Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1179 E. 2018/578 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1179 Esas
KARAR NO : 2018/578

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2017
KARAR TARİHİ : 07/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalılar; 24.07.2017 tarihinde —- adresinde bulunan —- Salonu’nun İşletme Ortaklık Sözleşmesi’ni imzaladığını, söz konusu spor salonu 01.08.2017 tarihi itibariyle davalılar tarafından fiilen işletilmeye başlandığını, davalıların sözleşmenin 6. Maddesi gereği spor salonunun gelir gider tablosu, üye kayıt bilgileri ve satışlarla ilgili raporları müvekkil şirkete sunmamış olup, sürekli farklı bahanelerle Ötelendiğini, davalıların spor salonuna gelen müşterilere dışarda dersler verip ücretlerini spor salonunun ortağı olan müvekkil şirkete beyan etmediklerini, davalıların son zamanlarda müvekkil şirketin yetkililerinin telefonlarına da çıkmaması ve 14.10.2017 tarihinde saat 13:00 te kamera sisteminden içeride kimsenin olmadığının görülmesi üzerine şirket yönetim kurulu başkanı —-, fınans ve muhasebe müdürü—-, şirket avukatı … ile spor salonuna gidilmiş olup, komşu dükkan olan —-‘ün Sahibi —-‘m davalıların 3-4 gün önce kamyonla eşyalarını taşıdıklarını anlatması üzerine tutanak tutulduğunu, davalıların telefonlarına ulaşamadıklarını, davalıların müvekkil şirkete bilgi vermeden 3. şahıslara üyelik yapıp kaçmış olma ihtimallerine binaen fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımızı saklı tutarak, sözleşmede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeden sebepsiz, habersiz ve ihtarsız olarak taşındıklarının tespiti ile 1 aylık kira bedeli olan 1.500-TL nın ve iş bu sözleşmenin 9. Maddesi gereğince makul bir sebep olmaksızın sözleşmeyi fesheden tarafın 20.000-TL tazminat ödemesi gerektiğinden şimdilik toplamda 21.500-TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkette işçi olarak çalıştıklarını, davalı … halen öğrenci olup, bir işyerinin tüm sorumluluğunu taşıyabilecek imkan ve öğrenci olduğu için zamana sahip olmadığını, diğer davalı … da 2 yıllık önlisans mezunu olup, lisans düzeyinde eğitime devam edebilmek için hazırlık yaptığından bir işyerinin tüm sorumluluğunu taşıyabilecek imkan ve öğrenci olduğu için zamana sahip olmadığını, müvekkillerim davacı şirkete ait işyerinde 1 yıllık belirli süreli olmak üzeri spor öğretmeni olarak sigortalı olarak işe girdiklerini, ancak davacı işverenlik spor salonunun sorumluluğunu müvekkillerine verdiğini, demirbaşları müvekkillerine yazılı zîmmetlemek yerine teminat senedi İmzalattığını, senetleri 1 yıllık belirli iş sözleşmesi süresinde demirbaşların başına bir iş gelmesi halinde zararı karşılamak maksadıyla, teminat senedi olarak imzalattığını, müvekkillerimin bu şekilde bir uygulamaya karşı çıkmaları üzerine “Korkmayın çocuklar teminat amaçit alıyorum, sözleşmenin feshinde iade edilecektir, güvenebilirsinizdenilerek sözlü güvence verildiğini, ancak taraflar arasında anlaşılan şartlar gerçekleştirilmediği için 25.09.2017 tarihinde sözlü olarak bildirmek suretiyle 10.10.2017 tarihi itibariyle sözleşme müvekkillerimce haklı nedenle feshedilmiş, davacı tarafın oyalaması ve teminat senetlerini iade etmemesi üzerine yine 10.10.2017 tarihinden geçerli olmak üzere Kadıköy —- Noterliği 20.10,2017 tarih ve—- yevmiye no.lu ihtarname işe iş sözleşmesi haklı nedenle sona erdiğini, davalı tarafın iddialarının reddi ile teminat senetlerimizin ladesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve dosya içeresinde toplanan delillerin bir bütün olarak irdelenmesi sonucu;
