Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1432 E. 2019/1145 K. 05.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1432 Esas
KARAR NO: 2019/1145
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/12/2017
KARAR TARİHİ: 05/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili Şirketin davalının sahibi olduğu ——- satın almak amacıyla Davalı İle Sözlü olarak anlaşmış ve Anlaşma gereğince Kaparo olarak davalıya —— tarihinde —–TL Para gönderdiğini. Ancak Şirketin satım ve Devrinin gerçekleşmediğini, Bunun üzerine ——-lcra Md.——- E. Sayılı Dosyası ile Davalı aleyhine Genel Haciz yoluyla İcra Takibi yapıldığını, ancak davalı borçlunun borçlu olmadığından bahisle ödeme emrine itiraz ettiğini, şirketin satışı ve devri gerçekleşmediğinden müvekkil şirketin ——– Şubesindeki hesabından davalıya gönderdiği Kaparo bedelinin haksız olarak davalının uhdesinde kaldığını, davalının sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında kaparo bedelini iade etmesi gerektiğini iddia ederek, davalı tarafından yapılan Vaki İtirazın İptali ile Takibin devamına, davalı aleyhine İcra İnkar Tazminatı Mahkumiyetine, Yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA: Davalı karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kendilerini Davacı Şirketin Sahipleri olarak tanıtan ——– ile ——- İle birlikte——— Devir Almak amacıyla ——– Tarihinde Müvekkili ile görüştüklerini, —- ayında ——– da katılımıyla Şartların konuşulduğunu ve tarafların şartların yerine getirileceği ve ——–Tarihinde Devir İşleminin gerçekleşeceği yönünde anlaştıklarını, Üzerinde anlastlan hususların; Şirket Devir Bedelinin ——– TL olacağı ve——- TL’ sinin Peşin Ödeneceği, ——- Tarihi itibarıyla Şirketin ve Çalışanlarının tüm giderleri dâhil olmak üzere Şirket ve Çalışanlarından Şirketi Devir Alacakların Sorumlu olacağı, devam eden Şirket İşleri İçin Kesin Teminat Mektupları alıp, yerine işlerini yaptığı kurumlara sunulmak üzere Kurumlarda bulunan Bütün Teminat Mektuplarının Değişimi, yerine teminat mektupları tutarında kesin teminat mektubunun şirketi devir alacaklar tarafından sunulacağı, bu Şartların ———ayı sonuna kadar yerine getirileceği taahhüt edilmiş ve şartların yerine getirilmesiyle birlikte bu tarihte şirketin devir işleminin gerçekleşeceği, şirket Değerinin alınan en yüksek ihale bedelinin %20′ si nispetinde olacağı ve bedelin devir sırasında nakit ödeneceği, yönünde anlaştıklarını, bu anlaşmanın yazılı olmayıp, bu şartlar üzerinde anlaşma sağlandığının tanıklarıyla ispat edileceğini, anlaşmadan sonra, ——- tarihinde davacı şirket tarafından üzerinde anlaşılan —– TL’ nin —–TL’ sının —— adı altında Ücret yatırıldığını, ancak geri kalan ——– TL ve üzerinde anlaşılan teminat mektupları ile Şirketin bedeli için kararlaştırılan miktarların ödenmediğini, söz konusu anlaşma şartları belirtilen tarihe kadar yerine getirilmediği için anlaşmanın atıl kaldığını, müvekkilinin anlaşma nedeniyle