Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/236 E. 2020/655 K. 30.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2017/236 Esas
KARAR NO: 2020/655
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/02/2017
KARAR TARİHİ: 30/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ, DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının —— olarak faaliyet gösterdiğini, taraflar arasında —– boyunca davalıların —– yayınlanması için anlaşma görüşmeleri yapıldığını, ancak sözleşme yapılmadan davalıların isteği üzerine ———yayınlanmaya başlandığını, bu arada taraflar arasındaki görüşmelerin sürdüğünü,—— yayınlandığını, ancak davalıların bu ——— yapımından vazgeçtiklerini, bunun üzerine davacının—- yayınını durdurduğunu —- yayın ücretini hesaplayıp davalılara ———bildirdiğini, ayrıca bedeli olan —- bedelli faturayı davalılardan ———— taahhütlü posta ile gönderdiklerini, ancak fautarının davalı ——– düzenlenmesi gerektiği söylenerek iade edildiğini, bu kez davalı ———— faturanın gönderildiğini, ancak bu ikinci faturanın da iade edildiğini, bunun üzerine ikinci faturanın iptal edildiğini, bu kez davalı ——– adresine kapıya haber kağıdı yapıştırılarak muhtara bırakılmak suretiyle tebliğ edildiğini, ancak faturanın iade edildiğini, bu nedenle işbu davanın açıldığını, şirketler arasında malvarlıkları açısından bağlantı bulunduğunu, tüm bu nedenlerle davalıların reklamlarının yayınlanması nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla —— TTK m.1530/VII uyarınca ——-edilen temerrüt faizi oranlarına, bu talep kabul edilmediği taktirde avans faizi oranına göre—— tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili —— tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirketler için —–yayınlatılan sanal ————-bedel alacağının işletilecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, alacağa 6102 sayılı TTK m. 1530/VII uyarınca —— tarafından ilan edilen temerrüt faizi oranlarını, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise avans faizi oranlarına göre ———-tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının, davalı —————— teklifinde bulunduğunu, bu amaçla görüşmelere başlandığını, ancak davacının henüz sözleşme imzalanmadan —— başlatarak davalıyı sözleşmeyi imzalamaya zorladığını, davacının görüşmeler sırasında nakit istemini artırıp, barter çeki rakamlarını aşağıya çektiğini, bu nedenle davacıya ————–bildirildiğini, bu nedenle davacının hizmeti durdurduğunu, davalı ——————– bildirildiğini, ancak davacının anlaşmanın çok üzerinde ——- bedelli faturayı kendilerine tebliğ ettiğini, bu fatura bedelinin kabul edilmeyeceğinin davacıya bildirildiğini, bu kez davacının faturayı işle ilişkisi olmayan —— ettiğini, ancak —– iade ettiğini, bu bakımdan —– pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, ——- yapılan projelerle ——– ilgisinin olmadığını, davanın kısmi alacak davası olarak açılamayacağını, bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davaya konu bedelin sabit olduğunu, davacıya ————-bildirildiğini, ancak davacının —– ettiğini, davacının mahkemeye fiyat listesini sunmadığını, davacının davalı ——- yaptığı öneri ile bağlı olduğunu, bu fiyat listesi üzerinden yapacağı basit bir hesaplama ile davacının faturalar ile yaptığı talebinin kabul edilebilir olmadığının tespit edilebileceğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, davalılar vekilinin ikinci kez verdiği cevap dilekçesinde, ilave olarak davalının ———– belirtmediğini beyan etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık noktalarının tespiti: Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında, —— davalı —-arasında, davalı —- şirketinin ——yayınlarının yapılması konusunda görüşme yapıldığı, bu sapsamda davacının sunduğu taraflar arasındaki ——- yazışma içeriklerinin doğru olduğu, taraflar arasında yazılı olarak sözleşme imzalanmadığı, davalı —— reklamlarının on hafta boyunca yayınlandığı” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Davanın kısmi dava olarak açılıp açılamayacağı,
b-Davalı———- husumet ehliyetinin olup olmadığı,
c-Davalı ——- ——– yayınlanıp yayınlanmadığı,
ç-Davacının, taraflar arasında sözleşme ilişkisi kurulmadan, henüz icap-kabul aşamasında iken davalı tarafı anlaşmaya zorlamak için reklamları yayınlayıp yayınlamadığı,
d-Davacının, davalılardan verdiği hizmet karşılığında alacak talebinde bulunup bulunamayacağı, bulunabilecekse miktarının ne kadar olması gerektiği,
e-Davanın kabulü halinde, davacının TTK’nin 1530/7. Maddesine göre faiz talebinde bulunmasının mümkün olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Davacı reklamcı, davalı şirketler için yayınlattığı ————bedelini talep etmektedir.
