Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1134 E. 2018/489 K. 16.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL ANADOLU
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1134 Esas
KARAR NO : 2018/489

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 10/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/05/2018

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirket aleyhine İstanbul— Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —Esas Sayılı dosyası ile açılan derdest davada, şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi nedeniyle taraf teşkili ve tebligat yapılamadığını, şirketin tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile sona erdiğinin kabul edilemiyeceğini, yukarıda anılan dosyaya hasven davalı şirketin ihyasına ve yeniden ticaret siciline tesciline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA: Davalı … cevap dilekçesinde; müvekkili sicil müdürlüğünün dava açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, tasfiye sürecinde, eksik olarak yapıldığı iddia edilen işlemlerin muhatabının tasfiye memurları olduğunu, bu nedenle yasal hasım konumunda bulunan müvekkilinin yargılama masraflarından sorumlu tutulamayacağını savunarak; açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinin, davalı şirkete TK 35. Maddesi uyarınca tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin ara kararı uyarınca davanın yöneltildiği davalı şirketin tasfiye Memuru … vekili 20.03.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle, davalının, davalı şirketin sicilden terk işlemini eksiksiz yerine getirdiğini ve şirketi sona erdirttiğini, davacı ile davalı şirketin ticari ilişkisini hatırlamadığını, davalı şirketin davacıya borcu olmadığını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
DAVANIN VE ÇEKİŞME KONULARININ TESPİTİ, DELİLLER, DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ NEDENLER VE SONUÇ:
1-Davanın ve çekişme konularının tespiti: Dava, ticaret sicilinden terkin edilerek tüzel kişiliği ortadan kalkmış bulunan davalı şirketin ihyası istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın “davalı şirketin davalı … Müdürlüğünce Ticaret Sicilinden terkin edilmemesi gerektiği halde davalı tasfiye memuru tarafından usule aykırı olarak terkin edilip edilmediği, davacının açtığı dava nedeniyle davalı şirketin ihyasının gerekip gerekmediği” noktalarında toplandığı tespit olunmuştur.
2-İlgili Mevzuat:TTK’nin”Ek tasfiye” başlıklı 547. Maddesi “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
(2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. ” hükmünü haizdir.
TTK’nin 529. Maddesi “(1) Anonim şirket;
a) Sürenin sona ermesine rağmen işlere fiilen devam etmek suretiyle belirsiz süreli hâle gelmemişse, esas sözleşmede öngörülen sürenin sona ermesiyle,
b) İşletme konusunun gerçekleşmesiyle veya gerçekleşmesinin imkânsız hâle gelmesiyle,
c) Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme sebebinin gerçekleşmesiyle,
d) 421 inci maddenin üçüncü ve dördüncü fıkralarına uygun olarak alınan genel kurul kararıyla,
e) İflasına karar verilmesiyle,
f) Kanunlarda öngörülen diğer hâllerde,
sona erer.” hükmünü haizdir.
TTK’nin 643. Maddesi uyarınca limited şirketlerin tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.
3- Deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hukuki nedenler ve gerekçe:
Yukarıda belirtildiği üzere, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 643. maddesinde; tasfiye usulü ile tasfiyede şirket organlarının yetkileri hakkında anonimi şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş olup, aynı kanunun 536 – 548. maddeleri arasında anonim şirketlerin tasfiye usulü düzenlenmiştir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.