Kamu İhalelerinde —— ayları yoğun olmasına rağmen şirketi devir edeceği için hiçbir işe girmediğini, bu nedenle de ———TL Kar elde edebilecek iken Şirket devri anlaşması nedeniyle ihalelere girmeyerek elde edebileceği karı elde edemediğini, Söz konusu anlaşmaya göre ——– tarihinden itibaren Şirket ve Çalışanlarının tüm giderleri Davacı/karşı Davalı tarafından karşılanması gerekirken, anlaşma tarihinden itibaren anlaşmanın iptal edildiği tarihe kadar tüm bu ücret ve giderlerin taraflarınca karşılandığını ve ödemelerin yapıldığına dair belgelerin ekte sunulduğunu, —— Sözleşme yapılırken tarafların birbirlerine bağlandıklarını göstermek amacıyla bir tarafın diğer tarafa ödediği para olduğunu, —- bir cayma parası olmadığını, davacının müvekkil davalıya verdiği —–TL’ nin de bu kapsamda —— Niteliğinde olduğunu, ——– tarafından sunulan ——- Sözleşmelerinde “Alıcı almaktan vazgeçtiği takdirde, verdiği kaporayı geri alamayacaktır.” ibaresinin yer aldığını, davacı ile davalı arasında yapılan ——-Sözleşmesinde Şirketin ne zaman alınacağın dair belirlenen sürenin geçmesi ile ——- iadesinin söz konusu olmadığını, 3 Ay boyunca Şirketin Devrini alacağına ilişkin işlemleri yapmadığından ve alacağına ilişkin intiba oluşmadığından, şirket malikinin üçüncü bir kişiye şirketi satış yoluyla devir ettiğini, davacının bu satış sonrası huzurdaki davayı açmasının iyi niyetle bağdaşmayacağının açık olduğunu, ——yandığını ve geri iadesinin söz konusu olmadığını, bu nedenle davalının davacıya borcunun bulunmadığını, ———- Devir Bedelinin o yıl aldığı en yüksek iş bedelinin %20′ si tutarında olduğunu, bu yönde inceleme yapıldığında şirketin gerçek satış bedelinin belirlenmesinin mümkün olduğunu, o tarihte en yüksek bedelli işin —– ile yapılan Sözleşme Sonucu ——TL Tutarındaki iş olduğunu, Şirketin Devir bedelinin bu durumda —— TL olduğunu, davalının İcra Takibine dayanak yaptığı Banka Dekontunda da —– isimli şirketin satın alınmasına yönelik kaparo gönderildiğinin yazılı olduğunu, Sebepsiz Zenginleşme Hükümlerine başvurulmasının hukuken mümkün olmayacağım savunarak, davacı Şirketin Vaki İtirazın iptali Davasının Reddi ile Takibin İptalini, Davacı/Karşı Davalının müvekkil davalı …’ nu İcra Takibine dahil etmiş olması nedeniyle dava değerinin %100′ ü Oranında ve %20′ den az olmamak üzere Kötü Niyet Tazminatı Mahkumiyetine, Yapılan Devir Anlaşmasına rağmen Davacı/Karşı Davalının Şartları yerine getirmeyerek müvekkili zarara uğratması nedeniyle Karşı Davalarının Kabulü ile, Her Türlü Dava ve Talep Hakları saklı Kalmak kaydıyla, Maddi olarak olumlu, olumsuz dolaylı Yansıma Zararlarının belirlenerek, zararların meydan gelme tarihleri itibarıyla hak ve nefaset gereği %9 Yasal Faiziyle birlikte Davacı/Karşı Davalıdan tahsiline, Davacı/Karşı Davalı Aleyhine ——– TL Manevi Tazminata Hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı/karşı davalı üzerine bırakılmasını talep ve karşı dava etmişlerdir.