Davalı vekili, davanın kısmi dava olarak açılamayacağını iddia etmektedir. Taraflar arasında yazılı sözleşme yoktur. Buna göre, davacının hak ettiği alacağın miktarı yapılan yargılamada bilirkişi incelemesi sonucunda belirlenmiştir. Bu durumda, davanın başlangıcında, davacının, alacağının tam miktarını belirlemesi mümkün görülmediğinden, HMK’nin 107. Maddesi uyarınca işbu davanın kısmi dava olarak açılabileceği kanaatine varılmış olup, davalılar vekilinin bu yöndeki talebi kabul edilmemiştir.
Buna göre, yukarıda 1. bentte belirtilen uyuşmazlık konuları ile ilgili olarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, maddi olaya ilişkin tanıklar dinlendikten sonra, kendi alanında uzman mali bilirkişi ——————- oluşan bilirkişi heyetinden kök rapor, itirazlar ve eksiklikler doğrultusunda ek rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş olup, bilirkişi kök ve ek raporlar teknik yönden dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
2-a)Ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi: Davacı —- aşağıda dökümü verilen ticari defterleri mali bilirkişi tarafından incelenmiştir. İncelenen ticari defterlerin tasdik mükellefiyetlerinin TTK 64., HMK 222. ile VUK 182. ve 221. maddelerine uygun olarak tam ve eksiksiz yerine getirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu alacağın dayanağı olan —- nolu ve ———- fatura ile emsal fatura olarak dosyaya sunulan —– nolu ve——— tutarlı faturanın davacı tarafın yevmiye defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüştür. İlgili faturaların ———– formlarıyla beyan edildiği tespit edilmiştir.
Yılı Defter Adı Tasdik TürüTasdik Makamı Tasdik Tarihi Yevmiye No —–
2-b)Tanık beyanları:
2-b.1)Davacı tanığı —– duruşmadaki ifadesinde; “ben davacı —— oluyorum, aynı zamanda—– müşterileri ile görüşen satış müdürü sıfatı ile —— çalışmaktayım, —- sezonu için ——- konusunda görüştük, bu kişiler —— sahipleri oldukları hasebiyle bunlarla görüştük, biz ——- olduğunu düşünerek görüşme yaptık, biz bu kişilerle görüştükten sonra ———— görüşmemiz istendi, sonrasında projeler mail olarak gönderildi, —- gönderildi, ———– teklifi kabul ettiklerine dair —— şeklinde mail gönderdiler, sonrasında bize ——— çıkacak —–görselleri gönderdiler, biz de bu doğrultuda yayınlamaya başladık, anlaşma miktarına ilişkin olarak ödeme olarak bir kısım dairelerin verileceği belirtilmiştir, bunlarla ilgili ekspertiz yaptırdık, evlerin fiyatları konusunda eksper raporu üzerinde anlaşma sağlandı, —- haftalık bir anlaşma yaptık, —– sonunda mail olarak bize sözleşmenin devam etmeyeceği bildirildi ve biz de o ana kadar ki olan alacağımız yokunuda fatura kestik. (davacı vekilinin sorusuna cevaben) biz davalı tarafla sözleşme imzalamayı beklerken sözleşme —-haftada sona erdi, taraflar arasında sözlü anlaşma vardı, yazılı anlaşma yoktu, faturayı bizden —- kesmemiz istendi, sonrasında iade ederek——- kesmemiz söylendi, biz de faturaları bu şekilde kesmek zorunda kaldık, —— davalının ——-ajansıdır.” demiştir.
2-b.2)Davacı tanığı ——-duruşmadaki ifadesinde; “ben davacını —– olurum, aynı zamanda şirkette televizyonlarla olan ilişki ve bağlantılar konusunda görevli olarak çalışmaktayım, — ayında —–yayınlanacak ————görüşmeye başladık, mali ve teknik konularda görüşmek üzere bizi alt çalışan olarak —–yönlendirdiler, biz bunlara ——————-teklifimizi kabul ettiklerini, ancak sezon başlamış olması sebebiyle imza atamayacaklarını, bizlerin—— —— gösterime sunmamızı istediler. Biz de buna istinaden sözleşme imzalanmaksızın sözlü anlaşmaya istinaden——gösterimine başladık, bu esnada davalıların —— olan ——bize göndermiş olduğu görselleri yayınlamaya başladık, —— hafta bu şekilde geçtikten sonra sözleşme kapsamında davalı tarafın bize vereceği evlerin eksper araştırmasını yaptırdık, eksper raporu aldıktan sonra davalı tarafa sözleşme imzalamamız gerektiği hususunu bildirdik, ancak davalı taraf bu anlaşmadan vazgeçtiklerini bize bildirdi, biz de —- sürece ilişkin parekende fiyatını faturaya yansıtarak bize yapılan bildirim nedeni ile—————–fatura kabul etmeme gerekçesi ile bize iade edildi, davalı taraf bize ———– fatura göndermemizi” istemesi üzerine aynı içerikli faturayı —— gönderdik, onlar da iade etti, ——-ayrı bir firma olduğunu bu eylemlerden sonra bu süreçte öğrenmiş olduk. (davacı vekilinin sorusu üzerine) biz esasen ——- karşılığında anlaşmadan bahsediyorduk, —– haftalık fiyatlama ise parekende fiyatıdır, işin aslında —– bir yayın olduğu zaman birim saniye fiyatları düşük olur, ancak sürenin kısalması halinde birim fiyatları buna istinaden yükselir, biz de faturayı bu şekilde fiyatlandırdık.” demiştir.
