Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1297 E. 2019/1240 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1297 Esas
KARAR NO : 2019/1240

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/2017
KARAR TARİHİ : 26/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,asıl ve birleşen dava da ;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında—– ———- — tapunun ————— pafta, —– ada,—– parsel numarasında kayıtlı arsa üzerine inşaat yapmak için Beyoğfu —– Noterliği’nin —- tarih ve —- yevmiye nolu —- akdedildiğini, davacının firmanın inşaata başladıktan sonra, davalı tarafın açtığı dava sebebiyle sözleşmenin feshedildiğini, davacı tarafın İstanbul Anadolu —-. Asliye Hukuk Mahkemesinin ——–. sayılı dosyasında sözleşmenin feshine karar verildiğini, söz konusu kararın davacı müvekkifi açısından kesinleştiğini, davacı firmanın söz konusu binayı inşa etmek adına çok masraf yaptığını, sözleşmenin feshi nedeniyle zarara uğradığını, davalı tarafın yeni inşaat firmalarıyla görüştüğünü öğrendiklerini, inşaatın seviyesi değişmeden önce inşaatta keşif yapılmak suretiyle enkaz bedelinin ve dolayısıyla müddeabihin tespitini talep ettiklerini, açıklanan nedenlerle, İvedi keşif ve bilirkişi incelemesi yapılması taleplerinin kabulüne,—-,——- parsel numarasında kayıtlı arsa üzerine inşaatın değerinin ve müddeabihin tespiti ile enkaz bedeli namında şimdilik müvekkiline—– maddi tazminat ödenmesine, maddi tazminata sözleşmenin Mahkeme kararı ile fesih edildiği —- tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,—– tapunun——–parsel numarasında kayıth arsa üzerine —-, kişilere devrine mani olmak adına tedbir konulmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin, davalı firmanın maliki olduğu arsa üzerine —— için Beyoğlu—–. Noterliğinin——– yevmiye numaralı— Sözleşmesi yaptığını, davacı şirketin sözleşme gereğini yerine getirmediğini, kendilerinden aldığı vekaletnameden istifade ile şirketlerine ait daireler de dahi! olmak üzere —- aşamasında olduğu halde 10 kişiye satarak bedellerini aldığını, inşaatı terk ederek kayıplara karıştığını, bu kişiler tarafından davacı şirket hakkında —– bir çok şikayet olduğunu, ceza ve hukuk davaları açıldığını, davacıların cezalar aldığını, inşaatı temel ve birinci kat kaba halinde bırakıp terk eden davacı şirket aleyhine açtıkları “Sözleşmenin Feshi ve Tapu İptali ve Tescil davası”mn İstanbul Anadolu —-. Asliye Hukuk Mahkemesinin—–. sayılı kararı ile kabul edildiğini, temyiz aşamasından geçerek kararın onandığını, şu anda tashihi kararı aşamasında olduğunu, sözleşmenin üzerinden ——– davacının şirketlerine ve satış yaptığı kişilere verdiği zararlar nedeni ile tazminat ödemesi gerektiği bir tarafa mağduriyetlerinin devamı ve ihtilafın uzaması için de kötü niyetini devam ettirme çabasıyla tedbir talebinde bulunmasının hayretle karşılanacak bir şey olduğunu, talebinin kabulünün de mümkün olmadığını, aradan geçen ——— ve imar mevzuatı nedeniyle tekrar hafriyat mecburiyetinin getireceği zarar ve masraflar nedeniyle lehlerine neticelenen kararın kesinleşmesini takiben davacı şirketten talep hakları da dikkate alınarak davacı taleplerinin reddine karar verilmesinin hakkaniyet gereği olduğu düşüncesinde bulunduklarını, yapılmasına karar verilen bilirkişi incelemesi neticesinde haklılıklarının ve davacının kötü niyetinin açıklık kazanacağından, davacının tazminat ve tedbir taleplerinin reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Birleşen mahkememizin——- Esas sayılı dosyasında davacı vekili özetle ; taraflar arasında gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, sözleşme gereğince davalının inşaatı temel üstü ruhsatı alındıktan sonra—– içerisinde bitirileceğinin taahhüt edildiğini ancak davalının işe başladıktan kısa bir süre sonra işi terk ettiği, davalının yaptığı işlemler nedeniyle açılan dava neticesinde tapu kaydının düzeltildiğini, taraflar arasındaki sözleşme ile ——dükkanını müvekkiline verilmesine karar verildiği ancak inşaatın zamanında yapılmaması nedeniyle müvekkilinin menfi ve müspet zararları ile kira kaybı zararları oluştuğu, taraflar arasında İstanbul Anadolu —. ATM’nin — Esas sayılı dosyasında görülmekte olan bir dava bulunduğu ve iş bu dava ile aralarında bağlantı bulunduğundan bahisle davaların birleştirilmesine ve doğan zararlarının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER :
1-)Beyoğlu —-.Noterliğinin —— yevmiye numaralı düzenleme şekline gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi,
2-)İstanbul Anadolu Adliyesi ——-Asliye Hukuk Mahkemesinin —— Karar sayılı,
3-) Bilir kişi raporu,
4-)Ticaret Sicil Kayıtları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Asıl dava, taraflar arasında akdedilen ————– tarih ve —— yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince enkaz bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasında davalı tarafından davacı aleyhine İstanbul Anadolu Adliyesi —.Asliye Hukuk Mahkemesinin——-Karar sayılı davanın ikame edildiği anlaşılmakla, öncelikle — –.Asliye Hukuk Mahkemesinin dava dosyası mahkememiz dosyası arasına alınmış, mezkur dava dosyasının tetkiki ile taraflar arasında akdedilen sözleşmenin TBK 473.Maddesi kapsamında geriye etkili olarak ortadan kaldırılmış bulunduğu ve kararın Yargıtay —-.Hukuk Dairesinin kararı ile kesinleşmiş bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu şekilde İAA —-.Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyasına göre tarafların sözleşme kapsamında ifa talep edemeyecekleri ancak verdikleri veya yaptıkları şeyleri hukuki sebepten yoksun olarak sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edebileceği anlaşılmış, dava dosyasının teknik bilir kişi heyetine tevdi edilerek, bilir kişi heyetinden rapor tanzim etmeleri talep edilmiş,bilirkişi heyetince tanzim olunan kök rapor taraf vekillerine ayrı ayrı tebliğ edilmiştir.
Diğer taraftan dilekçeler aşamasının tamamlandığının anlaşılması üzerine TTK 4/2 Önesi asıl dava da yazılı yargılama usulüne tabi bulunduğundan taraf vekillerine ayrı ayrı duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmiştir.
Bu kapsamda usulüne uygun biçimde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine dosya işlemden kaldırılır (HMK md. 150/2). Duruşmaya gelmiş olan taraf açıkça davayı takip etmeyeceğini bildirirse dosya işlemden kaldırılır. Duruşmaya gelen taraf davayı takip etmeyeceğini açıkça bildirmez ve tahkikata gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilmesini de istemezse dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekir.
Diğer taraftan mahkeme işlemden kaldırma konusunda bir karar vermemiş olsa bile dosyanın işlemden kaldırılmasını gerektiren hallerden birinin gerçekleştiği anda dosya işlemden kaldırılmış sayılır. İki tarafın da usulüne uygun şekilde davet edildikleri duruşmaya gelmediği veya taraflardan birinin gelip de davayı takip etmeyeceğini bildirdiği duruşma tarihi, dosyanın işlemden kaldırılmış olduğu tarihtir. Mahkemenin dosyanın işlemden kaldırılmasına daha sonra karar vermiş veya işlemden kaldırma kararını daha sonra yazmış olması dosyanın işlemden kaldırılması tarihi olarak kabul edilemez ——-
Bu düzenlemeler kapsamında; davacı tarafından ikame edilen dava da —- tarihine isabet eden celsenin tarihi davacı vekili——- tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından davacı vekilliğinden istifa edildiğine dair mahkememize —– tarihinde istifa dilekçesi ibraz edilmiş, istifa dilekçesi davacı vekili tarafından dava dilekçesinde davacı asilin adresi olarak bildirilen adreste tebliğe çıkartılmış davacı asilin adreste tanınmamasından bahisle tebliğat iade edildiğinden, davacı şirketin ticaret sicil kayıtları dosya arasında alınarak, ticaret sicil müdürlüğü nezdinde beyan edilen adrese Tebliğat kanunu 35.Maddesi gereğince çıkartılan tebliğat ——— tarihinde davacı asile tebliğ edilmiştir.
