Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1239 E. 2018/240 K. 15.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1239 Esas
KARAR NO : 2018/240

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2017
KARAR TARİHİ : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın müvekkili şirket bünyesinde Kredi risk ve tahsilat müdürü olarak 08/11/2016 tarihinde istifa ettiğini, 30/06/2017 tarihinde kadar görev yaptığını, müvekkili şirkete görevi devam ettiği sırada davalı kendi isteği üzerine iş akdini istifa ederek sonlandırdığını, davalının istifaya müteakip rekabet yasağını ihlal etmek suretiyle rakip firma —Sanayi A.Ş. De çalışmaya başladığını, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile davalı taraftan olan alacaklarının tespiti ile şimdilik 10.000,00 TL cezai şart davalı taraftan alınarak müvekkil şirket ihlal tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faiziyle birlikte ödenmesine, cezai şart talebinden bağımsız olarak davalının eylemleri neticesinde müvekkil şirket nevdinde oluşmuş zararın giderilmesi amacı ile şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın ihlal tarihinden itibaren işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili mahkememize verdiği cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın İş Mahkemesine gönderilmesini, davacı tarafından müvekkilimin iş akdinin sona erdirdiğini ve rakip şirket —San. A.Ş. de kredi risk ve tahsilat müdürü olarak çalışmaya başladığını, müvekkilim ile aralarında rekabet etmeme yükümlülüğü açıkça yer aldığını bu işe girişi nedeni ile kendisinin zorda kaldığını iddia ettiğini, davacının iddiaları yerinde olmadığını, davacı firma arasında imzalanan sözleşmede 8 maddesine aykırı bir husus olmamıştır. Zira sözleşmede işçi kone nin işyerinde çalıştığı süre içinde veya işyerinden ayrıldıktan sonra 18 ay süre ile kendisine veya başkasına ait işyerlerinde kone nin müşterilerine ve işyerine ait bilgileri ve sırları kullanılması suretiyle koneye zarar verecek (çalıştığımız müşterileri kone nin kaybetmesi gibi) bir faaliyet edemez dendiğini, rekabet şartı ihlal edilmediği gibi geçerli bir şartta olmadığını, davacı şirkette zaten bakımı durdurulmuş, alacak riski oluşturulmuş dava ve icra aşamasına gelmiş müşterilere baktığını, müşterilerin kone nin portföyündeki düzgün ödemelerini yapan iyi müşteriler olmadığını, kendisinin baktığı müşteriler zaten kaybedildiğini, çalışılmaya devam edilmek istenmeyen müşteri olduğunu, müşterilerin yeni çalıştığı firmaya kazandırılması gibi bir durum hiç biz zaman olmayacağı gibi ödemesini yapmayan portföyü de bakıma almaya kimse istemeyeceğini, davacının iddiaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, huzurda açılan haksız davanın öncelikli olarak görev yönünden iş mahkemelerine gönderilmesini, izah ettiğimiz esasi itiraz nedenlerimizden dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, iş sözleşmesinde düzenlenen rekabet yasağına aykırılık nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir.
08.11.2016 tarihli sözleşmenin rekabet yasağını düzenleyen 8. Maddenin 4. Paragrafında, işçinin çalışması esnasında veya ayrılmasından sonra 18 ay süreyle, kendisine veya başkasına ait işyerinde, işverene zarar verecek faaliyette bulunamayacağı, çalışamayacağı, aksi halde cezai şartı ödemekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.
Konuyla ilgili TBK’ nun 444 maddesinde; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.” hükmünün,
445 maddesinde; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz.” hükmünün yer aldığı görülmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Çalışma ve Sözleşme Hürriyet başlığı altında düzenlenen 48 ve devamı maddelerinde herkesin dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahip olduğu anayasal teminat altına alınmıştır. TBK’ nun 26. maddesinde taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler denilmekle birlikte 27. maddesinde de kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olacağı belirtilmiştir.
Y. 11. HD 2016/4955-2017/6834 E-K sayılı ilamı ile, rekabet yasağının yer veya bölge olarak sınırlarının belirlenmemesi durumunun çalışma hürriyetinin açık ihlali niteliğinde olduğu, bu kapsamda rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün geçersiz olduğu belirtilmiştir.
İlgili içtihat ve mevzuat hükümleri doğrultusunda somut olaya dönüldüğünde, rekabet yasağına ilişkin düzenlemede yasağın geçerli olacağı yer veya bölgenin belirlenmemiş olması sebebiyle, çalışma hürriyetinin açık ihlali niteliğinde olan sözleşme hükmü gereğince cezai şart isteminin yerinde olmadığı değerlendirilmekle açılan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın REDDİNE,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan 172,49 TL harçtan mahsubu ile kalan 136,59 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2018