2-b.3)Davalı tanığı —- duruşmadaki ifadesinde; “Ben davalı ———– alma yöneticisi olarak görev yaparım, davacı firmanın, bizim şirkete maç önü, maç ortası ve maç sonu ——yayınlanması hususnda toplam—– karşılığında teklifte bulundu, ödeme ————- daire ve diğer bakiyede nakit olmak şeklinde teklif idi, bu hususlar davacı tarafta bulunan ————aracılığıyla bizim şirketden mail aracılığıyla benim ile, sözlü olarak da diğer şirket çalışanları ile yapıldı, bu kişiler hatırladığım kadar ile —— görüşmeler bu şekilde ligin—— değin devam etti, ancak o aşamaya kadar sözleşme imzalanmadı, çünkü dairede taraflar anlaşamamışlardı, ——- haftanın sonunda bizim şirket tarafından yayının durdurulması davacı tarafa bildirildi, akabinde de davacı firma fatura keserek bize gönderdi, biz faturayı kabul etmedik, olması gerekenden yüksek bir miktar kesilmişti, olması gereken fatura karşılığı aklımda kaldığı miktar itibari ile —–olması gerekirdi. ———— yazılı olarak tarafımıza iletilen teklif doğrultusunda geçen süre dikkate alanırak hesapladım, bu teklif — anlaşma içindi, ben ——— çalışanıyım, teklif ettiğimiz gayrimenkuller arasında ———– ait gayrimenkuller de vardı, iki firmanın sahiplerinin aynı olması sebebi ile teklif yapabildik. (davalı vekilinin sorusuna)Davacı tarafa ——- yayınlarının yapılması hususundaki onayın kim tarafından verildiğini bilmiyorum.” demiştir.
2-c)Hukuki açıklama: Bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden tarafın bunu yazılı belgelerle ispat etmesi gerekir.
İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK’nin 187, 190 ve 200.maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı, düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK’nin 200.maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir.
Fatura, satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Bu nedenle usule ve yasaya uygun olarak tutulmuş olsa dahi davalı taraf ticari defterlerinde kayıtlı iade, iskonto ve borç faturalarına ilişkin ispat yükünün yerine getirilmesi gerekmektedir.
Doktrinde, ———–göre de “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5). Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.————– şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur.
Satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekir. Bir başka anlatımla bir alacak davasında mal sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürendedir. İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğu söylenemez. Eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçecektir.
HMK m.222/4’de “Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmü yer almaktadır. Bu madde uyarınca, kapanış tasdikleri yapılmayan defterlerin sahibi aleyhine delil kudretine haizdir.
2-ç)Davalı ———- husumet ehliyetinin olup olmadığı hususunda inceleme ve değerlendirme: Davalılar vekili, davalı ———— pasif husumet ehliyetinin olmadığını savunmuştur.
Bilindiği üzere, taraf sıfatı, dava konusu subjektif hakka ilişkindir. Bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine aittir. Davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye aittir. Aynı şekilde bir hakkın kendisinden istenebilecek o hakka uymak yükümlülüğü olan kişi olup bu da davalı olma pasif husumet ehliyetidir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir.
Davacı ile davalılar arasında ————yayınlanması hususunda yazılı bir sözleşme bulunmadığı dosya kapsamı ile sabittir.
Davacı————-pozisyonunda çalışan ————ve davacının delil listesinde bulunan——-yazışmaları incelenmiş olup, bu yazışmaların içeriğine davalı tarafça da itiraz olunmamıştır. Bu yazışmaların dava konusu iş için olduğu, ————yayına başlayacağı ve —— yayından kaldırılacağı zamanın belirlenmesi ve talebinin de, taraflar arasındaki yazışmalarla teyit edilerek yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının tek taraflı olarak ——- kaldırma girişiminin de olmadığı, bu talebin ve anlaşmayı öngörülen süreden önce bitirmeyi isteyenin davalı taraf olduğu görülmektedir.
