Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1195 E. 2018/145 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1195 Esas
KARAR NO : 2018/145

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2012
KARAR TARİHİ : 20/02/2018

Yargıtay 13.Hukuk Dairesi’nin 2015/13372 Esas- 2017/8750 Karar sayılı ilamı ile verilen bozma kararı üzerine dosya mahkememize gelmekle, yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Kadıköy—- İcra Müdürlüğünün — E. sayılı dosyası ile toplam 4.142,18 TL üzerinden icra takibi yapıldığını ve ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, borçlunun ise takibe konu alacak miktarının tamamına ve tüm ferilerine haksız, mesnetsiz, hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, davalı borçlu tarafından, müvekkili … aleyhine 03.12.2009 tarihinde Kadıköy — Asliye Ticaret Mahkemesinin — E. sayılı dosyasında alacak davası açıldığını, bu davanın 27.12.2011 tarihinde — sayısı ile karara çıktığını ve mahkemece reddedilerek müvekkilinin lehine sonuçlandığını, sözü edilen dava dosyasında alınan 12.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda ve nihai kararda … ile müvekkili arasında düzenlenen 07.06.2006 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi kapsamında …’nin müvekkiline proje denetim hizmetini sunmuş olması sebebi ile toplam hakediş tutarının 1.515,00 TL + KDV olduğunu, ancak …’nin müvekkilinden hakedişinin 2 katı tutarında (3.575,00 TL) avans talep ettiğini ve bunun da hesaplarına geçtiğinin tespit edildiğini,m ahkemenin bu ilamı üzerine müvekkilinin % 10’luk yapı ruhsat ve proje bedelinin hak edilenden fazlasını davalıya ödediği sonucuna ulaşıldığını, dosyadan 12.07.2011 tarihinde alınan bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda da açıkça belirtildiği üzere müvekkilinin 06.10.2006 tarihinde — Belediyesi nezdindeki — Bankası Şubesi’ne % 10’luk Yapı Ruhsatı ve Proje Denetim Hizmet Bedeli adı altında 3.575,00 TL’lik ödeme yaptığını ve fakat ödemesi gereken miktarın ise ödeme yapıldığı tarih olan 06.10.2006 tarihi itibariyle 1.515,00 TL + KDV olması gerektiğinin belirtildiğini, bunun üzerine davalı şirkete Kadıköy — Noterliğinin 05.10.2012 tarih ve — yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve ödenen fazla miktarın talep edildiğini, davalının ise bu ihtarnameye mektup ile cevap verdiğini ve sözü edilen paranın kendi hesaplarına geçmediğinin belirtildiğini, ancak mahkemece yapılan yargılama sırasında, müvekkili tarafından yatırılan yapı ruhsat ve proje denetim bedelinin davalı şirketi ödenip ödenmediğini sorduğunu ve de bedelin şirkete ödendiği cevabının geldiğini, ardından Kadıköy — İcra Müdürlüğünün — E. sayısı ile müvekkilinden tahsil edilen fazla proje denetim hizmet bedelinin müvekkiline iadesi için ilamsız icra takibi başlatıldığını ve davalı tarafın takibe itiraz ettiğini,davalı borçlunun, müvekkiline olan borcunun, ekte sunulan mahkeme kararı, bilirkişi raporu, makbuz ve yazılarla da sabit olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa yapmış olduğu fazla proje denetim hizmet bedelinin geri ödenmesi için borçlu aleyhine başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmek suretiyle icra takibini akamete uğrattığını, izah edilen sebeplerden ötürü itirazının iptali ile takibin devamı için iş bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalı borçlunun icra dosyasına vaki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun kötü niyetli olarak alacağın tahsil edilmesini sürüncemede bırakmak amacıyla takibe itiraz etmiş olduğundan % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmalarda tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı ile müvekkili arasında 07.06.2006 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesinin imzalandığını, 12.06.2006 tarihinde davacı adına Yapı Ruhsatı alındığını, müvekkilinin yapılacak bu inşaatın denetimini yapacak olan Yapı Denetim