Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1467 E. 2020/648 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2017/1467 Esas
KARAR NO: 2020/648
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 27/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı bankanın ————- numaralı hesabı bulunduğunu, hesabın halen faal olup bu hesabın dışında şirket yetkilileri tarafından açılmış bir hesabın bulunmadığını, müvekkili firmanın —— fatura alacağına istinaden ——– dosyasından ——– tutarında icra takibi başlattığını, ———- konu edilen fatura alacağını davacıya ait hesaba gönderdiği” iddiasıyla takibe yaptığı itiraz üzerine———– dosyasından itirazın iptali davası açıldığını, yargılama neticesinde —– davalı bankanın davacının alacağını———— numaralı hesaba gönderildiği ve hesabın davacı şirkete ait olduğu tespit edilerek davanın reddedildiğini, davalı bankaya ilgili hesap bilgilerinin kendilerine verilmesi ve gönderilen paranın ödenmesi için —————–yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, ancak davalı banka tarafından bilgi verilmediğini, haricen yapılan araştırmada davacı firmanın adına şirket yetkililerince ya da vekâlet verdiği kişilerce açılmayan hesapta para olmadığı ve paranın geldiği gün başka hesaplara havale edildiğinin tespit edildiğini, davalı bankanın ————–olarak vekâlet, yetki belgesi ya da şirket yetkililerince verilen bir talimat olmadan davacı şirket adına davacının eski çalışanı——— tarafından hesap açıldığının tespit edildiğini, bu kişinin davacı şirket adına ——verme veya işlem yetkisi bulunmadığını, bankanın basiretli davranmayarak hesap açması ve gelen paranın aynı gün farklı hesaplara gönderilmesi ile oluşan zarardan sorumlu olduğunu, banka tarafından hesapla ilgili bilgi ve belge verilmediğinden hesaptaki paranın ne kadar olduğunun ve nerelere gönderildiğinin bilinmediğini ileri sürerek davaya konu edilen zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere şimdilik ——–alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH: Davacı vekili ——-tarihli ıslah dilekçesinde özetle; davalı banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede müvekkilinin——- zarara uğradığının ve bundan bankanın sorumlu olduğunun tespit edildiğini beyanla; dava değerinin —— artırılarak davalarının —– üzerinden kabulüne, ———- tamamı için dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, bu nedenle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, hukuki yarar eksikliğinin sonradan tamamlanamayacağını, bu nedenle davanın usulden reddini, davacı şirketin, müvekkili bankanın ———- yangın çıkması neticesinde davacının bilgisi doğrultusunda ——- aktarıldığını, hesabın davacıya ait olduğunun ——– dosyasında tespit edildiğini, konu ile ilgili kesin hüküm bulunduğunu, davacının ——-hesabın şirket yetkilisi tarafından açılmadığı hususundaki beyanlarının kabul edilemeyeceğini, davacı şirketle dava dışı ——yevmiye numaralı—- sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkili bankanın —– hesap numarası ile —– açıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede ——- yetkilisinin —— olarak belirlendiğini, taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 7. Maddesinde —–hesap açmaya, hesaptan para çekmeye, çekleri almaya, ——– şekilde temsil etmeye tek başına yetkili kılındığını, dava dışı ——hesaptan para çekme yetkisi bulunduğundan davacı şirketin müvekkil banka nezdindeki hesabından dava dışı ———havale yaptığını, TBK m. 637 kapsamında temsil yetkisine haiz ——–hem ortakları hem de ortaklığı temsile yetkili olduğunu, bu nedenle yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının oluşan bir zararı varsa bu zararın muhatabının dava dışı ——olduğunu, davacının —— kendi hesabında yaptığı işlemlere dair bilgisi ve muvaffakatı olmasına rağmen ——– muhtemel alacağını şirketin yasal takibe intikal etmesi nedeniyle müvekkil bankadan tahsil etmeye çalıştığını, davacının hesabından ——– çekildiğini beyan etmesine rağmen —–hakkında yasal takip yapılmaya başlandıktan sonra —– tarihinde dava ikame edildiğini, davacının — yıl boyunca hesabının kontrol edilmediğinin ve ———- tutarın bilgisi dışında çekildiğinin kabul edilemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın tespiti: Dava, bankacılık hizmet sözleşmesine aykırılık nedeni ile oluşan zararın tahsili istemine ilişkindir.
