Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1464 E. 2022/35 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1464 Esas
KARAR NO : 2022/35

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– ——imzalandığını ve bu sözleşmeye istinaden davalı borçluların kullanımı için —– çıkartıldığını, borçluların kredi kartı borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri üzerine müvekkili——– ilgili maddeleri uyarınca —- borcunun müvekkili bankaya ödenmesi hususunun ihtar edildiğini, borçluların çekin ihtarnameye rağmen herhangi bir ödemede bulunmaması üzerine taraflarınca —– esas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalı borçlulardan .——– ödeme emrini tebliğ aldığını —-tarihinde tüm borçluların başlatılan icra takibinde borca ve ferilerine haksız olarak itirazda bulunduğunu ve davalılar açısından söz konusu takibin durduğunu belirterek,—- esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçluların %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar tarafından davaya cevapta bulunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava genel haciz yoluyla takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı banka tarafından davalılar aleyhinde ——esas numaralı ilamsız icra takibi başlatılmıştır. —–tarihli takip talebinde——- temerrüt faizi ve ——– olmak üzere toplam —– alacak tutarının yer aldığı görülmüştür.
Borçluların icra takibindeki borca, faize ve fer’ilere itiraz ettiği, itiraz sonucu duran icra takibine devam edilmesi amacıyla işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davada taraf teşkili sağlanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacı banka ile davalı şirket arasındaki —- sözleşmesinden dolayı davacı ——– borçlu şirketten alacaklı olup olmadığı, alacaklı olması halinde miktarın ne kadar olduğu, diğer davalılar ile davacı arasında geçerli bir kefalet ilişkisi bulunup bulunmadığı, davalıların icra takibine itirazında kısmen ya da tamamen haklı olup olmadığı, davalıların davacı —– asıl borçlu ile birlikte takip tarihi itibariyle sorumlu olduğu miktarın ne kadar olduğu hususlarına ilişkin olduğu görülmüştür.
Dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi tarafından—– raporda özetle;
Davacı banka ile davalı —- arasında tarih ve tutar içermeyen —- imzalandığının görüldüğünü, sözleşmeye davalılar —- müteselsil kefil sıfatıyla imza attığının belirlendiğini, davacı banka ile davalı——— artırıldığının görüldüğünü, sözleşmeye davalılar .—– müteselsil kefil sıfatıyla imza attığının belirlendiğini,
Davacı banka tarafından davalılara gönderilen ———- içerisinde ödenmesi talep edildiğini, buna göre —- kabul edildiğini,
——– çerçevesinde davalı —– tahsis edildiği, süreç içerisindeki —– ulaştığının anlaşıldığını, dava konusu alacağın —– —— —– tarihinden sonra imzalandığı için, sorumluluğun kapsamı iki adet —- sözleşmesi çerçevesinde değerlendirildiğini, — sözleşmesinde davalı asıl borçlunun imzası bulunduğu için sorumluluğun —- seviyesine kadar olduğunu, bununla birlikte —-ulaşmasının dayanağı oları —-sözleşmesinde tarih ve tutarın yer almadığını, bu sözleşmede kefaletin yasal geçerlilik koşulları olan —–için, kefalet imzalarının geçerli kabul edilemeyeceği, —kadar olan —- olmayacağı kanısına varıldığını,—- tarihli ikinci sözleşmede kefaletin yasal geçerlilik koşulları mevcut olduğu için, —- tutara kefalet—– olacağı kanısına varıldığını,
İhtarnamede yer alan borç tutarı 48.313,68 TL olup, akdi faiz oranı yıllık 4 22,08, gecikme faiz oranı yıllık 44 28,08’dir. Buna göre davalıların sorumluluğunun kapsamına aşağıda yer verildiğini;
Asıl borçlu firma için
Akdi Faiz tutarı —- bulunmakta olduğunu,
Toplam alacak tutarı——– hesaplandığını, buna göre icra takip talebinde yer alan —– uygun bulunduğunu,
Kefil .————- borca kefaletin geçerli olduğu kabul edildiğinde, ihtarnamedeki tutarın —– sorumlu olduklarının düşünüldüğünü,
