Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1275 E. 2018/504 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1275 Esas
KARAR NO : 2018/504

DAVA : İtirazın İptali (Eser sözleşmesinden kaynaklanan) -Alacak
DAVA DEĞERİ : İtirazın iptali için 19.398,28 TL, alacak davası için 2.746,79 TL
DAVA TARİHİ : 20/06/2014
KARAR TARİHİ : 22/05/2018

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine mahkememize açılan davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 25.11.2013 tarihli sözleşme konusu işi tamamlayıp 05.12.2013 tarihinde teslim ettiğini, ancak davalı şirket yetkilisi —‘in işi teslim almamak için bahaneler üretmeye başlaması üzerine ifa edilen işin, şantiyenin asıl sahibi asıl işveren —San. Tic, Ltd. Şirketine teslim edilerek teslim tutanağı alındığını, davacı tarafından fatura düzenleme işinin, davalı şirket sahibince 1 ay oyalandığını, nihayetinde 07.01.2014 tarihinde kesin hak ediş için tarafların mutabık kaldığını ve davacı tarafından 07.01.2014 tarih 33.194,34 USD tutarlı faturanın kesildiğini, ancak davalının bakiye kalan ödemeyi yapmaması üzerine İst Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün —- esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, 19.398,28 TL asıl alacağa, alacağın bağlı olduğu 9373 numaralı fatura tarihi olan 7.1.2014 tarihinden başlamak üzere %11,75 reeskont faizinin, 19.398,28 TL’nin icra inkar tazminatına, sözleşmenin 10. Maddesi gereği ödenmesinde gecikilmiş 19.398,28 TL’ye her ay için %2 oranında cezai-i şart niteliğindeki finansman giderinden dava tarihine kadar oluşmuş toplam 2.746,79 TL’nin dava tarihinden ödeneceği güne kadar işleyecek %11,75 TL reeskont faizi ödenmesine, davalı borçlunun 19.398,28 TL’ye dava tarihinden sonra ödeneceği güne kadar geçecek her ay için %2 oranında uygulanacak cezai şart niteliğindeki finansman giderinin de %11,75 reeskont faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; zamanaşımı defiinde bulunduklarını, Beykoz mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında 08.11.2013 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşmenin konusunun — Sanayi Sitesinde bulunan fabrikaya ait çatı sandviç panel, cephe sandviç panel, polikarbon çatı kaplaması ve trapez kaplama imalat montaj, nakliye, işçilik uygulaması olduğunu, işin tamamlama süresi 7 gün olduğu halde davacının bu süre içinde işi bitirip müvekkiline teslim etmediğini, müvekkilinin davacıya 50.000 TL tutarlı çek verdiğini, günü geldiğinden çeklerin bankadan tahsil edildiğini, işin toplam bedelinin 66.000 TL olduğunu, davacının işi eksik bıraktığı işleri başka kişilere yaptırdığını, davacının müvekkile kestiği faturanın gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DAVANIN AŞAMALARI: Yapılan yargılama sonucunda Mahkememizin 10/03/2016 tarih, — esas, — karar sayılı kararındaki, “Davalı aleyhine delil teşkil eden defter kayıtlarına, benimsenen rapora ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeden dolayı davacının bakiye 17.118,96 TL faturalı likit alacağı olduğu halde davalının takibe haksız olarak itiraz ettiği, fatura düzenleme ve tebliğinin temerrüt kabul etmeyeceğinden yasaya uygun olarak temerrüde düşülmeyen davalıdan işlemiş faiz istenemeyeceği, sözleşmenin 10. Maddesinde ön görülen cezai şart alacağı da kanıtlanamadığı” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibin 17.118,96 TL üzerinden iptaline, icra inkar tazminatına, işlemiş faiz talebinin ve alacak davasının reddine” karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiş olup, yüksek Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 03/10/2017 tarih, 2016/4664 esas, 2017/3242 karar sayılı ilamındaki “peşin harçlar yatırılmadan karar verilmesi ve kararın gerekçesiz olması” gerekçesiyle bozulmuş, Mahkememizce işbu dosya numarasına kaydedilen davada bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, davacı tarafından bozma ilamı doğrultusunda peşin nisbi harç tamamlanmıştır.
