Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1356 E. 2018/1230 K. 10.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO : 2017/1356 Esas
KARAR NO : 2018/1230
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2017
KARAR TARİHİ : 10/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin matbaacılık sektöründe hizmet verdiğini, davalının siparişi üzerine basılan ve davalıya teslim edilen ürünlerin karşılığında müvekkili şirketin 473,42 TL alacağının bulunduğunu, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca müracaat edilmesine rağmen herhangi olumlu bir netice elde edilemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü——- Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine geçildiğini, yapılan icra takibine davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğü’nün——– Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu aleyhine %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacının ticari ilişkiye konu yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Yerleşik Yargıtay içtihatları gereği davacının iddia ettiği gibi faturalara sahip olmasının, bu faturalara itiraz edilmemiş olmasının, salt bu faturalara dayanarak hak talep edebilmesi için yeterli olmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin davacı şirkete borcunun olduğu iddiasını kabul etmediklerini beyanla, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Ön inceleme duruşmasında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın;
a- Davalı şirketin davacıya borcunun bulunup bulunmadığı,
b- Davacı tarafın ticari yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği,
c-Davanın tam veya kısmen kabulü halinde alacağın likid olup olmadığı, yani davacının icra inkar tazminatına hak kazanıp kazanmadığı,
d-Davanın reddi halinde davacının icra takibi yapmakta kötü niyetli olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Davaya konu icra dosyası: Dosyamız içine alınan davaya konu İstanbul Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün ——– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine—– tarihli, —-nolu, —-TL miktarlı faturadan kaynaklanan alacak için 473,42 TL alacak yönünden icra takibi yapıldığı, davalının takibe, borca, tüm ferilerine, borca işletilen faiz oranına itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, gelen icra dosyasından, davanın yasal süresi içinde açıldığı anlaşılmaktadır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için tarafların ticari kayıt ve defterlerinin incelenmesi gerektiğinden, gerekli deliller toplanıp, alanında uzman bilirkişiden rapor alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi için ara karar oluşturulmuş, davalı taraf tebliğ edilen ihtara rağmen kayıt ve defterlerini inceleme günü hazır etmemiş, davacı taraf inceleme günü yerinde inceleme talep etmiş olup, bilirkişi tarafından inceleme günü yerinde inceleme yapılmıştır.
Davacı tarafın bilirkişi tarafından incelenen 2015-2016 yılı ticari defterleri, yevmiye kebir ve envanter defterinin, 6102 sayılı TTK’nin 64 ve 76. maddeleri uyarınca açılış tasdiklerinin yapılmış olduğu, yevmiye defterinin kapanış tasdikin yapılmış olduğu, birbirini teyit eden defterlerin kendi lehinde delil teşkil edebileceği kanaatine varılmıştır.
Davacı————– Tarafından, davalı ————- adına, —- —- adresine, —Vergi Dairesi – vergi sicil numarasına,———tarihli ——– nolu sevk irsaliyesine dayanarak, —– İrsaliyeli fatura——-adet, Seri Numarası: İrsaliyeli Fatura ———— tarihli—– açıklamalı, KDV dahil 473,42 TL tutarında düzenlenmiş olup, sevk İrsaliyesinde ————-isim ve imzası bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı tarafın 2015 yılı ticari defterlerinde; davaya konu fatura —— tarih —–belge numarası ile 120 —– hesabına ———–açıklaması 473,42 TL fatura tutarı borç olarak kaydedilmiştir.
Davacı taraf 2016 yılı defterlerinde; 25.11.2016 tarihi itibariyle ——yatılmış olup, 2016 yılı Envanter defterinde davalı ———– 473,42 TL borçlu olduğu görülmüş ve tespit edilmiştir.
——- tarihi itibariyle de davacı alacaklı tarafından icra takibi başlatılmıştır.
