Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1155 E. 2020/71 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1155 Esas
KARAR NO : 2020/71

DAVA :tirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2017
KARAR TARİHİ : 28/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile aralarında 30.05.2016 tarihinde —– satışı konusunda anlaşıldığını, bu doğrultuda —-davalı şirkete gönderildiğini ve 09.06.2016 tarihli—— tutarlı faturanın tanzim edildiğini, aradan 1 yıl geçmesine rağmen davalının fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine İst. Ana. —. İcra Müd. — Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının kesilen faturalara yasal sürelerinde itiraz etmediğini, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini, açıklanan nedenlerle İtirazın iptaline, borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Davacı tarafından davanın ikamesi sonrası mahkememizce — tarihinde tensip zabtı tertip edilerek davacı ve davalıya ayrı ayrı tebliğ edilmiş davalı tarafından davaya karşı cevaplar 27/10/2017 tarihinde ibraz edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından borca sebep gösterilen faturanın kendilerine gönderilmediğini, mail yazışmalarında gönderimin yapılacağı adresin “————-” olarak belirlendiğini, buna karşın düzenlenen faturanın “—– adresine düzenlendiğini, yapılan yazışmalarda ne sevkiyatın ne de faturanın bu adrese düzenleneceğine ilişkin bilgi bulunmadığını, davacı tarafça malların ve faturanın kendilerine teslim edilmediğini, davacının sadece fatura düzenlemesinin, malın teslim edildiği anlamına gelmeyeceğini, açıklanan nedenlerle davanın reddine, borçlunun % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER;
1-İAA ——–.icra Müdürlüğünün —- Esas sayılı icra takip dosyası ,
2-Taraf ticari defter ve kayıtları,
3-Bilirkişi raporu ,
4-E mail kayıtları,
5-Tanık beyanı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, faturaya dayalı İAA —-.icra Müdürlüğünün — Esas sayılı icra takip dosyası ile girişilen icra takibinde itirazının iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce davanın niteliği gereği öncelikli olarak dava şartlarının incelenmesine geçilmiş, HMK 114/1 de sayılı bulunan dava şartlarının bulunduğu anlaşılmış, dava da bunun yanı sıra İİK 67 ve HMK 114/2 gereğince özel dava şartlarının bulunması gerektiği anlaşılarak İAA ———-.icra Müdürlüğünün — Esas sayılı icra dosyası celp edilerek incelenmiş, İcra dosyasının tetkik ve incelenmesi ile davacı tarafından davalı aleyhine icra takibine girişildiği, davalıya çıkartılan —- ödeme emrinin tebliğ edildiği, davalı borçlunun itiraz süresi içersinde takibe karşı itirazlarını sunmuş bulunduğu görülmüş, bu nedenle dava da İİK 67 gereğince özel dava şartlarının bulunduğu anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” denilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
TTK.’nın 21/2. maddesi uyarınca da; tebliğe rağmen süresinde itiraz edilemeyerek faturayı ticari defterlerine borç kaydeden tacir faturanın münderecatını kabul etmiş, faturayı gönderen taraf faturaya dayalı alacağını TTK.’nın 84. ve 85. (HMK.’nın 222.) maddeleri uyarınca ispat etmiş sayılır.şeklindedir.
Davada uyuşmazlığın takip konusu kılınan 09/06/2016 tarihli fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediği noktasında toparlanmış bulunduğu anlaşılmıştır.
İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu HMK’nin 187,190 ve 200. Maddelerinde açıkça belirtilmiştir. Alacaklı düzenlediği faturadaki malların ya da hizmetin karşı tarafa teslim edildiğini HMK 200. Maddesinde belirtilen deliller ile ispat etmesi gerekir.
Nitekim fatura satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır, tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir.
Nitekim —- ve yasal benimseyişlerde; bir——– safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, icap bile olmadığı, faturanın sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğu öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiği benimsenmektedir .
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu —–. Normal şartlarda alacaklı faturaya konu mal ve hizmeti davalı borçluya teslim ettiğine dair borçlunun imzasını kabul ettiği irsaliye veya teslime dair yazılı belge ile ispat edebilir.
Ancak eldeki uyuşmazlıkta davanın değeri senetle ispat sınırının altında bulunduğundan ve dosya kapsamına ibraz edilen mail kayıtları ile taraflar arasında akdi ilişkinin mevcut bulunduğu anlaşılmakla davacının fatura konusu malları davacıya teslim ettiğini HMK kapsamındaki ispat vasıtalarının tamamı ile ispat etme zorunluluğu altında bulunduğu anlaşılmıştır.