DAVANIN VE ÇEKİŞMELİ KONULARIN TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişmeli konuların tespiti, zamanaşımı ve yetki itirazı hususunda inceleme ve gerekçe:
a)Davanın tespiti: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacak ve işlemiş faiz alacağının tahsili için yapılan icra takibine İİK’nin 67. maddesine dayalı itirazın iptâli ile finansman giderine ilişkin alacak istemlerine ilişkindir.
Davanın dayanağı TBK’nin 470. Maddesidir. Bu maddeye göre “eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.”
Eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda işin eksiksiz yapılıp teslim edildiğini ve ne miktar iş bedeline hak kazanıldığını ispat yükü yükleniciye, ödemeleri ispat yükü ise iş sahibine aittir.
b)Taraflar arasındaki çekişmesiz ve çekişmeli konuların tespiti: Tarafların dilekçeleri ile ticari defter ve kayıtlardan taraflar arasında; “takip konusu faturanın alındığı, ticari defterlere borç/alacak kaydedildiği, sözleşme gereği olarak da 50.000 TL çek ödemesi yapılıp, davacının bakiye 17.118,96 TL tutarında alacağının bulunduğu” hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu alacak açısından “davalı tarafça öne sürülen, işin eksik teslim edilmesi ve işin fahiş fîyatlandırılması” hususunda, alacak davası yönünden ise “davacının davalıdan finansman gideri isteyip isteyemeyeceği, isteyebilecekse miktarının ne kadar olduğu” hususlarında olduğu tespit olunmuştur.
c)Zamanaşımı defi ile ilgili gerekçe: Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın süresinde açılmadığından zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir.
Davaya konu icra takibi 21.3.2014 tarihinde başlatılmış olup, davalı borçlunun 7.5.2014 tarihindeki itirazı üzerine durmuştur.
İşbu dava ise 20.6.2014 tarihinde açılmıştır.
İcra takibine konu fatura ise 7.1.2014 tarihlidir.
Buna göre, her ne kadar davalı icra takibinin süresi yönünden mi, yoksa asıl alacak yönüden mi zamanaşımının dolduğunu açıklamamış ise de, her iki yönden de zamanaşımı süresi dolmadığından davalı vekilinin zamanaşımı defiinin reddine karar vermek gerekmiştir.
d)Yetki ilk itirazı ile ilgili inceleme ve gerekçe: Davalı vekili cevap dilekçesinde Beykoz Mahkemelerinin yetkili olduğunu iddia etmiş ise de, Beykoz ilçesi, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki sınırları içinde bulunduğundan davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davaya konu icra dosyası: İstanbul Anadolu —İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklının 21.03.2014 tarihinde davalı aleyhine takibe geçerek 18.994.73 TL asıl alacak ve 403.56 TL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 19.398,28 TL alacağın, asıl alacağa işleyecek % 11,75 faizi ile birlikte tahsilini talep ettiği, borçlunun 07.05.2014 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına itiraz etmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
3-Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler, gerekçe ve sonuç: Mahkememizce taraf delilleri toplanarak konusunda uzman bilirkişi kurulundan raporlar alınarak uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmiştir.
a)Sözleşme: Davalı şirket imzalı ve 08.11.2013 tarihli sözleşme düzenlenmiştir. Sözleşmenin konusu; —-Sitesi Yapı Kooperatifi’ne ait fabrikaya; çatı, sandviç panel, cephe sandviç panel, polikarbon çatı kaplaması ve trapez kaplama imalat, montaj, nakliye ve işçilik hizmetini kapsamaktadır.