İrsaliyeli Fatura gibi resmi evrakların maliye ile anlaşmalı matbaalarca basılması prosedürüne göre, dava konusu —–TL fatura karşılığı, basılan —-adet irSaliyeli fatura resmi bir evrak olup, irsaliydi fatura v b. resmi evrak basımı için Maliye anlaşmalı matbaa ile iletişime geçmeden önce Vergi Levhası Fotokopisi, en son aya ait olan KDV beyannamesi tahakkuk fişi, İmhaya yetkili kişinin kimlik fotokopisi, imza sirküleri fotokopisi, firma kaşesi hazırlanır. Matbaa işletmecisi faturayı basmadan önce mükelleflerin kimliğini, mükellef adına hareket edenin ise yetki belgesiyle birlikle kimliğini tespit etmek zorunda olup, basım sırasında faturada bulunması gereken bilgileri, mükellefe ait olan ve vergi dairesince verilmiş bulunan mükellef sicil kartından, mükellefe ait bir tahakkuk fişinden veya vergi dairesince verilmiş resmi bir yazıdan tespit etmesi gerekmekledir. Anlaşmalı matbaalar 15 gün içerisinde faturaları basıp teslim tutanağı ile mükelleflere verirler, tutanağın bir kopyasını da mükellefin vergi dairesine gönderirler. Ancak teslime hazır hale getirilen belgelerin mükellefler tarafından teslime hazır hale getirildiği tarihten itibaren bir ay içinde alınmaması halinde, anlaşmalı matbaa işletmecisi tarafından durum ilgili defterdarlığa bildirilir. Defterdarlıkça da, durum tutanakla tespit edilerek söz konusu belgeler yatay ya da dikey kesilmek suretiyle kullanılmayacak şekilde iptal edilir. Basılan belgelerin teslim ve iptaline ilişkin tutanaklar mükelleflerin tarh dosyasına konulur. Anlaşmalı matbaa işletmecileri, belge bastırmak isteyen mükellefin adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumludur. Matbaa işletmecisinin istemesi halinde mükellef veya vekili kimliğini ve vergi dairesi hesap numarasını gösterir belgeyi ibraz etmek zorundadır. Mükelleflerce resmi evrakın anlaşmalı matbaalardan teslim alınması sırasında, alınan belgelerin seri ve sıra numaraları kontrol edilerek, İmzalanmış olan tutanak ya da bilgi formlarında belirtilen seri ve sıra numaraları ile aynı olması hususuna dikkat edilir. Çünkü İmzalanmış olan tutanak ya da bilgi formlarında yer alan seri ve sıra numaralarından sorumlu olunmaktadır.
TTK m.21/1 hükmüne göre; faturadan söz edilebilmesi için, tarafların arasında daha evvel bir akdi ilişkinin bulunması gereklidir. Fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması ve faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. TTK m.21/2′ e göre; Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten İtibaren sekiz gün içinde münderecatı (içeriği) hakkında bir itirazda bulunmamışsa münderecatını (içeriğini) kabul etmiş sayılır. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat elmesi gerekir.”{24.12.2003 Tarih ve 25326 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulumun 27.06.2003 tarih ve B:2001/l; K:2003/l sayılı karan). TTK. m.21/3’e göre; telefonla, telgrafla, herhangi bir iletişim veya bilişim aracıyla veya diğer bir teknik araçla ya da sözlü olarak kurulan sözleşmelerle yapılan açıklamaların içeriğini doğrulayan bir yazıyı alan kişi, bunu aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde itirazda bulunmamışsa, söz konusu teyit mektubunun yapılan sözleşmeye veya açıklamalara uygun olduğunu kabul etmiş sayılır.
TTTK m. 21’de düzenlemiş oları fatura içeriğine itiraz ve bunun ispat hukuku bakımından sonuçlarını şu şekilde özetleyebiliriz:
1-Taraflar anısında geçerli bir sözleşme ilişkisi mevcut olmalıdır.
2-Faturayı gönderen (düzenleyen) kişi tacir olmalıdır.
3-Faturaya itiraz şekle tabi değildir.
4-Faturaya itirazın sekiz gün içerisine yapılması zorunludur.
5-Sekiz günlük süre içerisinde faturaya itiraz edilmemiş ise, faturayı alan kişi faturanın içeriğinin doğru olduğunu yani sözleşmeye uygun olduğunu kabul etmiş sayılır. Ancak bu mutlak değildir, sadece bu konudaki ispat yükü yer değiştirmiştir. Yani sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra yapılan itirazlarda, faturanın içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat etme yükü faturayı alana geçer. İspat ise ancak yazılı delille, ticari defterler ve yeminle mümkündür.
6-İçeriğine süresi içerisinde itiraz olunmayan fatura düzenleyen tacir lehine yazılı kanıt oluşturur.
Davaya konu olayda, irsaliyeli fatura bastırma prosedürü doğrultusunda; 22.09.2015 tarihinde e-posta ile 5 nüsha 1.000 adet fatura bastırılması istenmiş, daval———— alınmış, fatura basım işi tamamlandıktan sonra, davacı ————seri nolu ——- sıra nolu 20 cilt belgenin —– tarihinde davalı ———– verildiğine ilişkin —- bilgi verilmiş—- uyannea vergi mükellefleri tarafından kullanılan belgelerin basım ve dağıtımına ilişkin olarak, matbaa işlctmesince doldurulacak bilgi formunda, ————–irsaliyeli faturanın —-tarihinde ———— isim ve imzasına teslim edildiği anlaşılmıştır. Dolaysıyla davacı matbaacı şirket tarafın davalı tarafa——- seri numaralarında 1000 adet irsaliyeli fatura basım işlemi yapılmış olup, basılan İrsaliyeli Faturalar ———– nolu sevk irsaliyesi ile davalı çalışanı —– imza karşılığı teslim edilmiştir. —- tarihli —–nolu Sevk İrsaliyesine dayanarak, —- tarihli —- nolu—–TL tutarında fatura düzenlenmiş, davalı taraf, dava konusu —– TL tutarındaki fatura defterlerine kayıtlı olduğu halde, personelinin gerekli dikkat vc özenin gösterilmemesi nedeniyle defterlerine kaydedildiğini belirterek, faturayı kabul etmemektedir. Ancak, davalı taraf TTK 23/2 uyarınca 8 gün içinde faturaya itiraz etmemiştir.
