Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/299 E. 2018/1112 K. 19.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/299 Esas
KARAR NO : 2018/1112

DAVA :Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 10/03/2017
KARAR TARİHİ : 19/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalı …’nın 28.06.2010 tarihinde %50 hisse sahibi olarak 50.000’er TL sermaye koyarak …’i m kurduklarını, davalı …’nın aynı zamanda şirketi temsile yetkili müdür olduğunu, 2014 yılında taraflar arasında anlaşmazlık olduğunu ve o tarihten sonra tarafların bir araya gelmediğini, davalı tarafından davacıya şirket ile ilgili bilgilerin verilmediğini, davacının şirketten ayrılmak istemesine rağmen davalının pay devrine yanaşmadığını, ortaklar arasında güvenin ortadan kalktığını ve beraber çalışma isteği ve imkanının kalmadığını, bu nedenle TTK’nin ilgili maddeleri uyarınca iki ortaklı limited şirketlerde bir ortağın şirket ortaklığından çıkmasının mümkün hale geldiğini, davacının … ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılara ayrı ayrı dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalılar süresi içinde davaya cevap vermemişlerdir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, haklı nedenle şirketten çıkma istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı 6102 sayılı TTK’nin 638. Maddesidir. TTK’nin 638/2. Maddesi “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir.” hükmünü haizdir.
Buna göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-TTK’nin 638/2. Maddesi uyarınca davacının ortaklıktan çıkmak için haklı sebeplerinin olup olmadığı,
b-Davacının ortaklıktan çıkmasına izin verilmesi gerekip gerekmediği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç:
Davanın esası ile ilgili olarak, taraf delilleri toplanarak konusunda uzman bilirkişi kurulundan raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş, mali müşavir bilirkişi aracılığıyla davacı vekilinin sunduğu deliller üzerinde inceleme yaptırılmıştır.
Buna göre; davalı ———nin defter ve kayıtları şirket muhasebecisi ————— cep telefonundan aranarak irtibata geçilmek suretiyle SMMM ofisinde mali müşavir bilirkişi tarafından incelenmiştir.
Davalının incelemeye ibraz ettiği yukarıda bilgileri bulunan ticari defterlerin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerini süresinde yaptırdığı anlaşılmıştır.
Davalı——–nin muhasebecisi tarafından ibraz edilen 2016 ve 2017 yılı yevmiye defterleri üzerinde yapılan incelemede 2016 yılına ilişkin olarak yevmiye defterinin yalnızca 3 sayfasının kayıt içerdiği, 2017 yılında ise yevmiye defterinin yalnızca 4 sayfasının kayıt içerdiği görülmüştür.
Belirtilen yevmiye defterleri içeriğinde yapılan incelemelerde; davalı şirketin muhasebe hareketlerinin ağırlıklı olarak aylık kira tahakkukları olduğu, muhasebe tekniği açısından yapılması zorunlu olan açılış ve kapanış kayıtları haricinde 2016 ve 2017 yılında kira tahakkukları(Genel Yönetim Gideri) ve bunlara ilişkin ödemelere yer verildiği görülmüştür.
Davalı firma 2016 ve 2017 yılı yevmiye defterlerinde faaliyet konusu ile ilgili olarak kira harici alım kayıtlarına ve satış kayıtlarına rastlanmamıştır. Bunun üzerinden 2017 yılı kurumlar vergisi beyannamesi incelenmiş ve gelir tablosu kısmında brüt satışlar bölümünün boş olduğu görülmüştür. Firmanın 2016 yılı yevmiye defterinde yapılan incelemede dönem net zararının kapanış kaydında 7.500 TL(yevmiye no 13) olarak yer aldığı, 2017 yılı yevmiye defteri ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde yapılan incelemede Dönem Net Zararının 15.000 TL (yevmiye no 16) olarak yer aldığı görülmüştür.
Somut olayda davacı davalı şirketten çıkma talebine esas olmak üzere, 2014 yılında taraflar arasında anlaşmazlık olduğunu ve o tarihten sonra tarafların bir araya gelmediğini, davalı tarafından davacıya şirket ile ilgili bilgilerin verilmediğini, davacının şirketten ayrılmak istemesine rağmen davalının pay devrine yanaşmadığını haklı sebep olarak ileri sürmüştür.
