde kapsamında söz alan ——– yasal danışmanı; “sermayenin 65.000.000 TL’den 245.000.000.- TL’ye 4 katı miktarda artırılmasının kendilerinin mağduriyetine sebep olacağını, bu nedenle sermaye artırımına rızalarının bulunmadığını, ayrıca hisse oranlarına da itiraz ettiklerini” bildirmişlerdir. Bu madde kapsamında herhangi bir oylama yapılmamıştır.
Genel kurulda 3’üncü maddede; yapılan müzakere ve oylama sonucunda şirketin mevcut sermayesinin 65,000.000.- TLden 180.000.000.- TL artırılarak 245.000.000.- TL’ye çıkarılmasına ve buna uygun olarak şirket ana sözleşmesinin 6’ıncı maddesinin aşağıda belirtilen şekilde tadiline, şirket sermayesinin tamamını temsil eden toplam 65.000.000 adet paydan; 3.046.872 adet pay sahiplerinin ret oyuna karşılık, 61.953.128 adet pay sahiplerinin olumlu oyu ile oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Tadil edilen “Şirketin Sermayesi” başlıklı 6’ıncı maddenin yeni şeklinde; “Artırılan 180.000.000.- TL’lik sermayenin tamamının sermaye artırımına katılacak pay sahipleri tarafından tamamen taahhüt edildiği, nakit artırılan 180.000.000.- TL’nin % 25’ine tekabül eden 45.000.000.- TL’sinin artırımın tescilden önce ve geriye kalan % 75’lik kısım olan 135.000.000.- TL’sinin tescilden itibaren 2 ay içinde ödenecektir.” şeklinde yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Genel kurulda 4’üncü maddede; “Gündemde görüşülecek başka konu kalmadığından toplantıya son verildi.” denmiştir.
Toplantı tutanağının altına; “Şirket pay sahiplerinden ——- … yasal danışmanı ———— olarak biz işbu ———– tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 2 numaralı karara itiraz ederiz ve kabul etmiyoruz” diye yazarak imzalamışlardır. Ayrıca el yazıları ile de “2. Karara itiraz ediyoruz” diye tekrar yazmışlardır.
Oysa, 2 numaralı kararda bir oylama yapılmamış ve bir karar alınmamıştır. Sermaye artırımı kararı 3 numarada alınmıştır.
Ancak, 10-02-2017 tarihli ve 9261 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 760’ıncı sayfasında yayınlanan genel kurula ilişkin gündemde, sermaye artırımı ile ilgili hususun görüşülmesi ve bununla ilgili ana sözleşmenin 6’ıncı maddesinin oylanması 2 numaralı maddedir. 2 numaralı maddenin altında da 6’ıncı maddenin yeni şekline de yer verilmiştir.
Davalı şirketin kayıtlarına göre; sermaye artırımından sonra 245.000.000.- TL’lik yeni sermayenin ortaklar arasındaki dağılımı aşağıdaki hali almıştır.
Ortağın Adı Soyadı veya Ünvanı Sermaye Tutan
– 230.953.125.-TL
– 6.124.991.- TL
– 1.500.000.- TL
– 1.828.122.- TL
– 4.593.750.- TL
– 12.- TL
Toplam : 245.000.000.- TL

Yukarıdaki tablodan da görüleceği üzere, davacılardan sadece … rüçhan hakkını kullanmamış ve ödeme de yapmamıştır.
Davalı şirketin sermaye artırımından önce çıkarılmış olan ——tarihli bilânçosunun detaylı şekli mahkeme dosyasına konulmuş olup, mali müşavir bilirkişi——- tarafından düzenlenen ——– tarihli raporun 5. Sayfasının son paragrafında gösterilmiştir.
Davalı şirketin sermaye artırımından önce varlıklarının toplamı 207.234.242,70 TL olup, toplam 140.976.500,26 TL borcu bulunmaktadır. Buna göre davalı şirketin öz kaynakları 66.257.742,44 TL olup, ——özelleştirme bedeli olan —– TL’yi karşılaması mümkün değildir.
Sermaye artırımından sonra TP dahil bağımsız denetimden geçmiş —— tarihli konsolide bilânçosu bilirkişi ——— tarafından düzenlenen 13 Temmuz 2018 tarihli raporun ekinde Mahkeme dosyasına sunulmuş olup, özeti de aynı raporun 6. Sayfasında yazılmıştır.
Buna göre, somut olayda sermayenin——–TL’ye çıkarıldığı sabittir. Davalı bu artırımın nedenin, davalı şirketin ————- Özelleştirme Ihalesi’ni 490.000.000 TL teklif vererek kazanması olarak göstermekledir.
Mali müşavir bilirkişi–tarafından düzenlenen raporda tespit edildiği ve taraflarca da itiraz edilmediği üzere davalı şirketin -‘den sonra tüm varlıklarının değeri 1.685.903.048.- TL’ye yükselmiş olup, borçlarının toplamı ise 1.446.250.186.-TL, öz kaynakları ise 239.652.863.-TL’dir.
Bu duruma göre davalı şirketin 245.000.000.- TL’ye yükseltilen sermayesi bile yetersiz kalmış olup, dava konusu somut olayda gerçekleşen sermaye artırımının objektif nedenlere bağlı olarak şirketin gerek içinde bulunduğu finansal durum, gerekse kazanmış olduğu ihale bedelinin ödenmesi yönünde ortaya çıkan ihtiyaçları sebebiyle gerçekleştirildiği, azınlığı ızrar kastını taşımadığı sonuç ve kanaatine varılmış olup, bu nedenle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 44,40 TL harcın, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 13 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca 2.725 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin talebi doğrultusunda, yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/03/2019