———- yapılan —- markaların davalı—–hususunda ———–yapılan incelemede;
Başvuru No —–
Başvuru Tarihi——
Tescil No—–
Tescil Tarihi——-
Ulusl. Tescil No–
Evrak No
Marka İlan Bülten Tarihi:——–
Tescil Yay. Bülten Tarihi:—–
Marka İlan Bülten No: —–
Tescil Yay. Bülten No: ——
Koruma Tarihi: ——
Durum Nice Sınıfları:—-:
Ticaret-Hizmet
Marka Adı—-
Vekil Bilgileri———-
Sahip Bilgileri :———–
Başvuru No : —–
Tescil No : ——-
Ulusl. Tescil No Evrak No
Marka İlan Bülten Tarihi: —-Tescil Yay. Bülten Tarihi:—–
Marka İlan Bülten No: —-Tescil Yay. Bülten No———
Koruma Tarihi : —– Durum
Nice Sınıfları : ——— Tür: Ticaret-Hizmet
Marka Adı: —–
Vekil Bilgileri : ————
Sahip Bilgileri : ————
Başvuru No : —- Başvuru Tarihi: —-
Tescil No : —- Tescil Tarihi:—–
Ulusl. Tescil No Evrak No Marka İlan Bülten Tarihi : —–
Tescil Yay. Bülten Tarihi:——-
Marka İlan Bülten No : —–Tescil Yay. Bülten No : —–
Koruma Tarihi : ——–
Nice Sınıfları : ——-Tür: Hizmet
Marka Adı : ——
Vekil Bilgileri : ——-
Sahip Bilgileri : ——– şeklindeki bilgilerden anlaşıldığı üzere söz konusu markaların ———– ait olduğu tespit edilmiştir.
Bilindiği üzere müteselsil sorumluluk ya kanundan ya da sözleşmeden doğar. Sözleşmeden doğan müteselsil sorumlukta birden fazla borçlu açıkça sözleşme bedelinden birlikte müteselsilen sorumlu olduklarını beyan edebilecekleri gibi bu durum sözleşmenin içeriğinden, hal ve durumun icabından da —- anlaşılabilir. Yukarıda belirtildiği üzere, anılan markalar davalı ——– tescilli olup, onun iradesi dışında onun muvafaakati olmadan yayınlanmasının mümkün olamayacağı, aksine bir durum da fikri ve sınai haklara aykırılık sebebiyle hukuki yollara başvurulacağı düşünüldüğünde, her ne kadar davacı ile davalılar arasında yazılı bir sözleşme olmasa da davacı tarafından verilen hizmetin her iki davalı tarafından birlikte alındığı dikkate alındığında davalı—————–pasif husumet ehliyetinin olduğu ve davalıların hizmet bedelinden müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
2-d)Davacının isteyebileceği alacak miktarıyla ilgili inceleme ve değerlendirme:
2-d.1)——- yayınlanma süresinin saptanması: Yukarıda açıklandığı üzere, fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Akdi ilişkiyi ve mal veya hizmet verildiğini ispat yükü davacı taraftadır.
Davacı ———-olarak, davalılardan —–pozisyonunda çalışan————- arasında gerçekleşen ve davacının delil listesinde bulunan —– yazışmaları incelenmiş olup, bu yazışmaların içeriğine davalı tarafça da itiraz olunmamıştır. Bu yazışmaların dava konusu iş için olduğu, ————-yayına başlayacağı ve —– yayından kaldırılacağı zamanın belirlenmesi ve talebinin de, taraflar arasındaki yazışmalarla teyit edilerek yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının tek taraflı olarak ——- yayından kaldırma girişiminin de olmadığı, bu talebin ve anlaşmayı öngörülen süreden önce bitirmeyi isteyenin davalı taraf olduğu görülmektedir.
Dosyaya sunulan bilgilerden,—-yazışmalarından ve —- celb edilen rezervasyon raporundan anlaşılacağı üzere, davalı —- markaların ———– tarihinde başlamış ve —– tarihinde sona ermiştir.
Dava dilekçesinin—- numaralı delil ekinde yer alan yazışmada; davalı firma temsilcisi tarafından davacı tarafa iletilen ——— kadar yayınlanan —–hafta için hesap yapar, bedeli bildirirseniz sevinirim. Geri kalan kısım için anlaşmayı iptal etmek istiyoruz. Bugünden itibaren hiçbir maçta ——-yayınlamayalım lütfen..” şeklinde talep görülmektedir. Davalı tarafın anlaşmayı bitirme talebi üzerine, davacı taraf ——— yayınlarının kesilmesini istemiştir.
Dava dosyasında, taraflar arasında şartları belirlenen sözleşmenin taslağı bulunmamakta olup, sözleşme ile ilgili olarak —– tarihinde yapılan ve dava dilekçesinin —– numaralı delil ekinde yer alan yazışmada; ‘davacı tarafın ———- sözleşmenin herhangi bir sebepten sona ermesi durumunda ———orantılı mahsup edilecektir demeliyiz…” şeklinde bir revizyon talebi olduğuna ve daha sonra davalı tarafın sözleşmede ilgili değişikliği yaptığını bildirdiğine’ dikkat çekmek gerekmektedir.
Dava dilekçesi —- numaralı delil ekinde sunulan —— bilirkişisi tarafından incelenmesinde;
————-
———
———- yer alan görüntülerin —- yayınlanan ——–karşılaşmalarına ait olduğu, ilgili maçların devre aralarında da davalı——— markaların —– yayınlandığı tespit edilmiştir. —– dosyaya celb edilen————- markalarının ——rezervasyon raporlarında da, bu ———-belirtilen gün ve maçlarda yayınlandığı tespit edilerek doğrulanmıştır.