Davalı tasfiye Memuru … vekilinin hak düşürücü süre itirazı, zamanaşımı defi ve ehliyet yokluğundan davanın reddi talepleri yerinde olmadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekilinin husumet itirazıyla ilgili olarak yapılan incelemeye göre; yukarıda belirtildiği üzere, dava, şirketin ihyası istemine ilişkin olup, işbu davada husumet, ticaret sicil müdürlüğü ve tasfiye memuruna düşmektedir. Bu nedenle, her ne kadar davacı vekili, davayı ticaret sicil müdürlüğü ile ihyası istenen şirkete yöneltmiş ise de, duruşmadaki beyanında, davanın şirkete değil de esasında tasfiye memuruna yöneltildiğini beyan etmiş ve mahkememizce de dava bu şekilde görülmüştür. Bu nedenle, karar başlığında şirket gösterilmemiş olup, davanın şirketin tasfiye memuruna yöneltildiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuş ve sonlandırılmıştır.
Davanın gerektirdiği şekilde, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu kayıtları, tasfiye memuru kayıtları ve İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — esas sayılı dosyasının dava dilekçesi örneği, tevzi formu, duruşma tutanakları getirtilip incelenmiştir.
Buna göre, davacı … tarafından davalı şirket hakkında 14/05/2010 tarihinde tazminat davası açıldığı, yargılama devam ederken 05/09/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davalı şirketin tasfiyesine, tasfiye memuru olarak …’ın atanmasına karar verildiği, şirketin tasfiyesi sonlandırılarak 09/11/2012 tarihinde Ticaret Sicilden kaydının silindiği, tazminat davasının görüldüğü İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince davacı şirkete, ihya davası açmak üzere süre verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 10.HD.2010/8052 E-2011/16319 K.sayılı 28/11/2011 tarihli kararında da belirtildiği üzere; “Tüzel kişilik, ticaret sicilindeki kaydın terkini ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona erdiğinin hukuk açısından kabul edilebilmesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanmış olması gerekir. Eğer tasfiye işlemleri gerçekten tamamlanmamış ve tasfiyede gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilse bile, şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinden söz edilemez.”
Müsnet davada, davacı şirket tarafından, davalı şirketin tasfiyesi kapatılmadan önceki dönemle ilgili olarak açılmış bir alacak davası mevcuttur. Bu davanın görülebilmesi ve verilecek kararın infazı işlemlerinin yapılması TTK’nin 547. maddesi anlamında ek tasfiye işlemi niteliğindedir. Bu nedenle davalı şirketin yeniden ticaret siciline tescili gereklidir.
Bu nedenle tasfiye eksiksiz tamamlanmadığından davalı şirketin ticaret sicil kaydının, İstanbul— Asliye Ticaret Mahkemesinin — (Eski İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesinin— esas) sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemeleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline karar vermek gerekmiştir.
Ek tasfiye işlemlerinin de aynı tasfiye memuru tarafından yapılması uygun görülmüş ve yeni bir tasfiye memuru atanmamıştır.
Davalı … Memurluğu, yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, bu davalı harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamıştır.
Davalı tasfiye memurunun vekili, davacının İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesinin —- (Eski İstanbul — Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas) sayılı dava dosyasının şirketin tasfiye edilmesinden önceki tarihe ait olması karşısında tasfiye memurunun davaya konu alacak isteminden haberdar olmasına rağmen tasfiyeyi sonuçlandırarak şirketin sicilden terkinini usul ve yasaya aykırı olarak yaptığı, davacı tarafın ihya davası açmasına sebebiyet verdiği gözönünde tutularak davalı tasfiye memurunun harç, yargılama giderleri ve karşı yan vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın TTK 547. Maddesi uyarınca kabulü ile İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun — numarasında kayıtlı iken tasfiyesi kapatılmış olan davalı …’nin ticaret sicil kaydının, Istanbul — Asliye Ticaret Mahkemesinin — (Eski İstanbul— Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas) sayılı dava dosyasının görülmesi ve mahkemece verilecek kararının infazı işlemeleriyle sınırlı olarak ihyası ile şirketin bu konuyla sınırlı olmak üzere İstanbul Ticaret Siciline yeniden tesciline,
2-Ek tasfiye işlemlerinin daha önceki tasfiye memuru olan … tarafından yürütülmesine, ek tasfiye bitinceye kadar tasfiye memurunun görevinin devam etmesine,
3-Harçlar yasasına göre alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcının davalı tasfiye memuru …’dan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça yapılan 104,50 TL 8 adet tebligat gideri ve 6,50 TL bir adet posta ve müzekkere giderinden oluşan toplam 111,00 TL yargılama giderinin davalı tasfiye memuru …’dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca davacı lehine takdir edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalı tasfiye memuru …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı tasfiye memuru vekilinin yüzlerine karşı, kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar okundu, ana hatlarıyla anlatıldı. 16/05/2018