2-Davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının olup olmadığı hususunda inceleme ve gerekçe: Davalı vekili, cevap dilekçesiyle, davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, bu nedenle davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, hukuki yarar eksikliğinin sonradan tamamlanamayacağını, bu nedenle davanın usulden reddini talep etmiştir.
————sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, belirsiz alacak davası —– tarihinde yürürlüğe giren——- ve alacaklıya bazı avantajlar sağlayan yeni bir dava türüdür. Sözü edilen hükme göre “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir”. Şu hale göre davanın açıldığı tarihte alacak miktarının belirlenmesi imkansız ise belirsiz alacak davası açılabilir. Öte yandan alacaklı tarafından alacağın miktar veya değerinin tam olarak belirlenmesi beklenemez ise yine belirsiz alacak davası açılabilir.
Belirsiz alacak davasını düzenleyen HMK’nun 107. maddesinin gerekçesinde, birçok kez hak arama özgürlüğüne vurgu yapılmıştır. Yine alacaklının hukuki ilişkiyi, muhatabını ve talep edebileceği asgari tutarı bilmesine rağmen “alacağın tamamını tam olarak” tespit edemeyecek durumda olması da davanın nedenleri arasında sayılmıştır. Bu itibarla belirsiz alacak davasıyla ilgili yoruma gidildiğinde, alacaklının hak arama özgürlüğünün değerlendirilmesi gerekir. Bunun aksine ilgili hükmün, alacaklının hakkına ulaşmasını kısıtlayan şekilde ele alınması doğru olmaz.
Dava konusu alacak karşı tarafın vereceği bilgi veya belgelerle belirlenecekse, alacak belirsiz kabul edilmelidir. Karşılaştırmalı hukukta geçerli olan bu kriter 107. maddenin 2. fıkrasının başlangıcında “karşı tarafın vereceği bilgi sonucu” yargılama sırasında belirlenme olarak kabul edilmiştir.
Davacı, davalı şirketin kendilerinin haberi olmadan hesaplarını taşıdığını ve davacı şirketin temsilcisi olmayan dava dışı kişiye ödediğini, ödenen miktarın kendilerine bildirilmediğini iddia etmekte olup, iddianın yapılış biçimine ve dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak açması kabul edilebilir bulunduğundan davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü ile davacı vekilinin bu dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Uyuşmazlık konularının tespiti: Ön inceleme duruşmasına kadar, taraflar arasında “davacı şirketin, davalı Bankanın—–şubesindeki hesabının—–aktarıldığı,———- sayılı dosyasında “bu hesabın davacı şirkete ait olduğunun tespit edildiği”, dava dışı—— tarafından, davacının, davalı bankanın —————- numaralı hesabına ödeme yapıldığı, bu hesaptaki paranın dava dışı ————ödendiği” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a-Dava dışı —– tarafından davalı bankanın ————- numaralı hesabına ne kadar ödeme yapıldığı, dava dışı——–tarafından davacı şirket adına bu hesaptan ne miktarda para çekildiği,
b-Dava dışı ——-davacının davalı—————-numaralı banka hesabından para çekme yetkisinin bulunup bulunmadığı,
c- Davalının basiretli bir tacir gibi davranıp davranmadığı, bu bağlamda davalının dava dışı ————ödeme yapmakta kusurlu olup olmadığı, kusurluysa kusur oranının ne kadar olduğu,
ç-Davacının, dava dışı —–tarafından davalı ————- numaralı hesabına yapılan ödemeyi isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse, isteyebileceği paranın oranı ve miktarının ne kadar olması gerektiği noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
4-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Yukarıda üçüncü bentte belirtilen uyuşmazlık konuları ile ilgili olarak taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişiler ————- oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmak suretiyle uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiş olup, bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
4-a)———dosyası: —– sistemi üzerinden celp olunan ———— incelenmesinde; davacısınn ———konusunun —— dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, Mahkemece ———- tarihinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
4-b)Davacının hesabına yapılan ödeme: ——- hesaplarından, davalı bankanın ———-iban nosuna, alıcı ——-olarak gönderilen ———yapıldığı tespit olunmuştur.
4-c)İhtarname: Davalı şirketin davalı bankaya, —-tarihinde ————–numarası ile gönderilen “Güveni kötüye kullanmak suretiyle uğranılan zararın ödenmesi hakkında” konulu ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin davalıya tebliğ olunduğu anlaşılmıştır.