2-d.2)Davacının, davalılardan isteyebileceği hizmet bedelinin tespiti:
2-d.2.1)Hizmet bedelinin tespitine ilişkin genel inceleme: Davacı taraf, davacı ——ajansı ile davalı tarafın reklamlarının yayınlandığı ———- arasında herhangi bir iskonto anlaşması olmadığını, önemli olanın kâr marjı değil, ———– piyasa rayici ve yapılabilecek indirimlerle birlikte müşterinin ——için ödeyeceği bedel olduğunu, ——ajansları ile müşterileri arasında yapılan ——-yayınlatma anlaşmalarının, hukuken istisna akdi (eser sözleşmesi) niteliğinde olduğunu ve taraflarca kararlaştırılmamış olması halinde bu anlaşmaların bedelinin TBK m. 481 (eBK m. 366) uyarınca belirlenmesi gerektiğini, buna göre bir—– anlaşmasının bedeli belirlenirken sadece ——-ajansının gideri değil, o —- yayınının piyasa rayicinin de dikkate alınması gerektiğini, davacı ajansın, davalılar için yaptırdığı ——– yayınlarının piyasa rayiç bedelinin ödenmesi gerektiğini iddia etmiş, ancak ——- tarihli dilekçesinde “huzurdaki davanın mümkün olduğunca çabuk sonlandırılması ve alacağın tahsili amacıyla bilirkişi ek raporunda takdir edilen ————-bedele itiraz etmediklerini” beyan etmiştir.
Davalı taraf ise, muvafakat etmedikleri emsal faturaya ilişkin yapılan değerlendirmenin dikkate alınmaması gerektiğini, işbu faturalara dayanılarak yapılan ajans kâr payı ve komisyon oranları hesaplamasının kabulünün mümkün olmadığını, başkaca ——– ajanslarının ne oranda kâr talep edebileceği belirlenerek hesaplama yapılması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.
Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında ——— ilişkin yazılı veya taraflarca şartları kanıtlanabilen sözlü bir anlaşma yoktur. Buna göre, Mahkememizce ayrıntıları aşağıda “Davacının isteyebileceği ajans payı oranının ve miktarının tespiti” bölümünde açıklandığı şekilde, davacının isteyebileceği bedelin, davacının ——için —- ödediği ——yayınlama bedeli ve davacı ajansın ——-ödediği ücret + bu ücretin ————- ödenen ücrete —– oranında eklenen bayi kârının toplamının ——– üzerinde komisyon bedeli”nin toplamı olması gerektiği kanaatine varılmıştır.
2-d.2.2)Davacının, davalıların ——–için dava dışı ———- ödemesi gereken ücretin tespiti: ——— tarihli cevabi yazıda, dava konusu ——- için kesilen ilgili faturalarda———- belirtilmesine karşın, normal maçlar için——— değeri yazıldığı, —– belirtilmesine karşın,———— saniye değeri yazıldığı, — belirtilmesine karşın,————- değeri yazıldığı, ———– belirtilmesine karşın, ——— değeri yazıldığı görülmektedir.————— sunmuş oldukları faturalara binaen dava konusu ———için davacı ajans tarafından yapılması gereken toplam ödeme miktarının ——- olduğunu ve bu bedelin ödenmemiş olduğunu belirtmiştir.
Bu durumda, davacının,———– mahkememize gönderdiği ilk yazıda belirttiği ve bilirkişi heyeti kök raporunda yazılı olan emsal birim saniye bedellerinden iskontolu olarak faydalandığı, ancak davacı ile ——– arasında yazılı bir sözleşme olmadığı anlaşılmıştır.
Sonuç olarak; ——— ortalama birim saniye bedellerini rayiç bedel olarak ele alıp hesaplama yapılması durumunda, davacının, ——yayını için —–yapması gereken bedelin ———– olduğu kanaatine varılmıştır.
2-d.2.3)Davacının isteyebileceği ajans payı oranının ve miktarının tespiti: —— iletmiş olduğu yazı ekinde, ————–birim saniye fiyatları da yer almaktadır.—— yayınlanacağı saatler ve programlar ele alındığında; ————– değişkenliğine yol açar. Nitekim ——- yayınlandığı —— bu gerekliliğinin uygulanması çok doğaldır.—————-yapmaksızın ve zaman, program, saat faktörlerinden oluşan fiyat farklılıklarını gözetmeksizin————– fiyatlarını iletmiştir. Bunlardan birincisi———- için yapılmış olan olası bir anlaşmaya istinaden ortaya çıkan ortalama saniye fiyatları, ikincisi ise kanalın genel olarak tüm müşterilerden aldığı tüm ———– için ortaya çıkan ortalama saniye fiyatlarıdır.
