Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1116 E. 2021/245 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/132 Esas
KARAR NO : 2021/287

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin ödenmeyen fatura bedelleri için İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün ——–sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın ———hizmetinden kaynaklı borcunu ödeme edimini yerine getirmemesi taraflar arasında imzalanan sözleşmeye açıkça aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirket adına kesilen faturalar davacı şirket tarafından sağlanan hizmet karşılığında davalının borcunu ödemediği gerçeği ile alacağın varlığı ve belirlenebilir olduğunu,kötü niyetle davacı şirketin icra takibine konu olan likit ve muayen alacağna haksız yere itiraz eden davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödemesine de karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
ÇEKİŞMELİ VAKIALAR HAKKINDA TOPARLANAN DELİLLER:
1-İAA ——.İcra Dairesinin ——- Esas sayılı takip dosyası,
2-Taraflar arasında akdedilen ——–Satış Sözleşmesi,
3-Faturalar,
4-Bilirkişi Raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, taraflar arsında akdedilen ————satış sözleşmesi gereğince tertip edilen faturalara dayalı girişilen icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.Bu noktada icra takip dosyası irdelendiğinde davacı tarafından davalı aleyhine genel haciz yolu ile icra takibine girişildiği,davalı borçluya 27/04/2018 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, 7 günlük itiraz süresi içersinde 02/05/2018 tarihinde davalı borca itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmesi nedeni ile davacı tarafından eldeki davanın mahkememize ikame edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafından ibraz edilen borca itiraz dilekçesi ve cevap dilekçesi irdelendiğinde faturalar konusu teşkil eden hizmetin ötürü davacıya borçlu olmadığının belirtildiği fatura konusu hizmetlerin teslim edildiği hususunun inkar edildiği anlaşılmıştır.
Türk Medeni Kanunun 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “İspat yükü” başlıklı 190. maddesinde ise bu düzenlemeye paralel ——- edilmiştir. Anılan maddede “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.” denilmiştir.
——– fatura; satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı tutarı göstermek üzere emtiayı satan veya iş yapan tacir tarafından müşteriye verilen —— tek başına mal veya hizmet verildiğini ispatlamaya yeterli değildir. Nitekim “bir akdin icra safhasına taalluk eden fatura, mutlaka mevcut ve evvelce tamamlanmış bir anlaşmaya dayalı olması gerektiğinden, bir icap bile değildir. Kaldı ki icabı reddetmemek kabul niteliğinde de değildir. (BK.m3-5).
Yine fatura sözleşmenin ———— olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu———-
Davacı tarafından dosya kapsamına ibraz edilen sözleşme ile de taraflar arasında —- sözleşmesinin akdedildiği,davacının ———- sözleme gereğince sunmaya başladığı, davalının ——— hesap numarası ve ————— numarası ile satın almaya başladığı,4 adet —– davacının kullanımı nedeni ile düzenlendiği, davalıya davacı tarafından hizmetin verildiği hususunun bu şekilde ispat edildiği,artık davalının hizmetin verilmediği yönündeki savunmasının aksinin davacı tarafından ispat edildiği, dava dosyasının tevdi edildiği bilirkişi tarafından da fatura kalemlerinin ve talep edilen faiz tutarının 6183 sayılı yasa hükümleri kapsamında denetime elverişli şekilde rapor edildiği, davacının takibe dayanak müsnet faturalardan ötürü bu şekilde alacaklı bulunduğunun anlaşılması nedeni ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın KABULÜ ile,
İstanbul Anadolu—–. İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı takip dosyasında davalının itirazının iptali ile takibin 13.740,06 TL asıl alacak, 1.733,26 TL gecikme faizi, 311.99 TL faizin KDV’si bakımından DEVAMINA,
2-Asıl alacağın likit nitelikte bulunması nedeni ile asıl alacağın %20 si icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ÖDENMESİNE,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren %16,80 oranında 6183 sayılı yasa gereği değişen oranda yasal faiz UYGULANMASINA,
4-Alınması gerekli 1.081,39 TL harçtan peşin alınan 270,35 TL harcın mahsubu ile bakiye 811,04 TL’nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, Davacı tarafından yatırılan 270,35 TL harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafça yargılama gideri olarak sarf edilen toplam 1.553,50 TLnin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ——— uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana İADESİNE,
8-Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2 maddeleri ile Arabuluculuk —— uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye Gelir Kaydına,
Dair, HMK 345 maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğ edildiği tarihten başlayarak iki hafta içinde HMK 342 maddesi gereğince düzenlenmiş dilekçe ile HMK 343 maddesi uyarınca mahkememize veya başka bir mahkemeye yapılacak başvuru ile HMK 341/1 maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olarak davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup anlatıldı.