Davacı-karşı davalı Vekilince Dosyaya sunulan —— Tarihli REPLİK ve Karşı davaya CEVAP dilekçesin Özette; Davalının Cevaplarını ve Karşı Davasını kabul etmediklerini, Davalıya Banka Yoluyla gönderilen Para’ nın —– ——- — olduğunu. Satış gerçekleşmediğinden bu paranın iadesinin gerektiğini(TBK.M.i77), bu nedenle davalının olaya ilişkin cevaplarının doğru olmadığı gibi, bunun ispatına dahi gerek bulunmadığını, bu araştırmanın ancak Cayma Parası iddialarında gerekli olduğunu, ayrıca Şirket Devrinin Yazılı Şekle tabi olduğunu, TTK.595 Md. gereğince Devir Sözleşmesi’ nin Yazılı ve imzalarının Noterde Onaylanması gerektiğini, Taraflar arasında sözlü görüşmeler dışında yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davanın niteliği gereği tanık delili ile ispatının mümkün olmadığını, davalının Hukuki Dayanaktan yoksun Karşı Davasındaki, İddialarını, dayanaklarını ve taleplerini kabul etmediklerini beyanla, Karşı Davanın Reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, kaparo alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu, ———. İcra müdürlüğünün —– Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, Davacı Şirketin, davalı takip borçlusu aleyhine —- tarih inde,—–TL Asıl alacağın, takîp tarihinden itibaren asıl alacağa İşleyecek Yıllık %9 Yasal Faizi ile birlikte tahsili için İlamsız icra takibine başvurmuş olduğu, ödeme Emrinin —- Tarihinde Tebellüğ eden Davalı Takip Borçlusunun Vekili Vasıtasıyla —- Tarihinde Uyap üzerinden dosyaya sunduğu İtiraz Dilekçesiyle, Takip Konusu Borca, faize ve takibin tüm ferilerine itiraz ederek Takibin durdurulmasını talep ettikleri görülmüştür.
Davacı vekili, müvekkili Şirketin davalının sahibi olduğu ———satın almak amacıyla Davalı İle Sözlü olarak anlaşmış ve Anlaşma gereğince Kaparo olarak davalıya —— tarihinde —– TL Para gönderdiğini. Ancak Şirketin satım ve Devrinin gerçekleşmediğini verilen —– TL’nin iadesinin gerektiğini iddia etmekte, davalı vekili ise davacının vermiş olduğu tutarın iadesinin söz konusu olamayacağını, davacı tarafın iddialarının aksine müvekkilinin davacıya güvenerek bir takım işlere giriştiğini bu nedenle zararının doğduğunu savunmaktadır.
Davacı tarafından davalıya —– TL’nin verildiği konusunda bir ihtilaf bulunmayıp davaya konu uyuşmazlığın, davacının vermiş olduğu tutarın kaparo olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, bu kapsamda davacıya iadesinin gerekip gerekmediği, karşı davada ise davalı karşı davacının davalıya güvenerek dava dilekçesinde belirtmiş olduğu işlemlere girişip girişmediği, bu işlemlerden dolayı davacının herhangi bir zararının doğup doğmadığı, doğan zarardan davacı karşı davalının kusurunun bulunup bulunmadığının, meydana gelen zarar nedeniyle davacı karşı davalının sorumlu tutulup tutulmayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Bu nedenle değerlendirmenin bu noktalar üzerinden yapılması gerekir.
TBK m. 177’ye göre, Sözleşme yapılırken bir kimsenin vermiş olduğu bir miktar para, cayma parası olarak değil, sözleşmenin yapıldığına kanıt olarak verilmiş sayılır. Aksine bir adet veya anlaşma yoksa kapora esas alacaktan düşülür.
Kanunda da açıkça ifade edildiği üzere bağlanma parası, sözleşmenin kurulduğu esnada ya da sözleşme kurulduktan sonra taraflardan birinin diğerine sözleşmenin kurulduğuna kanıt olması için verdiği bir miktar paradır. Anılan madde uyarınca sözleşme kurulurken taraflardan birinin diğerine verdiği para karine olarak kapora (bağlanma parası) sayılır. Taraflar aksine anlaşma yapması mümkündür. Taraflardan birinin sözleşme akdedilirken ya da akdedildikten sonra verdiği bir miktar para aksine yerel adet ya da bir anlaşma yoksa esas alacaktan düşülür. Sözleşme butlan, iptal gibi nedenlerle geçersiz hale gelirse parayı alan taraf sebepsiz zenginleşme hükümlerince parayı iade etmekle yükümlüdür. Ayrıca ifade edilmelidir ki bağlanma parası asıl alacağı bağlı fer’i bir hak olduğundan asıl sözleşme geçersizse bağlanma parası geçerli olmaz.
