Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1268 E. 2023/47 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1268 Esas
KARAR NO: 2023/47
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2017
KARAR TARİHİ: 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Her ikisi de tacir olan taraflar arasında 06.04.2017 tarihinde —–akdedildiğini, işbu sözleşmenin —- hükmü uyarınca davacı şirketin——– hizmetlerini yerine getirmeyi taahhüt ettiğini, davalı takip borçlusunun ise bu hizmetler karşılığında —– uyarınca sözleşmenin imzalanmasını takiben davacının ileteceği fatura tarihini takip eden ——yapmayı, çalışma raporunun davalıya teslimi sonrasında da kesilen faturanın tarihini takip eden —- miktarındaki bakiyeyi ödemeyi kabul ettiğini, davacı şirketin sözleşme ve eki hizmet teklifi uyarınca, davalının hedeflediği pazardaki —- olmak üzere Toplamda —– görüşmeleri yaptığını, çıkan sonuçlara ve diğer verilere göre davalının hedeflediği —-analizini yaparak —- isimli —– düzenlediğini, daha sonrasında, davacının bütün bu araştırma ve görüşmelerde elde edilen verileri esas alarak—–Sürdürülebilir Katmadeğer yaratan —– başlıklı Raporu hazırlayarak, —– tarihinde Davalı ile yapılan toplantıda davalıya sunduğunu, ayrıca toplantı akabinde Raporu Davalı ile ortak kullandıkları —– aktararak raporu davalıya teslim ettiğini, daha sonrasında bahse konu raporun 04.07.2017 tarihinde davacı şirket çalışanı—– tarafından davalıya gönderilen —–ekinde bir kez daha davalıya gönderildiğini, nitekim davalının kendisine rapor teslim edilmediği yönünde herhangi bir itirazı ve taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamakta olduğunu, davacının Sözleşme ile taahhüt ettiği edimlerini tamamlaması ve Raporun hazırlanarak davalıya teslimi sonrasında Sözleşme uyarınca Bakiye Hizmet ödemesine dair—— Nolu fatura aslının 23.06.2017 Tarihinden fiziken davalıya gönderildiğini, aynı gün faturanın bir örneğinin davacı şirket muhasebe çalışanı tarafından —- ekinde davalıya gönderildiğini ve ödemesinin talep edildiğini, davalının aynı tarihte göndermiş olduğu cevabi E-Posta’ da “Tamamdır —–Hanım, Teşekkürler” şeklinde cevap vererek faturanın ve hizmetin teslim alındığını kabul ettiğini, ancak Davalının Sözleşmenin —- uyarınca 5 Gün içinde ödemesi gereken fatura bedelini ödememesi üzerine mütemerrüt kişi konumuna düştüğünü, fatura bedelinin ödenmesi tekrar talep edilince temerrüt/nihai ödeme tarihi olan 28.06.2017 tarihinden 2 Gün sonra sözleşme gereği ödemesi gereken parayı ödememek için —– ihtarnameyi ekinde yer alan konu faturayla birlikte davacıya keşide ettiğini, davalı tarafından gönderilen bu ihtarnameye cevaben —–ihtarnamesinin gönderildiğini ve sözleşme uyarınca ödenmesi gereken Bakiye bedelin en geç 2 gün içinde ödenmesini, aksi halde bu tutara ek olarak Ticari Faiz, —- belirtilen — Cezai Şart ve her türlü zarar ile Yargılama Giderinin talep edileceğinin ihtar edildiğini, bu arada davalının 06.07.2017 tarihli E-Posta ile davacının sözleşme uyarınca hazırlayarak sunduğu ve taahhüt ettiği işi tamamlamış olduğu kabul edilmekle birlikte teslim edilen işin vaat edilen sonucu vermediğini iddia ederek davacıdan revize bir çalışma isteğinde bulunduğunu,davacı tarafından davalının bu —- karşın gönderilen — Sözleşme uyarınca üstüne düşen yükümlülüklerin tamamlandığı, davalı tarafından belirtilen ilave iş ve taleplerin kabul edilmediği, bakiye borcun 2 gün içinde yapılması gerektiği, ödeme yapıldıktan sonra davalının sözleşme dışı