Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/138 E. 2019/181 K. 19.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/138
KARAR NO : 2019/181
DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ: 03/02/2017
KARAR TARİHİ: 19/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında ———– tarihli acentelik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin davalı tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin 08.12.2016 tarihinde feshedildiğini, müvekkilinin 7 yıllık süre zarfında davalı şirkete yeni müşteriler kazandırdığını ve artan grafikte performans gösterdiğini, davalının sözleşmenin feshinden sonra bu müşteri çevresinden yeni sigorta sözleşmeleri akdetmesi ve bunun karşılığında kar elde etmesinin açık olduğunu, Sigortacılık Kanununun 23/16.maddesinde, “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir” hükmünün düzenlendiğini, bu nedenle müvekkilinin TTK 122.maddesi uyarınca davalı şirketten denkleştirme tazminatı istemeye hakkının doğduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL denkleştirme tazminatının ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Talebin dayanağının olmadığını, zira müvekkil ile davacı arasında akdedilen ——- tarihli acentelik sözleşmesi ile —– tarihli acentelik sözleşmesinin —— tarihi itibariyle yapılan bildirimler ile müvekkil tarafından haklı olarak feshedildiğini, TTK 122/3.maddesinde, “müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse acente denkleştirme isteminde bulunamaz” hususunun düzenlendiğini, ayrıca Sigortacılık Kanununun 23/16.maddesinde de, “…sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi veya kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer” hususunun hükme bağlandığını, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin 40.maddesinde fesih hükümlerinin düzenlendiğini, 40/A maddesinde, “Acente, ilgili kanunlara ve yönetmeliklere, sözleşme hükümlerine ve ilgili Bakanlık genelgelerine ve şirket tarafından acenteye gönderilen genelge, talimat ve riziko kabul yönetmeliği hükümleri ile şirketin uygulama ve prensiplerine uygun çalışmazsa” ve F maddesinde, “şirketçe verilen satış hedeflerine ulaşamaz ise” ————tarihli acentelik sözleşmesinin 10.3 maddesinde, “acentenin,———- duyuru ve talimatlarına veya sözleşme hükümlerine uymaması ve/veya verimsiz nitelikte çalışması..halinde, Allianz sözleşmeyi yazılı bildirim yapmak suretiyle derhal feshedebilir” hükmünün düzenlendiğini, somut olayda davacı acentenin, lüvekkil tarafından hedef olarak tespit edilen satış ve üretim hedeflerine ulaşamayacak olması halinin, sözleşmenin açık bir fesih nedeni teşkil etmekte olup bu kapsamda müvekkil şirketin davacıya,—- tarih ———- referans nolu, —- tarihli ve —- referans nolu, —– tarihli ve ——– referans nolu, —- tarihli ve———- referans nolu bildirim yazıları ile satış ve üretim hedeflerinin dönemsel olarak yapılan tespitlerin hiçbirisinde yerine getirilmediği ve davacı acente tarafından kendisine şirket tarafından verilen hedeflerin ancak % 25-30 seviyelerinde kaldığının görüldüğünü, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle davacının tazminat talebinin reddi gerektiğini savunmuştur.
Bilirkişi ————raporunda; Mahkemece atanacak bir “acentelik sektörü uzmanı” bir bilirkişiden, davalı/acentelik veren tarafından davacı/acenteye yazılmış olan yazılar ile gerçekleştirilmesi istenilen (talimat verilen) üretim hedeflerinin sektörel teamüller ile bağdaşıp bağdaşmadığı ve dolayısıyla da MK.md.2’deki dürüstlük kuralları ile bağdaşıp bağdaşmadığı yönünde görüş alınmasının uygun olacağı, eğer bilirkişi, gerçekleştirilmesi istenilen üretim hedeflerinin sektörel teamüller ile bağdaştığı yönünde görüş belirtirse; davalının, davacının bu hedefleri gerçekleştirememesi (kusuru) nedeniyle sözleşmeyi “haklı” olarak feshetmiş sayılacağı ve dolayısıyla da davacının denkleştirme tazminatı talep etmeye hak kazanamayacağı, buna karşılık eğer bilirkişi, gerçekleştirilmesi istenilen üretim hedeflerinin sektörel teamüller ile bağdaşmadığı yönünde görüş belirtirse; davalının, davacının bu hedefleri gerçekleştiremediği gerekçesiyle sözleşmeyi “haksız” olarak feshetmiş sayılacağı ve dolayısıyla da davacının denkleştirme tazminatı talep etmeye hak kazanacağı sonuç ve kanaatine varmışlardır.
Dava, acentelik komisyon bedeli ve haksız fesih nedeniyle denkleştirme tazminatının ödenmesi istemine ilişkindir.
Davacı acente ile davalı sigorta şirketi arasında, —–tarihli “Yetkili Acentelik Sözleşmesi” ile ——— tarihli “Sözleşme Yapma ve Prim Tahsiline Yetkili Acentelik Sözleşmesi” imzalanmıştır.
