Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1357 Esas
KARAR NO : 2018/1271
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun müvekkil şirkete olan borcu için taraflannca İst. And. ——- . İcra Md 2017/26918 E. Sayılı. ilamsız takip yapılarak ödeme emrinin davalı borçlu şirkete tebliğ edildiğini, davalı borçlunun haksız ve yersiz bir şekilde takibe itiraz ettiğini, davalı borçlu ile su ve maden suyu sektöründe faaliyet gösteren müvekkil şirket arasında bulunan ticari ilişki gereği müvekkil şirketin davalıdan cari hesap alacağı, bulunduğunu ancak borçlu olmasına rağmen alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla takibe itiraz ettiğini, müvekkil şirketin ticari defter ve kayıtlar, incelendiğinde iddialarının ispat olunacağını, alacağın belirlenebilir ve likit bir alacak olduğunu iddia ederek, davalı borçlunun vaki itirazın iptali ve takibin avans faiziyle devamına, alacağın %20′ sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin dava dilekçesinde iddia ettiği hususların yasal dayanaktan yoksun, somut delile dayanmadığını, somut delile dayanmadığını, soyut iddialardan ibaret olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği hususlar, ispat yükü altında olup, dava dilekçesi ekinde sunulan bilgi ve belgelerin hiçbirinin usul kurallar, çerçevesinde iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını, davacı ile müvekkil arasında dava dilekçesinde iddia olunan hususların hiçbir zaman gerçekleşmediğini, davacının taleplerinin tamamen karşılıksız menfaat talep etmek üzere dile getirildiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini davacı şirketin %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Tarafların uhdesinde olan tüm delilleri ibraz ettikleri, getirtilmesi gereken delilleri ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınmıştır.
Dosya tüm delillerin ibrazından sonra konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilmiş, teknik bilirkişi ayrıntılı raporunu ibraz etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava,faturaya dayalı alacağın tahsili amacı ile girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosyamız içine alınan davaya konu İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün 2016/16310 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket vekilinin,22/06/2016 tarihinde, davalı borçlu aleyhine takibe geçerek 5.964,39 TL faturadan doğan cari hesap alacağının tahsilini talep ettiği, 29/07/2016 tarihinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borçlunun 01/08/2016 tarihli dilekçesinde borcun tamamına itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve durma kararının davacı vekiline tebliğ edilmediği davacı tarafından takibin devamı gayesi ile iş bu davanın 10/01/2017 tarihinde mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Dava da bu şekilde itirazın iptali davasının dinlenilme şartlarının gerçekleştiği(a. Geçerli Bir İcra Takibinin Bulunması b. Borçlunun Geçerli Bir İtirazının Bulunması c. Davanın Süresinde Açılmış Olması şartlarının katılım halinde bulunması nedeni ile) icra takip dosyasının tetkiki ile anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını hizmet teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasında çekişmeli bulunan vakıalar tespit edilmiş, taraf defter ve kayıtları üzerinde bilir kişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacı defterleri üzerinde(davalı defterleri ibrazdan imtina etmesi nedeni ile davalı defterleri üzerinde inceleme yapılamamış) mali müşavir bilir kişi aracılığı ile inceleme yapılmış ve davacı tarafından takip konusu yapılan faturaların davacı defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve 01/04/2016 tarih, —-nolu sevk irsaliyesi ile 01/04/2016 tarih ve ———- nolu sevk irsaliyelerinin düzenlendiği bu sevk irsaliyelerin de ———– imzasının bulunduğu ve bu irsaliyelere istinaden 3.325,54 TL ve 5.964,40 TL lik e fatura düzenlendiği bilir kişi tarafından rapor edilmiştir.
Mahkememizce sevk irsaliyeleri üzerinde imzası bulunan ——- kayıtlarının celbine karar verilmiş ve 16/03/2015-05/08/2016 tarihleri arasında ——– davalı çalışanı olduğu bildirilmiş ve fatura konusu malların bu şekilde davalı şirkete teslim edildiği anlaşılarak davacının davasının kabulüne karar verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar davacının ticari defter kayıtlarına göre likid olduğundan, daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
1a-Davalı İAA ——–. İcra Müd. 2017/26918 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın İPTALİ ile, takibin 29.696,65 TL asıl alacak yönünden aynen DEVAMINA,
1b-Takipte tarafların tacir olması nedeni ile takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
1c-İİK 67/2 gereğince alacağın likit bulunması sebebi ile asıl alacağın %20’si (5.939,33 TL )
oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
1d-Karar tarihinde alınması gerekli 2.028,57 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 507,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.521,42 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
1e-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 737,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 507,15 TL harç toplamı1.244,15 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
1f-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——-. deki esaslara göre belirlenen 3.563,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1g-Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.