Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/211 E. 2018/272 K. 27.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/211 Esas
KARAR NO : 2018/272

DAVACI -BİRLEŞEN DOSYA DAVALISI :

DAVALI -BİRLEŞEN DOSYA DAVACISI

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2015
BİRLEŞEN DOSYA DAVA TARİHİ : 08/06/2016
KARAR TARİHİ : 27/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davalı şirketle, 80 gr özellikli A4 fotokopi kağıdının” yurt dışından ithal edilmesi hususunda anlaştığını, buna ilişkin 12,12.2014 tarihli proforma faturası düzenlendiğini, bu anlaşma üzerine müvekkil tarafından 16,12.2014 tarihinde davalı şirkete 52.500 USD gönderildiğini, daha sonra, ithalatta yaşanan sorunları bahane eden davalı şirketin böyle bir ithalatı yapamayacağını beyanla 25.000 USD’yî müvekkil şirkete iade ettiğini, bakiye kalan 27.500 USD’yf, düzenlenen taahhüt çerçevesinde müvekkiline ödeyeceğini beyan ettiğini, ancak davalının ödeme protokolüne uymaması üzerine aleyhine Anadolu —.icra müdürlüğünün — E sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve % 50 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin ithalat ve ihracat yapan bir firma olduğunu, davacı şirketin, müvekkil firma ite, yurtdışından “80 gram özellikli A4 fotokopi kağıdının” ithalatı için anlaşma yaptığını, düzenlenen proforma fatura ile, ithal edilecek A4 kağıdının toplam bedelinin 187.200 USD olduğunu, ancak ithalat için yurtdışı ile yapılan sözleşmelerin toplam bedelinin yarısının ödenmesi gerektiğini, proforma faturada da 93.600 USD nin yazılı olduğunu, ancak davacı şirketin, başta ödenmesi gereken 93.600 USD’nin 52.500 USD’sini 16.12.2014 tarihinde müvekkil şirket hesabına ödediğini, ithalatın gerçekleşmesi için kalan 41.100 USD nin gönderilmesini davacıdan talep edildiğini, ancak davacının bu parayı göndermediğini, bu nedenle de ithalatın gerçekleşmediğini, bu nedenle yurtdışındaki şirketle yapakları sözleşme gereği cisim olarak adlandırılan cezai şartı Ödemek zorunda kaldıklarını, daha doğrusu yurtdışına gönderilen ödemenin içerisinden claim cezasını keserek geri göndermeden tahsil ettiğini, bunun üzerine davacı şirketin gönderdiği 52.500 USD’den 25.000 USD’yi davacıya iade ettiklerini, geri kalan 27.500 USD’nin ise, müvekkilinin iyi niyetlerinden dolayı iade edileceğini davacıya beyan ettiklerini, ancak daha sonra davacının kötü niyetli olarak müvekkil aleyhine İcra takibi başlattıklarını, ithalatın gerçekleşmemesinin davacının kusurundan kaynaklandığını, müvekkilinin kusuru olmadığını savunarak davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Asıl dava, geri ödemesi talep edilen meblağın takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin —— E-K sayılı sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan % 20 oranında tazminata karar verilmiş, hüküm davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Temyizen yapılan inceleme neticesinde, 19. HD’ nin 2016/7589-15302 E-K sayılı ilamı ile sözlü yargılama ve hüküm için ayrı bir gün tayin edilmeksizin karar verilerek hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama ve toplanan tüm delillerin bir arada değerlendirilmesi neticesinde; icra takibine konu geri iade içerikli ve davalı yetkilisi tarafından imzalı dosyada mevcut belge konusunda taraflar arasında ihtilaf olmadığı, davalının esasa cevap dilekçesi dikkate alındığında ihtilafın, savunmaya dayalı iddiaya göre, sözlü anlaşma gereğince davacı tarafça başlangıçta ödenmesi gereken 93.600 USD’ nin ödenmemiş olması ve davacının kusuru nedeniyle davalının ödemek zorunda kaldığı cezai şart bedeli noktalarında toplanmaktadır. Ancak, davalının, iddialarını destekler herhangi bir delil sunmamış olması nedeniyle davalının bu yöndeki beyanlarına itibar edilmemiştir.
