Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1266 E. 2018/1328 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/935 Esas
KARAR NO : 2018/1156

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ : 30/07/2018
KARAR TARİHİ : 28/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı şirketin %25 hissesinin davalıya ait olduğunu, davalının hissesinin emekli olan babasından devraldığını, şirketin önceden çok iyi iş yaptığını, ancak gelişen inşaat sektöründe damperlerin ihtiyacı karşılamaması nedeniyle şirketin zarar eder olduğunu, bu nedenle yapılan fizibilite çalışması sonunda tırın taşıyabileceği damper ve dorse imalatına geçildiğini, davacının bu nedenle şirket makinalarını yenilemek için kredi başvurusu yaptığını, şirket denetçisi de olan davalının kredi alınması kararına iştirak ettiğini, ancak sonrasında bankaya giderek olay çıkardığını ve kredinin iptal edildiğini, bu nedenle şirketin sıkıntıya düştüğünü ve şirketin makinalarının yenilenemediğini, bu şekilde davalının şirketin faaliyetlerini engellediğini, genel kurullarda konuşmadığını, ancak alınan her karara red yönünde olumsuz oy kullandığını, yönetim kuruluna girmesinin teklif edildiğini, ancak girmediğini, sonra şirket denetçiliğinden istifa ettiğini, davalının yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı verilmesine de karşı çıktığını, sonrasında bu kez İst. Anadolu——– Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/142 esas sayılı dosyasında şirketin feshi davası açtığını, tüm bu nedenlerle şirketin tüm ortaklarının iştirak ettiği 14.12.2017 tarihinde yapılan Genel Kurulun 11. Maddesinde davalı …’nin şirketten çıkarılması yolunda hukuki sürecin başlatılması yönünde karar alındığını, tüm bu nedenle 2012 yılından beri bütün iyi niyetli yaklaşımlara rağmen kötü niyetli tutumunda değişiklik yapmayan, ortağı olduğu şirketin faaliyetlerine hiçbir katkısı olmadığı gibi şirketi itibarsız hale getirmek ve tahrip etmek için her türlü, olumsuz haksız girişimlerde bulunmayı itiyat haline getiren davalının TTK’nin 531. Maddesi uyarınca hissesinin karar tarihine en yakın değeri kendisine ödenmek suretiyle, davacı şirketin ortaklığından çıkırılması ve payının şirkete devredilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, TTK’nin 531. Maddesi uyarınca dava açma yetkisinin pay sahiplerine tanındığını, bu nedenle davanın aktif husumet yokluğunden reddine karar verilmesini, ayrıca İst. Anadolu ———-. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/142 esas sayılı dosyasında yine TTK’nin 531. Maddesi kapsamında dava açılmış olduğunu, bu davada şirketin feshine ve tasfiyesine karar verildiğini, bu nedenle davanın derdestlik itirazında bulunduklarını, esasa yönelik olarak da, şirketin bazı ortaklarının rekabet yasağına aykırı davrandıklarını, şirketin büyük ortağı ————— 5 ortaklı şirketteki hisselerinin bir kısmını kendilerinden habersiz eşine devrederek güncel ortaklık yapısını kendisi yönünden düşürdüğünü, şirkette usulsüz işlemler yapıldığını, bu konudaki davaların bir kısmının devam ettiğini, 14.12.2017 tarihli genel kurulda sadece davalının şirket ortaklığından çıkarılması için toplantı yapıldığını, bu şekilde davalının şirket içerisinde gözlem yapılmasının engellendiğini, bu toplantı yapılmadan önce ihtar çekilerek bu kararın alınmasının hukuka aykırı olduğunun şirkete bildirildiğini, ancak yine de davalının muhalefetine rağmen bu kararın alındığını, bu nedenlerle davanın usulden, olmazsa esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN VE UYUŞMAZLIK KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve uyuşmazlık konularının tespiti: Dava, anonim şirket ortağının haklı sebeplerle çıkarılması istemine ilişkindir.
Davanın dayanağı TTK’nin 531. Maddesidir.
