Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/176 E. 2020/513 K. 20.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/176 Esas
KARAR NO: 2020/513
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2017
KARAR TARİHİ: 20/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı ile ticari ilişkisi olduğunu, sattığı malların bedelinden bakiye kalan — davalı tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için ——- sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, İtiraz üzerine takibin durduğunu öne sürerek, itirazın iptaline ve %20 inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; cari hesap alacağı şeklinde iddia edilen alacak için “cari hesap mukavelesi” veya müvekkil tarafından kabul edilmiş bir cari hesabın mevcut olmadığını, davacının TTK m.89’a uygun olarak yazılı şekilde düzenlenmiş bir cari hesap mukavelesine veya BK m.l34’e uygun olarak kesinleşmiş bir “cari hesaba dayanmadığı alacak iddiası” haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kaldı ki kesilen faturanın alacak hakkı doğurmayacağını, faturayı düzenleyenin malın teslimini de kanıtlaması gerektiğini, davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddini ve kötü niyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ
—- sayılı icra dosyası üzerinde yapılan incelemede; davacı vekilinin—-cari hesap alacağı olan ——— alacağın tahsili için davalı hakkında icra takibi başlattığı, davalı tarafın itirazı üzerine takibin durduğu ve davacı vekilinin “1” yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Mali Müşavir —- tarafından hazırlanan — tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının takip tarihi itibarı ile davalıdan — alacağın olduğu, bu alacağın, yıllık %10,50 ve değişen oranlarda avans faiz ile birlikte tahsili gerektiği, fazlaya ilişkin taleplerin ispatlanamadığının mütala edildiği anlaşılmaktadır.
— tarihli bilirkişi ek raporu üzerinde yapılan incelemede; davalı şirket çalışanlarına toplamda — fatura içeriği mal teslim edildiği, davacının davalıdan — tahsil ettiği, yapılan ödemenin mahsubu ile davacının davalıdan –bakiye alacağının kaldığı, fazlaya ilişkin taleplerin ispatlanamadığı mütala edildiği anlaşılmaktadır.
Kim tarafından teslim alındığı tespit edilemeyen faturalar üzerinde inceleme yapılarak, söz konusu imzaların davalı çalışanı — ait olup olmadığının tespiti için yapılan imza incelemesinde; İnceleme konusu belgelerde -atfen atılmış imzalar ile —- mevcut mukayese imzaları arasında yapılan karşılaştırmada, başlangıç ve bitiş hareketlerinde, ara gramalarında benzerlikler görüldüğü, genel kabul görmüş karakteristik tanı unsurlarında; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif , eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da önemli grafolojik benzerlikler bulunduğu değerlendirildiğinde; inceleme konusu belgede———atfen atılmış imzaların mevcut — imzalarına benzerlik gösterdiği, dolayısıyla inceleme konusu belgedeki imzaların —- eli ürünü olduğu mütaala edildiği anlaşılmaktadır.
GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkil şirketin davalı ile ticari ilişkisi olduğunu, sattığı malların bedelinden bakiye kalan ——- davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı vekili ise cari hesap alacağı şeklinde iddia edilen alacak için “cari hesap mukavelesi” veya müvekkil tarafından kabul edilmiş bir cari hesabın mevcut olmadığını, davacının TTK m.89’a uygun olarak yazılı şekilde düzenlenmiş bir cari hesap mukavelesine veya BK m.l34’e uygun olarak kesinleşmiş bir “cari hesaba dayanmadığı alacak iddiası” haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kaldı ki kesilen faturanın alacak hakkı doğurmayacağını, faturayı düzenleyenin malın teslimini de kanıtlaması gerektiğini, davacıya borcunun olmadığını varsa da borcun zamanaşımına uğradığını savunmaktadır.
Zamanaşımı Def’i; Davacı taraf, —– tarihleri arası cari hesap alacağını tahsilini talep etmekte, dava ise —– tarihinde açılmıştır.
TB’nın 146. Maddesine göre; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme ilişkisi olmasa da alacak fiili olarak süre gelmiş bir cari hesap sözleşmesinden kaynaklanmakta olup “10” yıllık zamanaşımına tabi olduğu, bu haliyle davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre , icra dosyası, takibe konu cari hesap ilişkisi kapsamındaki faturalar, mali müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilen kök ve ek rapor, grafoloji bilirkişi tarafından tanzim edilen imza incelemesine dair rapor ve tüm dosya kapsamı üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının, davalı şirket ile ilişkisinin — tarihinde başladığı, — tarihinde son bulduğu, bu süre içerisinde davacının, davalı şirkete — tutarında—- adet satış faturası düzenlediği, söz konusu fatura içeriğinin davalı tarafa teslim edildiği, buna karşılık davalıdan –tahsil ettiği ve davacının, davalı şirketten bakiye —- alacağının olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜNE,
Davalı borçlunun ——– Sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren % 10,50 ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmasına,
2-Alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine 22.352,54 TL Tutarındaki asıl alacağın %20 oranında İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.526,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 269,97 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 1.256,93 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4- Davacı tarafından yatırılan 269,97 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından tebligat, posta, müzekkere gideri ve bilirkişi ücreti olarak sarf edilen 1.791,85 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde —–Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2020