ek talepleri ile değerlendirme yapılacağının belirtildiğini, davalının belirtilen 2 günlük süre içinde bakiye bedeli ödemediği ve haksız/dayanaksız olarak ———– ihtarnameyi davacıya göndererek, revize taleplerinin sözleşmeye aykırı ve gerekçesiz olarak geri çevrildiğini, sözleşme konusu edimin yerine getirilmediği ve beklenen sonucu vermediği iddia olunarak işin başında peşin ödenen 32.500 + KDV bedelin davacı tarafından iadesini talep ettiklerini, davalıya elektronik posta yoluyla verilen cevapta yenileme taleplerinin sözleşme kapsamında bulunmadığı, davacı tarafın sözleşme uyarınca yükümlülüklerini yerine getirdiği belirtilerek ödemenin bir an evvel yapılmasının talep edildiğini, bu tarihten sonra taraflar arasında başkaca bir yazışma gerçekleşmediğini, davacı tarafından işin tamamlanması ve teslim alınması sonrasında gönderilen faturanın 5 gün içerisinde ödenmemesi nedeniyle davalı tarafından yüklenilen edimin yerine getirilmediği ve davalının sözleşmeye aykırı davrandığının sabit olması nedeniyle davacı tarafın sözleşmenin —– Gereği bakiye ücret alacağının yanı sıra sözleşme bedelinin yarısı olan 32.500 TL tutarındaki Cezai Şart bedelini de talep etmeye hak kazandığını, davalının sözleşme uyarınca ödemesi gereken bakiye alacağının ödemeyeceğine kesin kanaat getirilmesi sonucunda İcra takibi başlatılarak, takipte 23.06.2017 tarihli fatura alacağı, —- tarihinden itibaren TTK. 1530 uyarınca hesap edilen temerrüt faizi ve ——–maddesinde kararlaştırılan 32.500 TL cezai şartın talep edildiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak borcun ödenmesini gecikttirmek amacıyla işbu takibe itiraz ettiğini iddia ederek, davanın kabulüne, davalı tarafın itirazının iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağın en az %20′ si oranında Kötü Niyet Tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekaet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmenin alelade bir hizmet yahut eser sözleşmesi olmayıp, davacı tarafın iddiası gibi sözleşmenin konusu ve taahhüt edileninde, sadece müşteri görüşmesi yapmak, ——– ve Rapor hazırlamaktan ibaret olmadığını, sözleşmenin konusunun ve davacı tarafından taahhüt edilerek yükümlenilen asıl işin; —– olan—— sürdürülebilir bir gelir modeli yaratılması, müvekkilin müşteri potansiyelini artırarak müşterileri —– çekecek, yani başlanılan durumdan çok daha iyi bir duruma getirecek —– yönelik —- kalıcı kılacak —— ve önerilerin sunulmasını kapsayan —– işi olup, bu hususun sözleşme ve sözleşmenin ayrılmaz parçası olan ——– açıkça tanımlandığını, davacı tarafından taahhüt edilen edim ile sunulan edimin aynı olmadığını, taraflar arasında sözleşme öncesi yapılan görüşmelerde, müvekkil tarafından firmanın sadece —— üzerine kurulmuş bir sistem ile çalışdığı, ufak bir müşteri kitlesine hitap ettiği iletilmiş, buna karşılık davacı tarafından müvekkilin mevcut durumuna katkı sağlayacak farklı fikir ve önerileri kapsayan çalışma yapılacağı ve bu çalışma ile müvekkilin büyüyeceği ve tanınarak müşteri potansiyelinin artacağının vaad edildiğini, özellikle mevcut durumdaki gibi sadece——— sınırlı kalındığı takdirde müvekkilin sürdürülebilir gelir modeline sahip olamayacağı vurgulanarak, tüm mücevher sektörüne hitap eden bir iş modeli hakkında çalışma yapılacağının taahhüt edildiğini, müvekkili davacıdan bu edimi satın almaya yönelten başlıca taahhüdün, kafasındaki mevcut fikirlerden farklı olarak ——- birlikte tüm mücevher sektörünün alım/satımına hizmet eden bir ——–olduğunu, davacının