Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1165 E. 2019/21 K. 15.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1165
KARAR NO : 2019/21
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 17/10/2017
KARAR TARİHİ : 15/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari İş ilişkisi kurulduğunu, icra dosyasında mevcut fatura ile davalıdan, davacının alacağı olduğunu, müvekkil şirketin işbu ticaretten dolayı faturalarla ilgili alacak, İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün ———–E. sayılı dosyası ile icra takibi açtığını davalı şirketin herhangi bir borcunun olmadığından bahisle icra takibine konu alacağın aslına, işlemiş ve işleyecek faizine, faiz oranına, icra giderlerine, borcun tüm fer’ilerine, vekalet ücretine, borcun külliyen tamamına yasal süresi içinde itiraz ettiğini, faturaların dayanağı, davalıya teslim edilen———- olduğunu,davalı şirketin davaya ve alacağa konu ürünleri teslim almış ancak faturaya itiraz etmediğini, faturalardaki meblağları da müvekkile ödemediğini, bu nedenlerle; ilamsız icra takibindeki takip konusu faiz ve fer’ileri ile birlikte tüm borca karşı yapılan haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline, İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün ——— E. Sayılı dosyasından başlatılan ilamsız icra takibinin ——-TL tutarındaki asıl alacak üzerinden devamına Takibe haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalının takip konusu alacağın %20’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf dosyaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Bilirkişi ———- tarihli raporunda; Davacı ————– ibraz edilen 2017 yılına ilişkin ticari defterlerinin; T.T.K. 64 ve 66. Maddeleri ile V.U.K. 220-226. Maddelerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından V.U.K 215-219. Mad. Hükümleri ile Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğlerine uygun olduğu, buna göre davacımn 2017 yılına ilişkin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin T.T.K hükümlerine uygun tuttukları anlaşılmakla, sahibi lehine delil vasfina haiz olup olmayacağı hususunda takdir sayın mahkemenin olduğu, takip konusu cari hesap kayıtlanndaki işlemlerin davacı yasal defter kayıtlarına genel kabul görmüş muhasebe ilkelerine ve VUK usulüne uygun olarak kaydedildiği, davacı firmanın defter ve belgelerinin incelenmesinde davalı firmaya 2 belge karşılığı KDV dahil 77.018,60-TL mal sattığı, davalı firmanın BA formlarının incelenmesinde davacı firmadan 2 belge ile 77.018,60-TL mal aldığım beyan ettiği ve davalı ve davacı kayıtlarının uyumlu olduğu, davacı ———— cari hesaptan kaynaklı takip tarihi itibari ile ——-TL-TL alacağının olduğu. davacı şirket —– tarihinde ——–TL asıl alacak ve 2.471,54-TL işlemiş faiz olmak üzere –TL üzerinden İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğünün ———– E. sayı ile ödeme emri gönderildiği, davalı tarafa ödeme emrini – tarihinde tebliğ edildiği, davacı ile davalı arasında fiili bir cari hesap ilişkisi bulunduğu, ETTK 92 madde/YTTK 94. Madde yerine getirilmediğinden, davacımn davalıyı takip tarihinden önce temerrüde düşürmediği, İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas Numaralı dosyası —–TL ana para ve 2.471,54-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.490,14-TL olarak talep edildiği, davacımn davalıyı icra takip tarihinden önce temerrüde düşürmemesi nedeniyle, takip tarihine kadar faiz talebinin yerinde olmadığı, cari hesaptan kaynaklı asıl alacak tutarı olan 75.838,60-TL ve takip tarihinden ödeme gününe kadar faiz talep edildiği ve uygun olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan olan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu 12. İcra Müdürlüğü’nün ———Esas sayılı dosyasında davalı aleyhinde icra takibi başlatmış olup, davalının itirazı ile icra takibi durmuştur. Davacı taraf süresinde açmış olduğu bu dava ile itirazın iptalini ve takibin devamını talep etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.
Somut olayda davacı, icra takibine konu alacağını mal teslimine dayandırmış, davalı ise akdi ilişkiyi ve borcu inkâr etmiştir. Bu durumda, taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığını ispat yükü davacı taraftadır.
Öte yandan ticari defterlerle ispat ise 6100 sayılı HMK.nun 222. maddesinde düzenlenmiştir. Bir tarafın ticari defterlerinin ibrazının istenebilmesi ve talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibinin aleyhine sonuç doğurması, anılan kanun hükmünün 5. Fıkrası uyarınca, ancak karşı tarafın münhasır delil olarak bunlara dayanmasına bağlıdır. Aynı husus Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12/10/2016 Tarihli. 2014/11-1159 E. 2016/967 K. S.lı kararında da vurgulanmış olup, HMK.nun “Tarafların belgeyi ibraz etmesi” başlıklı 220. Maddesinin ticari defter ve belgelerin ibrazında da uygulanması görüşü benimsenmemiştir.
Davacı, davalının ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmış değildir; defterler dışında da deliller bildirmiş ve bunları mahkeme huzuruna getirmiştir. Davacı dava açarken davalının defterlerine münhasıran dayanmadığından, davalının ticari defterlerini hazır etmemesinin aleyhine sonuç doğurması yukarıda bahsedilen içtihat uyarınca mümkün değildir.
Davacı alacak iddiasını ———– tarihli toplam —– TL (KDV dahil) bedelli faturaya dayandırmış olup, davalı ile aralarındaki ticari ilişkinin ve mal teslim olgusunun ispatı bakımından yazılı bir delil ibraz etmemiş ise de, vergi dairesinden gelen kayıtlardan davalı şirketin, davacı şirketle olan ticari ilişkisinden dolayı 2017 yılında dava konusu 2 adet fatura ile ilgili vergi dairesine KDV hariç 65270,00 TL (KDV dahil 77018,60 TL) bildirimde bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı şirket tarafından tarafından vergi dairesine bulunmuş olduğu bu beyan davalıyı bağlayıcı nitelikte olduğundan, davacı ticari ilişkiyi ve mal teslim olgusunu ispat etmiştir. Bunun dışında davacı, davalının cam stabdı açıklaması ile 1180,00 TL faturasını defterlerine işlemiştir. Bu durumda davacının davalıdan 75738,00 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 12. İcra Dairesinin ——- Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin 75.838,00 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faizi UYGULANMASINA,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 5180,49 TL harçtan peşin alınan 1315,29 TL harcın mahsubu ile bakiye 3865,20 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 1315,29 TL harcın davalı Aslı Ataklı’dan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 31,40 TL, 4,60 TL vekalet pulu, 600 TL bilirkişi ücreti, 128,35 TL posta gideri olmak üzere toplam 764,35 TL’den kabul edilen kısma isabet eden 752,63 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca 8692,18 TL vekalet ücretinin davalı Aslı Ataklı’dan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair tebliğden itibaren 2 hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin huzurunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/01/2019