—– tarihinde davacı vekilinin istifa dilekçesi davacı asile tebliğ edilmekle ve tebliğine ilişkin mazbataya mahkememiz duruşma gün ve saati de derç edildiğinden, —- tarihinde gerçekleştirilecek celse tarihinin davacı asile tebliğ edilmiş bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili ——vekalet görevinin HMK 82/1.gereğince istifa dilekçesinin tebliğine müteakip 2 haftalık sürenin hitamı olan —- tarihinde sona erdiği anlaşılarak — tarihli celsede davacı asilin de hazır bulunmadığı( dosya kapsamında vekaletname veya yetki belgesi örneği bulunmayan vekil —– hazır bulunduğu )anlaşılarak dava dosyasının bu tarihte işlemden kaldırılması gerektiği veya davacı vekili olduğunu beyan eden vekile HMK 77 gereğince vekaletnamesini ibraz için kesin süre verilmesi gerektiği anlaşılmış,buna rağmen celseye iştirak eden vekil tarafından davacı asil tarafından tertip edilmiş her hangi bir vekaletnamenin dava dosyası kapsamına ibraz edilmemesi nedeni ile davalı vekili tarafındanj ibraz edilen delil dilekçesi ve ——-tarihine bırakılan celse tarihi davacı asile ayrıca tebliğ edilmiş buna rağmen davacı asil tarafından ——-tarihli celseye de ne davacı asilin ne de ———- tarihli celse de sonraki celsenin gün ve saatinin tefhim edildiği vekilin hazır bulunmadığı veya bu vekil tarafından vekaletname ibraz edilmediği anlaşılarak dava dosyasının mahkememizce HMK 150.Maddesi gereğince işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı şirket tarafından da davanın 3 aylık yenileme süresi içersinde yenilenmediği anlaşılmakla davacının dava dosyasının HMK 150/5.Maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İstanbul Anadolu Adliyesi ——–. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——-Esas sayılı birleşen dava dosyasının tetkiki ile de; davanın ——– belirsiz alacak davası olduğu konusunu taraflar arasında akdedilen ————yevmiye numaralı düzenleme şekline gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince müspet ve menfi zararların tahsili gayesine yöneldiği davacı talebinin bu kapsamda kira kaybı,inşaat maliyet bedeli,şantife şefi giderlerine isabet ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce de bu kapsamda ——– tarihinde birleşen dava da ön inceleme duruşması gerçekleştirilmiş ve birleşen davacı vekiline HMK 140/5 gereğince tüm delillerini bildirmek üzere kesin süre verilmiş davacı tarafından dosya kapsamına ibraz edilen inşaat sözleşmesi,İAA ————.Asliye Hukuk Mahkemesi dava dosyası,bilirkişi ve keşif dışı menfi zarar kalemlerinin denetlenmesine yarar sağlayacak her hangi bir delilin ibraz edilmemiş olduğu anlaşılmıştır.
Bu kapsamda arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri eser ve satış vaadi sözleşmelerinden oluşan karma nitelikli akitlerden olup, satış vaadini (arsa payının devrini) de içerirler. Kural olarak da bu sözleşmenin haklı feshi halinde fesheden, sözleşmeden doğan zarar talebi itibari ile yürürlükte olan, 6098 sayılı TBK’nın 125. maddesi uyarınca akdin hükümsüzlüğünden kaynaklanan zararın tazminini isteyebilir.
——- ————-yerleşik uygulamasına göre burada oluşan zararda menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamının, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme sebebiyle cepten çıkan paradır. Müspet zarar ise, sözleşme sebebiyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi sebebiyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Kısaca, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır. Örneğin, kira geliri kaybı, geciken ifa sebebiyle ifaya bağlı ceza (TBK’nın 179/2 md.), seçimlik ceza (TBK’nın 179/I. md.), eksik işler bedeli, kâr kaybı müspet zarar kapsamındaki alacakları oluşturmaktadır.
Olumsuz zarar; dayanağını 6098 sayılı TBK’nın 125/3. madde hükmünden almakta olup, sözleşmenin, karşı tarafça yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan eylemli zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı, uğranılmayacak olan zarardır. Dolayısıyla, karşı tarafın malvarlığına girsin veya girmesin, sözleşme nedeniyle alacaklının cebinden (———-) çıkan ve yasal olarak harcanan paradır. ——– hakim olan görüşe ve ——- uygulamasına göre, burada oluşan zarar menfi (olumsuz) zarardır. Menfi zarar, genel bir anlatımla hukuken geçerli olmayan bir borç ilişkisinin geçerli olduğuna inanmaktan (güvenmekten) doğan zarardır. Bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamı, başka bir anlatımla karşı tarafın malvarlığına girmese bile o sözleşme nedeniyle cepten çıkan paradır. Olumsuz zarar, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça, sözleşmeden dönen alacaklının haklı olması halinde, kusurlu borçludan isteyebileceği zarardır.