bu model ve sürdürülebilir gelir konusunda müvekkili ikna ettiğini, davacı tarafından hazırlanan nihai çalışmanın sunumu değerlendirildiğinde, Sözleşme öncesi görüşmeler ve sözleşmede yer verilen taahhütleri içermediği, taahhüt edildiği gibi tüm mücevher sektörünü içeren bir çalışma olmadığı, sadece bir şeyler sunmuş olma gayesiyle yapılmış bir çalışma niteliğinde olduğu, müvekkili ödediği ve ödeyeceği ciddi meblağ karşısında sunulan edimin müvekkili başlangıcından farklı bir noktaya taşımayacağı, sadece ——– araştırması düzeyinde kalmış olduğunun görüldüğünü,—— sorumluluğu kapsamında, Tüm —– hitap eden bir iş modeli hazırlanamayacağı müvekkile sözleşmenin başında bildirilmiş olsa, müvekkilin sadece ——sektörü ile sınırlı yapılacak bir —— araştırmasından ibaret çalışmanın müvekkile fayda sağlamayacağı ve bu nedenle böyle bir edimin satın alınmak istenilmediğini bildirme şansının olabileceğini, gerçekleştirilemeyeceği baştan bilinen taahhütlerle karşı tarafı sözleşme yapmaya ikna etmek yahut çalışmanın taahhüt doğrultusunda yürütülemeyeceği tespit edildiği halde talep edilmemiş bir çalışmayı oldubittiye getirerek kabul ettirmeye çalışmanın açıkça dürüstlük kurallarının ihlali olduğu gibi, dava —– uyuşmazlık bazında sözleşmenin ——- hükmünün de açıkça ihlali olduğunu, bu nedenlerle davacı tarafından gönderilen faturaya yasal süresi içinde —– itirazda ve ayıp ihbarında bulunulduğunu, akabinde tarafların bir araya geldiğini ve sözleşme konusu edimin revize edilmesinin talep edildiğini, buna rağmen davacının tekrarlanan ihtar ve taleplerine cevap verilerek peşin olarak ödenmiş bedelin iadesinin talep edildiğini, keza dava dilekçesinde fatura kesim tarihinden sonra yani 28.06.2017 tarihinde temerrüde düşüldüğü iddia edilmekte olup, sürelerin iş günü olarak belirlendiği sözleşmenin dahi okunmadığını, ya da gün ile işgünü kavramları arasındaki farkın bilinmemekte olduğunu düşündürdüğünü, keza —- sonuna denk geldiği gibi —–denk geldiğini, kaldı ki tacirler arasındaki işlerde faturaya itiraz süresinin ve temerrüt hükümlerinin davacının temennileri doğrultusunda değil, kanunlarla belirtilmiş olduğunun sabit olduğunu, müvekkilin de yine de iyi niyet çerçevesinde sözleşmeyi ayakta tutabilmek için çaba göstererek sözleşme konusu işin gereği gibi yerine getirilmesini ve taahhütler doğrultusunda çalışmanın revize edilmesini talep ettiklerini, müvekkil tarafından davacıya ödenen peşinat bedeli, tazminat ve cezai şart bedeli hakkında her türlü talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, davacı tarafın Cezai Şart talep etme hakkının bulunmadığını, sözleşmenin ——Cezai Şart talep edilebilmesi için hakları ihlal edilen tarafın sözleşmeye uymayan tarafı yazılı olarak uyarması, aykırılığın giderilmesi için sözleşmeye uymayan tarafa 15 gün süre tanınmasının gerektiğinin düzenlendiğini, davacı tarafından sözleşme ile hüküm altına alınan koşullar yerine getirilmeksizin cezai şart bedeli talep edilebilmesinin sözleşme uyarınca mümkün olmadığını, faiz taleplerinin de reddinin gerektiğini, davacı tarafın takibin bir kısmını fatura alacağına dayandırdığını, takip konusu itiraza uğramış bir fatura olduğundan temerrütten söz edebilmenin mümkün olamayacağını, çünkü faturanın akdin ifası ile ilgili olduğunu ve tanzim eden aleyhine kullanılabilen bir senet(delil) den öteye geçemeyeceğini belirterek, davanın reddine, takip konusu alacağın en az %20’si Kötü Niyet Tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.

DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE;
Dava İtirazın iptali talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık sözleşme ilişkisinden kaynaklanan edimlerin sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirilip getirilmediği, süresinde ihbar yapılıp yapılmadığı davacının davalıdan sözleşmeden kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı, bulunması halinde takip tarihi itibariyle alacak ve faiz miktarının ne kadar olduğu hususlarına ilişkin olduğu görüldü
Davada taraf teşkili sağlanmış, dava yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
—— Sayılı Takip Dosyası:
Davacı Takip Alacaklısı tarafından Davalı Takip Borçlusu aleyhine 17.08.2017 Tarihinde, Dayanağı 38.350,00 TL Fatura alacağı, 32.500 TL Sözleşmeden(Md.7) kaynaklı Cezai Şart alacağı ve 564,74 TL Geçmiş Gün Faizi olan Toplam 71.414,74 TL Alacağın, Asıl Alacağa Takip Tarihinden itibaren İşleyecek %10,75 TTK.1530 Temerrüt Faiziyle Tahsili amacıyla İlamsız Takip başlatıldığı, davalı takip borçlusunun vekili vasıtasıyla 17.10.2017 tarihinde Yasal süresinde dosyaya sundukları İtiraz Dilekçelerinde; Müvekkilinin Takip Alacaklısına herhangi bir borcu bulunmadığını, alacaklı tarafından sözleşme gerekleri ve taahhütlerinin yerine getirilmediğini beyanla, Borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine İtirazla Takibin durdurulduğu ve iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Mali İnceleme;
Her iki tarafın incelenen Ticari Defterlerinin Sahipleri lehine delil olabilme ve ispat kabiliyetine haiz oldukları anlaşılmıştır.
Davalı —–edildiği —– olanlar tarafından tutulan Ticari Defterler olup, —–kayıtlarına yer verilmekte olup, bu defterler üzerinden tahsilat ve tediye kayıtlarının takibini yapabilme imkânının bulunmadığı,
Davalı Firmanın incelenen —–Defterinde, Davacı Şirket ile ilişkisine konu olan ve Sözleşmenin imzalanmasını müteakiben Davacı Şirketçe adına Sözleşme gereği tanzim edilmiş bulunan —–Bedelli İrsaliyeli Faturanın Gider olarak kaydedildiği,
Ancak Takip ve Davaya konu edilen davacı Şirket Kayıtlarında yer alan,——- Bedelli İrsaliyeli Faturanın ise kayıtlı bulunmadığı ve tarafların Ticari Defterleri arasında mutabakatsızlık konusu olduğu,
Dosya kapsamı incelendiğinde Davalı Ticari Defter Kayıtlarında yer almayan işbu faturanın, Davacı tarafca 23.06.2017 Tarihinde Davalıya elden tebliğ edildiği, davalının elden tebliğ aldığı bu faturayı ——– Nolu İhtarnamesi ekinde iade gerekçesi de belirtilmek suretiyle kabul edilmeyerek Davacı Şirkete iade edildiği, işbu fatura iadesinin yapıldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Sözleşme;
Taraflar Arasındaki Sözleşmeye Göre Davacı ve Davalının yükümlülükleri;
Taraflar arasında —– tarihinde imzalanan sözleşmenin —- maddesine göre, davacı —- davalı tarafa;
•——hedef kitlesi ile derinlemesine toplamda 20 birebir görüşmeler yapma.
•Pazar ve rekabet analizi
•Büyük——
•—– Öncelikler ve temel hareketler planlaması hizmetlerini yerine getirme taahhüdünde bulunmuştur.
Sözleşmenin—- Maddesine göre. anılan hizmetler karşılığında davalı — davacı——-ödemeyi taahhüt etmiştir. Bunun % 50’si sözleşmenin imzalanmasını takiben ödenecek olup. geriye kalan % 50 çalışma raporunun tesliminden sonra —— tarafından gönderilen fatura tarihinden itibaren beş gün içinde ödenecektir.
Sözleşmenin —-Maddesinde ise. sözleşme ile kendisine yüklenen edimleri hiç ya da gereği gibi ifa etmeyen, sözleşmeye aykırı davranan taraf için sözleşme bedelinin yarısı (12.500 Tl.) kadar cezai şart öngörülmüştür.
