Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1258 E. 2019/1134 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1258 Esas
KARAR NO: 2019/1134
DAVA : İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/08/2017
KARAR TARİHİ: 28/11/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ile Davalı Şirket arasında Kömür Alım/Satımı olduğunu, bu alım/satımdan dolayı davah şirketin davacıya — TL Borcu bulunduğunu, Davalı Şirketin bu bedeli ödemediğinden dolayı Davalı Şirket aleyhine İst. And. -İcra Md.—- E. Sayılı Dosyası üzerinden İcra Takibi başlattıklarını, davalı Şirketin aleyhine başlatılan işbu takibe müvekkil firmaya borcu olmadığından bahisle itiraz ettiğini Davalı tarafından davacı şirkete gönderilen Detaylı Dolar Hesap Ekstre adlı Cari Hesap özetinde davalının —- Borcu olduğunun bildirildiğini, yapılacak Bilirkişi İncelemesi sonucunda davalının müvekkile borçlu olduğunun anlaşılacağını iddia ederek, davalı Şirketin Vaki İtirazının İptaline ve Takibin Devamına, Haksız ve Kotu Niyetli İtiraz nedeniyle Alacağın %20′ sinden az olmamak üzere karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davacı tarafından sunulan dava dilekçesinin davalıya İstanbul Anadolu -.Asliye Hukuk Mahkemesince – tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, gönderme kararı sonrası mahkememizce – tarihinde tensip zabtının tertip edildiği dava dilekçesinin davalıya — tarihinde ayrıca tebliğe çıkartıldığı davalı vekilinin davaya karşı cevaplarını —- tarihinde bildirdiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı Firmanın İddiasının aksine müvekkil şirketin davacı şirkete komur alım satımından kaynaklanan hiçbir borcu bulunmadığını, Davalı Şirketin —- yıllarda istanbul’ da Kömür Üretim ve Pazarlaması yaparak başladığı Ticari hayatına—- Yılından itibaren Kömür ithalatı yapmak suretiyle devam ettiğini ve Ülkenin her yerinde ürünler,satılan bir şirket haline geldiğini, somut olayda davalı Şirketin Küçük bir bölgede Kömür Satışı yapmakta olan Davacı Firmaya Kömür Satış, yapan Firma konumunda olup, bu konumu nedeniyle davacının davalı şirketten alacaklı olmasının mümkün olamayacağını davacı …’ ın davalı şirketin müşterilerinden binri olan —- —-. Ortaklarından biri olduğunu, davacının yetkilisi olduğu bu şirketin iflas etmesi üzerine şahıs olarak ticaret yapmaya başladıgmı ve davalı şirketten şahıs olarak kömür satın almak istediğini, bunun üzerine davacı şirket tarafından sahibi olduğu şirketin borçların, ödemesi şartıyla davacıya kömür satışı yapılmaya başlandığını, dolayısıyla davacı tarafından müvekkil Şirkete yapılan ödemelerin davacının ortağı ve yetkilisi olduğu —- davalı Şirkete olan borçlar nedeniyle yapılmış olduğunu, davalı şirketin davacının ödemesini yaptığı kömürlerin tamamını teslim ettiğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce —- tarihli celse de taraflar arasında uyuşmazlık belirlenerek taraflar arsında iddia edilen satım sözleşmesinden doğan alacağın ispatının kesin deliller ile ispat edilmesi gerektiği anlaşılarak bu kapsamda tarafların tacir niteliğine tarafların ticari defter ve kayıtlarının kesin delil teşkil edeceği anlaşılarak taraf ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilir kişi incelemesi yapılması cihetine gidilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında akdedildiği anlaşılan satım sözleşmesi kapsamında var olduğu anlaşılan açık hesap ilişkine dayanan icra takibinde itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir —
Dava İAA. -. İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı takip dosyasına konu edilen açık hesap ilişkisinden dolayı davacının davalının alacaklı bulunup bulunmadığının tespitine yöneldiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davanın niteliği gereği öncelikli olarak dava şartlarının incelenmesine geçilmiş, HMK 114/1 de sayılı bulunan dava şartlarının bulunduğu anlaşılmış, dava da bunun yanı sıra İİK 67 ve HMK 114/2 gereğince özel dava şartlarının bulunması gerektiği anlaşılarak icra dosyası celp edilerek incelenmiş, İcra dosyasının tetkiki ile davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalıya çıkartılan örnek no 7 ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun itiraz süresi içersinde takibe karşı itirazlarını sunmuş bulunduğu görülmüş, bu nedenle dava da İİK 67 gereğince özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
4721 sayılı yasanın 7.Maddesinde ;”Taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları kapsamında taraflar arasında kömür satım sözleşmesinin yapıldığı bu kapsamda davacıya bir kısım malların teslim edildiği hususu sabit bulunmakla, çekişmeli hususun davacının davalıdan takip dosyasında her hangi bir alacağının bulunup bulunmadığı yönünde toparlandığı anlaşılmış ve davacının iddia ettiği tutarda alacaklı bulunduğunu ispat yükü altında olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından her ne kadar TTK anlamında taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin bulunduğu ve bu ilişki kapsamında davalıdan alacaklı olduğu iddia edilmiş ise de taraflar arasında her hangi bir cari hesap ilişkisinin bulunmadığı bu nedenle taraf defter ve kayıtlarının tarafların tacir oluşuna göre uyuşmazlıkta HMK 222.Maddesi gereğince kesin delil teşkil edeceği anlaşılmakla dava dosyası mali müşavir bilir kişiye tevdi edilmiştir.