4-ç)Davacı ile dava dışı———arasındaki sözleşmenin ilgili maddeleri: ——– tarihli davacı şirket———-kamu ve özel sektörde ihale ile ortak girişim adına alınan işlerin yürütülmesi konulu imza altına alınan ———————— bankalarda hesaplar açmaya, hesaplardan para çekmeye, çekleri almaya,——-, velhasıl ortaklığı en geniş şekilde temsil ve ilzama tek başına yetkili kılınmıştır.” şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
4-d)Parayı çeken——–azledilmesi: ———ortakların verdiği—————yevmiye nolu azilnamesi ile ortaklık temsil yetkilerinden azledilmiştir.
4-e)Davalı bankada davacı ile dava dışı ———adına açılan hesap seti kontrol listesi: Liste ekinde;
4-e.1) Davacı firma ile dava dışı ————-
4-e.2)Davacı firma imza yetkililerinden—— diğer imza yetkilisi ——–ortak girişim sözleşmesinde müştereken hareket etmek üzere ——— adına verilen vekâletnamesinin,
4-e.3)——altına atılan imzası ile ———– tarihinde şubesiz bankacılık şifre talep formunun,
4-e.4)——– imza beyannamesinin,
4-e.5)——– üzerine attığı imzası ile hesaptaki ———– nolu hesabına aktarılmasına ilişkin verdiği havale talimatının ve yapılan işlemin dekontunun,
4-e.6)——- üzerine attığı imzası ile hesaptaki ———-nezdindeki ibana aktarılmasına ilişkin verdiği —–talimatının ve yapılan işlemin dekontunun,
4-e.7—— kaşesi üzerine attığı imzası ile hesaptaki ———- nezdindeki hesabına aktarılmasına ilişkin verdiği ——- talimatının ve yapılan işlemin dekontunun,
4-e.8)——–tarihinde—– üzerine attığı imzası ile hesaptaki ————- nolu hesabına aktarılmasına ilişkin verdiği havale talimatının ve yapılan işlemin dekontunun, dava dışı ——-hesabından yapılan işlem dekontlarının,
4-e.9)Davalı bankanın ———sayılı yazısında —– numaralı hesabın ———- olduğuna ve hesabın ———– tarihinde açıldığına ilişkin bilgi ile ekinde hesaba ilişkin belgelerin bulunduğu,
4-e.10)——- yazısı ekinde ————— bulunduğu tespit edilmiştir.
4-f)Asıl alacakla ilgili delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler: Davacı vekili, müvekkili firmanın davalı bankanın ———– iban numaralı hesabı bulunduğunu, hesabın halen faal olup bu hesabın dışında şirket yetkilileri tarafından açılmış bir hesabın bulunmadığını, yapılan araştırmada hesabın eski şirket çalışanı ———— tarafından açıldığının, bu kişinin davacı şirket adına ———– verme veya işlem yetkisi bulunmadığının tespit edildiğini; bankanın basiretli davranmayarak hesap açması ve gelen paranın aynı gün farklı hesaplara gönderilmesi ile oluşan zarardan sorumlu olduğunu ve ileri sürmüştür.
Davalı banka vekili ise,——– yanması sonrası davacı firmanın hesaplarının ——–taşındığını ve konuya ilişkin davacı firmaya bilgi verildiğini, davacı şirket ile ———-arasında ——– yevmiye numaralı —— düzenlendiğini, müvekkil ———– hesap açıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmede adi ortaklığın yetkilisinin —— olarak belirlendiğini, taraflar arasında imza altına alınan sözleşmenin 7. Maddesinde——açmaya, hesaptan para çekmeye, çekleri almaya, ———– en geniş şekilde temsil etmeye tek başına yetkili kılındığının açıklandığının izah edildiğini, dava dışı———- para çekme yetkisi bulunduğundan davacı şirketin müvekkil banka nezdindeki hesabından dava dışı ————-havale yaptığını, TBK 637 kapsamında temsil yetkisine haiz ——— hem ortakları hem de ortaklığı temsile yetkili olduğunu, bu nedenle yapılan işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğunu, davacının oluşan bir zararı var ise bu zararın muhatabının dava dışı ————olduğunu belirtmiştir.
Uyuşmazlık konusu, davacı firmanın ——–kendi adlarına açılan hesabın yetkisiz olarak açıldığı ve kendilerince verilen bir vekâlet ya da yetki belgesi olmadığı halde, ——- tarafından hesaplarına gelen paranın aynı gün farklı hesaplara gönderilmesi neticesinde oluşan zararın sorumluluğuna ilişkindir.
Dosya kapsamındaki belgelerden, davacı firmanın, davalı —– hesap numarasının, davacı vekilince de dava dilekçesinde yer alan—– de görülen ——- olduğu, dolayısıyla aynı firma adına olan hesap numarasının davalı bankanın ——-taşınmış olduğu, yeni bir hesap olmadığı tespit edilmiş, ancak ——-hesabın, hesap açılış ya da devrine ilişkin kayda rastlanmamıştır.
Davacı—— ortak, dava dışı ——– kamu ve özel sektörde ihale ile ortak girişim adına alınan işlerin yürütülmesi konulu —–altına aldıkları ve —– kurulduğu görülmüştür. İşbu sözleşmede, —– isimli şahsa, sözleşmenin 7. Maddesinde belirtilen —— adına “bankalarda hesaplar açma, hesaplardan para çekme, çekleri alma, şifre alma” gibi bankacılık alanlarında işlem yapma yetkisi verildiği tespit edilmiştir.
Sözleşme ile ——-ilişkin, davalı bankanın ———-numaralı hesaptan sözleşmede yazılı olan işlemler özelinde yetki verildiği anlaşılmaktadır.
——- tarihinde ———, davalı bankanın —- iban nolu ———– gönderildiği dosya kapsamındaki dekont ile sabittir. İşbu hesabın davacı ——-firmasına ait olduğu da, yine ———–sayılı dosya ile ———- aleyhine açılan itirazın iptali davası ile de hüküm altına alınmıştır.
Dosya içeriğinde, davalı bankanın, —– tarihinde söz konusu——– tutarındaki para —- yapıldığı davacı ——– hesabına ait hesap hareketleri bulunmamakla beraber, ———tarafından, ——- tarihinde davacı —-kaşesi üzerine attığı imzası ile davacı —— adına kayıtlı olduğu anlaşılan ———– şubedeki ——- nolu hesabına aktarılmasına ilişkin verdiği havale talimatının ve yapılan işlemin dekontunun, —– tarihinde davacı ———- üzerine attığı imzası ile davacı ——-adına kayıtlı olduğu anlaşılan ——- hesaptaki ————–nezdindeki ibana aktarılmasına ilişkin verdiği ——– talimatının ve yapılan işlemin dekontunun, —— tarihinde davacı ——üzerine attığı imzası ile davacı———–kayıtlı olduğu anlaşılan —– nolu hesaptaki ———- nezdindeki hesabına aktarılmasına ilişkin verdiği ———-ve yapılan işlemin dekontunun, —-tarihinde davacı ——– attığı imzası ile davacı———kayıtlı olduğu anlaşılan —– nolu hesaptaki ————– nolu hesabına aktarılmasına ilişkin verdiği havale talimatının ve yapılan işlemin dekontunun dosya kapsamına sunulduğu, sayılan ———– tarihli para transferi işlemlerinin davacı ——–hesabından yapıldığı, buna karşılık davacı —— adına firmanın ——— hesaplarından işlem yapılması hususunda verilen bir vekâleti bulunmadığı tespit edilmiştir.
Buna göre, davacı/müşteri tarafından davalı/bankanın ———- hesap açılmasıyla birlikte, taraflar arasında bir akdi ilişki kurulmuştur. Doktrin ve uygulamada da kabul edildiği üzere, banka ile müşteri arasında kurulan akdi ilişkilerde banka, temelini TBK.md.506/f.2 hükmünde bulan özen borcu altına girer. Dolayısıyla banka, müşterisi ile ilgili olarak yapacağı bütün işlem ve hizmetlerinde özen borcuna uygun hareket etme yükümlülüğü altına girer.
Buradaki özen borcunun kapsamının ve derecesinin belirlenmesinde, benzer bankacılık işlemlerini ve hizmetlerini yerine getirmeyi üstlenen basiretle bir bankanın (tacirin) göstermesi gereken davranış esas alınır. Dolayısıyla davalı/bankanın göstermesi gereken özenin kapsamı ve derecesi, “objektif kriterlere” göre belirlenmelidir. Burada “objektif özen yükümlülüğü” söz konusudur. Davalı/banka, aynı şartlar altında aynı tür işlemleri ve hizmetleri yerine getiren basiretli, özenli ve hiçbir kaçınılabilen hatayı işlemeyen bir banka gibi hareket etmelidir. ———–kabul edildiği üzere, davalı/banka, hafif kusuruyla müşterisine vereceği zararlardan dahi sorumlu olacaktır.