firması olduğunu, davacının inşaatın yapımı için yapı ruhsatının alınması talebinde bulunduğunu ve talebi gereği yapı ruhsatı alındığını, sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte olan Yönetmeliğin 2001 Tarihli Yapı Denetim Uygulama ve Esasları Yönetmeliği olduğunu,bu yönetmeliğin 13. maddesine göre. Yapı Denetim Kuruluşlarının hizmet bedellerinin karşılanması amacıyla, İl Özel İdareleri ve belediyeler adına bankada yapı denetim hesabı açıldığını, yapı denetimi için 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile öngörülen hizmet bedellerinin, yapı sahibi tarafından bu hesaba yatırıldığını, hizmet bedellerinin, yapı sahibi ve ilgili idarenin onayıyla yapı denetim kuruluşuna bu hesaptan ödendiğini, aynı Yönetmeliğin 14. maddesinin hizmet bedellerinin tespiti ve tahsili konusunda ayrıntılı esaslar içerdiğini, bu maddeye göre, hizmet bedellerinin 3. taksitte ödenmesinin öngörüldüğünü, gerek Yönetmelikte gerekse taraflar arasında akdedilen Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesinde belirtilen hususlar neticesinde taksitlerin davacı … sahibinin eski — Belediyesinin Yapı Denetim Hesabına ait — nolu mevduat hesabına 3.575,00 TL bedelinin ilk taksit bedeli olarak yatırdığını, yatırılan hesabın müvekkilinin hesabı değil, Belediyenin Yapı Denetim hesabı olduğunu, 2001 tarihli Yönetmeliğin 15. maddesinde; Yapı ruhsatının alınmasına müteakip, talebi halinde ilk taksit veya kısmi ilk taksit banka teminat mektubu veya devlet tahvili karşılığında yapı denetim kuruluşuna avans olarak ödeneceğini, bu avansın ilk hakedişten mahsup edileceğini ve alınan teminat idaresinde iade edileceği hükmünün yer aldığını, bu hüküm gereği 01.02.2007 tarihinde — Belediyesine sunulan dilekçe ve dilekçe ekinde sunulan teminat mektubu ile belediye hesabına yatırılan 3.575,00 TL bedelin müvekkili şirkete teminat mektubu karşılığı verildiğini, davalının adı geçen inşaata kendi kusuru ile başlamadığını ve dolayısıyla ilk hakedişin gerek müvekkili ve gerekse belediye tarafından düzenlenemediğini, İş bu davanın tarafının müvekkili firma olmadığını, her ne kadar davanın muhatabı müvekkili şirket olmasa da 2006 tarihinde adı geçen inşaatın yapı sahibinden ilgili belediyenin aldığı yapı denetim bedelinin de yasalara ve yönetmeliklere aykırı bir bedel olmadığını, zira o dönemde yürürlükte olan Yönetmelik ve bu davaya dayanak gösterdiği bilirkişi raporunda ve o bilirkişi raporunu esas alan davanın gerekçeli kararında hesaplama yapılırken 2008 yılından sonraki yönetmelik hükümlerinin dikkate alındığını ve olayın gerçekleştiği andaki yönetmelik hükümleri ve yapı sahibinin imzalamış olduğu sözleşmenin göz ardı edildiğini, yani o dönemde yapı sahibinden alınan bedelin fazla bir bedel olmayıp, davacının fazla olan bedelin faizini istemesinin de isabetsiz olduğunu, davalı müvekkilinin bu davanın öncelikle tarafı olmadığını, tarafı olduğu kabul edilse dahi olayın gerçekleştiği dönemde yapı sahibinden idarenin tahsil ettiği bedelin yasa ve yönetmeliklere uygun bir bedel olması nedeniyle fazla alınan bir bedelin olmadığını ve buna bağlı olarak fazla alınan bir bedel olmadığından faizinin de istenemeyeceğini belirterek öncelikle müvekkili aleyhine açılan davanın sıfat yokluğu nedeni ile reddine,aksi düşünülmesi halinde aleyhine açılan davacının haksız olması nedeni ile reddine ve % 20’den aşağı olmayan tazminata hükmedilmesine karar verilmesi savunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, yapı denetim hizmet sözleşmesi kapsamında iddiaya göre fazladan yapılan ödemenin iadesi amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin — E-K sayılı dosyası ile yapılan yargılama neticesinde;
