Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1329 E. 2018/674 K. 04.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1329 Esas
KARAR NO : 2018/674

DAVA : Bağımsız Denetçi Atanması
DAVA TARİHİ : 28/11/2017
KARAR TARİHİ : 04/07/2018

Davacı vekili tarafından mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, dava dışı…….. ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik …… davacı şirketin 2017 yılı hesap ve işlemleri için denetçi olarak seçilmesine karar verildiğini, bu seçimin mecburi olması nedeniyle acele yapıldığını, ancak ………. ile sözleşme imzalanmadığını, ancak davacının bağlı olduğu …..nin başka bir iştirakinin yabancı iş ortakları ile bağımsız denetim hususunda görüş farklılığı doğduğunu, bu nedenle davacının …….. Danışmanlık ve Bağımsız Denitim A.Ş. İle anlaşılması yönünde Olağanüstü Genel Kurul kararı alındığını, ardından bu firma ile sözleşme imzalandığını, ancak Kamu Gözetim Daire Başkanlığı’nın bu denetçi değişikliğinin mahkeme kararı ile yapılması gerektiğini bildirdiği, bu nedenlerle ……. görevden alınmasına, yerine ….. atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş,
Ancak,davacı vekili duruşmanın ilk celsesinden önce 08.02.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile …. şirketinin istifa etmesi nedeniyle yerine geçici bağımsız denetçi olarak seçilen ……… bağımsız denetçi olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE HUKUKİ YARARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
Dava, şirkete bağımsız denetçi atanması istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı TTK’nin 399. Maddesidir.
Davacı ıslah dilekçesi ile davayı tümden ıslah etmiş ve talep sonucunu “TTK’nin 399. Maddesinin 6. ve 9. Bentleri uyarınca geçici bağımsız denetçi olarak seçilen . ……..davacı şirkete bağımsız denetçi olarak atanmasına karar verilmesi” şeklinde değiştirmiştir.
6102 sayılı TTK’nin
“C) Denetçi
1 – Seçim, görevden alma ve sözleşmenin feshi” başlıklı; 399. Maddesi;
“Madde 399- (1) Denetçi, şirket genel kurulunca; topluluk denetçisi, ana şirketin genel kurulunca seçilir. Denetçinin, her faaliyet dönemi ve her hâlde görevini yerine getireceği faaliyet dönemi bitmeden seçilmesi şarttır. Seçimden sonra, yönetim kurulu, gecikmeksizin denetleme görevini hangi denetçiye verdiğini ticaret siciline tescil ettirir ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile internet sitesinde ilan eder.
(2) Denetçiden denetleme görevi, sadece dördüncü fıkrada öngörüldüğü şekilde ve başka bir denetçi atanmışsa geri alınabilir.
(3) Konsolidasyona dâhil olan ana şirketin finansal tablolarını denetlemek için seçilen denetçi, başka bir denetçi seçilmediği takdirde, topluluk finansal tablolarının da denetçisi kabul edilir.
(4) Şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi;
a) Yönetim kurulunun,
b) Sermayenin yüzde onunu, halka açık şirketlerde esas veya çıkarılmış sermayenin yüzde beşini oluşturan pay sahiplerinin,
istemi üzerine, ilgilileri ve seçilmiş denetçiyi dinleyerek, seçilmiş denetçinin şahsına ilişkin haklı bir sebebin gerektirmesi, özellikle de onun taraflı davrandığı yönünde bir kuşkunun varlığı hâlinde, başka bir denetçi atayabilir.
(5) Görevden alma ve yeni denetçi atama davası, denetçinin seçiminin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilanından itibaren üç hafta içinde açılır. Azlığın bu davayı açabilmesi için, denetçinin seçimine genel kurulda karşı oy vermiş, karşı oyunu tutanağa geçirtmiş ve seçimin yapıldığı genel kurul toplantısı tarihinden itibaren geriye doğru en az üç aydan beri, şirketin pay sahibi sıfatını taşıyor olması şarttır.