Taraflar arasında “davalının davacı şirketin %25 oranında hissedarı olduğu, taraflar arasında yukarıda yazılı şekilde davalının davacı olduğu şirketin feshi davasının ve genel kurul kararlarının iptaline ilişkin birçok dava olduğu” hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı,
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın,
a-Anonim şirketlerde ortağın haklı sebeplerle çıkarılmasının talep edilip edilemeyeceği,
b-Davacının aktif husumet ehliyetinin olup olmadığı,
c-Davacı şirketin böyle bir dava açması ve davalı ortağın haklı sebeplerle çıkarılması mümkün ise davalının çıkarılmasına ilişkin haklı sebeplerin varlığının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-Derdest dava şartı yönünden inceleme: Davalı vekili İst. Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —— esas sayılı dosyası ile işbu dosya açısından derdest dava olduğunu ileri sürmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114’üncü maddesinin (ı) bendi uyarınca “aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması” dava şartları arasında düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 115’inci maddesi gereği bu durum kamu düzeni ile ilgilidir ve davanın her aşamasında kendiliğinden araştırılır.
Anılan madde metninde belirtildiği üzere derdest dava; açılan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılıp halen görülmekte olmasıdır. Bu bağlamda derdest davanın söz konusu olabilmesi için tarafları, sebepleri ve konusu aynı olan davanın iki defa ayrı ayrı açılmış olması ve birincisinde verilen hükmün kesinleşmemiş olması gerekir.
Birinci davanın ikinci dava için derdest dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının (müddeabihlerinin) aynı olmasıdır.
Aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması konusu eş söyleyişle derdestlik iddiası bir olumsuz dava şartı haline getirilmiş ve bu suretle derdestlik itirazı ilk itiraz olmaktan çıkartılıp; dava şartına ilişkin usuli bir itiraza dönüştürülmesi sağlanmıştır. Açılmış ve görülmekte olan bir davanın davacısı, hukuki korunma sürecini başlatmıştır. Artık onun aynı davayı yeniden bir başka mahkeme önüne getirmesinde hukuken korunmaya değer güncel bir yararı kalmamıştır; bu bağlamda hukuken korunma ihtiyacı içinde bulunmamaktadır ve onun yapacağı iş davanın sonucunu beklemektir. Davayı açmaktaki yarar hukuki olmalıdır; ideal veya ekonomik yarar tek başına yeterli değildir. Derdestlik itirazının korunmasının temelinde aynı davanın tekrar açılıp görülmesinin sağlanmasında davacının hiçbir hukuki yararının bulunmadığı düşüncesi yatmaktadır.
Buna göre Mahkememizde görülmekte olan davadaki taleple İst. Anadolu —- ATM nin 2014/142 esas sayılı dosyasındaki talepler farklı olduğundan derdestlik itirazının reddine karar verilmiş ve ön inceleme duruşmasında açıklanmıştır.
3-Anonim şirketlerde ortağın haklı sebeplerle çıkarılmasının talep edilip edilemeyeceği ile ilgili inceleme ve değerlendirme: Davacı vekilinin talebi TTK’nin 531. Maddesi uyarınca hissesinin bedeli ödenmek suretiyle davalının davacı anonim şirketin ortaklığından çıkarılması talebine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “B) HAKLI SEBEPLERLE FESİH” başlıklı 531. Maddesi; “(1) Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmünü haizdir.
Madde metninden açıkça anlaşıldığı üzere bu madde, şirket hissedarının, hissedarı olduğu şirketin feshi talebine ilişkindir. İşbu davadaki talep ise şirketin feshine değil, davalı ortağın şirketten çıkarılması istemine ilişkindir. Ancak, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda anonim şirketlerde, şirket ortaklığından çıkma veya çıkarılma hususunda bir hak ihdas edilmemiştir. Yani anonim şirketlerde, ortağın çıkarılmasına dair bir hüküm olmadığından, davacının böyle bir dava açma hakkı bulunmamaktadır.
Anonim şirketlerde, şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması çok özel şartların varlığı halinde, örneğin TTK’nin 141. Maddesindeki veya TTK’nin 208. Maddesindeki şartların oluşması halinde uygulanabilir. Davaya konu olayda hiçbir şekilde davalı şirket ortağının ortaklıktan çıkarılması mümkün değildir.
Bu nedenle, her ne kadar davacı şirketin, davalı ortağına karşı bu şekilde dava açma hakkı olmadığından aktif husumet ehliyetinin olmadığı düşünülür ise de, ne davacı şirket ne de dava dışı başka ortak tarafından davalı ortağın haklı sebeplerle çıkarılması talebiyle dava açılamayacağından bu taleple ilgili davanın esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Ortağın haklı sebeplerle çıkarılması davasının REDDİNE,
2- Harçlar yasasına göre alınması gerekli harç peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3- Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4- Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.180 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- Bakiye gider avansının talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı.