Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1147 E. 2018/1305 K. 27.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1147 Esas
KARAR NO : 2018/1305

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/10/2017
KARAR TARİHİ : 27/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı -Karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin 2004 Yılında kurulmuş olup, Gümrük Müşavirlik Hizmetleri vermekte olduğunu, Davalı Şirketin 2005 yılından bu yana Müvekkil Şirketten Gümrük Müşavirlik Hizmetleri aldığını, davalı Borçlu Şirketin Kadıköy —-.Noterligi’ nin 22.07.2016 T. —- YN.’ lu İhtarnamesini keşide ederek —–gelen Malzemelerin işlemlerinin Müvekkil Şirket tarafından 57 gün tamamlanmaması sebebiyle —-7.000 TL Gümrük Ücreti ödendiğini ve malzemelerin de İhtarnamenin keşide tarihinde dahi teslim alınamadığını beyan ve iddia ederek zararlarının tazminini talep ettiğini, davalı Şirket tarafından Keşide edilen İhtarnameye cevaben Müvekkil şirketin Beyoğlu —–.Noterliğinin 28.07.2016 tarihlî 17167 YN.’ lu İhtarnameyi keşide ederek Davalının Beyanlarının asılsız olduğunu belirttiğini, davalı Şirketin Yurtdışından getirdiği eşyalar ile ilgili olarak 25.05.2016 Tarihinde Müvekkil Şirketle bağlantıya geçtiğini, Söz konusu eşyalara ilişkin olarak Müvekkil Şirket tarafından Gümrükleme İşlemlerinin yapılabilmesi için İŞÇİ SAĞLIĞI BELGESİ” gerekmekte olduğunu, bu belgenin İthalatçı Davalı Şirket tarafından temin edilmesi gerektiğini ve bu hususun 25.05.2G16 tarihinde Davalı Şirkete bildirildiğini, davalı Şirketin bahsi geçen İşçi Sağlığı Belgesini ancak 27.06.2016 Tarihinde müvekkil Şirkete ulaştırdığını ve müteakiben müvekkil şirketin 27.06.2016 tarihinde işlemleri başlatarak Davalı Şirkete Bilgi verdiğini, müvekkil Şirket Davalı Şirkete İthalata ilişkin gerekli Vergilerin yatırılması gerektiğini bildirdiğini, ancak davalı şirketin Gümrükleme İşlemi için ödenmesi gereken vergileri ancak 18.07.2016 tarihinde yatırabildiğini, davalı şirketin kendisinden kaynaklanan bu gecikmelerden müvekkil şirketi sorumlu tutarak cari hesap alacağı olarak süre gelen ve bahsi geçen işlemleri de kapsayacak şekilde müvekkil şirket alacağı olan 8.798,57 TL’ yi ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine müvekkil şirketçe davalıdan olan alacağın tahsili amacıyla ist. and. —–.icra md. 2016/19737 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, ancak davalının müvekkil şirkete hiçbir borcu bulunmadığından bahisle haksız ve hukuka aykırı olarak takibe ve borca itiraz ederek takibin durdurduğunu, müvekkil şirketin davalı şirketten takip talebinde belirtilen miktarda alacaklı olduğunun mahkemece yapılacak yargılama ve bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını ve kanıtlanacağını iddia ederek, davalı şirketin vaki itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine en az %20 icra inkâr tazminatı mahkûmiyetine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrar etmiştir.
Taraflara tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmıştır.
Davalı – Karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin boya, vernik ve zemin kaplam ürünlerinin imalatı faaliyetinde bulunan ve yurtiçi/yurtdışı birçok şirket ile iş yapan tanınmış bir şirket olduğunu, davacı/karşı oavalı şirketin ise müvekkil şirkete gümrük müşavirlik hizmeti sunan, müvekkil şirket adına ihraç veya ithal edilen malların gümrük işlerini yapmakla yükümlü bir şirket olduğunu, icra takibinin dayanağını teşkil eden c/h ekstresindekı alacak kalemlerinin içeriğini oluşturan hizmetlerin davacı/karşı davatı tarafından kusurlu ve kötü ifa edildiğinden müvekkilin zarara uğradığını, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek müvekkilin zarara uğramasına neden olan davacı/karşı davalının müvekkil aleyhine haksız icra takibi yapmasının davacı/karşı davalının kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu ve aleyhine tazminata hükmedilmesî gerektiğini karsı davalarına ilişkin olarak: şirketinin 7.000 TL Gümrük Ücreti ödemek zorunda kaldığını ve müvekkil şirketin mağdur olarak zarara uğradığını iddia ederek, davacı/karşı davalının davasının reddi ile davacı/karşı davali aleyhine en az %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, karşı davalarının kabulü ile müvekkilin zararının bilirkişiler tarafından hesaplanması gerektiği için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 22.000 TL zararın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Asıl dava ,gümrük hizmet sözleşmesine dayalı cari hesap ilişkisi kapsamında itirazın iptali istemine ilişkin,
Davalı karşı davacı ise davaya cevap süresi içersinde karşı davayı ikame etmiş ve karşı dava da hizmet sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı maddi zararın(antrepo ve gümrük ücreti) tahsilini talep etmiştir.
Davacı tarafından davalı-karşı davacı aleyhine İstanbul Anadolu Adliyesi —-.İcra Müdürlüğünün 2016/19737 Esas sayılı takip dosyası ile 26/09/2018 tarihinde icra takibine girişilmiş ve girişieln icra takibinde davalı-karşı davacıya 19/10/2016 tarihinde ödeme emri tebliğ edilmiş ve davalı-karşı davacının aynı tarihli itiraz dilekçesi üzerine davacı tarafından mahkememize itirazın iptali davası açılmıştır. Bu şekilde asıl dava da itirazın iptali davasının dinlenilme koşulları bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar uhdesinde olan tüm delilleri ibraz etmeleri ve taraflar arasında çekişmeli bulunan hüküm kurmaya yeter ve elverişli vakıalar ile bu vakıalara dayalı delillerin ilgili yerlerden getirtilerek dosya içine alınması sonrası dava da 07/06/2018 tarihinde öninceleme duruşması yapılarak dosya tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamına sunulan ve celp edilerek dosya arasına alınan deliller kapsamında gümrük uzmanı ve SMM bilir kişiye tevdi edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 190. Maddesinde, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.”; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun(TMK) 6. maddesinde, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” şeklinde yer alan hükümlerle, açılmış bir davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği tartışmasızdır.
Somut olayda da fatura konusu hizmetlerin davalıya verildiği noktasında ispat yükü davacı-karşı davalı üzerinde bulunmaktadır.
Davacı tarafından bu kapsamda dava dilekçesinde tarafların ticari defterlerine delil olarak dayanılmıştır.
6100 sayılı HMK 222 .maddesinde;
üçüncü fıkrada, İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği,yine dördüncü fıkrada açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olacağı yasa koyucu tarafından belirtilmiştir.
Bu meyanda taraflarca mahkememizin 07/06/2018 tarihli ara kararı gereğince ticari defterler ibraz edilmiş ve tarafların defterlerinin 8.798,57 TL için uyum içersinde bulunduğu ,fatura ile borç dekontları kapsamı itibari ile taraflar arasında açık cari hesap bakiyesinin 8.798,57 TL olduğu rapor edilmiştir.
