Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/127 E. 2018/154 K. 22.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/127
KARAR NO : 2018/154

DAVA : TESPİT
DAVA TARİHİ : 20/06/2011
KARAR TARİHİ : 22/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 2003 yılında evlendiklerini, müşterek 2008 doğumlu bir çocuklarının bulunduğunu, davalının evi terk ettiğini, ve boşanma davası açacağım dediğini, mal varlığı vermemek adına mal varlıklarını kaçırdığını, kendi adına kayıtlı evini aile konutu var diye tek başına satamadığını, davalının — şirketinin hem ortağı hemde yönetim kurulu üyesi olduğunu, davalının evi satmak için senetlerle borçlandığını, davalı tarafından takibin hemen kesinleştirildiğini, gayrimenkulün hemen haciz işlemlerine başlandığını, tamamen davacıdan mal kaçırmak istediğini, iptali istenilen İstanbul —- İcra müdürlüğünün — Esas sayılı icra dosyasında aile konutuna konulan haciz miktarının 93.900TL olduğunu, müvekkilinin bunu ödeyecek durumunun bulunmadığını, çalışmadığını, boşanma davasında müvekkiline aylık 200.00TL nafaka bağlandığını, müvekkilinin maddi durumunun kötü olduğunu, İstanbul —. İcra müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasında satış talep edilen —adresinde mukim — pafta, — Ada, — parselde kayıtlı tarafların aile konutu olan gayrimenkulün satışının tedbiren durdurulmasını, devrinin önlenmesini, adliye yardım taleplerinin kabulüne karar verilmesini, senetlerin muvazaa nedeni ile iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazları olduğunu, zaman aşımı itirazları olduğunu, davanın 1 yıllık zaman aşımı doluktan sonra açıldığını, davanın reddinin gerektiğini, davacının adli yardıma ihtiyacı olmadığını, 16.280TL anadolu hayat emekliliği olduğunu, 2003 yılında evlendiklerini, müşterek 2008 doğumlu bir çocuklarının bulunduğunu, davacının kendisini evden kovduğunu, 2010 yılından beri ayrı yaşadıklarını, karşı tarafın boşanma davası açtığını, iş yerine asgari ücret ile çalışan biri olduğunu, şirketin ortağı olmadığını, konutun borçla alındığını davacınında bunu bildiğini, konut üzerine 22/05/2008 tarihinde ipotek tesisi edildiğini, ipotek tesis edilirken davacı tarafından muvafakatname verildiğini, ekonomik durumun bozulması nedeni ile davacının tavır almaya başladığını, mal kaçırmak gibi bir eylemi olmadığını, davacının hiçbir haklı sebebi yokken koruma kararı aldığını, öncelikle harç yatırılmadığı için davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, zamanaşımı ve yetki itirazının kabul edilmesini, adli yardım talebinin reddine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi —- 13/11/2017 tarihli raporunda; Davalı …’ın, diğer davalı ….A.Ş şirketinin ortağı olduğu, …’ın, davacı ..—‘ın kocası olduğu ve açılan boşanma davacı sonucunda 21.10.2011 tarihinde boşanmalarının gerçekleştiği, ticari defterlere göre davalı şirket tarafından davalı …’a farklı tarihlerde ve farklı miktarlarda olmak üzere toplam 80350,00 TL nakit çıkışı yaptığı; toplamı bu miktara denk gelen dava ve takip konusu 3 adet senedin ticari defterlere 20/03/2012 tarihinde kayıt edildiği, herhangi bir yönetim kurulu kararı olmadan 2009 yılında ticari defterler üzerinden 80.350 TL borçlandırıldığı ve bunun karşılığında da yine 2009 yılı vadeli 3 adet bono alındığı, bonoların ödenmemesi üzerine de — A.Ş tarafından … aleyhine hacizli icra takibine geçildiği, takibin kesinleştiği ve haciz yoluyla satışı için değer tespitinin yaptırıldığı belirtilmiştir.
Dava, davalı eşin, açılan boşanma davasında aleyhine hükmedilecek nafaka ve tazminata ilişkin davacının haklarını bertaraf etmek için muvazaalı olarak ortağı olduğu şirkete borçlandığını iddia ettiği senetlerin iptali istemine ilişkindir.