Sözleşmenin imzalanmasından sonra davacı tarafa kararlaştırılan bedelin % 50″si ödenmiştir. Dosya içeriğinden anlatıldığına uöre davacı —- şirketi, sözleşmede taahhüt ettiği gibi 21 adet müşteri ile görüşmeler yapmış, çıkan sonuçlara göre davalının hedeflediği ——-olarak —- rekabet analizi yapmış,——- düzenlemiştir.
Daha sonra davacının arattırmalarından ortaya çıkan veriler temelinde ——- başlıklı bir rapor hazırlayarak 23.06.2017 tarihinde davalı tarafa teslim etmiştir. Dolay ısıyla davacı ile davalı arasında raporun teslim edilip edilmediği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Sözleşmenin Hukuki Niteliği;
Taraflar arasında iş görme sözleşmelerinin bir türü olan eser sözleşmesi bulunduğu, Türk Borçlar Kanunu m. 470′ de eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Eser sözleşmesinde yüklenicinin, esas olarak eser meydana getirme ve bu eseri iş sahibine teslim etme olmak üzere iki asli ediminin meveut olduğu kabul edilir, Eser meydana getirme borcu kapsamında yüklenicinin eseri doğrudan kendisinin meydana getirme veya kendi yönelimi altında yaptırma eserin ayıpsız olmasını sağlama, borçlan bulunur ve yüklenicinin ayrıca araç- gereç ve malzeme temin etmesi, sadakat ve özen borcu işe zamanında başlama, devam ettirme gibi yan borçları da mevcuttur.
Tam iki taraflı bir sö/leşme olan eser sözleşmesinde eser meydana getirip, teslim etme borcu altına giren taraf yüklenici, bunun karşılığında bedel ödemeyi üstlenen taraf da iş sahibidir. Eser sözleşmesinde eseri meydana getirip, teslim etmeyi üstlenen yüklenicinin kural olarak gerçekleştireceği iş bakımından uzman olduğu kabul edilir. Yüklenici iş sahibi ile arasındaki sözleşmeye uygun olarak eseri meydana getirmekle yükümlüdür. Eser meydana getirme borcu bu anlamda eser sözleşmesinin karakteristik edimini teşkil eder. Ayrıca eser meydana getirmenin bir nitelikli “yapma borcu” olduğunu belirtmek gerekir.Eser sözleşmesinde yüklenicinin ayıplı/eksik ifada bulunmuş olmasıDava konusu olayda davalı —– davacı taralın 23.06.2017 tarihli faturayı davalı göndermesinden sonra, davacının sunmuş olduğu çalışmanın aralarında imzalanan sözleşmede kararlaştırılan şartlara uygun olmadığını, bu anlamda sunulan hizmetin eksikliklerle dolu olduğunu ileri sürmüştür. Davalının 17.07.2017 larihli ihtarnamesinde. “tarafımızca önerilen ve satılan hizmet ile sunulan hizmet aynı olmayıp, tarafınızdan beklenen hizmet alınamamıştır” ifadeleri ile bu durum davacıya açıkça ifade edilmiştir.
Eser sözleşmesinde eserin ayıpsız, ve eksiksiz olarak meydana getirilmesini sağlama borcu yüklenicinin asli edim yükümlüğü kapsamında ve eseri teslim borcunun tamamlayıcısı niteliğinde olan bir borçtur. Eser sözleşmesinde yüklenici sözleşmede açıkça kararlaştırılan ve kullanım amacına uygun vasıflara haiz bir eser meydana getirmek ve bu eseri iş sahibine teslim etmekle yükümlüdür.
Ayıp ile eksik ifa birbirinden farklı kavramlardır. Ayıplı ifa, vasıf eksikliğini İfade ederken; eksik ifa, yapılmayan işi ifade eder. Başka bir ifadeyle eksik ifa, taralar arasında sözleşme ile kararlaştırılan veya sözleşme ile kararlaştırılmamış olsa dahi dürüstlük kuralı gereğince eserde bulunması gereken kısımların hiç bulunmaması ve eserin bu haliyle iş sahibince kabul edilmesi şeklinde tanımlanabilir. eksik ifada eserin geri kalanına zarar verilmeden taraflar arasındaki sözleşmeye uygun ifa tamamlanabilirken, ayıplı ifada eserin geri kalanına müdahale edilerek kararlaştırılan ifa tamamlanabilmektedir.