Karşıda dava yönünden inceleme de ise —— ihracat edilen ürünlerin bakanlık izni olmadan gerçekleştirilmesi nedeni ile iade edildiği ve ürünlerin uzunca bir süre gümrükte bekletilmek zorunda kaldığı, bu nedenle 22.844,87 TL antrepo ücreti ödemek zorunda kalınıldığı karşı davacı tarafından ileri sürülmüş ise de bilir kişiler tarafından ibraz edilen rapor da her hangi bir tespit ve kesin delil bulunmadığı gibi ihracatçı ülkenin kanun ve mevzuatları çerçevesinde uygulama yapıldığı ve dolayısı ile Türkiye’deki gümrük mevzuatı çerçevesinde işlemlerin ve kontrollerin yapıldığı ve ihracaatın gerçekleşebilmesinin mevzuatta belirtilen evrak ve belgelerin tam olmasına bağlı bulunduğu ve eşyanın çıkışına bunun dışında izin verilmeyeceği bu nedenle izin alınmaksızın eksik evrak ile ürünlerin çıkışının mümkün olmadığı,bunun yanında bazı ülkelerin bazı eşyaları için farklı evraklar talep edilebildiği ancak bu tür evrakların ise ihracatçı firmanın kendisi tarafından tertip ve ibrazının gerekmekte olduğu bu nedenle karşı davalının böylesi bir durum gerçek olsa dahi bundan sorumlu tutulmasının beklenemeyeceği rapor edilmiştir.
Yine —– iade gelen malzemelerin karşı davalının ağır ihmalinden dolayı uzunca bir süre gümrükte bekletildiği ve karşı davacının 7.000,00 TL gümrük ücreti ödemek zorunda kaldığı bu nedenle oluşan zararın karşı davalıdan tahsilini talep etmiş ise de ;
Karşı davacının yargılama devamında ileri sürdüğü beyan ve delilleri ile gümrük ücreti olarak adlandırdığı zararın ardiye ücreti olduğu ve ardiye ücretini ise ödemekle yükümlü bulunanın karşı davacı firma olduğu ve gümrükleme firmasına ödenen tutarın rücuan tahsili imkanın bulunmadığı bilir kişiler tarafından rapor edilmiştir.
Bilir kişi tarafından ibraz edilen raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunuşu, hukuki nitelendirmenin ise mahkememize ait oluşu, davalı-karşı davacı tarafından defter kayıtlarının aksini içerir her hangi bir kesin delil ibraz edilmeyişi, ticari defterlerdeki kayıtların kesin delil oluşu ve davacı-karşı davalının defterindeki kayıtların davalı-karşı davacı defteri ile doğrulandığı hususları bir arada değerlendirilerek, davacı-karşı davalının asıl alacağa yönelik itirazın iptali isteminin kabulüne karar verilmiş, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Yine İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve belli olması şartlarının katılım halinde bulunması gerekmektedir.
Açıklanan yasal kural ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, davacı-karşı davalının alacaklı olduğu miktar,davacının ve davalının ticari defter kayıtlarına bilinebilir olduğuna göre likit bulunduğundan ve daha fazla takdir edilmesine ilişkin neden ve talep de bulunmadığından likit ve muayyen nitelikte bulunan asıl alacağın % 20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Asıl Davanın KABULÜNE,
Davalının İAA ——-.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı icra takip dosyasındaki itirazının İPTALİNE,takibin 8.798,57 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA,
Asıl alacak likit bulunduğundan asıl alacağın %20’si nispetinde icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacı verilmesine,
Karar tarihinde alınması gerekli 601,03 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılan 150,26 TL (icra müd yatırılan 43,99TL) toplamı 194,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 406,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yapılan tebligat gideri, müzekkere gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 828,00 TL yargılama gideri ve davacı tarafından peşin olarak yatırılan 150,26TL harç toplamı 978,26 TL nin davalı taraftan tahsili ile davacı taraf ödenmesine,
Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli —- deki esaslara göre belirlenen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Karşı davanın REDDİNE,
Karşı davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Karar tarihinde alınması gerekli 35,90 TL harcın davacı tarafça yatırılan harçtan mahsubu ile kalan harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Karşı davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Karşı davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli——. deki esaslara göre belirlenen 2.640,00 TL vekalet ücretinin karşı davacıdan alınarak karşı davalıya verilmesine,
3-)Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.