Buna göre —–hesaplandığını, faizin —- bulunduğunu,
Toplam alacak tutarı—– hesaplandığını, buna göre icra takip talebinde —-edildiği —- varıldığını,
Mahkemece —-anapara borca kefaletin geçerli olduğunun kabul edilmesi halinde, icra takip talebinde yer alan 50.352,86 TL’nin uygun bulunduğu hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Bilirkişi tarafından— ek raporda özetle;
Somut olayda—-için mevcut kefalet imzalarının o dönemde yürürlükteki EBK m. 484’deki şekil—- sözleşmenin ise bulunmadığı, bununla birlikte —-arası——artışına —— TBK m. 583’deki şartları taşıdığı müşahede edilmiş olup, davalı kefillerin 35.000 TL limitle sınırlı olarak borçtan sorumlu oldukları, kefilin temerrüdünün sonuçlarına ayrıca katlanması nedeniyle temerrüt faizinin ayrıca talep edilebileceği kanısına varıldığını,
Bununla birlikte—— sözleşmesinde toplam—- yazması nedeniyle, bu sözleşmede kefalet imzası bulunan davalıların artık 50.000 TL asıl alacak tutarından sorumlu oldukları yönünde karar vermenin mahkemenin takdirinde olduğunu,
Kök rapordaki kanaatlerinin aynı olduğu için, taraf itirazları doğrultusunda kök raporda değişiklik yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı hususlarında görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Yargılama aşamasında —– sıfatı ile temlik sözleşmesi ibraz edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Davacı banka ile davalı——– içermeyen—- imzalandığı, sözleşmeye davalılar .— müteselsil —- davacı banka ile davalı firma arasında — tarihinde imzalanan —-kredi limitinin —artırıldığı, Sözleşmeye davalılar —–müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı,
Davacı banka tarafından davalılara noter kat ihtarnamesinin gönderildiği,Şirket —– çerçevesinde davalı —– kart limiti tahsis edildiği, süreç içerisindeki —- artışları —- ulaştığı, dava konusu alacak —kaynaklanmış olup,—————- tarihinden sonra imzalandığı,— davalı asıl borçlunun imzası bulunduğu için sorumluluğun 50.000 TL’lik limit seviyesine kadar olduğu, Bununla birlikte —– dayanağı —- —- tutarın yer almadığı, Bu sözleşmede kefaletin yasal geçerlilik koşulları olan”—- geçerli kabul edilemeyeceği, 15.000 TL’ye kadar olan —- sorumlu olmayacağı— limitinin—– artırılmasını sağlayan 11.09.2013 tarihli ikinci sözleşmede kefaletin yasal geçerlilik koşulları mevcut olduğu için, 35-000 TL’lik tutara kefalet veren …—– sorumlu olacağına dair, dosya içeriğine uygun mahkememizce de benimsenen bilirkişi hesaplamasına göre aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın davalı borçlu … yönünden KABULÜNE,
1—— esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin bu davalı yönünden 46.733,56 TL asıl alacak, 3.446,96 TL işlemiş temerrüt faizi, —– bakımından DEVAMINA,
Diger davalılar —–yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile
1————- esas sayılı takip dosyasında davalıların itirazının Kısmen iptali ile takibin bu davalılar yönünden —-asıl alacak, ——– olmak üzere toplam —- bakımından DEVAMINA,
2-Davacı yararına asıl alacak miktarı olan 46.733,56 TL’nin %20’si icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE, (davalılar ——- — %20’sinden sorumluğu olduğuna)
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 3.439, 60 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 608,15 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 2.831,45 TL harcın —– davalı—— davalı—- ise davalı …—- tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 608,15 TL harcın, —- davalı—— davalı ….—- ise davalı ..— tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.405,30 TL yargılama giderinin 686,88 TL’sinin davalı ….——davalı—– ise davalı ..—— tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı lehine ——vekalet ücretinin —– davalı—- davalı ….—– ise davalı ..—-tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı