Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/259 E. 2020/121 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/259 Esas
KARAR NO: 2020/121
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2017
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, ———tarihli celse de HMK 321 .maddesi gereğince dosya incelenerek tahkikat sonlandırıldı.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, davalı şirketle ——-yılından beri devam eden ticarî ilişkisi olduğunu, alım-satım ilişkisi ——– üzerinden olup, kesilen faturaların karalığının davalı tarafından nakit havale veya çek ile ödendiğini, fatura tarihleri ile fiili ödeme günündeki ———– farklı olması halinde kur farklarının toplamı için davacı şirketin davalıya kur farkı faturası tanzim edildiğini, bu nedenle ——- cari hesap yılı için ————– tarihli ——–TL kur farkı faturası tanzim edildiğini, kur farkı faturasının da içinde olduğu ———– TL cari hesap bakiyesinin davalı tarafından onaylandığını, ——- cari hesap yılı içinde, ——- tarihli – TL ve ——– tarihli ———-TL bedelli iki adet kur farkı faturası tanzim edildiğini, söz konusu kur farkı faturalarının da içinde olduğu———- cari hesap bakiyesinin ——— tarihli mutabakat mektubunun davalı tarafından onaylandığını, —— hesap yılı sonunda, tüm fatura bedelleri ile fiili ödeme ———TL bedelli – adet kur farkı faturası tanzim edildiğini, ancak davalının bu faturayı iade ettiğini, öne sürerek, ————- cari hesap bakiye alacağı, ——— kur farkı alacağı olmak üzere toplam —————- tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki ticari ilişki her ne kadar ——- üzerinden olsa da davalı şirketin ödemeleri — üzerinden yaptığını, davacının da bu ödemeleri kabul ettiğini, bu konuda yanlar arasında ticari teammül oluştuğunu, yanlar arasındaki ticari ilişkinin ————–yılları arasında gerçekleştiğini, dava konusu kur farkı faturasının hangi aya ilişkin ve hangi döviz kuru baz alınarak düzenlendiğinin belli olmadığını, yanlar arasında kur farkı faturası kesileceğine ilişkin bir anlaşmanın olmadığı gibi bir teammülün de bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER;
1-)Taraf Ticari defter ve Kayıtları,
2-Bilirkişi raporu
3-,)Ödeme Belgeler,
4-)Faturalar.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava,açık hesap ilişkisi devamında tanzim edilen faturalardan doğan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Kur farkına dayanak teşkil eden faturalar incelendiğinde, satılan malların döviz karşılığının gösterildiği bu nedenle ödeme tarihlerine göre kur farkı istenebilme ihtimali bulunduğu anlaşılarak davanın esasına geçilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen satım konusu mallara ilişkin bazı faturaların bilirkişi raporunda ile bedellerinin yabancı para cinsinden gösterildiği ve ———Usul Kanunu’ndaki zorunluluk nedeniyle Türk Lirası üzerinden düzenlendiği bu yönü itibari ile raporun denetime elverişli raporlar ile anlaşılmıştır.
Bunun ile birlikte davalı tarafın kur farkına esas teşkil eden döviz cinsinden tertip edilen uyuşmazlık konusu ———TL dışındaki fatura içeriklerini benimsediği, taraf ticari defter ve kayıtları yanında savunmanın ileri sürülüşü itibari ile anlaşılmıştır.
Davacı tarafından alacak iddiasının uyuşmazlık konusu kur farkı faturası ve açık hesap ilişkisinde tertip edilen fatura olduğu anlaşıldığından taraflar arasında açık hesap ilişkisi konusu teşkil eden mal alımına konu faturaların da yabancı para olarak değeri gösterilen faturalar olduğundan, taraflar arasında akdi ilişkinin yabancı para cinsinden kurulduğunun kabulü gerektiği anlaşılmış ve yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebilmesi için uygulama yada teamül aranmayacağından yabancı para cinsinden düzenlenen faturalar irdelenerek davacının kur farkı talebi yönünden TL cinsinden yapılan ödemeler dikkate alınarak ayrıntılı ve yargıtay denetimine elverişli rapor alınması için dava dosyası bilirkişiye tevdi edilmiştir.
2. Bilirkişinin ibraz eylediği kök raporunun istenilen hususları ihtiva etmediğinin anlaşılması nedeni ile -.bilirkişiden ———- tarihli celse de açıklandığı gibi;döviz cinsinden değeri belirlenen faturalardaki malların alımı nedeni ile davalının TL cinsinden çek keşide etmek suretiyle davacıya (açık hesap ilişkisinde, davacı vekilinin beyanları ile de) vermesi hususu bilirkişice dikkate alınarak ek rapor tanzim eylemesi bilirkişiden talep edilmiş, bilirkişi tarafından tanzim olunan ek rapor, taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiş taraf vekillerince bilirkişi raporuna karşı HMK 281 gereğince verilen sürenin hitamında herhangi bir itirazın ileri sürülmediği ———– tarihli celse de anlaşılmış, bu nedenle artık dava dosyasının geldiği aşamada gözetilerek davacının fiili ödeme tarihi ile faturaların tanzim tarihi arasındaki kur farkı doğuyorsa bu farkı isteyebileceği mahkememizce benimsenmiştir. Nitekim 6098 sayılı TBK’nın 99. maddesine göre yabancı para ile ödeme yapılmasının kararlaştırılması halinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça borcun ödeme günündeki TL karşılığının istenebileceğinden hareketle davacının TL cinsinden çekleri alırken ihtirazi kayıt ileri sürmesine gerek olmadığı ve davacının TL niteliğindeki çekleri borca mahsuben aldığı mahkememizce iddianın ileri sürülüşü ve davalı savunmaları itibari ile anlaşıldığından raporda belirlenen tutar hüküm altına alınmıştır.
Nihai olarak davacı vekili tarafından ikame edilen dava da ticari faiz talep edilmiş ise de kanunlarımızda ticari faiz adı altında bir faiz türü bulunmamaktadır, bu talebin taraflar arsında ticari iş söz konusu ise de 3095 sayılı yasa 2/2.maddesinde düzenlenen avans faizi olarak yorumlanmasının taleple bağlılık ilkesi kapsamında benimsenemeyeceği anlaşılarak davacının 3095 sayılı yasa 1.madde gereğince yasal faiz isteyebileceği gözetilerek davalının dava ile temerrüde düşürüldüğünden dava tarihinden itibaren kabule konu davacı alacağına yasal faiz yürütülmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2———— TL’nin———– tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gerekli —-TL harçtan peşin alınan ——— TL harcın mahsubu ile bakiye ——— TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 292,64 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafça sarf edilen yargılama gideri olan 2.015,00 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 1.961,50 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı AAÜT uyarınca belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı AAÜT uyarınca 454,92 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde ———— Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.13/02/2020