Mahkememizce de benimsenen 26/12/2020 tarihli uzman heyet raporunda teknik incelemede;Davacı tarafından hazırlanan çalışmanın, sözleşme öncesi görüşmeler ve sözleşmede yer verilen taahhütleri içermediği, taahhüt edildiği gibi tüm mücevher sektörünü içeren bir çalışma olmaması iddiaları davalı tarafın beklentilerini karşılamaması konusu pazarlama vc marka yönetimi disiplinleri açısından incelendiğinde;
Öncelikle pazarlama araştırması, pazarlama problemlerinin teşhisi ve çözümü ile ilgili olarak karar vericiye yardımcı olmak amacıyla verilerin sistematik ve objektif olarak toplanması, analiz edilmesi ve yorumlanmasıdır, Ancak hiçbir araştırma başarı garantisi vermez Araştırma sorunlar hakkında çeşitli yöntemlerle bilgi toplanmasını ve yorumlanmasını sağlayan bilimsel bir yöntemdir. Araştırmacının genel amacı fark edilmeyeni fark ettirmektir. Çünkü marka yaratmanın en önemli prensiplerinden biri fark yaratabilmektir. ——araştırması sonunda toplanan bilgiler yöneticilerin karar vermedeki belirsizliklerini ve risklerini azaltır ve yöneticilere karar vermede yardımcı olur. Araştırmalar hedef kitle hakkında bilimsel veriler toplar, iç görüler çıkartır ve pazarlama stratejilerine ışık tutar. —–araştırmalarının verimli sonuç vermesi ve araştırma ihtiyaçlarını neileştirmesi için —— çok önemlidir. Araştırına için taraflar arasında mutabık kalınan bir ——-, işletmenin araştırmadan ne beklediğine odaklanmasını ve hedeflerini açıklığa kavuşturmasını sağlayan bir formüldür.
Bu bağlamda pazarlama hizmeti sunan firmalar: “yeni ürün geliştirme, var olan ürünlerin yeniden dizaynı, pazar araştırması, pazarlama konusunda ———dizaynı ve etkili kullanımı, pazarlama bilgi sisteminin oluşturulması ve devam ettirilmesi, pazar bölümlendirme, hedef pazar belirleme, müşterilerin memnuniyet ve sadakatinin sağlanması, pazarlama stratejilerinin oluşturulması, pazarlamayla ilgili kanuni düzenlemeler vb. birçok konularda firmalara danışmanlık hizmeti sunarlar. Davacı firma sözleşmede bahsedilen tüketici içgörü ve pazar analizlerinin hangi yöntemle yapılacağını son derece açık biçimde anlatmaktadır.
——firmasının hazırladığı araştırma bir işletme sahibinin tüketicilerini derinden anlamak onların verdiği geri dönüşlerle markayı geliştirmek ve iyileştirmek için kullanılabilecek nitelik ve niceliktedir.Araştırma sonuçlarına —— bağlı olarak hazırlanan önerileri içeren büyük fikrin uygulanabilirliği hakkında itirazlar ise sözleşme kapsamının ötesinde sübjektif değerlendirmelerle yapıldığı düşüncesini yaratmaktadır.
Davalının “teslim edilen işin vaat edilen sonucu vermediği” ifadesini değerlendirmek için dosya içeriğinde bulunan dava konusu çalışma incelenmiştir. Tüm araştırma adımlarının yerine getirildiği, bu analiz ve araştırma sonuçlarına göre uygun .stratejilerin ortaya konduğu görülmektedir.
Davalı tarafın belirttiği ‘”,, varılan sonuç ve önerilen adımların uygulanması her ne kadar firmamıza artı sağlayacak olsa da” ifadesinin ardından gelen “mevcut durumumuza katkı sağlamayacağı”, “hali hazırda ki durumundan çok farklı ve ileri bir seviyeye taşımayacağı” yargıları işletmenin önüne sunulan her rapor ve öneri için ortaya konabilecek ifadelerdir. Hatta aradan geçen yıllar, bugün e-ticaretin geldiği nokta düşünüldüğünde. ——-firmasının önerilerinin oldukça yerinde olduğu bile düşünülebilir.