Yüklenici davacı şirket olup, sözleşme süresi 7 gün, sözleşme bedeli ise 66.000 TL’dir. Ödeme planı, peşin 50.000 TL olup, kalan bakiye miktarı, şantiye montajı bittiği takdirde işin teslim alınmasından sonra metrajlar yerinde ölçülüp hakediş onaylandığı takdirde çekle ödenecektir.
b)İcra takibinin dayanağı olan fatura: Bu alacak; ödeme emri üzerinde “33.194.34 USD bedelli 07.01.2014 tarihli fatura” açıklamasına dayandırılmıştır.
Dosyada mübrez bu faturanın dökümü bilirkişi heyetince şu şekilde çıkarılmıştır.
Fatura tarihi: 07.01.2014

Miktar Açıklama B.fiyatı ($) Tutarı($)
660.00 m2 Çatı paneli 18.00 11.880,00
588.80 m2 Cephe paneli 20.00 11.776,00
117 m2 Çatı trapezinin nakliyesi, yatay düşey taşı 34.00 3.978,00
55.2 m2 Çatı trapezinin nakliyesi, yatay düşey taşıması
Bağlantı elemanları, metal aksesuar, vida, silikon
Ve vinç çalışması dahil montaj işleri 9,00 496,80
Toplam 28.130,80
KDV 5.063,54
TOPLAM 33.194,34

Davacı tarafından, davalı adına düzenlenen 33.194.34 USD bedelli fatura içeriğinin, çatı ve cephe panelleri ve montaj işlerinin olduğu görülmüştür.
c)Ticari defterlerin incelenmesi: Bilirkişi heyetince davacının ibraz ettiği 2013-2014 yılı ticari defterlerden, zorunlu kapanış tasdikine tabi yevmiye defterlerinin, 6102 sayılı TTK’nin 64.maddesi uyarınca noter kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle ticari defterlerin delil niteliğinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının, davalı şirkete takıp konusu 67.118,96 TL tutarlı hak ediş faturası kestiği, karşılığında 50.000 TL ödeme aldığı, davacının, davalı şirketten bakiye, (67.118.96 – 50.000.00) = 17.118.96 TL alacağının bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalının ibraz ettiği 2013 yılı yevmiye defterlerinin, 6102 sayılı TTK’nun 64.maddesi uyarınca noter kapanış tasdikinin yaptırıldığı görülmüş ise de, bu defterle birlikte tutulması ve sunulması gereken kebir ve envanter defterlerinin ibraz edilmediği, bu nedenle davacının 2013 yılı ticari defterlerin delil niteliğinde bulunmadığı, 2014 yevmiye defterinin inceleme tarihinde noter kapanış tasdiki yok ise de, inceleme tarihî itibariyle Haziran 2015 ayı sonuna kadar tasdik süresinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi heyetince davalının ticari defterlerinde tespit edilen kayıtlara göre, davalının, davacı şirkete 50.000 TL tutarlı çek ödemesi yaptığı, karşılığında da takip konusu 67.118,96 TL tutarlı faturayı aldığı, davalının, davacı şirkete bakiye (67.118.96 – 50.000.00) = 17.118,96 TL borcunun bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda yanlar arasında; takip konusu faturanın alındığı, ticari defterlere borç/alacak kaydedildiği, sözleşme gereği olarak da 50.000 TL çek ödemesi yapılıp, davacının bakiye 17.118,96 TL tutarında alacağının bulunduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın, davalı tarafça öne sürülen, işin eksik teslim edilmesi ve işin fahiş fîyatlandırılması hususunda bulunduğu tespit olunmuştur.
d)Bilirkişi raporlarının incelenmesi ve değerlendirilmesi:
Davalı vekili cevap dilekçesinde eksik işlerin neler olduğunu belirtmemiş, eksik işlerin ifası konusunda davacı tarafa bir ihtarname de göndermemiştir. Ancak, davalı; takip konusu faturayı ticari defterlerine kaydetmiş olmakla, fatura üzerindeki birim fiyatları kabul etmiş sayılmalıdır.