Böylelikle tarafların birbirlerinin malvarlığına kattıkları değerlerin iadesini istiyor ise iade borçlusu alacaklının talep ettiği olumsuz zararı ödemek istemiyorsa, direnime (temerrüde) düşmekte kusurlu olmadığını kanıtlamak zorundadır. Aksi halde, zarardan sorumlu olur. Çünkü, yasa koyucu, anılan 125/3. madde hükmünde borçlunun kusurlu olduğunu karine olarak kabul etmiştir. Bu karine, alacaklı lehine olup; alacaklı, borçlunun kusurlu olduğunu kanıtlamak zorunda değildir; sadece, kendi zararını ve bunun miktarını kanıtlaması yeterlidir.TBK’nın 125. maddede borçlunun temerrüdü halinde alacaklının seçim hakları düzenlenmiş olup, alacaklı sözleşmeden dönme yolunu seçmiş ise, sözleşmenin hükümsüzlüğünden doğan zarar (menfi zarar), kapsamında kalmayan müspet zararlarını isteyemez.
Dava dosyası içersine alınan İstanbul Anadolu mahkemesi ——.Asliye Hukuk Mahkemesinin——– Esas sayılı dava dosyasının incelenmesi ile de mezkur dava da birleşen dosya davacısı ile asıl dava da davacı ——— arasındaki — tarih ve — yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi geriye etkili olarak feshedilmiş olduğu sözleşme gereğince yükleniciye devredilen taşınmazların da tapu kayıtların iptal edilerek birleşen dosya davacısı adına zaten tescil edildiği kararın Yargıtay —- hukuk dairesi tarfından onanarak kesinleşmiş bulunduğu anlaşıldığından, davacının artık ancak eldeki davada menfi zararlarını isteyebileceği anlaşılmıştır.
Menfi zarar kalemi olabilecek zararlar yönünden birleşen davacının talep ettiği zarar kalemlerini destekler her hangi bir delil de davacı tarafından ortaya koyamadığından(davacı şantiye şefine yapılan ödemelere ilişkin her hangi bir yazılı bilgi ve belge ibraz etmemiş ayrıca bu kapsamda her hangi bir delilde ibraz etmemiştir.) bu noktada yapılan bilir kişi değerlendirmesinde de rapor altına alınan menfi zararın bulunmadığının ayrıca raporun denetimi ile anlaşılmasına göre ve davacı vekilinin —— tarihli itiraz dilekçesinde rapora itirazlarının da müspet zarar kalemlerine (davacı kira kaybı tazminat talebinde bulunmuş ise de mezkur kalem yönünden dosya kapsamına —- tapunun davacıya iade tarihine değin davacının başkaca bir konutta oturarak kira ödediğine dair belge veya bilgi ibraz edilmediğinden ve —– Hukuk Mahkemesi dosyasının tetkiki ile davacı adına tesciline karar verilen taşınmaz sayısına ve davacının tüzel kişi bulunuşuna göre davacının bu talebinin hukuki değerlendirmesinde esasen gelir kaybına isabet ettiği bu nedenle müspet zarar kalemi olduğu anlaşılmış) genel olarak isabet ettiğinin ayrıca anlaşılması nedeni ile birleşen davacının davasını reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl davanın HMK 150/5.Maddesi gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
1a-Karar tarihi itibari alınması gerekli —- karar ve ilam harcının davacı tarafından dosya kapsamına yatırılan—- harctan mahsubu ile bakiye —- harcın talep halinde davacıya İADESİNE,
1b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, dosyada taraflarca ödenen ve kesinleşme tarihi itibari ile mevcut kalan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
1c-Asıl dava da davalı vekil ile temsil olunduğundan dava değerine göre —– gereğince belirlenen—– vekalet ücretinin asıl dava davacısından tahsili ile davalıya ÖDENMESİNE,
Birleşen —–.Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas sayılı ;
2-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibari alınması gerekli —- karar ve ilam harcının davacı tarafından ödenen peşin nispi harç tutarı — mahsubu ile bakiye —- harcın talep halinde yatıran birleşen davacıya İADESİNE,
2b-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, dosyada taraflarca ödenen ve kesinleşme tarihi itibari ile mevcut kalan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, asıl davada davacı şirket yetkilisi ve birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.