——— tarihli sözleşme ile davacı acentenin davalı sigorta şirketi adına, sağlık, yangın, nakliyat, kaza, makine montaj, hukuksal koruma, kredi, karayolları motorlu taşıtlar mali sorumluluk, devlet destekli tarım sigortası branşlarında faaliyette bulunmayı üstlendiği, sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu, bitimden 1 ay önce bildirim yapılmaması halinde sözleşmenin aynı şartlarda bir yıl daha uzayacağı, sözleşmenin 39’uncu maddesine göre tarafların sözleşmeyi bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla her zaman feshedebileceği, sözleşmenin 42’nci maddesinde sözleşmenin acente tarafından haksız olarak veya sigorta şirketi tarafından haklı nedenle feshedildiğinde acentenin tazminat hakkı olmayacağı kararlaştırılmıştır.
———- tarihli sözleşme ile davacı acentenin davalı sigorta şirketi adına, sağlık, yangın, nakliyat, kaza, makine montaj, hukuksal koruma, kredi, karayolları motorlu taşıtlar mali sorumluluk, ferdi kaza branşlarında faaliyette bulunmayı üstlendiği, sözleşmenin süresinin 1 yıl olduğu, bitimden 1 ay önce bildirim yapılmaması halinde sözleşmenin aynı şartlarda bir yıl daha uzayacağı, sözleşmenin 10/2’nci maddesine göre tarafların sözleşmeyi üç ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla her zaman feshedebileceği, sözleşmenin 10/3’üncü maddesinde sözleşmenin acente tarafından haksız olarak veya sigorta şirketi tarafından haklı nedenle feshedildiğinde acentenin tazminat hakkı olmayacağı düzenlenmiştir.
—————- tarihli sözleşmenin ——— Noterliği’nin —–tarihli —- yevmiye nolu, ——— tarihli sözleşmenin ise ——– Noterliği’nin—- tarihli ———yevmiye nolu azilnameleri ile feshedilmiş, gerekçe olarak ise, satış hedeflerinin gerçekleştirilememesi gösterilmiştir.
TTK’nun “Denkleştirme İstemi” başlıklı 122. Maddesinde; Müvekkil, acentenin bulunduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sonra ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acentenin, müvekkilden uygun bir tazminat isteyebileceği, tazminatın; acentenin son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı yıllık komisyon veya diğer ödemelerin ortalamasını aşamayacağı, müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acentenin denkleştirme isteminde bulunamayacağı, denkleştirme istem hakkının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden itibaren bir yıl içinde ileri sürülmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Davacının denkleştirme tazminatına hak kazanabilmesi için sözleşmenin feshinde haksız olmamalıdır. Taraflar arasındaki sözleşmede davacı acentenin yerine getirmekle yükümlü olduğu bir satış kotası bulunmamaktadır. Fakat davalı sigorta şirketi tarafından verilen talimatlara uygun davranmaması halinde sözleşmenin davalı sigorta şirketi tarafından haklı nedenle sona erdirilebileceği düzenlenmiştir.
———- tarihli sözleşmenin akdedilmesinden sonra davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ———— tarihlerinde hedeflenen üretim miktarlarının altında satış yapıldığı bildirilmiştir ve bu husus sözleşmenin feshine gerekçe olarak gösterilmiş, hedeflerin tutturulmadığı davacı tarafından da kabul edilmiştir.
Taraflar arasındaki ilişki ———- tarihinden itibaren devam etmekte olup, her sene yenilenmiş, ek olarak —— tarihinde yeni sözleşme yapılmış, bu sözleşme de her sene yenilenmiştir. Sözleşmeler yenilenirken herhangi bir ihtirazi kayıt konmamış, davacı tarafa ——– tarihine kadar herhangi bir ihtar gönderilmemiştir. Birinci sözleşme en son — tarihinde, ikinci sözleşme ise ——–tarihinde kendiliğinden yenilenmiş olup, sözleşme yenilenirken yine herhangi bir ihtirazi kayıt konmamıştır.
Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ———– uyarılarda belirlenen dönemlerde hedeflenen satış rakamlarının gerçekleştirilemediği, aradaki farkın daha gayretli ve Bölge müdürlüğü ile yakın çalışma yapılarak kapatılması ihtar edilmiştir. Fakat satış hedeflerinin hangi kriterlere göre tesis edildiğine dair bir açıklık bulunmadığı gibi satış hedeflerinin nasıl tutturulacağına dair somut bir çözüm yolu da gösterilmemiştir. Davacı acente davalı sigorta şirketinin talimatları ile bağlı olsa bile, sözleşmede açıkça yer almayan, dosya kapsamı itibariyle objektif kriterlere göre oluşturulup oluşturulmadığı belli olmayan, somut çözüm yolu içermeyen, davalının tek taraflı olarak belirlediği satış hedeflerine uyulmamamış olmasının davalı sigorta şirketinin sözleşmeyi fesihte haklı olduğunu kabul etmeye yeterli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre davacının hak kazandığı denkleştirme tazminatı 5796,50 TL olarak hesaplanmıştır. TTK m.122’deki koşulların oluştuğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile—– TL’nin, ———TL’sinin dava tarihinden ———- TL’sinin ise ıslah tarihi olan ——- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Alınması gerekli 395,95 TL harçtan peşin alınan 105,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 290,56 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 105,39 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekalet pulu, 151,15 TL posta gideri, 1600 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1787,15 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.19/02/2019