———— kanal ortalamasını belirttiği birim saniye fiyatları, kanalın, ajanstan veya doğrudan müşteriden gelen ——- ilişkin talep ettiği fiyatların ortalamasını göstermektedir. Dolayısıyla rayiç fiyatın belirlenmesi konusunda; ————maçları yayınlayan tek kanal olması ve tüm ————-ortalama saniye fiyatını vermesi sebebiyle, kanalın ortalama birim saniye fiyatları, ————- yayınlayan yayıncı kuruluşun rayiç fiyatlarını da ulaşmayı sağlamaktadır. Bu nedenle, —– kanal ortalamasını kanal açısından—– rayiç bedel olarak baz alınması gerektiği kanaatine varılmıştır. Müşteriler adına ———— veren ajanslar açısından planlanan ve takibi yapılan reklamların, rayiç bedeli farklılık gösterebilir ki, bunda ———- bütçesi, pazarlamanın büyüklüğü, —–yayın şekli ve teknolojisi vb. gibi faktörler önemli rol oynamaktadır. İşi oluşturan, planlamayı yapan, takibini sürdüren, portföy, bilgi ve emeğini kullanan ——ajansının, müşterisinden talep edeceği fiyat, elbette ki ——– yayınlayan kanala o ——için ödenecek fiyatın üstünde olacaktır. Diğer bir ifadeyle, ——-ajansı kendi kazancını yaratabilmesi için üstlendiği ve sürdürdüğü görevler adına, —–bütçesine kendi kârını ilave edecektir.
———yayınlanan davalı —–rezervasyon raporları incelendiğinde, ————— ———— fiyatları uyguladığını görmekteyiz. Dava konusu ————yayını için ilgili ——- ödenen rakamı hesaplamak adına, —– rayiç bedeli olarak baz alınması gereken —— alındığında, rezervasyon raporuna göre yapılan incelemede, davalı ———— üzere toplam ———– yayınlanmış olduğu, yukarıda belirtilen program türlerine göre ayrım yapılarak dağıtım yapıldığı taktirde, bu—–
—————–
———-
———-
————
———–
———–
————-
—— yayınlandığı görülmektedir. Dolayısıyla, ——-
—–
—–
—-
—-
——
—-
—-
—–
TOPLAM = ———- maddi bedel karşılığında yayınlanmış olabileceği ortaya çıkmaktadır.
Ulaşılan bu ———–ek olarak, davacı ——ajansının kendi kârını da bu bedelin üstüne ekleyerek davalı müşterisinden talep edebilecektir.
Bu durumda, davacı ajans payının hesaplanması hususunda, davacının beyanları doğrultusunda teklif ve faturalar üzerinden yapılan incelemede, dava konusu benzer ———— için davacı tarafından ———- kesilen faturalara bakıldığında, ——– karşın, ———-belirtilmesine karşın, ————-yazıldığı, ———-belirtilmesine karşın, büyük maçlar için ——————görülmektedir. Bu rakamlardan yola çıktığımızda, ———- ile davacı ajans arasında kanal ortalamasından bağımsız olan özel bir saniye bedeli anlaşması olduğu, davacı ajansın, ——alanlarını kullandığını ——kendi payını da eklediği ortaya çıkmaktadır. Diğer bir deyişle, davacı ajans————kiraladığı ————-alanlarını daha yüksek bir saniye bedeli ile satarak şirket kârı sağlamaktadır.
———– tarafından davacı şirkete kesilen toplam ——— bedelli faturalar ile davacı tarafın bu ———- için——————– bedelli faturalar karşılaştırıldığında, davacı ajans ortalama———- kar ile ————alanlarını satmaktadır. Bu oranın üzerinde ayrıca kesilmiş olan —— bir ajans komisyon bedelinin de eklendiği görülmektedir.
Davacı tarafından,———- tutarlı fatura ile yayınlanan ————süreleri ve programlar birlikte ele alındığında, yine ——- gibi bir komisyon bedeli ortaya çıkmaktadır.
——– tarihli duruşmada ifade veren ve ifadesi yukarıya alıntılanan davalı şirket çalışanı tanık———- beyan etmiş ve davalıların———— boyunca yayınlanan reklamlarının karşılığı olarak ———– fatura bedeli hesapladığını” beyan etmiştir.
Buna göre davalı tanığı olarak ifade veren davalının çalışanının hesapladığı bedelle bilirkişi heyetince kök raporda hesaplanan ————bedelin birbirine yakın rakamlar olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından davalıya yapılan ——— toplam——-süresi açısından ortalama birim saniye değeri ————- bilirkişi kök raporunda yapılan hesaplamaya esas ortalama birim saniye değeri ——— Bu rakamların birbirine çok yakın oluşu da, hesaplamanın doğruluğunu göstermektedir.
Davacı ajansın, kanalın birim saniye değerleri üzerine kendi kârını da ekleyerek ———-satışı yaptığı sabittir.
Kanalın ortalama birim saniye değerlerine göre, bilirkişi heyetince düzenlenen kök raporda ortaya çıkan rakamdan, davacının kanala yapması gereken ödeme miktarının daha az olduğu da görülmektedir.