Dosya kapsamına rapor ibraz eden her iki bilir kişi tarafından taraf ticari defter ve kayıtlarını incelemesi itibari ile taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu ve davacı şirketin davalı kayıtlarına göre davalı şirketten satın aldığı mal tutarına göre —- TL alacaklı bulunduğu anlaşılmış ancak davalı şirketin bu kapsamda dava dışı ———TL borçtan bu tutarı mahsup edildiği ancak davalının tek taraflı olarak yaptığı bu mahsubun davacıdan sadır bir belge ile desteklenmediği rapor edilmiş ve davacının davalı defterlerinin aksine kendi defter ve kayıtlarına göre —- TL alacaklı olduğu anlaşılmış ve bu tutarı davacının talep etmekte haklı olduğu rapor edilmiştir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’ndaki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Davalı tarafından ticari defter ve kayıtlarında davacıya borç olarak görünen tutarın dava dışı ——– ödenmemiş borçlarına ilişkin olduğu ve davacının bu şart ile davalıdan kömür almaya başladığı savunulmuş ise de davalı davacının dışı şirketin borçlarının davacı tarafından üstlenildiğine dair her hangi bir belge veya delil ibraz edememiştir.
Davacı tarafından yapılan ödemelerin avans ödemesi mahiyetinde olduğu iddianın ileri sürülüşü itibari ile anlaşıldığından ve ispat yükü üzerinde bulunan davacının yaptığı bu avans ödemelerinin davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı nazara alındığında davalının artık bu ödemelerin avans ödemesi değil de dava dışı şirketin borçlarının tasfiyeyesine yöneldiği noktasında ispat yükünün davalı da olduğu ve davalının bu savunmasını kesin deliller ile ispat etmesi gerektiği ancak bu noktada her hangi bir ispat vasıtasını ortaya koyamadığı anlaşılarak davacı tarafından ikame edilen davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm ittihaz olunmuştur.
Nihai olarak davacı alacağının, davalı şirketin kayıt ve defterler ile ispat eylediği bu noktada alacağın varlığı ve miktarının likit nitelikte bulunduğu anlaşılmakla İİK 67/2.Maddesi gereğince kabule konu tutarın %20’si inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmişir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalı borçlunun İAA –.İcra Müd.—- Esas sayılı takip dosyasında davalı borçlunun itirazının Kısmen iptali ile Takibin—- TL asıl alacak yönünden DEVAMINA,
2-)Kabule konu alacağın varlığı ve miktarının likit nitelikte bulunduğundan asıl alacağın %20 si (11.977, 93 TL )nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-)Tarafların tacir bulunuşu nedeni ile asıl alacağı takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasa 2/2 maddesi gereğince avans faizi UYGULANMASINA,
4-)Karar tarihinde alınması gerekli 4.091,06 TL arcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.168,81 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.922,25 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 850,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 739,50 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 1.168,81 TL harç gideri toplamı 1.908,31 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
6-)Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 6.937,86 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davalı tarafından yapılan 700,00 TL yargılama giderinin davanın red oranına göre belirlenen 91,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
8-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve ret oranına göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-)Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin huzurunda davacı veklinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2019