Yüksek Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 13.06 2012 – E, 11680/K. 15068 sayılı ilamında belirttiği üzere “(eski) 6762 sayılı TTK’nun 23. madde hükmüne göre; faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafça tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olmasına bağlıdır…Tebliğ edilen faturaya sekiz gün içinde itiraz edilmemiş olması hali, faturada yazılı malın davalı alıcıya teslim edildiğini göstermez. Bu sadece malın fiyatı ve adedi yönünden içeriğini kabul anlamını taşır.
Salt birbirini doğrulayan ticari defter kayıtları ve faturanın süresinde itiraza uğramaması yönünden durum değerlendirildiğinde; davalının, fatura içeriğindeki birim fiyatları ve yapılan işin miktarını kabul etmiş sayılacağı, bu nedenle de davacının. davalı taraftan bakiye 17.118.96 TL alacağı olduğu sonuç ve kanısına varılabilecektir.
İşveren davalı ile yüklenici davacı arasında imzalanmış bulunan 08.11.2013 tarihli sözleşme ile; —-Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifi, — ada, — parsel sayılı gayrimenkul üzerinde bulunan fabrikaya çatı sandviç panel, cephe sandviç panel, polikarbon çatı kaplaması ve trapez kaplama imalat, montaj, nakliye ve işçilik dahil uygulanmasının yapılması kararlaştırılmıştır.
Sözleşmenin “İşin Kontrolü ve Kabulü” ile ilgili maddesinde; “…Yer tesliminden sonra yüklenici tarafından yapılacak bütün imalatlar; işin tekniğine uygun olarak yapıldığı bildirilen kısımlar veya işin tamamı işveren elemanlarının kabul raporu vermesi İle iş bitmiş sayılacaktır…” şeklinde yazılmıştır.
Sözleşmenin “İşin Ödemesi – Bedeli” ile ilgili maddesinde;
-Çatı kaplama paneli : 684,00 m2x18,00$/m2 =12.312,00 $
-Çatı kaplama polikarbon : 105,00 m2x31,00$/m2 = 3.570,00 $
-Cephe kaplama panel :589,00 m2x20,00$/m2 =11.780,00$
-İç parapet trapez saç : 64,00 m2x 9,00$/m2 = 576,00$
-Toplam : =28.238,00$
KDV%18 : = 5.082,84$
Genel toplam : =33.320,84$
Genel toplam TL :(33.320,84$x1,98TL/$) =66.000,00 TL olduğu yazılmış olup, fiyatlara çatı paneli, cephe paneli, nakliye, vida, vinç, sarf malzeme, damlalık, köşe ve harpuşta aksesuarları, genel giderler, montaj işçiliğinin dahil olduğu, metrajların artması ve eksilmesi durumunda birim fiyatların esas olduğu, pencere ve kapı boşluklarının minha edileceği yazılmıştır.
Davacı “işi 05,12.2013 tarihinde tamamlayarak, teslim ettiğini, — yetkilisi —‘in işi teslim almamak için birçok bahane üretmeye başlayınca, ifa edilen işin şantiyenin asıl sahibi —Ltd Şti.’ne teslim edildiğini ve iş teslim tutanağı alındığını” belirtmiştir.
—Ltd. Şti. kaşesi ve imzası ile onaylanmış bulunan 06.12.2013 tarihli “—İşi Teslim Alma Tutanağı”nda; “…— Taah. San. ve Tic Ltd. Şti. tarafına — ada, — parsel adresinde, poliüretan dolgulu çatt ve cephe panelleri ile yapılan montaj uygulamasını 05.12.2013 tanhinde eksiksiz olarak teslim alınmıştır. 3 gün hava muhalefeti nedeniyle çalışılmamıştır, bu mücbir sebep toplam süreye dahil edilmemiştir…” şeklinde yazıldığı görülmüştür.
İnşaat Mühendisi —- ile Genel Müdür — tarafından imzalanmış bulunan “Tutanak” ile; “..Sözleşmede iş bitim tarihi 7 iş günü olarak imza altına alınmıştır. Ancak verilen bu süre içinde işin tamamlanmadığı tespit edilmiştir.