Bu kapsamda, icra takibine konu alacak miktarı kadar davacının, davalıdan alacaklı olduğu hususunda ihtilaf olmamasına rağmen, ödeme emrine itiraz edilmiş olması nedeniyle açılan davanın kabulüne ve likit olan alacak nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Birleşen dava, dava dışı üreteci şirkete ödenen cezai şart bedelinin, davalının kusuruna bağlı olarak tahsili istemine ilişkindir.
Birleşen dosya davacısının, asıl davada da bu iddiasını savunma kapsamında ileri sürdüğü ve asıl dava yönünden işbu savunmalarına yukarıda açıklanan gerekçe ile itibar edilmediği, davacının, asıl davada ispatlanamayan işbu iddiası kapsamında birleşen dosyaya 22.400 USD’ nin dava dışı şirket tarafından kendi aralarındaki sözleşme kapsamında cezai şart bedeli olarak kesildiğini gösterir belgeler sunduğu görülmüştür.
Davacı tarafça dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde bilirkişi aracılığı ile yapılan incelemede;
Sözleşmenin, 9.2 cezai şart maddesinde; verilen siparişlerden vazgeçilmesi, ödemelerin aksatılması halinde fatura değerinin % 20′ si kadar cezai şart kesileceğinin düzenlendiği, davalının sunduğu belgelerin, davacının siparişiyle ilgili olmadığı, konfirme edilen siparişte, davacının siparişiyle spesifik örtüşen bire-bir bir mal tanımı olmadığı, davalının, yurtdışındaki tedarikçisine gönderdiği 22.400 USD’nin, teminat bedeli değil, mal bedeli olduğu, dekont üzerinde yazılan açıklamadan anlaşıldığı, dekontun 18.11.2014 tarihli olduğu, halbuki davacı ile davalı arasındaki sipariş ilk defa 12.12.2014 tarihinde gerçekleştiği, taraftar arasında henüz bu sipariş ilişkisi kurulmadan davalının, davacının siparişiyle ilgili olarak yurtdışı tedarikçisine 22.400 USD mal bedeli göndermesi, ticari hayatın olağan akışına uymayacağı, bu yüzden gönderilen 22.400 USD paranın, davalının, başka siparişlerine ilişkin bir ödeme olduğu sonucunu doğuracağı, delil olarak sunulan cezai şart maddesi; fatura bedelinin % 25’i kadar cezai şart alınacağını öngördüğü, davacı ile davalı arasındaki siparişin değeri 187,200 USD olup, bu tutarın % 25’i, 187.200 / 4 = 46.800 USD ettiği, kesileceği belirtilen cezai şart bedelinin de, dava konusu siparişle ilgili olmadığı,
Davacı —‘ in, davalının kağıt siparişini, yurtdışı tedarikçisine geçtiğine, 22,400 USD teminat bedelini, bu sipariş için ödediğine, yurtdışındaki tedarikçi firmanın, siparişten vazgeçilmesi üzerine davacı firmaya 22.400 USD tutarında cezai şart kestiğine ilişkin iddiasını kanıtlayamadığı tespit edilmiştir.
Dosyaya sunulan bilgi ve belgelerin denetime elverişli olarak irdelenmesi neticesinde düzenlen işbu bilirkişi raporu mahkememizce de benimsenmiş olup, birleşen dosya yönünden davacının, iddiasına dayanak cezai şart bedelinin davalıdan tahsilini gerektiren bir husus olduğunun ispatlanamamış olması sebebiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜ ile,
İAA — İcra Müd. — takip sayılı dosaysına yapılan itirazın iptalı ile takibin kaldığı yerden aynen devamına,
Davacının alacağı likit olduğundan hükmedilen meblağ (takip tarihi itibari ile 27.500*2,67=73.425 TL) üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile;
-Karar tarihinde alınması gerekli 5.015,66 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan (933,43+367,45) 1.300,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.714,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 895,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 933,43 TL harç toplamı 1.828,43 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 8.426,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Birleşen davanın ispatlanamış olması nedeniyle REDDİNE,
-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 1.127,03 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.091,13 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 7.609,44 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 27/03/2018