Sözleşme tarafların anlaşması suretiyle ortadan kaldırılırsa kaporanın iadesi istenebilir. Bu kapsamda aksine yerel adet olsa dahi sözleşmenin geçersiz olması ya da sözleşmenin tarafların anlaşması suretiyle ortadan kaldırılması hallerinde kaporanın iadesi gerekir.
Cayma tazminatı olduğu şart edilmedikçe kaparo, pey akçesi gibi verilen paralar cayma tazminatı olamayacağından akdi bozmakta haklı olsun olmasın onu veren taraf istirdada yetkilidir. Cayma akçesi akdin yapıldığı sırada karşı tarafa verilen sözden cayıldığ\ takdirde karşı tarafta kalması kabul edilen bir paradır. (Yargıtay —-. Hukuk Dairesi E. —— K. —– T. —–)
Somut olay yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde değerlendirildiğinde davacı tarafından —— tarihinde davalının hesabına —- açıklamasıyla gönderilen ——TL’nin cayma parası olarak kararlaştırıldığına ilişkin dosya kapsamında usulüne uygun bir delil bulunmaması sebebiyle, bu paranın TBK m. 117 anlamında bağlanma parası olarak kabul edilmesi gerekmekte olup davacı tarafından talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Karşı davada davacı yan, satış ve devrin gerçekleşememesi sebebiyle uğramış olduğu maddi zararın şimdilik —— TL’sinin tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
Tazminat davalarının olmazsa olmaz koşulunu teşkil eden zarar kişinin iradesi dışında malvarlığında meydana gelen azalma olarak nitelendirilebilir. Zarar olmayan yerde sorumluluk olmaz. Zira ancak bir zararın varlığı, onun tazmini ile ilgili talebin doğumuna neden olur. Zarar, kanuna veya sözleşmeye aykırı bir davranışın sonucu olmalıdır. Bu bağlamda zarar veren kimsenin, kendisine bir çıkar sağlayıp sağlamaması veya çıkar sağlamak istemesinin bir önemi yoktur. Ortada bir zarar yoksa hukuka aykırı davranmış olsa dahi, sorumluluk söz konusu olamaz. Sorumluluğuna ilişkin tazminat taleplerinde zarar borçlar hukuku ilklerine göre belirlenir. Tazminata hükmedilebilmesi için zararın ispatlanması gerekir. Zararın sadece varlığının değil, miktarının da rakamsal olarak belirlenmesi gerekir Zararı ispat yükü genel hükümlere istinaden zarar görendedir (TMK m. 6).
Davacı yanın bu talebine ilişkin olarak mahkememizce görevlendirilen mali müşavir bilirkişi marifetiyle yapılan incelemede davalı karşı davacanın herhangi bir zararın doğduğuna dair herhangi bir delile rastlanmadığı dosya kapsamı itibarı ile zararın ispata muhtaç kaldığı sonucuna varılmış olup asıl davanın kabulüne ve karşı davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A-Asıl Davanın Kabulüne,
1-Davalı borçlunun——. İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibare %9 oranında yasal faiz uygulanmasına,
2-Alacağın likit olması nedeniyle davacı lehine 15.000 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
3- Harçlar Kanununa göre alınması gerekli 1.024,65 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 256,17 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 768,48 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafından harç, tebligat, posta ve müzekkere gideri olarak sarf edilen 537,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davalı- karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı- karşı davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
6- Kabul edilen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre davacı lehine takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Dosyada mevcut gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B-Karşı davanın reddine,
1- Alınması gerekli 44,40 TL harcın peşin yatırılan 358,63 TL’den tahsili ile bakiye 314,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı-karşı davacıya iadesine,
2- Davalı- karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
3-davacı- karşı Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalı- karşı davacıdan alınarak DAVACI- KARŞI DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere usulüne uygun olarak anlatıldı. 05/12/2019