Firmamız teknik elemanları tarafından yapılan incelemeler sonucunda;
-Fabrika çatısı ile idari bina arasındaki aksesuarın konulmadığından dolayı çatı birleşim noktalarında fabrika içerisine su girmektedir.
-Çatı parapetine ait aksesuarların aksında yapılmadığı ve birleşim noktalarında problem olduğu,
-Bazı pencerelere ait aksesuarlarında aksında yapılmadığı,
-Fabrika cephe panel bitişlerinde yapılan aksesuarlarında aksında olmadığı tespit edilmiştir.
Söz konusu bu işlem ait eksikliklerin ivedilikle yapılması, yükümlüğünüzde olan ve yapılmayan işlerin 10 gün içinde yapılıp tarafımıza imza ile teslim edilmesi aksi takdirde yapılmayan ve yapılıp nefasete uygun olmayan imalatlar tarafımızdan yapılacak ve hakedişinden düşüleceği bilgisini tarafınıza bildiririz…” şeklinde yazıldığı ve bu tutanağın davalı firma yetkililerince imzalandığı, ancak davacı firmanın imza ve onayı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Buna göre, — Ltd. Şti. kaşesi ve imzası ile onaylanmış bulunan 06.12.2013 tarihli tutanakta; asıl işveren tarafından işin eksiksiz olarak teslim alındığı belirtilmiştir.
Bütün bu tespitler çerçevesinde asıl işveren olan —-Ltd, Şti, kaşesi ve imzası ile onaylanmış bulunan 06.12.2013 tarihli tutanakta işin eksiksiz olarak teslim alındığı belirtilmekte olup, inşaat mühendisi — ile Genel Müdür — tarafından imzalanmış bulunan tutanakta ise bir kısım eksikler tespit edildiği yazılmıştır. Ancak, işbu tutanak tek taraflı düzenlenmiştir.
Ayrıca, davalı iddiaları arasında yer alan fiyatların fahiş olduğuna ilişkin iddianın yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, sözleşme ve faturalardaki birim fiyatların;
-Çatı kaplama paneli : 684,00 m2 x 18,00 $ / m3 = 12.312,00 $
-Çatı kaplama polikarbon . 105,00 m2 x 34,00 $ ! m2 = 3,570,00 $
-Cephe kaplama panel : 589,00 m2 x 20,00 $ f m2 = 11.780,00 $
-İç parapet trapez saç : 64,00 m2 x 9,00$ /m2 576,00 $
-Toplam ………………………….= 28.236,00 $
-KDV % 18 …………………………=5.082,84$
-Genel Toplam …………………………= 33 320,84 $
-Genel Toplam TL : (33.320,84$x1,98TL/$……..= 66.000,00 TL olarak yazılmış olduğu, esasen fiyatların başlangıçta taraflarca imzalanan sözleşme ile de kabul edildiği görülmüş olup, teknik bilirkişiler tarafından kök raporda yapılan piyasa araştırması neticesinde işin yapıldığı tarihlerdeki serbest piyasa malzeme ve işçilik rayiçlerine göre söz konusu fiyatların serbest piyasa malzeme ve işçilik rayiçlerine uygun olduğu ve herhangi bir fahiş değer bulunmadığı yönünde kanaat bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları doğrultusunda inşaat mühendisi —-, ekonomist — ve Borçlar Hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. —‘den oluşan bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış olup, bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek rapordaki teknik belirlemeler dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve yeterli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
e)İcra takibine konu asıl alacak yönünden sonuç: Yukarıdaki belirlemelere göre, davacı ile davalı arasında 08.11.2013 tarihli eser sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşmeyle davacı/yüklenici sözleşmede yazılı inşaat işlerini yapmayı üstlenmiştir.