Sonuç olarak; resmi bir işlem olan dava konusu faturaya dayalı İrsaliyeli Fatura basım işi için, 1000 adet fatura basımı için Maliyece anlaşmalı matbaaların basım işinde gerekli prosedürün uygulandığı, dava konusu fatura ve dayanağı irsaliyede 1000 adet bastırılan irsaliyeli faturanın davalı çalışanı tarafından imza karşılığı alındığı, irsaliyeli faturada teslim edilen 1000 adet fatura ve seri numaraları açıkça belirtildiği vc ayrıca faturanın davalı defterlerine kaydedildiği, 8 gün içinde itiraz edilmediği, bu şekilde münderecatının da kabul edildiği, faturanın sonradan iade edilmediği, davalı taraf her ne kadar davalı şirketin faturaları iade edememesindeki sebebin, o dönemdeki şirket çalışanlarının faturalara gerekli dikkat ve özeni göstermeden inceIemeksizin defterlere geçirmelerinden kaynaklandığını belirterek kabul etmemekle birlikte, inceleme günü defter ibraz etmeyen davalı tarafın itirazını belgeleyemediği, dolayısıyla davacı tarafın davalı taraftan —- tarihli———– nolu —–TL tutannda fatura tutan kadar alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
4-Sonuç: Sonuç olarak, bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere, somut olayda, defterlerini ibraz eden ve HMK’nin 222. maddesine göre davacı tarafın kendi lehinde delil teşkil edeceği kanaatine varılan defterleri üzerinde bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davacı tarafın davalı taraftan icra ve dava konusu fatura tutan 473,42 TL kadar alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu irsaliyeli faturanın davalı ————defterlerine kaydedildiğini, davalı şirketin faturaları iade edememesindeki sebebin “o dönemde ki şirket çalışanlarının faturalara gerekli dikkat ve özeni göstermeden incelemeksizin defterlere geçirmelerinden kaynaklandığını” belirterek kabul etmemekle birlikte, dosya içeriğinden ——adet fatura basımı için Maliyece anlaşmalı matbaaların basım işinde gerekli prosedürün uygulandığı, dava konusu fatura dayanağı —– tarihli ——nolu irsaliyesinde belirtilen —-det irsaliyeli fatura basım işleminin gerçekleşerek, davalı tarafa imza karşılığı teslim edildiği ve davalı taraf ————— defterlerine kaydedildiği, TTK 23/2 uyarınca 8 gün içinde faturaya itiraz edilmediği, bu şekilde fatura münderecatının kabul edilmiş sayılacağı sonucuna varıldığından, 25.11.2016 icra takip tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 03.10.2015 tarihli 89777 nolu 473,42 TL tutarındaki faturadan kaynaklanan tutar kadar alacaklı olduğunun kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
5-İşleyecek faizle ilgili inceleme ve gerekçe: Her ne kadar davalı-borçlu vekili takip sonrası istenen faize itiraz etmiş ise de, tarafların ve takip konusu alacağın ticari nitelikte olduğu anlaşıldığından takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan %10,50 temerrüt faizi üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
6-İcra-inkar tazminatı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı taraf, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar davacının ticari defter kayıtlarına göre likid olduğundan ve daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki 94,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntıları ve gerekçesi gerekçeli kararda belirtildiği gibi;
1-Davanın KABULÜ ile; davalı borçlunun İst. Anadolu 15. İcra Müdürlüğünün ——-esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. Maddesine göre avans esasına göre hesaplanan temerrüt faizi üzerinden devamına,
2-Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki 94,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gerekli 35,90 TL harcın, davacı tarafından Mahkememiz dosyasına yatırılan 31,40 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 2,37 peşin harç olmak üzere toplam 33,77 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2,13 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından mahkememiz dava dosyasına yatırılan 31,40 TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 2,37 TL peşin harç olmak üzere toplam 33,77 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.000 TL bilirkişi gideri ile 134 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.134 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2. maddesi uyarınca hesaplanan 473,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, kabulüne ve reddine karar verilen miktarlar 3.560 TL’nin altında olduğundan KESİN OLARAK verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/12/2018