“…, davacı ile davalı arasında 07/06/2006 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 3.maddesi gereğince yapının bitirilmesi için ön görülen sürenin 12 ay olup, yapı ruhsatı alındıktan sonraki 2 yıl içerisinde inşaata başlanılmadığı veya başlanılmış olmasına rağmen 5 yılda bitirilemediği durumlarda sözleşmenin herhangi bir ihtara gerek olmaksızın kendiliğinden sona ereceğinin düzenlendiği görülmüştür. Sözleşmenin 4.4 maddesinde ise uzayan sürenin her 6 ayı için hizmet bedelinin %10’u kadar ilave hizmet bedeli ödeneceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 5.maddesinde su basmana kadar olan bölüm için yapılan denetim hizmetlerine karşılık denetim hizmet bedelinin %20’si oranında hak ediş ödeneceği kabul edilmiştir. Sözleşme kapsamında 2 yıl içerisinde inşaata başlanmamış olması nedeniyle yapı ruhsatının iptal edildiği, Yapı Denetim Kanunu ve bu kanunun uygulanması için yapı denetimi uygulaması ile ilgili mevzuat hükümleri uyarınca sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, sözleşme kapsamında hak ediş tutarının sözleşmenin 5.maddesi hükmü gözetilerek hizmet bedelinin %20’si oranında olması gerektiği ve bu tutarın inşaat sahibi olan davacı tarafından ödendiği, davacının fazla ödediği iddiasıyla takip tutarını davalıdan talep edemeyeceği, 2 yıl içerisinde sözleşme kapsamında inşaata başlamadığından kusurlu ve dolayısıyla bu tutardan sorumlu olduğu kabul edilerek açılan davanın reddine, davacının takipte haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine;” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,
Mahkememiz kararının temyiz incelemesinde, Yargıtay 13. HD 2015/13372-2017/8750 E-K sayılı ilamı ile;
“Davalı şirket ilk olarak davacı yükleniciye karşı Kadıköy—- Asliye Ticaret Mahkemesinin — Esas sayılı dosyasında sözleşmeden kaynaklı alacağının tamamının tahsili için alacak davası açmış olup alacak davasında, “Davalının sözleşme kapsamında 2 yıl içerisinde inşaata başlamamış olması nedeniyle yapı ruhsatının iptal edildiği, yapı denetim kanunun ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yapı denetimi uygulama ile ilgili mevzuat hükümleri uyarınca kararlaştırılan inşaat faaliyetlerinin gereğinin yerine getirilmemiş olması nedeniyle sözleşmenin kendiliğinden sona erdiği, proje inceleme faaliyetini yerine getirdiğinden davacı tarafın anılan sözleşme kapsamında toplam hakediş tutarının 1.515.00 TL + KDV olduğu bu hizmet bedelinin yaklaşık 2 katı tutarındaki 3.575,00 TL bedelin davalı tarafından ödendiği anlaşılmakla; davacının davasının reddine ” karar verildiği ve hükmün Dairemizin — Esas— Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür. Hal böyle olunca, temyiz incelemesinden geçmek sureti ile kesinleşen Kadıköy — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2011 tarih ve — Esas — Karar sayılı ilamı ile gerekçede belirtilen fazla ödenen kısmının kesin delil niteliğinde olduğu gözetilerek davanın kabulü yönünde karar verilmesi gerekirken,” gerekçesi ile Mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda, tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan yargılama neticesinde; kesinleşen Kadıköy — ATM’ nin ——- E-K sayılı ilamı ile gerekçede belirtilen fazla ödene (3.575,00 TL) kısmının kesin delil niteliğinde olduğu gözetilerek açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KABULÜ ile,
İAA —.İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile, takibin kaldığı yerden aynen devamına,
Davacı tarafça davalıya ödenen meblağın biliniyor olduğu kabul edilerek likit olan alacağı yapılan haksız itiraz nedeni ile hükmedilen meblağ üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydı ile;
Karar tarihinde alınması gerekli 282,95 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan (40,85+20,70) TL toplamı 61,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 221,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan 1.537,60 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 40,85 TL harç toplamı 1.578,45TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. gereğince belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/02/2018