Davalı firmanın fikrin eyleme dönüşmesinin süre alacağı, büyük oyuncuların olduğu ve rekabetin yoğun olacağı gibi ifadelerine karşı, rekabetin ve dijitalleşmenin arttığı dünyada, esnek davranabilen ——- çok daha avantajlı olduğu belirtilmelidir.
Önerilen——sistemin bir kez kullanılıp firma bilgilerinin alınıp sonra —– devre dışı bırakılabileceği bir risktir. her yeni fikir risk barındırır. Sadece risklere odaklanarak fikirleri geçersiz ve yok saymak mümkün değildir.
—– konusundaki ifadelerden de anlaşıldığı üzere, davalı firma güncel şartlara ve kısıtlara odaklanarak, yatırım ve emek gerektirecek herhangi bir öneriyi tercih etmeyebilir.
Davacı —– sözleşmede taahhüt eitıği araştırmaları 20 müşteri ile birebir görüşme yapmış, çıkan sonuçlara göre davalının hedeflediği —— rekabet analizi gerçekleştirmiş. Büyük marka fikri adh ——— düzenlemiştir. Daha sonra
———başlıklı rapor hazırlayarak davalı tarafa sunmuştur. Davalı firma ise önerileri eleştirerek, kısıtlara ve risklere odaklanmıştır. Araştırmayı faydalı bulduklarım ifade etmişlerdir. Ayrıca bazı fikirleri beğendiklerini ancak nasıl uygulanacağı ile ilgili yöntemler konusunda ek bir destek istediklerini belirtmişler. Ancak bu ek desteği ilk yapılan sözleşme içinde değerlendirmek istedikleri anlaşılmaktadır.
Sonuç olarak davalı tarafın ortaya çıkan sonuçların firmalarını mcvcut durumdan daha ileriye taşımadığı gerekçesiyle sözleşmenin eksik ya da ayıplı ila edilmiş olduğu iddiası yerinde değildir.
Mali bilirkişi tarafından yapılan incelemede; davacı Şirketin Davalı Firmadan davanın dayandığı İcra Takibinde, Talep edebileceği Alacaklarının;
38.350.-TL ASIL ALACAK, 512,21 TL İŞLEMİŞ FAİZ ve 32.500.-TL CEZAİ ŞART olmak üzere TOPLAM 71.362,21 TL olabileceği hususlarında görüş ve kanaate varıldığı hususları raporda değerlendirilmiş rapor mahkememizce de benimsenmiştir.
Davada belirlenen uyuşmazlık konusunda kanıtlar toplanmış, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle neticeye ulaşılmıştır.
Taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin konusunu oluşturan işlerin niteliği, tarafların karşılıklı beyanları ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu. Davacı —— şirketinin sözleşmeyle kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğu. Davalı tarafın ortaya çıkan sonuçların firmalarını mevcut durumdan daha ileriye taşımadığı gerekçesiyle sözleşmenin eksik ya da ayıplı ifa edilmiş olduğu iddiasının yerinde olmadığı. Dolayısıyla davalının takibe itirazının yerinde olmadığı değerlendirilerek yapılan hesaplama neticesinde, davanın kısmen kabulüne, şartları oluşan icra inkar tazminatının kabulüne, şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABÜLÜNE
1-Davalının —– sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 38.350,00 TL asıl alacak, 32.500,00 TL cezai şart alacağı, 512,21 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 71.362,21 TL üzerinden DEVAMINA
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-71.362,21 TL’nin %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile DAVACIYA ÖDENMESİNE
4-Şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 4.874,75 TL harçtan, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 31,40 TL harç ile dava esnasında yatırılan 1.188,19 TL tamamlama harcı toplamından mahsubu ile arta kalan 3.655,16 TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 31,40 TL harç ile dava esnasında yatırılan 1.188,19 TL tamamlama harcı toplamı olan 1.219,59‬ TL harcın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 7.800,00 TL yargılama giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 7.794,26 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 141,60 TL giderinin davanın kısmen kabul – kısmen red oranına göre hesaplanan 0,11 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine, bakiye kısmın davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
9-Davacı vekili lehine 2023 yılı AAÜT göre hesaplanan 11.417,95 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
10-Davalı vekili lehine 2023 yılı AAÜT göre hesaplanan 52,53 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa ödenmesine,
11-Dosyada arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda, yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi uyarıca tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —– Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/01/2023