Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1442 E. 2018/806 K. 20.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1442 Esas
KARAR NO : 2018/806

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki ticari ilişki sonucu borçlunun talebi üzerine müvekkili tarafından borçluya bir takım ticari ürünler satıldığını, şirket yetkilisine malların fatura karşılığı teslim edildiğini, faturaya konu alacağını alamayan müvekkilinin faturaya dayalı cari hesap ekstresi olan 22.753,20 TL üzerinden İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğü 2017/12330 Sayılı dosyası üzerinden takibe geçtiğini, ancak davalı borçlunun haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, TTK 23/2 maddesine göre; bir faturayı teslim alan kimse aldığı tarihten itibaren 8 gün içinde münderacatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını kabul etmiş sayıldığını, davalı borçlu ile var olan ticari ilişki sonucu davalının verdiği sipariş üzerine teslim edilen irsaliye faturaların münderecatlarına ilişkin malların davalı şirket yetkilisine teslim edildiğinin açıkça anlaşıldığını, buna rağmen cari hesap faturalar toplam bedelinin bu zamana kadar ödenmediğini, davalının haksız şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün 2017/12330 Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın asıl alacak olan 22.753,20 TL üzerinden iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak 05/01/2018 tarihinde tebliğ olunmasına rağmen davalı cevap dilekçesi vermemiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan ve faturaya dayalı alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, “davalı şirketin, davacı şirketten takibe konu faturalarda yazılı ürünleri alıp almadığı, davalı şirketin fatura bedellerinin tümünü ödeyip ödemediği, davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davaya konu icra dosyası: Dosyamız içine alınan davaya konu İstanbul Anadolu ……. İcra Müdürlüğünün 2017/12330 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine, “cari hesap gereği” nedenine dayalı olarak 22.753,20 TL’nin takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek faizi ile birlikte tahsilinin talep edildiği, borçlu vekilinin süresi içerisinde icra takibine, borca, faiz ve tüm fer’ilerine itirazı üzerine takibin durmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve sonuç: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişiden rapor ve ek rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Alanında uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor dosya kapsamına uygun, gerekçeli, denetime elverişli ve yeterli bulunduğundan mahkememizce de hükme esas alınarak aynen benimsenmiştir.
Buna göre bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davacı …….’nin, yasal ticari defterleri usul yönünden incelendiğinde; 2016 ve 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin T.T.K hükümlerine göre zamanında yapıldığı, 2016 yılına ilişkin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı tespit edilmiştir.
Davalı taraf, usulünce yapılan ihtara rahmen defter ve belge ibrazında bulunmamıştır.
Bilirkişi tarafından davacı şirketin kayıtlarında davalı şirketin hesap hareketleri incelenmiş olup, davacı şirketin incelenen 2016 ve 2017 yılı defterlerinde, davalı şirkete 196.753,20 TL borç kaydettiği, karşılığında 174.000,00 TL alacak kaydı girmek suretiyle, 16.05.2017 takip tarihi itibariyle, davacı taraf kendi defterlerinde 22.753,20 TL alacaklı gözüktüğü tespit olunmuştur.
Davacı tarafından dosyaya sunulan iki adet fatura bilirkişi tarafından incelenmiş ve dava konusu irsaliyeli faturaların “Teslim Alan” bölümünde, davalı adına hareket eden olarak ……. isim ve imzasının yer aldığı saptanmıştır.
Faturaya dayalı alacak davalarında davalı akdi ilişkiyi açıkça kabul etmemiş ise taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunduğunu ispat külfeti faturayı düzenleyen alacaklı tarafa düşmektedir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu yazılı belgeler ile ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir. Fatura tek başına taraflar arasındaki akdi ilişkinin belgesi sayılamaz. Fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu E:2001/1, K:2003/1, T:27.06.2003. Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Davacının, davalı borçlu ile aralarında akdi bir ilişki olduğunu, bir başka anlatımla takibe konu faturadaki fatura konusu hizmet ifası ile ilgili ticari ilişkiyi ispat etmeden iddia ettiği alacağın tahsilini sağlaması mümkün değildir. Akdi ilişki ise, taraflar arasında düzenlenen imzası davalı tarafından kabul edilmiş bir sözleşme, faturaya konu malların borçluya teslim edildiğine dair bir irsaliye ve teslim fişi ile vb. somut yazılı belgelerle ispat edilebilir.
Satışın yapılıp malın/hizmetin teslim edildiğini ve satışın veresiye yapıldığını davacının ispatlaması gerekir. Bir başka anlatımla bir alacak davasında mal sattığını iddia eden taraf karşı tarafın kabulünde değilse ispat külfeti öncelikle bu iddiayı öne sürendedir. İspatın konusu ise malın teslim edilmesidir. Malın teslim edildiği ispat edilememiş ise davalı borçlunun herhangi bir ispat külfeti altında olduğu söylenemez. Eğer alacaklı davacı malın teslimini sevk irsaliyesi ya da başkaca borçlunun imzasının içerir bir belge ile ispat ettiğinde bu kez teslim edilen malların bedelinin ödendiğini ispat külfeti davalı borçluya geçecektir.
Verilen yetki ile, tacir olan davacının defter kayıtları incelenmiş, 2016 ve 2017 yılı defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu, 2016 yılı kapanış tasdiklerinin yapılmamış olduğu, takip konusu alacağına ilişkin, faturaları kendi defterlerine kaydettiği, 16.05.2017 takip tarihi itibarıyla 22.753,20 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda belirtildiği gibi fatura içeriği malların teslimine ilişkin, teslim tesellümü yönünden yapılan incelemede, takip konusu irsaliyeli faturaların, “Teslim Alan” bölümünde……… isim ve imzasının bulunduğu anlaşılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor davalı şirkete tebliğ olunmuş, davalı şirket tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmemiştir.
4-Sonuç: Tüm bu nedenlerle, davacının malların teslimini ispatlamış olduğunun kabulü ile davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 22.753,20 TL alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
5-İşlemiş faiz yönünden inceleme ve gerekçe: Tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip sonrasında 22.753,20 TL alacağı için davacının 3095 s.k m.2/2 kapsamında iskonto avans faize hak kazandığı kanaatine varılmıştır.
6-İcra-inkar tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı taraf, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar davacının ticari defter kayıtlarına göre likid olduğundan, daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki 4.550,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı borçlunun İst. Anadolu ……. İcra Müdürlüğünün 2017/12330 Esas Sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki 4.550,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 1.554,27 TL harcın, mahkememiz dosyasında alınan 274,80 TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 113,77 TL peşin harç olmak üzere toplam 388,57 TL’harçtan mahsubu ile bakiye 1165,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan mahkememiz dava dosyası ile icra dosyasına yatırılan toplam 388,57 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 126,00 TL tebligat gideri ile 800,00 TL bilirkişi gideri olmak üzere toplam 926,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan……’nin 13/1. maddesi uyarınca hesaplanan 2.730,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-HMK’nin 333.maddesi gereğince bakiye gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.