-Davalı şirketin —- sicil no ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne kayıtlı olduğu, davalı …’ın davalı şirkette yönetim kurulu başkan yardımcılığı ve üyeliği görevlerinde bulunduğu, davalı …’ın 2007-2010 yılları arasında şirket ortaklığından ayrıldığı,
-Davalı şirket tarafından davalı aleyhinde 11/03/2010 tarihinde, İstanbul —- İcra Müdürlüğü’nün —-Esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı … aleyhinde 28/02/2009 keşide tarihli 30/03/2009 ödeme tarihli 24.250,00 TL bedelli, 11/07/2009 keşide tarihli 30/08/2009 ödeme tarihli 28.050,00 TL bedelli, 26/09/2009 keşide tarihli, 30/10/2009 ödeme tarihli 28.050,00 TL bedelli bonolara istinaden başlatılan kambiyo yolu ile takipte 80350,00 TL asıl alacak ve 4316,73 TL faiz olmak üzere toplam 84666,73 TL.nin tahsilinin talep edildiği;
-Dava dilekçesinde belirtilen —bağımsız bölümün davalı … adına kayıtlı olduğu, üzerinde aile konutu şerhinin bulunduğu, ayrıca, İstanbul— İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı takip dosyası üzerinden bu taşınmaza haciz şerhi işlendiği, yine taşınmaz üzerinde davacının da muvafakatiyle 22/05/2008 tarihinde —bank lehine ipotek konulduğu;
-Davacı ile davalı …’ın 15.03.2003 tarihinde evlendikleri, İstanbul Anadolu —- Aile Mahkemesi’nde — tarihinde açılan — Esas — Karar sayılı dava dosyası ile tarafların boşandıkları, boşanma kararının 19.11.2013 tarihinde kesinleştiği;
-Davacının davalı aleyhinde İstanbul Anadolu — Aile Mahkemesi’nin — Esas sayılı dava dosyasında mal rejiminden kaynaklanan alacak davası açtığı;
-Bilirkişi tarafından davalı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede; ticari defterlere göre davalı şirket tarafından davalı …’a farklı tarihlerde ve farklı miktarlarda olmak üzere toplam 80350,00 TL nakit çıkışı yaptığı; toplamı bu miktara denk gelen dava ve takip konusu 3 adet senedin ticari defterlere 20/03/2012 tarihinde kayıt edildiği,
Davalı …’ın davalı şirketin eski ortaklarından olduğu, davalı şirket kayıtlarında davalı …’e yapılan nakit çıkışları yapıldığı, fakat yönetim kurulu üyelerinin şirkete borçlanabilmesi için bu hususta esas sözleşmede hüküm ya da genel kurul kararı bulunması gerektiği, defterlerde çıkışı görünen naktin davalı … tarafından kabzedildiğine ilişkin makbuz, dekont ya da başkaca bir delil ibraz edilmediği, dava konusu senetlerin davalı şirkete defterlerine para çıkışına ilişkin kayıtların işlendiği tarihten ve senetlerin vade tarihinden 3 yıl gibi uzun bir süre sonra işlendiği, bu tarih itibariyle kesinleşmemiş olsa bile boşanma kararının tesis edildiği, boşanma sürecinin dava tarihinden daha önce başlayan bir süreç olduğu da düşünüldüğünde, şirket kayıtlarındaki nakit çıkışının, senet vadelerinin, davalılar arasındaki icra takibinin, davalının şirket ortaklığından ayrılmasının aynı döneme denk geldiği, ödeme emrinin borçlu tarafından ertesi günü icra müdürlüğünde elden tebellüğ edildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, …’ın diğer davalı … Tic. San. A.Ş’ne 28/02/2009 keşide tarihli 30/03/2009 ödeme tarihli 24.250,00 TL bedelli, 11/07/2009 keşide tarihli 30/08/2009 ödeme tarihli 28.050,00 TL bedelli, 26/09/2009 keşide tarihli, 30/10/2009 ödeme tarihli 28.050,00 TL bedelli bonolardan dolayı muvazaalı olarak borçlandırıldığı, bu borç ilişkisinin davacı ….—bakımından geçerli olmayacağı anlaşıldığından davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile davalı …’ın diğer davalı … Tic. San. A.Ş’ne;
-28/02/2009 keşide tarihli 30/03/2009 ödeme tarihli 24.250,00 TL bedelii,
-11/07/2009 keşide tarihli 30/08/2009 ödeme tarihli 28.050,00 TL bedelli,
-26/09/2009 keşide tarihli, 30/10/2009 ödeme tarihli 28.050,00 TL bedelli bonolardan dolayı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ ile İstanbul —- İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı dosyasında takibe konulan bu senetlerin İPTALİNE,
2-Alınması gerekli 5488,71 TL’nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş 18,40 TL başvurma harcı, 2,90 TL vekalet pulu, 600,00 TL bilirkişi ücreti, posta gideri 333,85 TL olmak üzere toplam 955,15 TL’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 9178,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/02/2018