Davacı, “bu sözleşmenin gerçek tarihinin başka bir tarih olduğunu” iddia etmişse de, bu iddiasını geçerli delillerle ispat edememiştir. Kaldi ki, basiretli bir tacirin, sözleşmenin altına imza atarken, hemen yukarıda yazılı olan yanlış tarihi görmemesi de hayatın olağan akışına uygun görünmemektedir.
Ayrıca, sözleşmenin davacının iddia ettiği tarihte akdedilmiş olması da varılacak hukuki sonucu değiştirmeyeceğinden, davacının bu iddiasının bir önemi de bulunmamaktadır.
Davalı, “sözleşme konusu işin davacı tarafından eksik bırakıldığını, bu eksikliklerin üçüncü kişilere tamamlattırıldığını, bu nedenle de davacıya bakiye borcunun bulunmadığını iddia etmiştir.
Ne var ki, davalının kendi aleyhine kesin delil gücüne sahip olan ticari defter kayıtlarına göre, davacıya bakiye 17.118,96 TL borcu bulunduğu saptanmıştır. Bu nedenle, davalının yukarıdaki iddiası doğru görülmemiş ve davacının iddia ettiği gibi, sözleşme konusu işi eksiksiz teslim ettiği ve davacının icra takibine konu asıl alacak yönünden davalıdan bakiye 17.118,96 TL alacağının olduğu sonuç ve kanaatine varılmış ve icra takibinin bu miktar üzerinden kısmen iptaline karar vermek gerekmiştir.
f)İcra takibindeki işlemiş faizle ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı, takipteki alacağına 403,56 TL faiz talep etmiş ise de, davacının faiz talep edilebilmesi için, ya ödeme tarihînin sözleşme ile açıkça kararlaştırılması ya da davalının TBK’nin 117.maddesi uyarınca takip öncesinde temerrüde düşürülmesi gerekir.
Sözleşmede, bakiye ödemenin yapılacağı tarih öngörülmemiş olup, davalıya ise temerrüt ihtarnamesi yollanmamıştır. Bu durumda davalının takip öncesinde temerrüde düşürülmediği kanaatine varıldığından davacının işlemiş faiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
g)İcra takibinde istenen faizin cinsi ile ilgili inceleme ve gerekçe: Her ne kadar, her iki tarafın tacir olmasına ve uyuşmazlığın ticari işten kaynaklanmasına göre davacının, 3095 sayılı Yasanın 2/1.2 maddesi uyarınca davalıdan avans faizi istemesi mümkün ise de, davacı vekili dava dilekçesinde, icra takibindeki 19.398,28 TL asıl alacağa, alacağın bağlı olduğu — numaralı fatura tarihi olan 7.1.2014 tarihinden başlamak üzere %11,75 reeskont faizi uygulanmasını talep etmiş olup, taleple bağlı kalınarak, 17.118,96 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin altında olan ve Merkez Bankası verilerine göre tespit edilen %10,25 ve değişen oranlarda reeskont faizi uygulanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
4-İcra inkar tazminatı ile ilgili gerekçe: Davacı taraf, davalıdan icra-inkar tazminatı istemiştir.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Borçlunun itirazının kötüniyetli olması ise yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, aleyhindeki icra takibine itiraz eden ve işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir.
Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacının alacaklı olduğu miktar davalının ticari defter kayıtlarına göre likid olduğundan, daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden bulunmadığından Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki 3.423,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
5-Kötü niyet tazminatı ile ilgili gerekçe: Davalı taraf, kötü niyet tazminatı talebinde bulunmuştur.
Kötüniyet tazminatına hükmedilmesi için alacaklı-davacının, icra takibinin haksızlığı yanında, ayrıca kötüniyetli olduğunun da kanıtlanması gerekir. Yani davalının, davacının takip ve dava konusu alacağın hiç doğmadığını veya sona erdiğini bilmesine ya da bilebilecek durumda olmasına rağmen takip başlattığını veya dava açtığını ispatlaması gerekir.