Yukarıdaki açıklamalarda yer alan ve dava dosyasında belgeleri olan emsal ——–yayını anlaşmaları ve teklifleri için, davacı ajansın ——- yayınlatma için ortalama —– bir kâr ile çalıştığı ve bunun üzerine ortalama ——– bedeli alarak çalıştığı anlaşılmış olup, yapılan değerlendirme sonucunda, davacının, davalıdan —————— eklenen bayi kârının toplamının ——– üzerinde komisyon bedeli isteyebileceği, bu istemin makul olduğu kanaatine varılmıştır.
Buna göre, davacı ajansın kâr olarak isteyebileceği bedelin ———– talep ettiği ———–yayın bedeli olan ——————– komisyon bedeli olmak üzere toplam ———– ajans payı tutarı isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
2-d.2.4)Davacının, davalılardan isteyebileceği toplam alacak miktarının hesaplanması: Yukarıdaki kabullere göre, ———- kanalında reklamları yayınlatma bedeli ——-olduğuna göre, bu bedelin üstüne ———eklendiğinde davacının isteyebileceği toplam bedelin ————– olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
2-e)Islaha karşı ileri sürülen zamanaşımı defiinin değerlendirilmesi: Davacı vekili ———– tarihli ıslah dilekçesi ile, davacı tarafından davalı şirketler için ———- markalı ———– karşılığı ———— alacağının işletilecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili de ıslaha karşı sunduğu ———— tarihli dilekçesi ile zamanaşımı defiinde bulunmuştur.
Buna göre, TBK’nin 149. Maddesi uyarınca zamanaşımı süresi davacının, taraflar arasındaki sözlü sözleşme uyarınca düzenlediği faturanın davalı tarafa tebliğinden itibaren başlayacak olup, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan işbu davada zamanaşımı süresi TBK’nin 146. Maddesi uyarınca on yıl olduğundan davalı tarafın ıslah dilekçesine karşı sunduğu zamanaşımı defiinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-f)Davacının faiz istemi ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Davacı vekili ——- tarihli ıslah dilekçesi ile;———–bedel alacağının işletilecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, alacağa 6102 sayılı TTK m. 1530/VII uyarınca ———– tarafından ilan edilen temerrüt faizi oranlarını, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde ise avans faizi oranlarına göre —— tarihinden itibaren temerrüt faizi işletilmesini talep etmiştir.
Davacı-alacaklı şirket tarafından davalılardan ——– tarihli,—— nolu faturanın ———- yevmiye nolu ihtarnamesi ile gönderildiği; ihtarnamenin ———– tarihinde muhtara bırakılmak suretiyle tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Davacının faiz talebine konu TTK’nin 1530/7. maddesi “Bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek asgari giderim tutarını ——— her yıl ocak ayında ilan eder. Faiz oranı,——– tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunda öngörülen ticari işlere uygulanacak gecikme faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır.” şeklindedir.
TTK’nin 1530/7. Maddesiyle ilgili olarak, —————–sayılı emsal nitelikli ilâmının ilgili kısmında;
“İki tarafa borç yükleyen sözleşmelere ilişkin ifa sırası, 6098 sayılı Kanun’un 97. maddesinde hüküm altına alınmıştır. Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir. Aynı Kanun’un 207/2. maddesi de sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü oldukları hükmünü haizdir.Bu itibarla taraflar arasındaki satım akdinde aynı anda ifa kuralının aksinin yani veresiye bir satımın kararlaştırıldığı iddia ve ispat edilmediğine göre, temerrüt tarihinin hesaplanmasında 6102 sayılı TTK ‘ nın 1530. maddesi hükümleri değerlendirilerek sonucuna göre işlemiş temerrüt faizinin belirlenmesi gerekir.
Ayrıca, tarih itibariyle davada uygulanması mümkün olan 6102 sayılı TTK’nın 1530 maddesinde de mal ve hizmet tedarikinde geç ödemenin sonuçları düzenlenmiştir.
Bu madde uyarınca davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüd ihtarının gönderilmesine gerek yoktur.
TTK’ nın 1530. maddesinin uygulanabilmesi için;
1- Türk Ticaret Kanununun 1530’uncu maddesinin uygulanabilmesi için borç ilişkisinin taraflarının ticari işletme olması gerekir.
2-Borcun sadece mal ve hizmet tedarikine ilişkin sözleşmeden doğmuş olması gerekir.
3-Davacı-alacaklının şirketin bu hükme dayanarak borçluyu temerrüde düşürebilmesi için kendisinin kanun veya sözleşmeden kaynaklanan tedarik borcunu yerine getirmesi gerekir.
4- Davalı-borçlu şirketin sözleşmede veya TTK’nın 1530. maddesinde düzenlenen süreler içerisinde borcunu ödememiş olması gerekir.
Somut olayda taraflar tacirdir. Davacı şirket davalı şirkete faturalarda yazılı —– tedarik etmektedir. İrsaliyeli fatura fotokopilerine göre davalı şirket faturaya konu malları teslim almış ancak bedellerini ödememiştir.
Taraflar arasında ödeme gününü de belirleyen yazılı bir sözleşme de yoktur.