Dava, sözleşmenin feshine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 25.07.2017 tarihli spor salonunun tüm masrafları davalılara ait olmak ve karın taraflarca paylaşılması şartıyla davalılarca işletilmesi konusunda sözleşmenin imzalandığı, sözleşmenin 9. maddesinde, sözleşme süresi içinde makul bir sebep olmaksızın sözleşmeyi fesheden tarafın 20.000 TL sözleşme cezası ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, işletmeye konu taşınmazın aylık kira bedelinin 1.500 TL olduğu ve davalılarca ödenmesinin kararlaştırıldığı, sözleşmenin düzenlenmesinden sonra 3 aylık kira bedeli olan 1.500 x 3 = 4.500 TL’ nin davacı tarafça ödendiğinin sunulan dekontlardan anlaşıldığı, 10.10.2017 tarihi itibariyle, sözleşmenin davalılarca feshedildiğinin ihtar edildiği görülmüştür. İncelenen ihtarname içeriğinde, fesih gerekçelerinin belirtildiği ancak, ortaklık ilişkisinin iyi ilerlemediğine dair gerekçelerin makul bir sebebe dayanmadığı gibi dayanaktan da yoksun olduğu görülmüştür. Bu haliyle sözleşmenin haklı bir sebep veya gerekçe olmaksızın davalılarca feshedildiği kabul edilmiştir.
Davacını talebi, sözleşmenin feshi nedeniyle ödemek zorunda kaldığı 1.500 TL’ lik kira bedeli ve cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Haklı bir sebebe dayanmaksızın davalılarca sözleşmenin feshedildiğinin kabulü kapsamında davacının talebinin irdelenmesinde;
TBK’ nın 179/1 madde fıkrasında, bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebileceği, 179/2 madde fıkrasında, ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebileceği, 180/2 madde fıkrasında, alacaklının uğradığı zarar kararlaştırılan ceza tutarını aşıyorsa alacaklının, borçlunun kusuru bulunduğunu ispat etmedikçe aşan miktarı isteyemeyeceği hüküm altına alınmıştır. 179′ un ilk fıkrasının ifa yerine geçen cezai şarta, ikinci fıkrasının ise ifaya eklenen cezai şarta ilişkin olduğu açıktır. 180/2 madde fıkrasında yer alan mefhumun muhalifinden, öncelikli olarak cezai şartın değerlendirileceği, aşan miktarda zararın olması halinde zarar talebinin değerlendirileceği anlaşılmaktadır.
Yapılan bu tespitler ve açıklamalar kapsamında somut olaya dönüldüğünde, sözleşmenin 9. maddesinde hüküm altına alının cezai şartın, ifa yerine geçen cezai şart niteliğinde olduğu, davacının bu yöndeki isteminin yerinde olduğu ancak, 1.500 TL’ lik kira bedelinin cezai şart bedelini aşmıyor olması sebebiyle bu yöndeki istemin yerinde olmadığı değerlendirmiştir. Sözleşmenin haksız nedenle feshi için kararlaştırılan 20.000 TL’ lik cezai şart isteminin kabulüne karar verilmiş ancak, işin niteliği, süresi, kapsamı ve tarafların bilinen durumu itibariyle TBK’ nın 182/3 maddesi kapsamında fahiş olduğu anlaşılan cezai şart miktarından takdiren % 30 oranında (6.000 TL) indirim yapılmak suretiyle 14.000 TL cezai şartın davalılardan alınıp davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
14.000 TL cezai şart miktarının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya verilmesine,
1.500 TL lik kira bedeline yönelik istemin reddine,
Tenkis edilen 6.000 TL lik cezai şart alacağı için yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmamasına,
-Karar tarihinde alınması gerekli 956,34 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 367,17 TL harçtan mahsubu ile bakiye 589,17 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 126,00 TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre belirlenen 117,18 TL sini ve davacı tarafça peşin olarak yatırılan 367,17 TL harç gideri toplamı 484,35 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre ve kabul oranına göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, Davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2018