Bu eksende mahkememizce yürütülen tahkikat icrasında davacının tanık anlatımlarına dayandığı anlaşılmış ve bildirmiş odluğu tanığın beyanının alınması için Ankara Mahkemesine talimat yazılmış talimat mahkemesince alınan tanık beyanın da ;
dosya kapsamında bulunan mail yazışmalarının kendisine ait olduğunu, davalı ile yapılan yazışmaların 2016 yılında yapılan 1000 adet—- satışına ilişkin olduğunu adet başı kdv hariç ——olduğunu net olarak hatırladığını, karşı taraf firma yetkilisi olan —— ile görüştüğünü malların davalı tarafından teslim alındığını kendisi bana telefonla söylediğini, şubeye değilde fabrikaya gönderilmesini beyan etmiştir.
Yine davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan incelemede, davacının ticari defter ve kayıtlarının lehe delil olma vasfına haiz bulunduğu, davacının defterlerindeki kayıtlara göre davalıdan alacaklı olduğu rapor edilmiştir.
Öte yandan dosya kapsamına davacı tarafından ibraz edilen mail kayıtlarının tetkiki ile fatura belirlenen sayıda(1000 adet) ve belirlenen birim tutardan (KDV hariç 1.75 TL )—— siparişinin verildiği anlaşılmıştır.
Ticari ilişkideki siparişlerin email yoluyla yapılması konusundaki işleyiş ve bu işleyişi doğrulayan dosya kapsamındaki e-mail trafiğine ilişkin bilgisayar çıktıları ve taraflar arasındaki siparişi gösteren email içerikleri ile bunlarla uyumlu tanık anlatımı gözetildiğinde ,elektronik ortamdaki verilerin HMK 199 maddesi gereği belge niteliğinde delil oluşu da dikkate alındığında bu verilerin yazılı delil başlangıcı teşkil etmesi ve yazılı delil başlangıcının davacı tarafından bildirilen mahkememizce de beyanı alınan tanık anlatımı ve davacının ticari defter ve kayıtları ile bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda davacının fatura konusu malları davalıya teslim ettiği anlaşılarak davacı tarafından ikame edilen davada fatura konusu meblağın davalıdan tahsiline karar verilmesi yönündeki vicdani kanaate varılarak davacının asıl alacağa yönelen davasının kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafından girişilen icra takibinde ayrıca takip öncesi işlemiş faiz alacağı da dava konusu yapılmış ise de davalının takip öncesi direniminin (TBK 117 kapsamında)davacı tarafından ispat edilemediğinden davacının takip öncesi faize yönelen davasının dinlenilemez olduğu anlaşılarak itirazın bu yöne yönelen iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
Nihai olarak takibe konu alacak; davalıya verilen hizmetler kapsamında faturadan kaynaklandığından davalı tarafından önceden belirlenebilir ve likit bulunma özelliğini taşıdığından icra inkâr tazminatı şartlarının oluştuğu anlaşılmakla asıl alacağın %20 si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A1-)Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalı borçlunun İstanbul Anadolu —–. İcra Dairesinin —- Esasında kayıtlı takip dosyasında borca itirazının KISMEN İPTALİ ile takibin — asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
A2-Takip öncesi işlemiş faize ilişkin istemin TBK 117.Maddesi gereğince REDDİNE,
A3- HMK 26 gereğince taleple bağlı kalınarak takip tarihinden tahsil tarihine değin takipte yasal faiz UYGULANMASINA,
A4-Kabule Konu asıl alacağın likit nitelikte bulunması nedeni ile Kabule konu tutarın %20 si (413,20 TL)nispetinde İcra İnkar Tazminatının İİK 67.Maddesi gereğince Davalıdan Tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
B1-Alınması gerekli 141,12 TL harçtan peşin alınan 39,84 TL harcın mahsubu ile bakiye 101,28 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 141,12 TL harcın davalıdan alınarak davacı ÖDENMESİNE,
B2-Davacı tarafından dava da yapılan yargılama gideri —- kabul edilen kısma isabet eden —- davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
C1-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı ——- uyarınca belirlenen 2.066,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
C2-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılı —- uyarınca belirlenen 266,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
Ç-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda HMK 341/2 gereğince kesin olmak üzere karar verildi.