Olayımızda davacı ile davalı arasında hukuki ilişki mevcut olup, davacı davaya konu borcun bir kısmının varlığını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davalı taraf, davacının icra takibini yaparken veya dava açarken kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
6-Alacak davasına konu 2.746,79 TL finansman gideri ve dava tarihinden sonraki döneme ilişkin finansman giderine ilişkin alacak istemiyle ilgili inceleme ve gerekçe: Davacı, davalının ödemeleri zamanında yapmaması nedeniyle, sözleşmenin 10.maddesine göre aylık %2 finansman giderinin KDV’si ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davacının bu talebi itirazın iptali davasından farklı olup, davaların yığılması şeklinde görülen ayrı bir alacak davasıdır.
Buna göre, davalı, 50.000 TL’lik peşinat zaten sözleşme yapıldıktan sonra ödenmiştir. Bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf yoktur. İhtilaf, kalan bakiye tutarın zamanında ödenip ödenmediği noktasındadır. Sözleşmenin 14.maddesinde yer alan hükme göre; kalan bakiye şantiye montajı bittiği takdirde, işin teslim alınmasından sonra, metrajlar yerinde ölçülüp hakediş onaylandığı takdirde çek ile ödenecektir”.
Davacının davalıdan, sözleşmenin 10.maddesinde öngörülmüş olan cezai şartı talebe hak kazanabilmesi için, sözleşmenin 14.maddesinde öngörülen şartların gerçekleşmiş olmasına rağmen bakiye tutarı ödememiş olması gerekir. Oysa ki, bu şartların gerçekleşmiş olduğu anlaşılmamaktadır. Davacı bu hususu ispat edememiştir.
Kaldı ki, bu cezai şart alacağı tutarı, davacının ticari defterlerinde de kayıtlı değildir. Davacının defterlerinde sadece 17.118,96 TL’lik asıl alacak tutarı kayıtlıdır Bu nedenlerle davacının davalıdan, söz konusu cezai şartı talep etme hakkına sahip olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yine, her ne kadar davacı dava tarihinden sonraki döneme ilişkin finansman giderinin de faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş ise de, dava tarihinden sonrasına ilişkin alacaklar işbu davanın konusunu oluşturmadığından davacının bu isteminin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Bu bentte açıklanan alacak davası ile itirazın iptali davaları davaların yığılması şeklinde görüldüğünden harç, yargılama gideri ve vekalet ücretleri her iki dava açısından ayrı hesaplanmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- İtirazın iptali davasının KISMEN KABULÜ ile,
a)Davalı borçlunun İstanbul Anadolu —İcra Müdürlüğü’nün — sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile, takibin 17.118,96 TL asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek (taleple bağlı kalınarak) %10,25 ve değişen oranlarda reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Davanın kısmen reddi ile fazlaya ilişkin 1.875,77 TL asıl alacak, 403,56 TL işlemiş faiz ve işleyecek faizin başlangıç tarihine ilişkin taleplerin reddine,
c)Likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki 3.423,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Alacaklının reddine karar verilen kısımla ilgili kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalı yararına tazminat takdirine yer olmadığına,
2-Davacının dava tarihine kadar oluşmuş 2.746,79 TL finansman gideri ve dava tarihinden sonraki döneme ilişkin finansman giderine ilişkin alacak isteminin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.169,40 TL harcın davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 39,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.129,60 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 39,80 TL ile icra dosyasına yatırılan 122,30 TL olmak üzere toplam 162,10 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 3.000,00 TL bilirkişi gideri ile 140,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.140,00 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren 9/10 oranında davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden itirazın iptali davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden itirazın iptali davası yönünden rededilen 2.279,33 TL’nin karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. Maddesine göre hesaplanan 2.180,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen alacak davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1. maddesi uyarınca hesaplanan 2.180,00.TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, 6100 sayılı HMK geçici 3/2. maddesi uyarınca Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK’un 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam edileceğinden HUMK 432/1. Maddesine göre kararın tebliğinden itibaren 15 günlük yasal sürede Yargıtay temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/05/2018