(6) Faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememişse, denetçi, yönetim kurulunun, her yönetim kurulu üyesinin veya herhangi bir pay sahibinin istemi üzerine, dördüncü fıkrada gösterilen mahkemece atanır. Aynı hüküm, seçilen denetçinin görevi red veya sözleşmeyi feshetmesi, görevlendirme kararının iptal olunması, butlanı veya denetçinin kanuni sebeplerle veya diğer herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi veya görevini yapmaktan engellenmesi hâllerinde de uygulanır. Mahkemenin kararı kesindir.Kayyımlık görevi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketlerde faaliyet döneminin dördüncü ayına kadar denetçi seçilememiş olması halinde denetçi, şirket yönetim kurulunun teklifi üzerine Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun ilişkili olduğu Bakan tarafından atanır. Bakan bu yetkisini Fon Kuruluna devredebilir. (Ek cümleler: 23/6/2017-691 s. KHK/8. md)(Aynen kabul: 31/1/2018-7069/8 md.)
(7) Denetçinin mahkeme tarafından atanması durumunda, emsal dikkate alınarak, ücreti ile muhtemel giderler için mahkeme veznesine yatırılması gereken ön ödeme mahkemece belirlenir. Bunlara üç iş günü içinde itiraz edilebilir. Mahkeme kararı kesindir.
(8) Denetçi denetleme sözleşmesini, sadece haklı bir sebep varsa veya kendisine karşı görevden alınma davası açılmışsa feshedebilir. Görüş yazısının içeriğine ilişkin fikir ayrılıkları ile denetlemenin şirketçe sınırlandırılmış olması veya görüş yazısı vermekten kaçınma haklı sebep sayılamaz. Denetçinin sözleşmeyi feshi yazılı ve gerekçeli olmalıdır. Denetçi fesih tarihine kadar elde ettiği sonuçları genel kurula sunmakla yükümlüdür; bu sonuçlar 402 nci maddeye uygun bir rapor hâline getirilerek genel kurula verilir.
(9) Denetçi altıncı fıkra hükmüne göre fesih ihbarında bulunduğu takdirde, yönetim kurulu hemen, geçici bir denetçi seçer ve fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de aynı kurulun onayına sunar.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 399. Maddesinin 6. Bendinde denetçinin seçilememesi üzerine denetçinin Mahkemece atanacağı hükmünün yer aldığı anlaşılmaktadır.
Müsnet davada, davacı vekili dava dilekçesine göre; önceki denetçinin görevden alınmasını talep etmiştir.
Bu durumda, TTK’nin 399. maddenin 8. Bendine göre denetçinin sözleşmeyi feshetme hakkının doğduğu anlaşılmaktadır. Bilahare denetçi görevinden istifa etmiştir. 8. Bende göre denetçinin istifa etmesi feshi ihbar niteliğindedir.
Bu durumda TTK’nin 399. Maddesinin 9. Bendi uyarınca davacı şirketin yönetim kurulunun geçici bir denetçi seçme hakkı bulunmaktadır. Islah dilekçesinden anlaşıldığı üzere, olayımızda davacı şirketin yönetim kurulu geçici denetçi olarak ———- Danışmanlık şirketini bağımsız denetçi olarak atadığı, bu kararın şirket Genel Kurulu’nun onayına sunulduğu ve 25.1.2018 tarihli Olağanüstü Genel Kurul kararı ile ——— geçici bağımsız denetçi olarak atanmasına ilişkin kararın onaylandığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar 399. Maddenin 6. Bendinde Mahkemeye görev verilmiş ise de, 9. Bentte Mahkemeye bir görev verilmemiştir. Yani 9. Bentte mahkemenin ataması yoktur.
Yani Şirketin Yönetim Kurulunca 9. bende göre geçici atama yapıldıysa artık yapılacak işlem önceki denetçinin fesih ihbarını genel kurulun bilgisine, seçtiği denetçiyi de aynı kurulun onayına sunmaktan ibarettir.
Maddenin gerekçesinde de Mahkemenin Genel Kurulun kararını onayacağına ilişkin bir hüküm yoktur.
Bu durumda, davacı vekilinin ıslah dilekçesine göre, dava açılmasında güncel yarar bulunmadığından davanın HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının güncel hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 114/1-h ve 115/2.maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2- Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üstüne bırakılmasına,
4- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, TTK’nin 399. Maddesinin 6. ve 7. maddelerindeki hükümler gözönüne alınarak kesin olarak oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.