Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/263 E. 2020/516 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/263 Esas
KARAR NO: 2020/516
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/03/2017
KARAR TARİHİ : 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — tarihinde 1 nolu davalı—- numaralı ——– plakalı araç sürücüsü ile ——— plakalı araç sürücülerinin kusurları ile sebebiyet verdiği trafik kazasında — plakalı araçta yolcu olarak bulunan —- basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını, kaza sonrası acilen————- kaldırılan müvekkilinin vücudunda kınklar meydana geldiğini, dava konusu kaza sebebi ile her iki davalı şirkete yapılan müracaat üzerine açılan hasar dosyalarından bugüne kadar hertıangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin maruz kaldığı trafik kazasından dolayı daimi sakat kaldığını, bakiye Ömrü boyunca artık eski» gibi ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve eskisine oranla daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağından ve ekonomik geleceğinin sarsılmasından kaynaklı olarak maruz kaldığı gerçek zararın yapılacak yargılama sonucunda, Sayın Mahkeme tarafından yaptırılacak bilirkişi hesaplaması ile ortaya çıkacağını beyan ile, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklan saklı kalmak kaydı ile, Tahkikat sonucunda müvekkilinin maddi zararının tam ve kesin olarak belirtebilmesinin mümkün olduğu anda (HMK madde 107) arttırılmak üzere —- göremezlik tazminatının davalı —— sorumluluğunun, kaza tarihi itibariyle şahıs başına azami poliçe teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, dava masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın talebinin zamanaşımına uğradığını, haksız fiilden doğan talepleinr, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren 2 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığını, bu sebeple davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, dava konusu kazaya karışan — plakalı aracın, müvekkilinin —- numaralı vadeli ——— sigortalı olduğunu, davacı tarafın tüm delilerinin tebliğ edilmediği ve dava öncesinde herhangi bir başvuru ve ihbar olmadığını, geçici iş göremezlik tazminatı taleplerinin Trafik Sigortası Genel Şartları, Poliçe Özel Şartları ile Karayolları Trafik Kanunu hükümleri itibariyle, poliçe teminatına dahil olmadığını, davacının maddi tazminat talepleri sadece tedavi masrafları ve sürekli sakatlık hallerinde poliçe teminatı dahilinde değerlendirilebileceğini, bu hususun miktar ve kusur yönünden sayın mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonunda tespit edilmesi gerektiğini, sigortalı aracın kusurunun bulunması halinde dahi poliçe teminatı kapsamında bir sorumluluk doğması için, davacının maluliyet durumu ve sürekli sakatlık oranının ————— tarafından verilecek bir heyet raporu ile tespit edilmesi gerektiğini, bu oran üzerinden yapılacak aktüer incelemesi iletazminattutarının tespitedilma&i gerektiğini, kusur ve sürekli sakatlık durumunun tespiti halinde maddi tazminat miktannın aktüer tarafından hesaplanması esnasında —- tarafından davacıya yapılmış veya yapılmakta olan ödemelerin tenzili gerektiğinden, bilirkişi incelemesi öncesinde —- davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı hususunun sorutması gerektiğini beyan ile, öncelikle davanın zamanaşımından reddine karar verilmesini, davacı tarafın tüm delilerinin tebliğ edilmesini ve bu delillere karşı beyan ve savunma yapma hakkını saklı tuttuklarını, “Kusur oranı” ve Tazminat miktarının tespiti yönünden mahkemece hazineye kayıtlı bir aktüer tarafından bilirkişi tetkikab yaptırılmasını, herhangi bir kabul beyanı olmamak kayıt ve şartıyla, müvekkili şirkete ait poliçenin Tedavi Masrallan” ve “Badeni Tazminat Talepleri” sorumluluğunun, poliçe teminatı dahilinde ve sigortalısının kusuru ile sınırlı olduğunu, beyan ve talep etmiştir.
Davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından işbu davadan önce müvekkili kuruma usulüne uygun başvuruda bulunulmadığı ve yasal mevzuat gereği, dava şartının yerine getirilmemiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kaza ile ilgili olarak müvekkili şirkete dava öncesinde usulüne uygun başvuruda bulunulmadığını, dava şartının yerine getirilmediğini, müvekkili şirketin kaza ve yaralanma nedeniyle sorumlu olduğunu kabul ettiğimiz şeklinde anlaşılmamak kaydıyla, davacı tarafından müvekkil kuruma eksik belge ile başvuru yapıldığını, davacının, eksik evrakları tamamlamak yerine doğrudan dava yoluna gittiğini, davacıda maluliyet oluşup oluşmadığı, oluştu ise oranı ve durumu belirlenmeden zarar tespit edilemeyeceğini, tüm evraklar tamamlandıktan ve müvekkili şirkete başvuru yapıldıktan itibaren —gün içinde sonuçlandırılamazsa dava açma hakki bulunduğunun açık olduğunu, dava dilekçesinde, —göremezlik tazminatı talebinde bulunulduğunu, davacı tarafından alacak kalemlerinin miktar itibariyle ayrı ayrı belirtilmediğini, dava konusu kazanın — tarihinde meydana gelmiş olup işbu dava —– tarihinde açıldığından davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde dava açmamış olup, davanın zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddini talep ettiklerini, kazaya karışan — plakalı aracın—————-tarihleri arasında müvekkili şirket tarafından sigortalandığının tespit edildiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete eksik evrakla yapılan başvuru üzerine, — nolu hasar dosyası açıldığım, davacının talepleri ile ilgili olarak incelemeler yapıldığını, —- şirkete sigortalı araç sürücüsünün —- kaza nedeniyle hiçbir kusurunun bulunmadığı, kazaya diğer araç sürücüsünün neden olduğunun açık olduğunu, müvekkili şirket tarafından yapılan inceleme neticesinde de, Müvekkili —–kazada kusurlu olmadığına kanaat getirildiğini, talep edilen tazminatın Trafik Sigortası Genel Şartlarına göre teminat dışı olduğundan ödeme yapılmayacağının karşı tarafa bildirildiğini, söz konusu trafik kazası ile ilgili olarak Müvekkili Şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu kazaya ilişkin hiçbir belgenin tebliğ edilmediğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere, müvekkili şirketin tüzel kişiliği haiz bir kuruluş olması belli kanunlar, prensipler ve kurallar çerçevesinde hareket etme zorunluluğu nedeniyle kusur oranlarını belgeleyen kanıtlar ve dokümanlar olmadan sadece zarar görenlerin talebi esas alınarak ödeme yapılmasının mümkün olmadığını, gerçek zararın hiçbir şüpheye yer venrıeyecek biçimde davacıyanca ispatlanması gerektiğini, davaya konu kaza hakkında—————– sayılı ceza dosyasının işbu dosyaya celbini talep ettiklerini, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kaza anında frene bastığını ve durmaya çalıştığını, ancak tüm tedbirleri almış olmasına rağmen, kavşaktan kontrolsüz bir biçimde önüne çıkan araç ile çarpışmak zorunda kaldığını, sigortalı araç sürtlcüsünün kazayı önlemek için alabileceği başkaca hiçbir önlem bulunmadığını, bu nedenle olayda tamamen kusursuz olduğunu, davacının çocuk koltuğunda bulunup bulunmadığı, emniyet kemeri takıp takmadığı gibi müterafik kusur durumunun varlığı ve araçta yolcu olması nedeniyle hatır taşıması durumu araştırılarak hükmedilecek tazminattan indirim yoluna gidilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, müvekkili Şirketin bir değerlendirme yapması ve tazminat ödemesi mümkün olamayacağından temerrüdünden de bahsedilemeyeoeğini, ayrıca faiz alacağını kabul etmemek kaydıyla, faize hükmedilecekse bile talebe konu zararın haksız fiilden doğduğundan ve taraflar arasında ticari bir ilişki mevcut olmadığından, müvekkili Şirket hakkında, ancak dava tarihinden itibaren ve yasal faiz istenebileceğini, bu nedenle kaza tarihinden itibaren avans faiz taleplerinin usul ve yasaya aykın olduğunu beyan ile, müvekkili şirkete dava açılmadan önce usulüne uygun başvuru yapılmadığından yasal mevzuat gereği dava şartının yerine getirilmemesi nedeniyle davanın reddini, aksi kanaat halinde müvekkil sigorta şirketi hakkında ikame olunmuş haksız ve mesnetsiz, usul, yasa ve içtihatlara aykın davanın esastan da reddini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle meydana gelen zararın tazminine ilişkindir.
Davacı vekili , —- tarihinde istifa dilekçesi sunmuştur.
İstifa dilekçesi—- tarihinde davacı asile tebliğ edilmiştir.
Davacı asil——-arihinde duruşmaya katılmamıştır. Ancak davacı vekiline yapılan tebligatta duruşmaya katılmaması halinde doğabilecek sonuçlar usulüne uygun olarak hatırlatılıp ihtar edilmediği için — tarihli celsede davalı —— vekili davayı takip etmediğini beyan ve dosyanın işlemden kaldırılmasını talep etmiş olmasına rağmen dosya işlemden kaldırılmamıştır.
Davacı asile — tarihli celsede duruşmaya katılmaması halinde dosyanın işlemden kaldırılacağı ihtar edilip ihtarname davacı asile —- tarihinde tebliğ edilmiştir.
Ancak davacı asilin —-arihli celseye katılmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin “3” aylık süre içerisinde davanın yenilenmesi talebinde bulunmaması nedeniyle davanın HMK 150. Maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-HMK 150/5 maddesine göre; DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gerekli 54,40 TL karar harcından 31,40 TL’si peşin olarak yatırılmış olduğundan, bakiye 23,00 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraflar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
5-Dosyada bulunan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa İADESİNE,
Dair, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 20/10/2020