Davalı/banka, kendileriyle sözleşme akdetmiş olduğu müşterileri için yaptığı işlemleri ve verdiği hizmetleri, yanında çalıştırdığı kişiler ——vasıtası ile yerine getirmektedir. Bu nedenle, TBK.md.116/f.1 gereği, yanında çalıştırdığı bu kişilerin ———– müşteriler ile ilgili bankacılık işlemlerini yaptıkları ve hizmetleri verdikleri sırada özen borcuna aykırı davranmak suretiyle davacı/müşteriyi uğrattıkları zararlardan dolayı davalı/banka kusursuz sorumludur. Yani kendisinin bir kusuru olmasa dahi sorumludur.
Buna göre, davacı ——–dava ———— hesaplarında işlem yapma yetkisi verildiğine ilişkin bir belgenin bulunmamasına karşılık, ——– dosya kapsamına sunulan ——- tarihlerinde ————–attığı imzası ile firma hesaplarından toplam ——- tutarında para transferi işlemi gerçekleştirildiği, bu durumda davalı bankanın işlem yapma yetkisi bulunmayan —–talimatı ile davacı ———numaralı hesabından yapılan para transferi işlemlerinde, çalışanı——–vasıtasıyla yaptığı işlem sırasında, davacı/müşteriye karşı olan özen borcuna aykırı davranmak suretiyle davacı müşterisinin —– zarara uğramasına yol açtığı, TBK’nin 506/2. Ve 116/1. Maddeleri uyarınca tam kusurlu olarak davacı müşterisinin bu zararını tamamıyla tazmin etmekle yükümlü olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
4-g)Faiz talebiyle ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı vekili, dava dilekçesi ile — alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte tespit ve tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili, talep arttırım dilekçesi ile, dava değerini artırarak toplam ——tamamı için dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Faizin türü ile ilgili olarak, davacı vekili, alacağın ticari faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
5335 sayılı Yasa ile değişik 3095 sayılı Yasa hükümlerinde, ——- tarihinden itibaren yasal faizin ———-reeskont oranına göre belirlenmesi düzenlemesinden vazgeçilip, reeskont oranı tabiri madde metninden çıkartılmış, bunun yerine artırılma-indirilme yetkisi ——bırakılan ve belli bir oranı ifade etmekte olan ———— faiz uygulamasına geçilmiş, diğer bir deyişle —– tarihinden önceki dönemde ticari işlerde, ————– tarihleri arasında ise ticari olmayan işlerde temerrüt faizine esas olarak uygulanan reeskont oranına yasa metninde yer verilmemiştir.
Buna göre, her ne kadar her iki taraf da tacir ve yapılan iş de ticari olduğundan, davacının TL alacağı için isteyebileceği faiz türü 3095 sayılı Kanun’un 2. Maddesinde belirtilen şekilde ticari işlerde uygulanacak temerrüt faizi olan avans faizi ise de, yüksek —– uygulamasına göre ticari faizin karşılığı yasal faiz olduğundan————– işleyecek faiz yönünden taleple bağlı kalınarak yasal faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Faizin başlangıç tarihiyle ilgili olarak ise, yukarıda belirsiz alacak davasıyla ilgili bahsi geçen yüksek————ilâmında belirtildiği üzere, dava belirsiz alacak davası olduğuna göre, bu davanın açılması ile doğacak olan maddi ve şekli hukuk sonuçlarının ———- bu dava için de geçerli olması gerekeceğinden, mahkemece talep arttırım dilekçesi verilerek arttırılan miktarlar dâhil alacakların tümüne dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gereklidir.
4-ğ)Sonuç: Sonuç olarak, yukarıda belirtilen nedenlerle, davanın kabulü ile, ——–davanın açıldığı ——– tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faizin türü ile ilgili istemin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, ——- davanın açıldığı ——- tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Faizin türü ile ilgili istemin reddine,
3-Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 81.163,79 TL harcın, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 3.415,50 TL harç ve 16.877,16 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 20.292,66 TL harçtan mahsubu ile bakiye 60.871,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 3.415,50 TL peşin harç ve 16.877,16 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 20.292,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 2.586,70 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Kabul edilen dava yönünden AAÜT’nin 13/1.maddesi uyarınca davacı lehine takdir olunan 74.385,90 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde ———-Adliye Mahkemesi’nin ilgili ———- istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/11/2020