Davacı tanığı————- davacı ve davalı …’nın ortaklıklarını sona erdirmeye karar verdiklerini, ancak davacının ‘davalıya ulaşamadığını” beyan ettiğini, bu nedenle ortaklığın resmi olarak sona ermediğini” beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı——-ise “davacının sonradan kurduğu şirkette sekreter olduğunu, davacının tüm mesaisini bu şirkete harcadığını, davacının daha önce … ile şirket kurduğunu, ancak ayrılmak istediğini düşündüğünü söylediğini” beyan etmiştir.
Davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, davalı şirketin asıl ticari faaliyetini sürdürmediği ve sadece kira ödemelerinin bulunduğu ve zararda olduğu tespit edilmiştir.
TTK m. 638/1 uyarınca şirket sözleşmesi, ortaklara şirketten çıkma hakkını tanıyabilir. Bu hakkın kullanılmasını belirli şartlara bağlayabilir. Ancak somut olayda, davalı şirketin sözleşmesinde bu yönde bir düzenlenme öngörülmemiştir. Bununla birlikte TTK m. 638/2 uyarınca her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Yani, çıkma hakkı Mahkemeye başvurularak dava açma yoluyla kullanılabilir. Böyle bir durumda haklı sebebin var olup olmadığına mahkeme takdir eder. Çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını Mahkeme değerlendirecektir. Nitekim yüksek Yargıtay —–. HD.’nin 03.02.2015 tarih ve 2015/15047 E. 2015/1168 K. sayılı kararında “Anılan maddede ortağa haklı sebeplerin varlığı halinde çıkma davası açabilme olanağı tanınmıştır. Bu nedenle, çıkma isteğinde bulunan ortağın öne sürdüğü sebep veya sebeplerin gerçekten var olup olmadığını yahut haklı olup olmadığını mahkeme değerlendirecektir” demek suretiyle bu esası vurgulamıştır. Mahkemenin çıkmaya ilişkin kararı, dava tarihinde değil, kararın kesinleştiği tarihle geçerli olur ve Şirket ile ortak arasındaki hukuki ilişkiye son verir.
Bu genel açıklamalar doğrultusunda yukarıda açıklanan tanık ifadeleri ve mali müşavir bilirkişinin tespitleri gözönüne alındığında davalı şirketin diğer ortağı ile davacı arasında ortaklık ilişkisinin fiilen ortadan kalktığı, bu durumda davacıdan bu ortaklık ilişkisinin sürdürülmesinin beklenemeyeceği kanaatine varılmış olup, davacının davalı şirketten çıkması için haklı sebeplerin var olduğu kanaatine varılmış ve davalı şirkete karşı açılan davanın kabulü ile, TTK’nin 638/2. Maddesi uyarınca davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —————sicil numarasında kayıtlı ———-Şirketinden çıkmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Davalı …’nın pasif husumet ehliyeti bulunup bulunmadığı hususunda yapılan inceleme ve gerekçe:
Taraf sıfatı, dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Aynı şekilde bir hakkın kendisinden istenebilecek o hakka uymak yükümlülüğü olan kişi olup bu da davalı olma pasif husumet ehliyetidir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Davada taraf ehliyeti, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28. maddesi gereğince, sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren başlar. Medeni hakları kullanma ehliyetine ( fiil ehliyetine ) sahip gerçek ve tüzel kişiler dava ehliyetine de sahiptirler. Dava ehliyeti bir kişinin kendisi veya yetkili temsilcisi aracılığıyla bir davayı, davacı veya davalı olarak takip etme ve usul işlemleri yapabilme ehliyetidir. Sonuç olarak davacı ve davalı olarak gösterilen kişiler taraf ehliyetine sahip olsalar bile bu kişilerin o davada maddi hakka ilişkin olarak davacı ve davalı olmak sıfatlarının bulunması gerekmektedir.
Dava ve taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece re’sen göz önünde tutulması gereken hususlardandır.
Buna göre, işbu davada, pasif husumet ehliyeti sadece davalı şirkete ait olup, davalı …’nın pasif husumet ehliyeti bulunmadığından bu davalı hakkındaki davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı …’ya karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Davalı ——————–.’ne karşı açılan davanın KABULÜ ile, TTK’nin 638/2. Maddesi uyarınca davacının İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün —— sicil numarasında kayıtlı —————- Şirketinden ÇIKMASINA,
3-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davalı ————– Şirketi’nden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın davalı ———— Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00 TL bilirkişi gideri, 108,10 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.708,10 TL yargılama giderinin davalı — —— ——- Şirketi’nden alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen dava yönünden avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı ———– alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.