6102 sayılı TTK ‘ nın 1530/4. maddesi uyarınca taraflar ödeme süresini kararlaştırmamış ise, borçlu -davalı şirket ;
a- Faturanın veya eş değer ödeme talebinin davalı- borçlu tarafından alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda,
b-Faturanın veya eş değer ödeme talebinin alınma tarihi belirsizse mal veya
hizmetin teslim alınmasını takip eden otuz günlük sürenin sonunda,
c- Borçlu faturayı veya eş değer ödeme talebini mal veya hizmetin tesliminden önce almışsa, mal veya hizmetin teslim tarihini takip eden otuz günlük sürenin sonunda;,
d-Kanunda veya sözleşmede, mal veya hizmetin kabul veya gözden geçirip muayene etme usulünün öngörüldüğü hâllerde, borçlu, faturayı veya eş değer ödeme talebini,kabul veya gözden geçirmenin( muayene etmenin ) gerçekleştiği tarihte veya bu tarihten daha önce almışsa, bu tarihten sonraki otuz günlük sürenin sonunda,
davalı- borçlu şirket ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşecektir.
Somut olayda, davalı-borçlu şirket, davacı-alacaklı şirket tarafından takibe konu edilen faturaları, fatura tarihinde kendi ticari defterlerine işlemiş,faturalara da itiraz etmemiş olduğundan ,fatura kapsamındaki malların ticari defterleri faturaların işlendiği tarihte davalıya teslim edildiğinin kabulu gerekir. Bu durumda faturaların herbirinin davalının ticari defterlerine işleniş tarihlerini takip eden otuz günlük sürenin sonunda davalı- borçlu şirketin temerrüde düştüğünün kabulu gerekir.
Buna göre takibe konu fatura ve alacaktan;
a- —– bedelli faturadan talep edilen —– bedelindeki alacağın , bu fatura tarihini takiben——–tarihinde temerrüt gerçekleşmiştir.
b- ——-faturadan talep edilen alacak için , bu fatura tarihini takiben——– tarihinde temerrüt gerçekleşmiştir
c- ——bedelli faturadan talep edilen alacak için , bu fatura tarihini takiben —— temerrüt gerçekleşmiştir.
6102 sayılı TTK ‘ nın 1530/7. maddesince alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hallerde uygulanacak faiz oranını ve alacağın tahsili masrafları için talep edilebilecek
asgari giderim tutarı, ———–ilan eder. ———— ticari işlere uygulanacak temerrüt faizi oranından en az yüzde sekiz fazla olmalıdır.
—————— TTK ‘ nın 1530/7.fıkrası uyarınca, bu madde hükümleri uyarınca alacaklıya yapılan geç ödemelere ilişkin temerrüt faiz oranının sözleşmede öngörülmediği veya ilgili hükümlerin geçersiz olduğu hâllerde uygulanacak faiz oranını ————-olarak belirlemiştir.
Bu durumda takip konusu alacağın ve dayandığı faturalar nazara alınarak ;
a- ———– bedelindeki alacağın , bu fatura tarihini takiben ——tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olup ——– tarihine kadar toplam —— temerrüd faizi işlediği ,
b——- faturadan talep edilen alacak için , bu fatura tarihini takiben—— tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olup —– tarihinden takip tarihi ——- tarihine kadar toplam —— temerrüd faizi işlediği ,
c——- bedelli faturadan talep edilen alacak için , bu fatura tarihini takiben —– tarihinde temerrüt gerçekleşmiş olup —– tarihinden takip tarihi ——– temerrüd faizi işlediği anlaşılmış olup, davalının icra takibine itirazının bu miktarlar nazara alınarak kısmen iptali gerekirken mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerindedir.” görüşlerine yer verilmiştir.
Müsnet davada, davacı tarafından düzenlenen hizmet tedarikine ilişkin fatura davalı tarafa tebliğ edilmiş olup, davacı, davalılara karşı olan hizmet borcunu yerine getirmiş, ancak davalı-borçlu şirketiler sözleşmede veya TTK’nın 1530. maddesinde düzenlenen süreler içerisinde borcunu ödememişlerdir.
Bu nedenlerle, davacının fatura tarihi olan —- tarihinden itibaren—– geçtikten sonra 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizinin 8 puan üzerini isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
2-g)Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının ıslah dilekçesine göre, davanın kabulü ile, ——– tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek TTK’nin 1530/7. Maddesine göre 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizine —- suretiyle değişen oranlarda hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, faizin başlangıç tarihinin ——– olması talebinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın KABULÜ ile,
a) —— tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek TTK’nin 1530/7. Maddesine göre 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizine —- eklenmek suretiyle değişen oranlarda hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
b) Faizin başlangıç tarihinin —— olması talebinin reddine,
2-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 27.833,56 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 341,55 TL harç ve 6.620 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.961,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.872,01 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 341,55 TL harç ve 6.620 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 6.961,55 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 4.903,50 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Kabul edilen dava yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 36.972,17 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ——- Adliye Mahkemesi’nin ilgili ——- istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2020